Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Diğerlerınden aldığımız zaman ispiyonlay ıp tehdit ediyorlardı: Bir sene camlar kapalı, ujiklarsönük,gecetelevizyon izlemeden oturduk. Işığımızı gördükleri zaman 'fuhuş yapıyorlar' diyorlardı. Gece eve uyumaya geliyorduk, Güngör adlı kadın mahalleyi ayağakaldınyordu.'Dönmelerevinedöndü, Hortumgel'diyehaberveriyorlardı BızetavıralanlarınyüzdedoksanıaileyimdiyegeVİniyor. Ama aile değiller. Kızı genelevde çalışan mı istcrsin, esrar satan mı istersin, vergi kaçakçısı mı istersin. Bunların hcpsi namuslu oldu bir anda. Güngör isimli kadının 11 tanedairesı var. Devlete vergi bile vermiyordu. Herkes y irmi otuz milyona otururken bizdcn altmı^ milyon istiyordu. Biz de kabul etmeyince kadın dönüşyaptı. Mahalleliyikışkırttı. Hortum dagelinceiyiceazdı. MHP'lileri gönderdıler. Kapımı tekmelediler. 19961997'de yılbaşına kadarçıkmamız için süre tanıdılar. Ama hâlâ buradayım" Bu olaylar sırasındaiyi işlerbaşarmış Demet. Ülker Sokak'taverdiklerimücadeleden dolayı tngiltere'yedavctcdilmiş. Linda Wilkinson'un yazdığı "Disparate Bodies" isimli dört bölümlük oyununun bir bölümü onların buradaki direnişlerini anlatıyor. 199 l'de cezaevinden çıktıktan sonra U luslararası Af Örgütü' ne baş vurmuş: "Örgüt daha önccki yıllarda eşcinsel ve travestılerlefazlailgilenmiyorduamaTürkiye'deyaşadığımsorunlaninceleyipbenikoruma altına aldı. Dünyada baskı gören eşcınselleri, herhangi bir ceza almaları durumunda 'düşüncc' suçlusuolarak ilanetti. Budünyadaki eşcınsel hareketleri açısından önemli bir karardır. Yurtdışındaki gay, lezbiyen kuruluşları çok güçlü olmasına rağmcn başaramamışlar bunu. Dayak yemeden, bazı şeylere katlanmadan kimse bir şey vermiyor size.Ben 11 yıldır bunun bedelinifazlasıyla ödedim. Hapse girdim, üç dcfa yargılandım, polislertarafından sürckli tehdit edildim." Fdllpa d« Souza Ödülü Demet Demır 1997 yılında Felipa de Souza ödülünüalmış.NevvYork'taçıkan'Village Voice' isimli haftalık dergide "Çok güzel biryazı yazılmıştı. Benim yaptığım şeylcnn dünyadaki diğcr e^cinsellerin özgür y aşamalanna nasıl katkıda bulunduğundan bahsediyordu." Anlatırken kendisiyle gurur duyduğunu saklamıyor. Kucağındaki kedisini okşayıp, sigarasını tüttürürken konuşuyor: "Bcnyurtdısjndabirsesgetirdiğimizi.bir şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Türkiye'de birçok şey yaptık ama hâlâ birtakım eksikliklerimiz var. Travesti vctransscksüeller haklannı çok fazla aramıyorlar. Hepimiz dayak yiyoruz ama onlar uğrasmıyorlar. Ben her yediğim dayakta gidip mahkemeye başvuruyorum. Ama bunun bedelini çok fazla ödedim, gözaltına alındım, tutuklandım, tehdit edildim, sürekli polistenkaçıpevimi dcğiştirmek zorunda kaldım.." "Diğerleri haklannı neden aramıyorlar" diyesoruncasukarşılığıalıyoruz Demet'ten: "Çünkü korkuyorlar. Polisçalıştıklan mekânlardan alıyor. Dayak yiyorlar. Şikâyet edcmiyorsunuz. Ettiğiniz zaman gıcık gidip seni tehdit ediyorlar. Bu yüzden çoğu insan şikâyet etmcktenvazgeçiyor. Evininadresınibiliyorsaevindenalmayakalkıyor. Bende aynı şeyi yaşadım. Uzun bir süre polis evıminaşağısındanküfürlerettı. Avukatımıya dabaşkabiryeri aramamam için telefonkablolarımıkcstiler. Amaeesaretliydıın.yurtiçınde vc dışında çevrem de vardı. Hakkımı sonunakadararadım." Songünlerde, ncredeyse yaşanan her trafik kazası haberinde birtravestıylc karşılaşıyoruz. Bu msanlarsokaklarda veotobanlarda hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Neden? Demct ccvap veriyor: Demet ve diğerleri B YAZl: ESRA GÜLER FOTOĞRAFLAR: GÖKŞİN VARAN irkaç yıl önce kıyametler kopan, travestilcriyle ünlü Ülker Sokak'tayız. Demet Demir'emisafir olacağız az sonra. Rutubct kokan apartmanın merdivenlerinı çıkarken yukandabirbağırışbirçığırış. Kapıaçılıyorvcbir kavganın ortasında buluyoruz kendimizı. Kedilerleköpcklerortalığı inletiyor. Meğer iktidar kavgasıymış bu gürültünün scbcbi. Oturma odası. Komşusu Bcstc çarşaflarla kaplı koltukta oturuyor. Tanışma sohbctımizsürerkençaylamnızıgetiriyor. Biryandanda"BenonbirscnedirCihangir'deyim. Güngeldiburada(oturduğumuzodayıkastederek)yedisckızkışıaylarcaparasızkalıp oturduk. Çorba, makarna ve yumurtayla karnımızı doyurduk. Gelipkapıyı dinlerlerdiye parmakuçlarımiAİayürüyordukeviniçinde. Böyle sıcak larda camlar kapal ı kaldı. Suları mi7dakesıktı. Damacanadakısularlaserinlemeye çalışıyorduk" diycrek yaşadıkları zorgünleri anımsıyor. Biraz geçmişe gidip olaylan hatırlatmasını istiyoruz. Yıl 1991. Bir gün yolda yürürken:"Hakkında şikâyet var" diyorlar. "Ne şikâyetiymiş, arkadaşıma gıdiyorum" diyc kan>ı çıkıyor. öykünün devamını şöy le anlatıyor: "Meğer amir beni yolda görmüş, homoseksüelolduğumiçinanonsettirmiş. Bende o zamanlar travestiydim. Güya müştenyle pazarlık yapiyormuşum. Pazarlık eder bir halim yok, makyaj yok birşcyim yok. Bende T.C. Anayasasınagörehomoseksüellikbir suçdeğildir' dedim. 'Hangi anayasayagöre' dcdi. Ben d e ' 1924'te Atatürk'ün çıkarttığı modern anayasalarda böyle bir şcyin suçu yok' deyince' Vay sen Atatürk'eeşcinsel mi diyorsun' diyetavıraldilar. 'Bcn Atatürk için böyle bir şey demiyorum siz dıyorsunuz' dcdım. Beni apartoparkarakolagötürdüler.zabıt tuttular. Sözde müşterilerle yolda pazarlık edıyormuşum, gclen polislcre de bağırmışım. Sözümona 'Atatürk de homoseksüel olmasa rahat edemezdık' dcmışırn. Bana böyle birzabıtımzalatmayaçalıştılar. Imzalamadım. Bunun üzerine Tarlabaşı'ndakı karakolagönderdiler. 'Bırakınbunugitsin, bir şeyi yok' dediler ama, oradan oraya gönderipdurdular, 'HortumSüleyman' ricaediyormuş. En sonTarlabaşı'na karakolagönderdiler. Telefonlaraçıldı, ben nezarctcatıldım. Orada bana müthiş bir dayak atıldı. Sonra 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıktim. 'Serbestsin' dediler. Savcı itirazerri ve5. Aslıye'ye çıkarıldım. Mahkemeye ben değil dosyalanm girdı ve ıki ay hapis yattım. Sonra tahliye oldum, mahkemem sürdü ve beraat cttim. 1992'dc Hortum Süleyman'a elli milyonluktazminatdavasıaçtım.Birbuçuk yıl o sürdü ve görevsizlik kararı verildi." Yaşanan olaylar uzun ve ean sıkıcı. Aradan dörtyıl geçiyor. I996'da I lortum Sülcyman tekrar Beyoğlu'na geliyor. Ve ıkıncı perdeyi dınlıyoruz Dcmet'ten. "Ülker Sokak'tabütünkapılarıkırdırdı. 70 travestı, 3035 kadarcv vardı. Hepsineher gün baskı ve şıddet uygulanıyordu. Bakkallardanalışverışyasaklandı. BeledıyeBaşkanı Refah Partili Nusret Bayraktardadestckledı bunu. Üç tanc dükkânı kapattırdı biz ahşverışyapıyoruzdiye.