Katalog

CUMHURİYETDERGİ p» mııştu. Anncmedönerek, 'Korkmabunlarkurtdeğillerya, ısırmazlar. Bakbenkorkuyoımuyum?' dedim." Marcellc o sırada 24 yaşında, evli, çocuklu bir kadındı; kocası cepheden dönmüştü ancak onunla birlikte yaşamamaya kararlıydı.Terkedilmiş,liğinverdiğiacıylaAlmanlar içinçalışmayabaşladı. Annem,"Insanlann dcdi k lcrine kulak asma; alt ucu ekmek paranı ka7anıyorsun" diyordu. Marcelle Ludvvig'in çamaşırların» yıkıyordu. "Ludvvig sabahlarıgidiyor,akşamçamaşırlarınıalmak için geliyordu. Annem kimi zaman orada olıır, masanın çevresine oturup, savaşta olduğumuzu unutur, çılgıncasına eğlenirdik. Onu gerçekten severdim. Almanya'da oldukçakalabalıkbirailesi vardı ve zaman zaman banaannesi, babası ve kız kardeşleriyle birlikte çekilmişresimlerinigösterirdi." Marcelle bebek beklediğini öğrenince Ludvvig de Rusya'ya gideceğinden haberdardi. Marccl lc ona bebekten hiç söz etmedi. "Onunmoralinidahadabozmakistemedim. Ona acı vermeyi yüreğim kaldıramazdı. Söylesemdahamıiyiolurdu,dersiniz?Sanırım, böylesi daha iyi. Gitmek zorunda olan birini daha fazla üzmeyene gerek vardı? Zaten yeterince üzülmüştü. Gider ama sonra geri dönerdiye düşünmüştüm." BAŞKENT GUNLERİ Ankara'da bir İngiliz kadını MÜŞERREF HEKİMOĞLU , ence Dekor ve Kostüm, diyor Osman Şengezer. Güzel kitabını 1 bu adla yayınlıyor. Sayfalarında geçmış yılların başkent gecelerine yolculuklar yaptım. özellikle bale galalarına. Madame da (Ninette De Valois) geliyor Londra'dan. Perde açılıyor, dans başlamadan alkışlar yükseliyor. Dekoru alkışlıyor sanatseverler. Son sahnede de coşkuyla selamlıyor Osman Şengezer'i. Çizgileri, renkleriyle hayranlık toplar, yılın rengini de yansıtır, moda rüzgârlarını da estirir sahnede. Tüm uğraşlarında özen ve sevgi var Artık çok az görüyorum ama Istanbul'a gidinceye dek birlikte yaşadık başkent akşamlarını. Dahası sahnede değil, söyleşilerde izledim kimi dansları, çıçeğe durmuş tohumlar gibi konuşur Osman Şengezer. Tohumun çiçeğe dönüşmesi gibi, çizgilerin, tasarımların, yorumların dansa dönüşmesını anlatır kalbi çarparak. Kitabında da o çarpıntı var. Dalındakı tırmanışı, o tırmanışın gizemini güzel yansıtıyor. özüne, uğraşına saygı duyan, düzeyini güzel koruyan bir ustanın öyküsü. "Bence"sözcüğünü de çok sevdim. Alçakgönüllü bir sözcük ama belli gerçeklerin altını çiziyor, bence de! Güzel bir dans gibi. Bir kitap daha var masamda. Grace Ellison'un kitabı. Ankara'da Bir İngiliz Kadını. Değerli diplomat Osman Olcay çevirmış Türkçe'ye. Kimi diplomatlarımız "anı" yazıyor, Osman Olcay da güzel bir İngiliz yazarının anılarını çeviriyor dilimize. Teşekkür nedeniyle. Çevırinin ilginç öyküsü var. Osman Olcay'ın ABD'ye yerleşen bir yakını, unlu Mayo Kliniği'nde bilimsel çalışmalar yapan Dr. Emre Kökmen bir antıka kitapçıda rastlıyor bu anılara. Ahp Ankara'ya postalıyor. Aradan nerdeyse 10 yıl geçiyor, belki de o on yılda yaşanan olaylar nedeniyle anıları dilimize çevirerek yayınlamaya karar veriyor Osman Olcay. Bilgi Yayınları arasında yer alıyor. Atatürk hayranı, Türk dostu bir İngiliz yazarı Grace Ellison. Lozan Konferansı başladığı günlerde yazıyor anılarını, Ulusal Kurtuluş Savaşını, Anadolu yolculuklarını, Ankara'yı, Mustafa Kemal'ı, çevresini anlatan bölümleriyle yabancı, ama dost bir gözle ilginç ızlenımleri, yorumları var. Osman Olcay'ın çevirisi de bugünkü kuşaklara anlamlı bir armağan bence. 2000'lerin eşiğinde yüzyılımızı onurlandıran Mustafa Kemal'i tanıtmanın mutluluğuyla sunuyor. "Ankara'da Bir İngiliz Kadını" yalnız gençlere değil, tüm kuşaklara armağın, dahası uyarı bence. Belleklere de bir ışık. Arada bir gerekiyor. Kimi bellekler giderek kararıyor! Çevre kirlenmesıni yoğun yaşayan bir ülkede belli değerleri korumak güçleşiyor, bellekleri uyarmak, tazelemek de görev oluyor. Prof. Dr. Altan Günalp'in anma günü nedeniyle bu gorevı daha içten hıssettım. Hacettepe Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı anısına, kışilığine yaraşır bir toplantı düzenledi. Önce bir sunuş Bilkent Müzik Fakültesi Dekanı Prof. Ersin Onay'dan, sonra bir konser BASSO'dan, sonra bir açış konuşması Prof. Ihsan Doğramacı'dan. Konser programı Altan Günalp'in sevdiği yapıtlardan oluşuyor, konuşmalar da bilimsel ve sanatsal özelliklerini belirtiyor. Modern biyoloji, çağdaş laboratuvarlar, ÖSYM'nin örgütlenmesi, müzik sevgisini birleştiren bir yaşam. Dünyamızdan erken ayrıldı ama güzel izlemler bıraktı geride. Kürsüsüne onur verdi, öğrencilerine örnek oldu. Sevgiyle, dostlukla güzellikler üretti. Her dalda var Altan Günalp'ler. Kimi bilim adamı, kimi diplomat, kimi sanatçı, kimi kamu görevlisi, hepsinin izi var toplumun dokusunda. Hepsini tanıtmak da bir görev geride kalanlara. Temmuzun ilk günlerinde Hasan Işık anısına düzenlenecek toplantıyı da böyle yorumluyorum ben. Aradan 10 yıl geçti ama ışığı sürüyor, boşluğu hissediliyor, dış politikada da, iç politikada da saygıyla, özlemle anımsanıyor. ^ Frida Kahlo rolü ilk kez gündeme geldiğinde makyajı ve giysileriyle tepeden tırnağa onu andıran polaroid fotoğraflarıyla yapımcılann karşısına çıkmış ve rolü elde etmiş Salma Hayek. Meksikalı ressam Frida Kahlo rolünü ilk başta düşünüldüğü gibi Madonna değil Veracruzlu bir yıldız, Salma Hayek oynayacak. Ebe blle bllmiyordu... Marcelle ileLudvvig'inayrılmaları son derece duygu yüklüydü. "Onu kollarıma ahp öpücüklereboğdum. Beni bir daha görmeyi ümit ettiğini söyleyince 'Ben de' diye karşj1 ık verdim. Yatıp kalkıp Tanrı 'ya onu koruması için dua cdiyordum." Marcelle'ingcbcliğigözlegörülürbirduruma gelince ortalıkta babasının Alman olduğu yöniindededikodularyayılmayabaşladı. Ancak hiç kimscnin bu konuda kesin bir bilgisi yoktu. Annesinin bu konuyu hiç açmamasından ötürü Esquclbecq'te babasını tanıyankimseyibulamayan Nicole, "Ebebilebabamınkimolduğunu bilmiyordu" diyor. Nicole doğduğu şatoyu da ziyaret etti. "Çok garip, çünkü orası babamın kaldığı, annemlc birlikte olduğu yerdi. Şatoyu gezerken içimden, 'Acaba hangi oda?' diyesoruyordunı. Bu gizlilik bclki dc Nicole'un korunmasindaetkilioldu. Belkide babasının kimliği bilınseydi bu yüzden kendisine leke sürülecekti. Zaten bu yüzden çocukluğunda yeterince acı çekmişti. "tnsanlar pek de sevecen davranmadılar. Banakarşı garip bir tavırları vardı. 12 yas,ımdan beri annemin mutsuzluğıına benim neden olduğumu düs.ünüp kendimi suçladım." Nicole daha öncesindende birgariplikolduğunu sezinlemisti. Çok küçük yaslarında köycbirkadınınyanınagönderilmiş, kadın onu evlat edinmek isteyince Marcelle kızını yenidenyanınaalmıştı. Boşanmadan sonra yasadışı bir ilişkininürünü olduğu açığa çıkınca Nicole manastırokulundakirahibelerin kendisini dışladığı duygusuna kapıldı. Sonıında,özelliklebiröğretmeninin kendisine çok yakınlık gösterdiği, birdevlet okuluna geçti. Biri kendisinden büyük, öteki daha küçük iki crkek kardcsj ona yaş,amı boyuncadcstckoldu. Şimdi, kaderin bir cilvesiyle, Nicole'un annesi de Ludvvig'i bulmayakarar verdi. Nicole onca yıldır annesinin bu konuyu örtbas etmesine için için yaniyor. "Artık bu konuda bir bilgi edinmemiz çok güç. Keşke daha öncebunusöyleseydi..." Babasını n i/ini bulması olanaksız olmasınakarsjn, Nicole umudunu yitirmediğini belirtiyorve"lçimdebırscsonunhâlâyaşadığını söylüyor. Onu bulamasam da, en azından kardeşlerime ulaşmak ve onu yakından tanıyan birileriylc bu konuyu pay las,mak bcnisondcrccerahatlatacak" diyor. ^ F. Kahlo G ünün gözdesi büstiyeri, siyah file çoraplan ve erkeklere meydan okuyan çizmeleriy le, Salma Hayek daha çok "Rosemary'nın Bebeği" filmiyle bağdaşacak ölümcül görünümlü metal biı y ükscltiyc tırmanıyor. Birkaç metre ötesinde, hemen hemcn tümü erkeklerden oluşarı çekim ekibi ağızlarının suy u akarak onu izliyor. Salma Hayek 60'larınünlü telcvizyondizilerinden "Wild Wild West"in yönetmer Barry Sonnenfeld tarafından gerçekleştiri len yeni çekiminde Will Smith ile birlikte oynuyor. "Get Shorty" ve "Mcn In Black" gibi çağdaş güldürü filmlerini de yöncten Sonncn feld hcrsjcyi gözealıpHayek'erol vermiş "Ona nasıl konıik olacağını göstereceğim sanıyordum, oysa o nc yapacağını anmd; kavradığındanbanayapacak bir^cy kalma dı," diyor. Babası Işadamı... Şimdılerdcmcsleğinde giderek tırmanaı Salma Hayek bu noktaya dişini tırnağına ta karakgeldi. Veracruz'lubaşarılıbirişadamı nın kızı olan Salma 1991 'dc Hollyvvood'; adım atmadan önce, 22 yaşındaykcn Mcksi ka yapımı bir sabun köpüğü olan "Teresa"d oynadı. Birkaç yıl sonra "The Sinbad Show' ve "Mi Vida Loca" gibi pek yankı uyandır mayan tekkişilik oyunlarda rol aldı. O sıradj yönctmen Roberto Rodrigucz"Desperado filmindc Antonio Bandcras'aeşlik edecel birini anyordu. Karar vermesi hiç de güç ol ınadı; Hayek bu rol için biçilmiş. kaflandı 1996'da Rodriguez genç y ıldı/a "From Dusl Till Dawn" filminde yeniden rol verdi. Bı filmde Hayek neredeyseanadandoğmabi pitonla dans ediyordu. Bufilmlerinardındaı "Fools Rush In", "54" ve "The Vclocity o Gary" gibi filmlerdc oy nayan Salma I layel son olarak, çckişmcli bir süreçtcn sonra çeki minc karar vcrilen ve Meksikalı ressam Fri da Kahlo'ııun yaşamını konualan filmde oy nuyor. Filmin yapımını üstlenen Mirama Geçmig yıllarda bir ba$kent gecesinde, iinlü dansçımız Oytun Tufan, Müşerref Hekimoğlu, Meriç Sümen ve Osman Şengeter.