22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 riJMIIURlYnTDRRC.I Islahevi'ndeki 23 Nisan MELlH ERGEN rzurumlu," diye seslendim. "Bıliyor musun, ben Erzurum'u pek sevmem." Dik dik baktı yüzüme, küçücük boyuylaşöylebirdolandı çevremde. "Erzurum güzcldir,"dcdi. "Hem sen orayı neredenbiliyorsun kı?" Alınma değıl dc, tehdit vardı sankisesinde;hemenyumuşadım:"Askerliğimiyaptımorada.yalnızcakaryağıncagüzel olur Erzurum," dcdim. "Hayır," dedi, "Erzurum yalnızcakaryağıncagüzel olmaz, hepgüzcldir, birtanedır Erzurum." Hiçhoş,lanmadı sözlerımden, ş,unun şurasında ıslahevindekiyarımgünlükmisafirlığimcverdı, dostça koluma dokunup kaldığı yerden voltasını sürdürdü. Ben do taş avuluyu üç yanındarı kuşatan, üzcri binbir çeşit y iycceklc donatılan vcu/unlamasınadizilmiijmasalann çevresindc toplanmıs,, yabansı bira? da alaycı sanki gözlcrle bakan öteki grııplara doğru sokuldum. Onlar hemen buyur edip sandalyegösterdiler,havadansudankonus.tuk, memlekctlcrini sordum onlara yinc, tck tek; hava iyice ısınınca suçlannı... (iasp, tccavüz,hırsızlik...ençokhırsızlık! Sonrabaşımlais,aretettim."Ha,omu, Erzurumlu mu, cinayctonunkisi;scnonunbücürlüğünebakma,yas.ıbüyüktüronun"ltibarıdabüyüktü, küçücük boyuyla, ıki yana savrularak, şöylc kollarınıiki yana açaaça,tas.avluda bir oyana,birbuyaııa.. Kandavası.bildiknedenler lıep, küçükyaştaelinetutuijlurulanbirtüfekle... Arlık aslaçocuk olamayacak olan Erzurumlu! Çocuklara YenidenÖzgürlük Vakfı l/mır Şubesi'nin, D.E.Ü. Rektörlüğü ve Karşıyaka Bclcdiyesi'niıı katkılarıyla düzenlediği iki giinlük scmpo7yumun sonunda, Scvgi Korosunun 23 Nisan Çocuk Bayramını ıslahevindekutlayacağınıduyarduymazpcşjerinctukılmıs,tım. Scvgi Korosunun, bir mo E distinönerisiylc,öğrctimüyeleri,mankenler, doktorlar, avukatlar, ev kadınlan, mimarlarveressamlardanoluştuğunu,yalnızcaVakıf çalışmaları içjn yan yana gelerek haftada birgüngeceyanlanna kadar çalış,ıp,yılda bir kez konser veren garip bir koro olduğunu biliyordum;Islahevindekikonseriçinherbirinintektekevlerindeyiyeceklerha7irladiğını duyduğunıda da, bu yüzden şaşırmamıs,tımzaten. Scmpozyumda isc, ya^amın dört alanındaki çocuk istısmarlanna aıt bildirileri dmlcmiş.dünyaya çocuk bayramiarmağancdcn liıı dt'tnir parmaklıklar çocuklar için... ilk ülkeolanTürkiye'ninhâlâbubayramı kutlayan tek ülkcyizbelki,bilmiyorum çocuk istismarlanndadaenönde olan ülkelerden olduğunu öğrenmiştim. Aydın Güven Gürkannegüzelsöylemişti.açışkonuşmalanndanbirini yapmıştı: "Cumhuriycti.devleti kurmak zordur, bizbuzorubaşaramadık," demişti."Sınir,bayrakveyalnızcakomutanlarla millet olunmaz; çocuk hakları bırkaç bürokrata teslim edilemez; çocuklarını sevmeycn millet olamaz; millet, iç ilcti^imlerle, içdayanışmalarla,zihinle,kültürleolunur," demiştı. Güzel söylemişti. Sempo7yumda belgeler, istatistikler, dialar izlemiştim. Dünyada 2.625 milyar çocuj^ vardı, bir milyarıaçlıksınırındaydı; 140 milyon çocuk okulagidemiyor, 514 yaşarası 252 milyon çocuk çalışıyordu. Aileleri tarafındanterkcdilmiş 120 milyon çocuk ağır ışlerde,dilencilikte,fuhuşsektöründeçalıştırılıyordu. 625 milyon çocuk sağlıkli beslencmiyor,400 milyon çocuk temizsuiçemiyordu. 2000'li yıllarda 175 milyon çocuk beş yaşına gelmeden ölecek, 2010 yılına kadar S50 bin çocuk AIDS kurbanı olacaktı. Sonra da dünyada her dört dakikada bir çocuklar suçişlemiş olacaktı. WHO vc ll.Oaçiklamayadevamediyorcfu: Türkiye'de 400 bin çocuk çalışıyordu. 1.385 milyon bebegin doğduğu ülkemizde bcbck ölüm hızı 42.2 idi. 22 bin çocuk sokakta ya^ıyordu. (Sokakta, üst geçitte uyuyan üç çocuk düşüyor, ikisi ölüyor.biri korku içindc ağliyordu.) Terör nedcniyle 3.250 milyon göç ctmiij çocuk vardı. Hn çok suç işlemc yaşı 14 idi ve kapalı cezaevlerinde 1425, ı.slahcvlcrinde 250'nin üzerinde çocuk vardı. Türkiye'de de çocuklar suç işliyordu. İstatistikler, belgeler, dialar izliyordum. Profesörler, doçentler, doktorlar, avukatlar, u/manlarkonusuyordu. Birpsikiyatri profesörüsalondakiçocuklarasoruyordu:"Okulda dayak ycmcycnlcr cllerini kaldırsın." Yoktu! "Azar işitmeyenleriniz ellerini kaldırsın." Yoktu! "Saçlannızın arasından rüzgânngeçmesinisağlıyormusunuzarasıra?" Ne de olsadogayla barışık olmalıydı çocuklar, ruh sağlıkları için de gerekliydi; hayır, bahçeleri yoktu! Profesörlersoruyordu,"Yani okulunuzun bahçesi yok mu?" Vardı. Ee o halde? Bahçede bir ağaç vardı yalnızca, yalnızca arabaları görüyorlardı; çünkü bahçc dedikleri,otoparktı! Bütünuzmanlareğitiminyanhşlığını vurguluyorlardı.Sınavları,ezberciliği,yarışatı gibiyetiştirilençocuklarınruhlarındaaçılan yaraları, sonra üni versitc sınavlannı, saçmalıklann hepsini, bu saçmalıklar yüzünden hcryılintiharakalkışan,intiharedençocuklarınistatistiklerini,yalnızca biristatistikgibi kalan,yalni7cabirsayıolarakkalanölcn çocukları bu yüzden... Açlıktanölen, bakınısızlıktan ölen, tecavüzdcn ölen çocukları; bizbayramımm kutluyordukncşeyle. I Iıçbirşeydeğişmiyordu,bütünsistemlcr,bütün düzenlerolabildiğincehoyratlıgıylasürüyor, bütünakademisyenlcr, belgclcrlc.dialarla, istatistiklerleaçıklıyorlardıolmasıgerckcnleri,"böyle millet olmayahakkazanamayız" diyenlerolsadahiçbirşeydeğismiyordu. Geleceğimiziemanetettiğimizçocuklann bayramınıkutluyorduk. YıldabirkezMeclisin sıralanna oturtup onları, bizlere vc bizden öncckilerc bcnzetmeyc çalıs,ıyorduk. Kendi kahırlı, acılı vcikiyüzlühayatlanmıza benzetmeye çalışıyorduk. Bol bol bayram ilancdiyorduk.Şiirdenho!jlanmıyorduk,iki binin üstündc ijairi olan bir ülkede beij yüz adet şiir kitabı satılıyordu, şiir okumuyorduk.amaDünyaŞiirGünü'nübizöncriyorduk dünyay a; çocukları scvmiyorduk, onları ancak kendi rahatlarımı/ın bo/ulduğu sınıra kadar kendimızinkılıyor, sonra bir gÜ7cl canlarınaokuyorduk. Ailede,okulda,çalısma hayatında... Cınselliklerine kadar islismarediyordukonlan. Tek becerdiğimiz bayram ilanetmekti. Sempozyumun sonunda Scvgi Korosunun peşıne takılıp !>irinyer Islahevi'nde vakfın düzenlediği kutlamaya katıldım. Dcğil mi ki, Devlet Korosunun sazları bile, sazları nısehpalarınıkapıpgelmişlerdi.bendeöylc yaptım:ün bir ya.şındanyirmi bir ya!>ına kadar, kızlı erkekli 180 civarında çocuk hükümlünün23 Nisan'larım kutlamaya gittim. Şirinyer Islahevi Türkiye'deki üç ıslahevindenbirıydı,biliyordum. Ncdcolsacskı Bucalı'ydım.'Kızılçullu'nunadı'Şirinyer'olalı, KızılçulluÖğretmenOkulubirparçasını NATO'ya, bir parçasını bizim orduya, bir parçasını da Adliyc Bakanlığı'na kaptırmiijtı. YaniÖğretmenOkulu.kalanikiavlusuyla (biri erkekler, ötekisi kızlar için) ıslahevi oluvermısjti. Ordu, okul, hapishane nasıl bir anlamakrabalığıbulupdabirindenyekdiğerine geçivermişti böy le kolaylıkla? Yoksa bu kurumlarhepakrabamıydı? Kırkyıllık Kı7ilçullu, kırk yıldır, bu nedcnle mi Şırinyer olmuştu? Kırk yıl önce dolaşmıştım ıslahevini; Buca ile Şirinyer'i birbirine bağlayan üzümbağlarınıbo7updağıtan,oBucaC'czaevi yapıldıktan kaç 7aman sonra... Kaç zaman sonra yeniden ıslahevindeyim. Ellerindc koca koca tepsiler, lencerelerle koşu.sturupduruyordu Sevgi Korosunun üycleri. Çocuklar önce birazsuskun, meraklı.yaşamı bastan kaybedenlerin kocaman ihtiyatlı gözlcriyle izliyorlardı olupbitenleri. Saz sanatçıları, ses sanatçıları, kemanlar utlar, sonra genç yaşji vakıtüyelerınin ellerindc kaşıklar, savcı ve gardiyanlar, alışılmadık, garip bir gün, ilk kez oluyor, aynı karavanadan ycmck yiyorlardı bugün. Ki7İardarujlann,rimellerin,allıklannbini birpara. İlk ke/.erkek tııtuklıılarlaaynı avluyupayla^ıyorlardı. Ben fotoğrafçekerken birtürlüobjeklilebakmıyorlardı.gözlcrioğ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle