Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 CUMHURİYETD Çiğköfte kişinin becerisine göre lezzet kazanıyor. Kullanılan tepsiden yoğuran bileğe, etten baharata herşeye özen gösterilmesi gerekiyor. Urfa'dan îstanbul'a taşınmış bir çiğköfte gecesine konuk olduk. Mırrası, darbukası, ayranı ile bu dört dörtlük gecede köfteyi > yoğuranlarda yiyenler de erkekti. Çiğköfte adap ister. • tecek kadar kavruluyor. Ardından dibeki vülüyor. Kahve, büyükten küçüğe doğn tencerede kaynatılıyor ve süzülüyor. şöylc: Kahveyi önce kahve sahibi içerek na bakıyor. Ardından da misafirlere i ediyor. "Kahve kaynatmak babadan oğula g bir gelenektir. Eğerevinen büyük çocu^ kekse bu geleneği sürdürmek zorunc Herkes kafasına göre kah ve takımlannı a kahve kaynatmay a başlayamaz. Kendisi öncekini beklemek zorundadır. Eğer yapmazsa büyük birayıp yapmış olur" < bu gecenin kahve sahibi Adnan Güven. Misafirlerden biri açıklama yapma iht içindc... "Sen bilmezsin. Bu kahve tirya yapar. Alışan da kolay kolay bırakamaz çüklüğümden hatırlıyorum, kahve içı alışmışolanlarozamanınşartlarıaltınd gün üç beş kilometrelik yolu katederek k içme ihtiyaçlanm gidermek için iki köy • nı yürürlerdi. Nerede şimdi o günler ca Neredeyse bizim olan kah vey i unutacağ Söz kahve sahibinde: "İyi bir kahve fincanda iz bırakır. Her ı fire kahveden iki kez ikram ederiz ve kal fincanın dibini tutacak şekilde koyarız. bu kahve işinde en önemli kural, kahveni deye ulaşması değil, kahvenin tadını aj hissetmektir." Kahvenin dağıtılışında belli kimi kuı var. Bunlardan en önemlisi, kahve fincaı sinlikle yere bırakılmıyor. Fincanın yere kılmasıkabaveçirkinbirdavranışolara bul ediliyor. Kahve ikramı bir iki saat a yapıl lyor ve kahveyi reddetmek ise mür değil. Kahve ritüelinin ardından sofra kurul Büyük tcpsilcriçindeUrfa'nınünlükeb rından biri olan soğan kebabı arzı endan yor. Yanında tabaklar dolusu nar, evet na' Peki nasıl yiyeceğiz? Bunun dabiryolı damı var. önce narları bilek gücüyle sıkı lankebapiçineboca ediliyor. Ardından yapılmış ckmcklcrin arasına soğan keba taze biber ve domates konup bir güzel s yor. Dilersenizkebapkabı içindekinarlı dürümünüzü bandırıyorsunuz. Bedlrhan Kırmızı Gece ilerledikçe sohbet daha da koyı yor. Söz Ibrahim Tatlıscs'in son albümü açılıyor Ibo'dan söz edilmesiyle birlikte herl ağzından sözbirliği etmişçesine "Bedi Kırmızı" ismi çıkıyor. "lnanın Bedirhar mizbirtanedir. Işteorada"diyerek,parn işarct cdiyorlar. Yanına gittiğimizde arki larıy la daldığı koyu sohbeti keserek,"Ho din"diyor. Bedirhan Kırmızı, elliyılayakınzam; müziklciçiçe. 1949yılındahalkevinindi lediğibiryanşmayaarkadaşıylabirliktel mış. Yarışmadabirinciliği almışlar. Ardı Ankara'da tsmet Inönü'nün de katıldığı l lılarGecesi'nekatılıptürküsöylemiş. Ve sürealkışlanmış... "Halk türküsü ve arabeski çok söyle Radyoya yüzün üzerinde parça verdim. Ş da da yazıp veriyorum" der demez içleri biri, "Bedirhan Abi.lbo'ylayaptıklarınu latsana, anlat da yazsın gazeteye" diyor. Bedirhan Kırmızı bir an sıkıl ır gibi olu "Anlat, anlat." j "Ibrahim 'in babasi benim arkadaşımd rahim bana sarı ldığında sende babamın k sunu al lyorum derdi. Ben onunla çok bei oldum. Kendisi benimbestelerimideku dı. Onunla aynı sahneyc bile çıktık. O zaı larCaddebostan Maksim Gazinosu'nda lüyordu. Biz de onu ziyarete gittik. Ben rünce sahneye davet etti. Zorla da olsa sa ye çıktım. Niye zorla diyeceksin? Çünk zim zamanımızda böyle yerlerde sahneyı mak ay ıptı. Bu düşüncc, bu yaşa geldim • • YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ZAFER ÇEBİ A brahim Peygamber, Kral Nemrut'a karşı • koyarak, tek tanrı düşüncesini yaymaya I çalışır. Bunun üzerine Kral Nemrut Ibra™ him Peygamber'i atcşcatmayakararverir. Bu kararla birlikte Şanlıurfa ve havalısınde ne kadar yakacak odun varsa hepsini toplatarakbugünküUrfaKalesi'ninönüneyığdınr. Ardından da büyük bir ateş yaktırır. Odunlann toplanması vc Ibrahim Peygamber'inateşeatılmasısırasında.birsürehiçbir evde ateş yakılmaması buyurulur. Fermandan korkan bir avcı çok acıkınca, vurmuş olduğu ceylanın but tarafından yağsız karaetalır. Etiikitaşarasındaiyiceezer. Sonra bulgur, biber, tuz, Urfa yöresine ait baharat veyeşilliklerleberaberyoğurmasıylaortaya cnfes bir yemek çıkar. Zamanla çeşitlenen ve zenginleşen bu yemeğe, etin çiğ olmasından dolayı çiğköfte denilır. Çiğköfte, yüzyıllar boyu Urfa sofrasının özellikle de Sıra Geceleri'nin baştacı. Sıra Geceleri, Urfa yöresinin en önemli gelenekleri arasındayeralır. 1860 yaş arası erkeklerin kış gecelerini değerlendirmek üzere yaptıkları bir türev toplantılan. Buevtoplantıları.gelişigüzel değil de, kendi aralarında belirledikleri bir sıraya göre yapılıyor. Bu nedenle Sıra Geceleridcniliyor. Şanlı Urfa'da yüzyıllardan beri süren bu gelenek Istanbul'daki Urfalılar tarafından da sürdürülmekte. Biz de cuma akşamlan Tarabya'da yapılanına bir gece konuk oluyoruz. Oda, yer yastıklarıyla çepçevre kaplanmış. Yerde kocaman bir halı. Odanın bir köşesmde birçok şarkıya, türküye eşlik edecek ud, tef ve darbuka icracılannı bekliyor. Oda içindc durmadan bir o yana bir bu yana koşturan genç, geceye gelecek konuklar için hazırlık yapıyor. Kapı zilinin çalmasıyla birlikte hızlıadımlarlakapıyadoğruilerliyor. "Selamün Aleyküm" "Aleyküm Sclam" Havanın soğuk olması, gelenleri gümbür gümbür y anan sobanı n çevresi nde topluyor. Söz, geceyi kimin düzenlediğinden açılıyor. "GeceAlbay'dan." Gülüşmeler... lçlerindenbiri, "Desenize bu gece iyi olacak. Çiğköfte, tatlı,soğankebabı...ohbe!"diyor. Istanbul'da yapılan geceler on beş yirmi Urfalı'nın ortaklaşa kiraladıkları vc oda adını verdikleri yerde, haftada bir, kimi zaman da iki kezyapılıyor. Tanıdık tanımadık herkonuğun içme veya yatma ihtiyacı burada karşı la nabiliyor. Bir vakitler Urfa'da maddi olanaklan konuk ağırlamaya yetecek durumda bulunan kimse oda açarmış. Bu oda bir daha kapanmamak üzere açılıyorveevininbirkısmındabağımsız bir bölüm ol uşturuyor. Konukluk zamanla sınırlı değil. Hatta kımi zaman yabancı konuğa neden geldiği bile sorulmuyor. Günde üç öğün yemek çıkarılıyor. Binekleridoyurulupbakımı yapılıyor. Özellikle köylerde erkeklerin gündüz ve gece görüşme ve toplanma yeri olarak hizmet veriyor odalar. Urfalılar bunuşimdilerde günümüze uyarlamışlar. Artık herkesin masrafınacşitoranda katıldığı odalar tutuluyor ve hizmet yine eşit ve sırayla yürütülüyor. Bu geleneği ta Îstanbul'a kadar dataşımışlar. Odadabulunanlardan biri elinde kahve cezvcsi ve kulpsuz fincanıylaodaya giriyor. "Gecenin en önemli içcceği de geldi." Mırra Kahveyidağıtankişi,"Yemektenönceağzınıza şöylebirtatgelsin"diyerek, sırayla misafirlereikişerkezkahvedenikramediyor. Kahvcyi dağıtan kişiye kahve sahibi deniliyor. "Bu hem keyif vt sevincin, hem de üzüntü vekederinikramıdır. Bizbuna mırra deriz." Mırra denilen kahve, günlükkullanıma ye