Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15KASIM 1998. SAY1660 Gogh' un annesine doğum günühediyesiolarakgönderdiği, "en son kendi portresi"ninpeşinde. Bu öykünün ardından Tiirk alıcıları ilgilendiren önemli birrcsmi de açıklayalım. "Fırça darbeleri ile noktacılık" diyebileceğimiz "Ponitillism" türünde resimlerin ustalarından biri de Fransız ressam Paul Signac'dır. Müzik tutkunu, "Japonizm Akimı" hayranı ressam Signac, MarsilyaVenedik üzerinden ressam arkadaşı Henry Person ile birlikte trenle 1 W7'detstanburagelir. lstanbul'a tutulduğunu bir yakınına şöyle yazar: "Burada gördüğüm nesneler ve insanlar hay ranlık verici, sanki çok enderlermişgibi... Geri plandaki doğunun rcngini sanki kuzey ışıkları örtüyor..." Ressamm Christie's müzayedesindeki büyük boyutlardaki "Marsilya" 1.2 milyon dolar, "Concarneau" resimlerine 3.5 milyon dolar öngörülüyor. "Altın Boynuz (Haliç), Süleymaniye" adlı, (46x55 cm)ruval üzerine yağhboya tablosuna ise 600800 bin dolar bek Renoir'in "Konservatuaraniden maviligenç kız"u.. leniyor. Bakalım bu tablo lstanbul 'da hangi renkli kâğıtları kesip biçmeye başl ıyor. Maduvarı süsleyecek? Bu resmin "pazarlama kas vejiletle kâğıdı kesip oluşturduğu çerçeöyküsü" ise şöyle: Ressam hakkında önüveniniçiniboyamakyerine,doğrudandoğmüzdeki günlerde çıkacak yeni bir kitapta bu ruya renkli boyayıp, öteki renkli kâğıdın üzeresime de yer veriliyor. Bir resim bir sanat kirine yapıştınyor. Bu"değişik!"becerisi haktabına girdi mi, etiket fiyatı da artacak dekında Matisse "O anda makasın herhangi bir mektir. hareketi konuya bicim veriyor." diyor. MaMarc Chagall'ın, "Üç Mum" adh, 1939 tisse'dcn daha çok makasın becerisi olduğu yapımı,yağlıboyabirtablosundasevgililer, anlaşılanböyle bir resim 33.5 milyon dolamelek, kemancı, klarnet çalan soytarı gibi raalıcısınıarıyor. sanatçıya özgü ögeler düşsel bir renk cümPaul Cezanne'ın "Kara Şatosu" 68, Ferbüşü içindedir. 34 milyon dolarlık beklenti nard Leger'in "K.ompozisyon"u 57, Andy nin nedeni.resimdeki "yeni cvli çiftin umut Warhorun"MarilynMonroe"su2.83.5,Tave korkulan", gercekte sanatçının kcndi kay marade Lcmpica'nın"lraP'ninportresi" 1.2 gılan oluşudur. PierreAuguste Renoir'ın milyon dolaraahcıbeklerken, Paul Klee, Pi1877 yapimı, 46 milyon dolarlık "Konserct Modrian, Joan Miro, Jean Dobuffct gibi vatuvar'a giden mavili genç kız" tablosunu ustalarınaltı sıfırlı tablolarıdaönplanaçıbir yüzyıl önce gören bir eleştirmenin kanlararasında yer alıyor. 20. yy'ın önemli "Renklerin melodisini, ıs,ık titres.imlerine rcssamlarından(belkiillüstratördcmck dadönüştüren bu seçkin sanatçıya kadınlar neha doğru olur) Rene Magritte' in 14 resmini, den portrelcrini yaptırmazlar ki?" dediği bı 1 koleksiyoncu Harry Torczyncr, öteki bazı diriliyor. çağdai) rcsimlerle birlikte satışa çıkarıyor. Magritte'ın çes.illi nedcnlerle konu olarak Henri Matisse'in "Kırmı/ı haçlı kompokullanılan"KlmalıÇocuk"resmine 2.53.5 zisyon"adlıguaş,kâğıtkolajı 3.55 milyon milyon dolar bekleniyor.^ dolaraalıcısınıarıyor. Matisse, 1930'larda BASKENT GUNLERI Parlayan bir yıldız MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bi . ilkent tepesinde Idil Biret'i dinledi . başkentliler. Bir değil birkaç konser. Bir Idil bayramı kutlanır gibi, ya da bir Beethoven bayramı. Dünyada az, ülkemizde ilk kez yaşanan bir olay bu. Konçertolan, senfonileriyle bir Beethoven dizisi. Naci Özgüç yönetiyor BASSO'yu. Yıldızların parladığı bir gece yaşamanın sevinciyle alkışlıyor izleyenler. Ne güzel ustalar yaşamış dünyamızda, ne güzel konçertolar, senfoniler yazmışlar, kaç yıl sonra dinliyor, mutlanıyoruz. Karanlığı deliyor, aydınlığa ulaşıyoruz, yıldızlara. Idil Biret de giderek parlayan bir yıldız. Yeni CD'ler, yeni dızilerle selamlıyor müzikseverleri. Başkent konserlerınden sonra Istanbul'da çalıyor, sonra Varşova'ya gidiyor. Beethoven'in ardından bir Rahmaninof dizisi gerçekleşecek. 75. yılda Atatürk'ün müzik devriminden selam dünyaya! Başkentteki son konseri bir gece yemeği izledi Doğramacı evinde. Çiçekler, mumlar, kuşlar, balıklaıia güzel bir sofrada ağırlandı konuklar. Sofralar yemeklerle değil, çevresınde buluşanlar, konuşulanlarla anımsanır kuşkusuz. O sofranın konukları da çok renkli çiçekler kattı belleğimize. Bir masada Baba Doğramacı. Karşısında Idil Biret, Ersin Onay, Naci Özgüç, yanında özden Toker, Ayten Gökçer. Bir masada oğul Doğramacı, Bilkent Rektörü, bir masada anne, bir masada gelin ile yemegın zarif bir protokolü var. Bilkent mozayiğinin iri taşları BASSO çalgıcılan ile bütünleşiyor, başka yemeklerde, köşklerde görülmeyen bir düzen ve özen sözün kısası. ortak titreşimler de var. Ayrıca kimi dostluklar zamanla değil, ortak titreşimlerle boy verir değil mi? Güzel olaylan birlikte yaşadık bayram günlerinde. Örneğin Hakkı Anlı'nın "Kıyamet Günü" adh tablosunu birlikte seyrettik. Toska'dan Kalamış'a adh konseri de birlikte dinledik. ODTÜ'nün güzel salonlarında Türkiye Iş Bankası'nın düzenledığı bir akşam. önce "Türk Resminde Soyut Egilimler"i yansıtan bir sergi. Yeni Genel Müdür Ersin Özince'yi ilk kez görüyor kimi konuklar. Yanında eşi, Yönetim Kurulu Başkanı ve Bayan Buıtıan Karagöz ile birlikte selamlıyor başkentlileri. Beethoven dizisinden çok ayrı ama bu da köprü niteliğinde bir müzik olayı. Tenor Erol Uras, Ruhi Ayangil, Mutlu Torun, Serdar Yalçın'ndan oluşan bir dörtgen. Türk müziğinden değişik örneklerie Avrupa ve Türkiye arasında bir köprü kuruyor. Atatürk'ün çok sevdiği Toska operasından bir arya, Adnan Saygun'un Kerem operasından bir aryaya uzanıyor. Bir piyano, bir ud ve bir kanunla inanılmaz Monet'nin "Ar^cnieuU'de Yelkenciler"L. Başkent güzel olaylara Son konserlerinde bir Idil bayramı kutladı ha$kentliler... tanık oluyor durmadan. güzellikler yaşıyor dinleyenler. Dedelerin Güzel sergiler açıhyor, Beethoven sesini duyuyorlar, Münir Nurettin köprüsünden sonra başka bir köprüde Selçuk'u, Mesut Cemil ve Tanburi Cemil buluşuyor müzikseverler. Merkez Bey'ı. Ölümünün 40. yılında Yahya Kemal Bankası'nın yeni galerisinde bir sergide de anıldı kimi şarkılarla. "Rindlerin ölümü" solmayan çiçekleri seyretti konuklar. de coşku ve alkışlara bir yanıt Erol Solmayan renkler üretenlere saygı Uras'dan. duydular. Bu güzel bahçeyi banka Bir de Nâzım Hikmet var. Kanatları yöneticilerinden Perihan Üçer ve gümüş, mavi kuş ve Martılar aheder, arkadaşları üretiyor. Bankanın kültür ve çırparlar kanat şiirlerini Mesut Cemil sanat çahşmalan doğrultusunda seslendiriyor. Dinlerken düşünüyorum. gerçekleşen bir olay bu. Yeni galeride yeni Mezarı Moskova'da ama Nâzım burada, sergiler dilıyor sanatseverler. Başbakan her yerde. Sahnelerde, konserlerde, kitap Yardımcısı Ismet Sezgin, ADD Başkanı fuarlannda rekor kırıyor, şiir deyince ilk o Yekta Güngör Özden, Semiha Halman geliyor aklımıza. Şarkılarda da o çıkıyor da izleyenler arasında. Talat Halman karşımıza. Mesut Cemil de ne güzel Ankara dışında, sergide yok, ama Ismet seslendirmiş! Sezgin çok güzel sözcüklerle selamladı eşini. Halman'ın Kültür Bakanlığı'na Martılar aheder çırparlar kanat çarpıcı bir göndermeyle. Semiha Halman Deryalar açılır görünür kat kat gülümseyerek dinledi, neler düşündü Gayri beklemeye kalmadı takat acaba? Geçen hafta New York'a döndü Sonunda Istanbul'u görmeden ayrıldı ama Ankara'da güzel esintısi var. Baharda dünyamızdan. Ancak Moskova'da mı, yeniden gelecek diye seviniyor dostları. Gülhane Parkında mı karar veremiyor Ben de onlardan biriyim. Ortak dostlarımız insan! ^ nedenıyle görmeden tanıyoruz birbirimizi.