Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15KASIM 1998. SAYI 660 ". "Otelde tanıştığım bir Rumen arkadaşıtnınköpekçiftliğivarTorbairda. Birbuçuk sene onunla çaliştım. Köpcklerlc ilgili her şeyi öğrendim. Işteotellerdeyaşamak bunları kazandırdı bana. Birçokinsanlatanıştım." Darsokaktakarşılıklı sıralanmışotellerdcn başka bir şey yuk. Buıılar genellikle 2. veya3.sınıfotcller. Toros Oteli, GayrctOtcli, Niğde BorOteli, Bahçeli Oteli... Burada gccelik fiyatlar 400 bin ile bir milyon lira arasındadeğişiyor. Biraltsokaktadabukadarsıkolmamakla birlıkte oteller var. Bunlardan biri Kafkas Oteli. Dargirişininardındasevimli bir beyve iki hanım karşılıyor gelenleri. Bir öğleden sonra oturmuş çay içiyorlar. Az sonra merdivcnlcrden hafif göbckli, top sakallı, gözlüklü, üstü baiji boya içinde bir adam iniyor: Süleyman Içen. Elinde bir resim, bir de boya çantası. Süleyman Içen lOyıldırotellerdeyaşıyor. 1949 Izmit doğumlu. Sokak ressami olarak sürdürüyoryaşamını. Aslında endüstriyel tasarımcı. Yıllar önce eşinden boşanmış. Ne bir çocuğu,nede bir ailesi var. Onun için yaşamda cn önemli şey "resim". Otellerde yaşamayı seçmiş çünkü o, bohem hayatını seviyor. Türkiye'de birçok yer gezmiş. lstanbul,Sultanahmet'tekibirotelde kaldığı giinleri, Çeşme, Nergis Pansiyon'uunutamamış. Otelde kalaninsanlarla ilişki kurmaktan pek hoşlanmıyor. Onun dostları daha çok Alsancak'ta "Sevgi Yolu"ndaki ressamlar. Her gün öğleye doğru otelden çıkıp yürüyerek gidiyor tezgâhını açacağı sokağa. Elinde çanlaları, kulağında da yanından ayırmadığı walkmeni. Sıkı bircazdinleyicisi olduğunu söylüyor. Klla Fitzgerald, Lois Armstrongen sevdıği cazcılardan. Sokağa girmeden y an caddede "Sinbad Caf e"ye uğruyor. Buradan bir gün önce bırakınış olduğu cşyalarınıalıyor. Birçay içip Sevgi Yolu'na giriyor. Sokağın iki yanına gümüşçüler, kitapçılar, dövmcyapanlar, ressamlardizilmiş. Birde sokak müzisyenleri elbette. Sokağın sonunda, her zamanki köşesine yerleşiyor Süleyman Içen. Öncedcn vcrilmişbirsipariş var elinde. Biryandanonuboyuyor.biryandan da koııuşuyur: "Kendi gibi y aşayanları normal görüyonnsanlar. Bizi yadırgıyorlar" 13 Budist Alman'ın fotoğrafını gösterirken gözleri parlıyor:"Bu fotoğrafı, kendi yaptığım bir fotoğraf makinesiyleçektim.Zeisslkon Studio 69Ro, 6 9 film fornıatına sahip. 4.532 diyafram, körüklü. Bir gün pizzacıda, pizza tablasına bakarak tasarlamı ş makiney i. Sonra bir tane daha pizza tablası getirtip onlan üst üste koymuş. Onlara bakarak çizim yapmayabaşlamış: "Bilginin uzayda canlı birşekilde dolaştığına inanıyorum ben. Birdenbire, bir şeyde, bir nesnede onuyakalayabilirsiniz. Pizza tablalarıilhamkaynağımolmuştu." Hayatını yalnız sürdürmekten belli ki hoşnut değil; çocuklardan söz açıyor: "Benim kendi çocuğum yok bclki. Ama 24 yaşında manevi birkızım var." Bir gün, yanına gelip resim yapmayı öğrenmek istediğini söylemı*; bu kız. O gün resim derslerine başlamışlar. Ailesi tutucuolduğu için resim gibi "gereksiz" şcylerle uğraşmasını istemiyormuş: "Bazı annebabalar çocuklarına sahip çıkmasa da aydın kesimin onlara ilgi göstermcsi gerek. Çocukların sanatayönlenmesisağlanmalı." Bunları anlatırken sinirleniyor Süleyman Içen. Manevi kızına ilk boyalannı dakendisi hediyeetmiş. Biraradalıyor. Kısabirsessizlikten sonra tekrar, boyalarını alıp devam cdiyorresmine.Birresmibeşmilyona yapıyor. Sevgi Yolu'nda bu işinpiyasası böyle. Aksam olunca ressam dostlanyla Sinbad Cafe'ye gidip söyleşiler yapıyorlar. Vc yinc otel odasınageri dönüyor Süleyman Içen. Süleyman Içen'ın kaldığı otelin olduğu sokakşimdilerdesakin. Eskiden her gün adam yaralma, cinayet gibi olaylara sahne olurmuş buralar. Civarda"Hafız Amca"olarak tanınan Mehmet Irmakheyecanlı. "1958'deçalışmayagclmiijtim Izmir'e. 1958'den 19K0'ekadar otellerde yaşadım.Çokzoryıllardı." lleri dercccdemiyop. Kalın gö/.10 yıldır otelde yaştynr Süleyman Içen. Endüstriyel tasarımct iken sokak ressamlığında karar kılmış. lüklerine rağmen etrafı seçmektc nekapanıktı. Sevdıği kızaaçılamamiijtı." rakmanınzevkiniyudumlar." zorlanıyor. Babacan tavırları ve konuijitıaBir gün kızın bahçede ası 1 duran çamaşır1 Ve onların ya^amı, bukalcmun gibi dursıy la herkesin sevgisini kazanmış Hatız Amlanndan birıni çalmış. Hüseyin. Sonra daadı madandeği.'jen,olanaksı/ıngerçekle!}ebileca. sapığa çıkmi!> çcvrede:"Sapık denmesini ceği vehiçbeklenilemeyeninheryoldöne"O zamanlar böyle değildi buralar. Ne kaldıramayan çocuk odasında kendisini asmecinde.çarklarınarasındanınsanınönünc olaylaryaşanırdı.Otellerdencesetlerçıkar, mış. Otel görevlılerı ccsedıni bulmuîjlar. Za fırlayabileceğiolağanüstüolaylarınkaynaşinsan caddede korka korkayürürdü." ten o dönenıde bu tür olaylar çok yaşanırdı. tığı birkeşmckes.tir, Jaek London'agöre. O yıllarda yaşanan bir olayı anlatıyor bir Kan davası yüzünden oteller basılır. Otel Buinsanlarınbasitgörünenyaijaınlarının başkası:"O zamanlar Hüseyin diye birçocuk ardında yatan gerçekleri bılmiyoru/. Belki vardı. Doğudangelmiş olduğu için biraz içi odasında davalısını öldürürdükimisi de." gerçekten bir şeylcr aramaya çıkmışlardı Şimdilerde bu tür olaylar olmasa da güvenli sayılmazburalardaotel hayatı. Oteller yollara. Belki bir kaçıştı onlan huna siirükleyen. Amaonlarevlerini,kentlerini,aileleride yaşayanlarınkimisikaçıyorburalardan. ni terketnıislerdi. Toplum tarafından dışlanAma, kimısi de tam tersine macera yaşamak mayı, serseri olarak yadırganmayı, yalnız için gelmis buralara, o heyeeanı duyumsakalmayı gözc alarak. makiçin. Belki ayyaşın tckıydi biri ve tüm kapılar Jack London ve serserilikyılları kapanmıştı yüzüne. Ve çekip gitmekten başÇoğu zaman, otellerde yaşayanların en kaseçeneğiyoktu. Ölümünyüzügereğinden çok özlem duydukları şcy in aile olduğu düfazla ürkütücüydü belki ve tek çare kaçıştı. şünülür. Belkideöyledir. Amagörünürdeen Bclki de hiçbir neden yokken özgürlüğün çok sözünü ettikleri özlemleri sıcak bir yetath,baştançıkancıçığlığıydıçağıran. Sıcak mek. Jack London da yaşadığı yılların keyfi evlerimizde oturup benliğimizi düijünmcknışöyleanlatır:"Hayatlarınıbirkenttenöbür tenalıkoyarkcnkendimızi,unutluğumuzbir Lente yolculuklarla, otellerde geçirenbu in şey vardı: .sanlarisebirbaşkayönünebakıyorlaryaşa"Senin farkında bile olmadığın ve senin mın;özgürlük. aleyhine işleyen birtakım ortalama hesaplar ve konunlar vaıdır, her şey in yoluııda gittiğiSerseri y aşamın en büyüleyici yönü belki ni sandığınzamanlaıdabile. Birgece,sıcak dcduraganlıktanyoksunolmasıdır. Serseri, birsalı gecesi oayyaş sen oluverirsin, sensin <IÜ7cnli hır yaşamın kıskacınagirnıenin ne o ucuz pansiyon odasında olan... / Charles hıcne berbat bir sey olduğunu da çok iyi bilBukovvski"^ Ercüment Tarluın eski bir vim; operutorü. diğindenkendinirastlantılarınakıntısınabı Yadırganmaktan sanki hoşnut Aslında yadırganmaktan vc t'arklı görülınokten memnun bir itadc var gözlerinde. ğını anlatıyor: "Müziği açıyorum ve içimden geldiği gibi dans ediyorum. Bu beni mutlu kılıyor." Ardından çantasından bir fotoğraf çıkarıyorçarçabuk."Bak,buBudistbirAlman'ın fotoğrafı.LaternaçalanbirBudistin." Onların geceleri döndükleri mekânlar alışılmış aile yuvalan değil, ucuz otel odalan, eski püskü kahverengi koltuklu sevimsiz resepsiyonlar. Seviyorlar böyle yaşamayı, biraz serserice oradan oraya gczip tozmayı. Yalnız kalmayı göze alarak...