20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 eiJMIIURİYETDERGİ Resepsiyoıüst Necdet düınüi (soida) otel mü^terisi Ercüınenl Tarhan 'dan öğrenmi$ sulrunçı. "Amu artık beniyeniyor" diyor Turhun onun için... çekmiş. Çalışanlar otclin tchlikclcrinden, zorluklarındanyakınıyor. Pckiyayaşamla^nıotellerdesürdii^enler?Evleri,kentlen,paralan, işleri olmayanlar... Belki birgecegörasmanc, tzmir'in pek de tekin oldükleri düşün peşinden gitmiş, belki kimlikmayansemtlcrindcnbiri.Trendcn lerinin ardından koşmuş,belki degittiği yeinip ılk ke/ büyiik ijchre ayak basanlar, parası ve kalacak yeri olma ni bir şchre saplanıp kalmış. yanlar, macera peşinde koşanlar buradaki Kimsefarkındaolmasada.günbatıpherucuzotellerdekalırlar. KimiotelGüneydokes evine dönerken ucuz bir pansiyon odası ğulular'ınkimidelstanbul'dankopupgclenya da cski bir otelin soğuk duvarları bekler lcrindır. Tcmızvegüvenilirolmamaklabir onları. Aileleriyle değil, taş duvarlarla baş liktc hcr kcsimden insan yaşar bu otellerde. başadıronlar. Kendiseçimlerimibu? Belki Caddenin az ilerisindeki darsokaklarda ise evct, belki hayır. Görmesek de, bilmesek de daha da ucuz olanlan uzanır. bu insanlar var. Otelde, sokakta, trende, bir yerlerde... Belki sıradan biri, belki bir sanatYıldız Otcli işte bunlardan biri. Genişçe çı, belki de bir ayyaş. bir bcklcmc salonuna sahip. Eski püskü, kahvcrcngı koltuk lar boş salonun çevresine YıldızOteli'nin eski müşterılerinden biri: sıra sıra dizilmiş. Kapının solunda resepsiErcüment Tarhan. 46 yaşında. 17 yıl Haydaryon. Içeriye birisinin girdiğini gören görevli paşaGan'ndavinçoperatörlüğüyapmış. Üç dikkatlesüzereksoruyor:"Buyurun.Birşey yıldırbuoteldekalıyor. 68'li yıllarda başlami istediniz?" mış gezme tutkusu. Avrupa'yı, dünyayı görBuradaki otellerde pek de nezaketle karşı me tutkusuyla düşmüi} yollara. Aslında Istanbullu. Ailesi lstanbul'da olmasına rağlanmıyormüşteriler. Oysa, YıldızOteli'nin ınen kişisel nedenlerle son bir buçuk yıldır resepsiyon mcıııuru Nccdct Gümüş. sıcakkanlı. Otel hayatının zorluklarından sözcdi hiçgörüijmemişonlarla, uzunsürcdirdelzmir'dc. Kıvırcık saçlan alnına dökülmüş. yor: "Her türlüsü gelir buraya. Ne olaylar Rahattavırları, konuşması hayatının izlerine gördükbiz." taşıyor: "Izmir diğer yerlere göre daha deKimseye güven olmadığını söylüyor. 10 y 1 kadar önce bir pol is memuru oteldc kalan mokrat birkent. Onun için buradayım artık." 1 genç bir kadının odasına çıkmak istemiş. ZamanınısatrançoynayarakvekitapokuOteldc çalışanlar ızin vermcyıncc silahını yarakgeçirıyor. Birişteçalı^mıyor. Pekçok YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ELİF KORAP kişiyc göre dayanılmaz olsa da o, otellerde yaijamayaalüjtni!). Otelin taşmerdivenleriniçıkıncageniş bir avluyavanyorsunuz. Boşzemin,sıvasıdökük tavan soğuk bir izlenimden öte küçük, fakirveeskibinalarınsıcaklığını taşıyor. Boş koridorların harap duvarlarına birkaç afiş çerçcvelenipözensızceasılmış. Yineduvardagözeilişen"Pamukkaletravertenleri"afı^ini göstererek gururla konu!»uyor resepsiyon memuru Necdet: "Otclimizin sanata verdiği önemi de görmüş oluyorsunuz böylece." Dağınık tek bir yatak... Koridorlarsossiz, odalannkapılankapalı. Ercüment Tarhan ise gülümseyerek odasının kapısında bekliyor. Köşede dağınık tek bir yatak, yatağın çaprazında kalabalık bir masa, bir iskemle. Köşede kitaplann durduğu bir başka eski masa bütün odayı kaplamış. Yatağın hemen y anında neredeyse yattığınız yerdcn kalkmadan u/anabileccğiniz kadar yakında bırmusluk vc lavabo. Sürckli susızdı ran musl uğun çıkardığı ses, yatakla lavabo arasmda açık duran pencereden giren seslere kanşıyor. Ercüment ııtanmış olacak ki büyiik bir telaşla odayı düzenlemeyeçalışıyor. Masanın üzerindeki tabak,yeni yıkanmış mey velerledolu. Bireocukgibi büyükbirscvccen likle ikram ediyor: "Buyurun. Yeni yıkadım." Köşedcki küçük masada ise satranç kitapları, kâğıtlar ve daha pek çok eşya karmakarışık yığılmış. Sıvası dökülmüş duvarlarda birkaç elbiseaskısı. Bclli ki dolapolarak kullanılanbuaskılarataşıyabilcccğındenfa7İa giysi asılmış. Kımi de tutunamayıp yerlere düşmüş. Ercüment halindcn memnun: "Otellerde yaşamayı seviyorum. Dünyayı tanımamı sağlıyor. Yazın buraya bırçokturist gelir. O zaman pek çok arkadaş edinirim. Bu da dünya görüşümü zenginleştirir benim." Biryandan satranç masasını hazırlarken bir yandan da anlatıyor: "tki yıl öncc Thomasdiye Danimarkalı biri kalırdı burada. O zamanlar 'Izmir Şarabı' 50 bin liraydı. Fiyatınainanamamıştı. ArkadakiTekelbayisine gidipsorduğumuzdaşaşkınlıktanağzıaçık kaldı.Sonrahergünl5şişealıpyatağınınaltındadcpolamayabaşladı. Resepsiyoncu Necdet'le satranç oynamayabaşlıyorlar:"Necdet'ebenöğrettimoynamayı. Amaşimdibcniyenecek kadar ıyi." Oteldc kalan bir başka arkadaşını anlatıyor bu kez: "(,'iğdcm Pazarlama adı altında kitapsatıyor. Kitaplarımıondanalıyorum." En çok klasikleri seviyor Ercüment. Stcinbeck' in "Ga/ap Üzümleri", Jack London 'un "Kurt Kanı" en sevdiği kitaplardan. Bir RumenarkadaşındanSözediyo.rbukezde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle