Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AĞUSTOS1997. SAYI593 Diyabetli Çocuklar kampının ikincisi îznik'te yapıldı. Türkiye'nin değişik yerlerinden ve Kuzey Kıbns'tan gelen 40 diyabetli çocuğun kendileriyle ve hayatla ilişkilerini, kampa katılan Kocaeli Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Şükrü Hatun kaleme aldı. îznik'te diyabet kardeşliği... Hep birlikte çtkılan gezide, diyabet de yunıbaşlarmdaydı ama... er sabah Iznik ovasına doğan güneşinaydınlığı vegöldenyansıyan serinlik ile günebaşladık. Çocuklar kan şekerlerini ölçtüler, doktor larlakonuşupinsülinleriniyaptılarveberaberce kahvaltıya oturdular. Her sabah "Günaydın" derken onlardan yansıyan ve masalaraekmeklergibidağılansevgiyiyaşadık. Diyabetli çocuklar için düzenlenen bu kampın amaçları çocukların deneyimlcrini paylaşmalarınısağlamak,böyleceyalni7İık hislerini azaltmak, onlann kcndi kendine diyabet bakımı konusundaki bilgı ve bceerilerini geliştirmck, dolay ısıyla kendi kendilerineyeterdurumagelmelerinisağlamak.onları sosyal ve fiziksel yönden geliştirmek ve diyabetle uğraşan sağlık personelinin eğitimine katkıda bulunmaktı. Biz dc bu amaçlara ulaşmak için günde 2 saat teorik ve pratik eğitım, yüzme ve dcgişik sporlar, tarihi yerleringezilmesı,bilgiyarışması,dansveçeşitli eğlencelerin olduğu bir günlük program hazırladık.Kampboyunca7doktor,2diyetisyen, 2 hemşire çocuklann bakımı veeğitimi ile ilgilendi. Her çocuğun gündc 4 kez kan şekeriölçüldü. Çocuklar kendi ekmeklerini tartarak almayı, kendi yaşlarına uy gun kaloridebesinleriseçmeyiöğrendiler. Neredeyse bütün saatleri birlikte geçirdiler ve aralanndaderindostluklar, bazılannınarasmdaysa platonik aşklar oluştu. Bir süredir yeni tanı konan diyabetli çocuklareski vedeneyimli diyabetli çocuklarla esjlesjtiriliyor, yeni diyabet olanlara bir tür "Diyabet kardeşliği" yoluyla psikososyal dcstek ve eğitim katkısı sağlanıyor. Bu uygulamaya aileler de katıhyor, özellikle anneler kendi aralarında her ay düzenli toplantılar yapıyorlar. Buşekilde bir taraftan yeni diyabetlilcre destek olunuyor, diğertaraftan daha büyük çocuklann sorumluluk ve kendi kendine bakım yetenekleri gelişiyor. Kampta "Diyabet kardeşliği"nin somut örneklerinideyaşadık. tyi diyabet bakımında düzenli kan şekeri ölçümünün önemini anlattığımderslerinbirinde,ülkemizdebazi çocuklann evde kan şekeri ölçmck için malzeme bulamadıklarından bahsettim. Ders sonrasıailesininekonomikdurumuoldukça iyi olan diyabetli birgenç kız Türkiye'de parasızlık nedeniyle kan şekeri ölçmc çubuğu bulamayan diyabetli çocuklarolduğunu bilmediğini ve bundan çok etkilendiğini söyledi. Anlatırkengözleridolmuştu. Yaşadıklan ona kendisinden çok farklı sorunları olan başkaları olduğunu göstermişti. Genç kız kan şekeri ölçütn çubuklarını temin etmeyi yiiklendi. Belkideyaşamındailkkezbirilerine bu kadar somut ve önemli bir yardımda bulunuyordu. O da kampın "Diyabet kardeşliği" çemberinin içine girmişti. normale yakın tutabilmek. Yakın zamanda yayınlanan ve geniş hasta gruplannı kapsayan araştırmalardan biliyoruz ki kan şekerini normale yakın tutmak diyabetin uzun dönemde yarattığı sorunlan (göz, böbrek ve sinir bozuklukları) belirgin oranda önlüyor ve/veyageciktiriyor. Bunun için bütün diyabetlilerin kendi kendine diyabet bakımını iyi öğrenmeleri gerekiyor. Bu, diyabet bakım bilinci olarak isimlendiriliyor. Kampa katılan diyabetli çocuklann diyabet bakımbilinçleri ailelerinin eğitim ve ekonomik durumuna, izlendikleri kliniklerin diyabet eğitiminc verdiği öneme ve kendi kişiliklerine göre değişiyor. Çocukların büyükbirkısmıdiyabctlcriylebarışıkyaşıyor ve kendi durumlannahakim olmaya çalışıyor. Bunun için düzenli kan şekerlerine bakıyor, diyabet tcdavisiyle ilgili öneriler öğrenememesini anlamıyor", "En çok yemek zamanı seviniyor", "oğlanları diyabet bakımından pek anlayışsız buluyor", "Enjektörleri kaldırmak istiyor", "en çok gözlcrinikaybetmektenkorkuyor"ve "Keşke ben bir su olsaydım" diycrek testi tamamlıyor. Kamptaki çocukların büyük birkısmı diyabetlerinikonuetmedilerveyaşamla ilgili genel tutumlannı ortaya koydular: "Bazen düşünüyorum da insanlar tamamen eşit olmalı", "Elimden gelse fakir ve hastalara yardım ederdim", "Oğlanlar kızlardan daha iyi arkadaştır", "Ne yazık ki bcn çabuk büyüyorum", "Ben küçükken daha mutluydum", "Büyüyüncc dertlerim çoğalacak", "En çok utandığım şey cinsellik", "Elimden gelse 7amanıdurdurmayıisterdim." Çocukların bir kısmı diyabetle yaşamanın zorluklarını birçok cümlede tamamladılar. Hemen hepsi Denlz'in dlyabetl kızıyla yaşıt... Deniz, KıbrısTürk Diyabet Dcrneği'nin Genel Sekreteri vc kampa Kuzey Kıbrıs'tan 6 diyabetli çocuğun sorumlusu olarak katıldı. Deniz'in diyabeti 3.5 yaşındaki kızıyla yaşıt, çünkü hamilelik sonrasında djyabet bulgulan ortaya çıkmış. O da bütün çocuklar gibi günde 34 kez insülin yapıyor ve yaşamını örnek bir diyabetli olarak düzenliyor. Deniz' in diyabet tanısı alıncaya kadar başından geçenler bir hayli ilginç ve bir o kadar da düşündürücü. Deniz aileilişkileri nedeniyle Hollanda'dayaşarken düzenli olarak izlendiği bir hamilelik geçiriyorveağırlığıoldukça fazla bir kız çocuğu doğuruyor. Deniz evine Kamptan geriye hilgi ve dostluk kaldu.. geliyorgelmesincamabirtürlükendisinitoparlayamıyor. Bir taraftan hızlı bir şekildekilo verirken diğertaraftan bebeğine bakamayacak kadar bitkinleşiyor. Her şey biraz da doğumsonrasızorluklarvebebekbakımının yarattığı yorgunluklar ile açıklanıyor. Bu arada kendisini izleyen mahalle hekimleri bir türlü Deniz'in kan şekerine bakmayı akıl edemiyorlar. Sonunda Denizaylarsonrabir günTürkiye'deykendüşüpbayılıyorvegittikleri doktor kan şekerini çok yüksek bulup diyabet tanısı koyuyor. Deniz'in başından geçenler Hollanda gibi gelişmiş bir ülkede bile diyabet tanısının ne kadar geç konduğunu gösteriyor. Deniz şimdi Girne'de yaşıyor ve sabırla hem kendi hem de diğer diyabetlilerin sorunlarıyla uğraşıyor. Hangiyaştaolursaolsun diyabet bakımında en önemli şey kan şekerini normal veya Diyabetleyaşamanm keyfi, "di uyuyorlar. Birkısmı ise biraz bilgisizlikten, daha çok kişilik özelliklerinden kaynaklanan nedenlerlc diyabetli değilmiş gibi yaşıyorlar. "Ne yazık ki ben..." diye başlayan cümleyi "diyabetli olmasaydım" diye bitirdi. Bir kısmı "DiyabetM AN" olup bütün diyabetlilerinyardımınakoşmak istedi. Toplumun bilgisizliği ve diyabetle ilgili dramiftik konuşmalar onları üzüyor. Bunun bir örneğini kampın yakınmdakibakkaldan diyet kola istediklerinde yaşadılar. Bakkal yüzünde hayret ifadesi ile "niye diyet kola içiyorsunuz, bu yaşta zay ıflamak mı istiyorsunuz?" dcdiğinde çocuklar "Biz $eker hastasıyız" cevabını vcrmiş; bakkal ise "Vah vah, bu yaşta kötü bir hastalığa mı yakalandınız?"dediğinde hepsi çok üzüldüler. Benzer birtepkiyi okudukları gazetedekendileriyle ilgili bir program tanıtılırkenkul lanılan"Şeker hastası çocukların dramı" ifadesine de gösterdiler ve program sorumlusuna hep berabertelefon etmeye karar verdiler. ^ "Keşke ben bir su olsaydım..." Bu sözler Kuzey Kıbrıs'tan kampa katılan ve "daha sağlıklı bir diyabetik olmak" için elinden gcleni yapan 15 y ıllık diyabetli Güray Kuyucu'ya ait. Bu yıl kampa katılan çocuklara onları daha yakından tanımak için Cümle Tamamlama Testi yaptık. Bu testte "Ben küçükken...", "Anlamıyorum neden...", "Keşke ben..." gibi 29 adet cümle başlangıcı vardı vc çocuklar bu cümleleri ilk akıllanna gelen şeyi yazarak tamamladılar. Böylece iç dünyalanndaki bazı önemli çatışmaları veya temel kişilik özelliklerini ele verdiler. Güray,"Şimdiye kadar diyabeti iyi