Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Osmanlıdan bu yana geçmişe yönelik bir araştırma yapılsaydı, kimlerin nereden nereye geldiğini, tarihimizde "dün dündür, bugün bugündür"ün ne denli köklü bir yeri olduğunu ortaya koyardı. Tarihten önce olmuş gibi de gelse, üç ibretlik örnek! M. Halim Spatar yazdı. Dün, gerçekten dün müdür? enim yaşımdaolanlar, tnilli mücadeledcn sonra, Ikıncı Dünya Savaşı I arifeMiıde, savaş sırasında, savaştan sonra, I946'da, 1950'lerinDemokrat Parti dönemındc, daha sonraki olaylarda, yakın ve çok yakın tarıhlcrdc "gidcn ağam, gclen paşam" hıkmetiy Ic "renk ve post değıştirıne"lereilış,kinıbretvcrieipekçokolayatanıkoldular. Dolayısıylasözkonususüreç,bize pek yabancı olmasa gerek. Bu konuda mcraklısınınyapacağı bir araştırma, ta Osmanlıdan bu yana, kimlerin nereden nereye geldiğını, tanhimızdc "dün dundür, bugün bugündür"ün nc dcnlı köklü yen olduğunu ortaya koyardı. Tarihten önce oimuş gıbı de gelsc, üç ibretlik örnek sizc! (I) Leo Hubcrman, Yale Sosyalist Birliği'nıngınşımıyleYaleÜnıversitesi'ndc 1 Mayıs 1965'teki Frıt7 Pappenheım'ı anmatoplantısında yaptığı konuşmada, "Gerçekten soy lu bir kavram olan basın özgürlüğünü, basın kuruluşlannın sahipleri vc müdürleri eksıksızbırcesaret ve dc su katılmamış, bir içtenlikle dört başımamur bir "statuko'yu desteklcme özgürlüğü halinc getirilmiştir" demış. "Napolcon'un Hlbe Adası'ndan kaçışını izleyen günlcrde, 922 Mart 1815 günleri arasın ; daçıkanbazıParisgazetelerininanabaşlıklardabunun en gü/el örnekleı inin sergilendiğine" ışarct ctmis,tı (Monthly Review, Ekiın 1965) Napoleon, daha uzak bir adaya sürgün cdılcccğiniöğrenince.hemenElbe'denayrılmış, I Mart 1815'tcCanncs'dakarayaçıkmış,kendısıne katılan cumhuriyctçı köylüler ile bırlikte 20 Mart 1815 'te Parıs'e varmıştı Topu topu on be^ günlük bu süre ıçinde, işte başkent Pansgazetelerininbaijlıklan: Mart 9 Yamyam canavar ininden kaçtı Mart 10 Korsıkalı Gulyabanı CapeJuan 'daKaraya Ayak Bastı ' Mart 11 Kudurmuş Canavar Kaplan Cap 'a Çıkmış Fhırumda Mart 12 CanavarGeceyiGrenobledageçirdi Mart 13 Tının Lyons 'dangeçti Mart 14 Gaspçı Yâniinü Di/on 'a Dânuyor Mart 18 Bonaparte Başkentten Yalnızca Altmış Fersah Mesafede Şansı yakasını peşındekilerden kurtulacakkadaryavergitti Mart 19 Bonaparte Hızlı Adımtarla llerlıvor, AmaParis 'cAsla Giremeyecek Mart 20 Napoleon Yarın Surlarımızın Dihtnde Olacak Mart 21 Imparator hbntaınhleau 'de Mart 22 Mujesteleri tmparator ve Kral dün akşam, sadık ve vekatâr uyrııklarınınsevınççığlıklarıarasında lüilcncs'ye vardılar. 2) 1951 yılındabaşlayanTürkıyc Gizli Komünist Partisi kovuşrurmaM, sanıklar arasında bir yüzbaşının bulunduğubahanesiyleaskerimahkemeyeaktarılmıştı.Tahkikatın,nasıl "ifade alacağıni bılen" üjinın ehlı polislerin"eli"yleyürürülmesııçın,o /.amanki Sansaryan Hanı'nın 6. katında bulunan 1. şubenin kapısına "Askeri Tutukevi"tabelası asılarak ıs, kıtabına uydurulmuş ve sanıklann ıl'adelerı bılınen yöntcmlcrle alınıniijtı; bu yöntemle ıkı yıl boyunca yürütülen tattkikal ve yoğun bir tuNapoleon göz4en duşünce gazeteler neler dememişti ki! tuklama furyasının ardından saıuklar mahkcmcyc sevkedildiler. Duruşma Harbiye binasında hazırlanan bir salondayapıldı.llkduruijmayaçoksayıdagazetecı gelmışti Kımlıksaptamasmdansonra askeri yargıç Izzet Kurtçebe'nın sanıklann dıyceck şeyleri olupolmadığını sorması üzerine, sözalansanıkMihrıBelliilesanıkAvukat lirdoğan Berktay'ın, hazırlanan mahkeme dosyasınıntahkikattaişkencelerleahnancebriifadeleredayandığınısöyleyerekdavayaıtıra/ ctmelcri üzcrine, yanılnııyorsam Yeni Sabah ga7ctcsının genç muhabıri, abartılı bir jestle elındeki kalemı masanın üzerine attı, onugörenötekimuhabırlerdeaynışeyıyaptılar. Rrtesi gün o ve diğer gazetelerde "K.omünıstlcrmalumışkenceedcbiyatınabaşlayınca, bütün kalemler bırakıldı," gibisinden kocaman başlıklargörüldü.fUaha sonra bumuhabir de gerek basının gerek siyasetin engin sularınaaçıldı; Demokrat Parti'nin'Tahkikat Komısyonlu" baskı döneminin içinden geçti; politikanın ve ıktıdarın basamaklarından çıkarakbirarabakanlıkbileyaptı; bugün halcn ortanın solunda ya!>ını başını almış deneyimlı bırgazetecıolarakaralıklıyazılaryazanbukişınin, o günkü uygulamalan yönlcndircn anlayi!>ınTürkiye'yinereleregetırdığinigördüğunc, artık o hareketini kendısinin de doğru bulmadığınaınanıyorum.) Sanıklar arasında ise, Türkiye solunun yanı sıra, aralarında Şef ik Hüsnü, Reşat Fuat, M ıhri Bel I i vc öbür ar kadaşlan gibi politik kimliği ile çok tanır kimselerinın yanında, Envcr Gökçc, Ahr Arif, Arif Damar, Ruhi Su, Ulvi Uray, Kcr Bckir, Mu/4ifTcr Arabul, Ceınil Toygar, Nı Özön gıbı çok değerli sanat, nıü/.ik veede yatkışılen, Prot. Mübccccl Kıray, I)r. Ibrah Kıray, Yıldız Sertel vb. gıbı bılım dcğcrU miz,hattadahasunraDışişleri Bakanlığı'ı önemligörevlılerindenbiriolarakParis'U;] rcvı başında AS ALA tcrörörgütü tarafım öldürülen Yılma7(,'olpangıbıkımsclervaı 3) Nazizmin tüm dünyanın ve de Alman