24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 AGUSTOS 1997. SAY1 594 19 PAZARIN PENCERESİNDEN Vitali Bey'in kitabı SELÇUK EREZ ekiz yıllık temel eğitime karşı çıkan , yobazların Ankara'da Kızılay'da düzenledikleri gösteriyi elinde Atatürk resmi ile mertçe kınayan bir kızımız konusunda Akit gazetesinin yazdıkları tüyler ürperticiydi: Bu kızımız, "Kızılay'daki konu mankeninin maskesini düşürüyoruz: Kahraman ilan edilen provokatör kızın Italyan asıllı bir Katolik aileye mensup olduğu anlaşıldı" başlığı ile güya kınanıyor ve bu başlığın yanında yer alan karikatürde iki eşekten biri, diğerine "komşu, senin kızı elinde çerçeve taşırken görmüşler!" diyordu. "Bir hoşgörü dini olduğu" iddia edilen Islamiyet adına, Müslüman olmayan bir vatandaşımızın ulusal konularda düşüncesini demokratik bir şekılde açıklamasını, tepki göstermesini yermek hangi insan hakkı ve hoşgörü ilkesiyle bağdaşır? Ünlü sanayicimiz Vitali Hakko yaşamını konu eden önemli bir kitap yazdı; bu yapıt geçenlerde basıldı. Kitapta yakın geçmişimizde, gelıştikçe, uygarlaştıkça üzülerek hatırlayacağımız, özeleştiriye tabi tuttukça yenilenmemesini dileyeceğimiz bazı olaylar konu ediliyor. Müslüman olmayan bir vatandaşımızın anılarını kaleme aldığında birçok güzel olay yanında bu gibi gerçeklerin de anımsanmaması ımkansız... Bunlardan biri Demiryolları Işletmesinin Fransızlar'dan alınarak millileştirilmesi sırasında çıkarılan bir yasa ya da talimatname uyarınca gayrimüslim'lerin çalışmasının önlenmesi. Vitali Hakko'nun babası bu yüzden işsiz kalıyor... Sonra Varlık Vergisi: 1942'de uygulanan bu vergi mükellefleri dinlerine ve etnik kökenlerine göre ayırıyor, Müslüman Türklerin, servetlerinin 1/8'ini, Selanik dönmeleri olarak bilinenlerin servetlerinin 1/4'ünü ve Müslüman olmayan Türk yurttaşlarının servetlerinin 1/2'sini vergi olarak alınmıştı. Hitler ordularının tüm Avrupa'yı işgal altında tuttukları o günlerde vergisini ödeyemeyen ve Müslüman olmayan Türk vatandaşları yaşına başına bakılmadan Aşkale'ye taş kırmaya yollanmıştı. Yurdumuzda bu insan haklarına saygı ile bağdaşmayan düşünce tarzının çoktan yok olduğunu, yerini uygar bir hoşgörünün aldığını düşünürken yobazların gösterileri nedeniyle yayımlananlar, sekiz yıllık temel eğitimin engellenerek nasıl bir zihniyetin hortlatılması istendiğinı açığa vurmaktadır! Vitali Hakko'nun "HayatımVakko" başlığı ile yayımlanmış olan eseri tabii ki sadece bu açılardan ilginç değil: Vitali Bey, bıze hem azim ve iradenin bir insanı çok kısıtlı olanaklara ve çelmelenmelere rağmen bütün engelleri aşarak başarıya ulaştırabileceğinin nefis bir öyküsünü anlatıyor, hem de yakın tarihimizin bazı ilginç yönlerinin de yok olup gitmemesini sağlayarak, yazıya dökerek kültürümüze katkıda bulunuyor. Mesela Atatürk'ün şapka devriminin ve giyim alanında çağdaşlaşmanın giyim sanayimize etkileri, Türkiye'de reklamcılığın gelişimi, Ikinci Harpte çekilen sıkıntılar, bu sıkıntıları anlatmak için bulunan yollar, Avrupa'nın en önemli emprimecileriyle ve hazır giyimcileriyle ilişkiler...kitapta yer alıyorlar. Vitali Hakko, Kurtuluş'daki fabrikasını anlatırken katran yaptıklarını bu nedenle bitişiklerindeki Rum mezarlığını ve çevredeki mahalieleri duman içinde bırakıp kirlettiklerini de anlatıyor: Günün birinde mezarlığın bekçisi gelip, Rum Patriği Athenagoras'ın beni mezarlıkta beklediğini söyledi hemen sırtımdaki iş gömleğimi çıkardım, ceketimi giydim Patrik hazretlerinin beni beklediği mezarlığa doğru koşar adım ilerledim. Patrik Athenagoras bembeyaz sakalı ve simsıyah giysileri içinde heybetli ve etkileyici bir din adamıydı. Kendisini saygı ile selamladım ve elini öpmek için uzandım. O elini geri çekip bir öğrencisini azarlayan bir mektep müdürü edasıyla, 'Bu fabrikanın sahibi sen misin?' diye sordu. Başımı eğdiğimi görünce de devam ettı: Sende hiç insaf yok mudur? Bu ölülerin lanetinden korkmaz mısın, nedir bu mezarların hali? Güzelim bembeyaz mermerler fabrikanın isinden kapkara olmuşlardır. "Haklısınız" diye kekeledim "Elimden geleni yapacağım." Patriğin bu ziyaretinden ve beni haşlamasından cesaret alan çevre sakinlerl imza toplayıp beni Ankara'ya şikâyet ettiler. Şikâyetlerinde yerden göğe haklıydılar. Bu belki ülkemizin ilk toplu çevre hareketidir. Kitapta başka ilginç bölümler de var: "Hiç unutmam altı yedi yaşlarındaydım, babam elimden tutup Mahmutpaşa'ya götürmüştü... Bana kısa pantolonlu bir takım elbise almıştı... Üst cebine beyaz bir kordonla tutturulmuş bir düdük vardı. Ceketi giyip de düdüğü üfürdüğümde dünyayı durduracakmış gibi oluyordum.... Sonunda bu düdüğü öyle bir yerde öttürdüm ki yalnız ben değil başkaları da dünyanın durduğunu sandılar. Düdüğü öttürdüğüm yer Apollon 'un Marsyus 'ı öldürdüğü yer olarak bilinen "Suçıkan l'ınarı". rışma Bozdağ'da yapılacaknümüze aktarılan söylencetır. Frigya (Phrygia) Kralı lerden. "Midas" yanşmamn hakemi O da eşek kulağına dönmüş. tayinedilir. kulaklarını gizlemek için şapka giyerek ülkesine döner. Taraflar Bozdağ'ın doruGelgelelim aylar sonra uzağunda karşi karşıya gelirler. yan saçlarını kestirmek için Midas'ın komutuyla yarış gittiği berberkulakları görür. başlar. Pan'ın flütünün ezgiGülmekten ölmek üzere iken lerini rüzgâr uzak diyarlara Midas berbere, gördüklerini taşırken Apollon'un lirindcn kimseye söylememesini, akçıkanmelodilerdalgadalga si takdirde kendisi için hiç de ödenıişOvasf nayayıhr. iyi olmayacağını açıklar. BerHer ikisi de y arışı kazanaber saçlan traş ctmesine eder, bilmek içinbütün ustalıklarıama sırn da uzıın süre saklanı ortayakoymuştur. yamaz.BirgünbirtepeyeçıSaatler boyu süren mücakar, yere eğilir ve avaz avaz dele bittiğinde karar artık bağırarak Midas'ın eşek kuMidas'ındır. Nitekim o da laklannı toprağa haykınr. Dahemen karar veremez. Uzunha sonra topraktan t'ışkıran ca süre düş.ünür, düşünür... bitkiler Midas'ın eşek kulakSonunda Pan'ın lehine oyularını cümle aleme duyururnu kullanarak Pan'ı birinci lar. Dilimizdeki, 'Aman bailaneder. ğırma, yeriıv kulağı vardır, Yarışmayı kazanan Pan seduyulur" özdeyişinin buravincinden nc yapacağını şa Apollon heykeli. dangeldiğisöylenir. şırır. Apollon isc son dercce öfkelenmiştir. Hiddetinden Midas'ın kulakMidas'ın mezan bugün Ankara'nın Polatlarını eşek kulağına çevirir ve etrafı kırıp dölı llçesi yakınında,Gordionantikkentinde. kcrck Bozdağ'ı terk eder." Mczardan çıkartılan uzun şapkah,kulakları görülmeyen heykelciği Ankara "Anadolu Bir efsane daha... Medeniyetleri Müzesi"ndc scrgileniyor. TüEfsanebununlasınırlıkalmıyor. Birdiğer mülüs olarak inşa edilen mezarın içinc yetsöylencede Pan'ın yerine"Marsyas"adlı bir mişbeşmetreliktünelleulaşılıyor. Mezardaçoban gcçiyor. Efsanc aynen gelişjyor. Apolkibinlerceyıllıkağaçgövdeleri bugün bile lon dayarujmayı yitirince Marsyas'ı öldürüp ziyaretçileri büyülüyor. derisini yüzüyorve"Gökbel"eatıyor. Bugün Bozdağ' ın doruğuna ulaşanlarbazen rüzÇine ile Yatağan arasında akan "Ç'ine Ça gânn tatlı uğultuyla kulaklarda ses çıkarnıayı"nın içinde Marsyas'm derisinin olduğuna sına tanık olurlar. Pan'ın flütüdür o. Sanki inanılır. Afyon'un "Dinar" llçesi'nde de yanşmalardan galipaynldığını şimdi dc isMarsyas'ın derisinin bulunduğunainanılan patlamakistergibidir. Bclkiyalan.belkigerbirpınarvar. Adı"Suçıkan"olanpınarın heçek.Masaldagerçekaranmazki'.'lnsanhamen yakınindaki bir mağaranın içinde Apolyalinde yaratılan düşsel güzel liğin tadına valon'un Marsyas' ı öldürdüğü dilden dile gü rırancak.^ Vitali Hakko sinagogtan başka bir yer değildi. Bayram sabahı herkes sessizlik içinde duasını ederken ben içimdeki o dayanılmaz arzuyu yenemeyıp düdüğümü dudaklarıma götürüp derin bir soluk aldım sonra olanca gücümle üfürdüm. Sinagogun sessizliği içinde düdüğümün sesi çın çın öttü ve bu beni son derece mutlu etti. Dua edenler dualarını kestiler. Hahambaşı, Tanrı'nın evinde düdük öttürmeye kim cesaret ediyor gibilerden çevresine bakındı...." Vitali Hakko, yaşamı boyunca, yedi yaşında Yedikule'deki sinagogta bir bayram günü düdük öttürüp herkesi şaşırttığı gibi davranmış, bu olağandışı bir cesaret, girişimcilik ve hayal zenginliği ürünü tutumu sonucunda sadece ulusal sanayimize değil en sonunda yazmış olduğu bu kitapta da görüldüğü gibi kültür birimimize de renk katmıştır. Kitaptan yazarın bu yıl 15 eylülde 85 yaşına basacağı anlaşılıyor: Vitali Bey, güzel bir kitap yazmışsınız: Elinize sağlık, dilinize bereket, size uzun ömürler dilerim. Bundan sonraki yaşamınızda da o düdüğü olmadık yerlerde ve zamanlarda öttürmeye devam ederek sıradan insanları, yobazları ve tutuculan hizaya getirip bizleri keyiflendirmeyi sürdürmenizi dilerim.^ "Yeni Bir Hizmet" Sağlık ekibimiz, evinize, işyerinize geliyor. Bir telefon kâfidir. HUNNAP HAN Kaz (Ida) Dağlan'nın, efsanelerini ve temiz havasını soluyarak "sıradışı" tatilin kcyfini yaşayacağınız otantik mekân. Ağustos ayı fiyatı:! kişi YP 4.000.000 TL ADATEPE KÖYÜKÜÇÜKKUYU/ÇANAKKAKE Tel/Faks: (0286) 752 65.81 752 65 93 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)21268 35 TÜRK KALP VAKFI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle