Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26EKÎM 1997. SAYI 605 mescla Sukot'ta (çardak ve hasatbayrarm), Yomkipur'da (oruç ve kefaret günü), düğünlerde Tire'ye gelirdi. Yomkipur bizim için ;ok önemlidir. Bir gün boyunca oruç tutar, tıavradan çıkmadan sürekli dua edcriz. Meıda ben bu hasta halimle öleceğimi bilsem Ybmkipur için Bethîsrail'e (tzmir, Karaaş'da) muhakkak gidcrim. Yanlış hatırlamıyorsam beş tane havra vardı Tire'de. Tahta<.ale meydanının tam karşısındaki havra en iviyük, en zengin yani gösterişli olanıydı. Oüğünler orada yapılırdı. Bahçesinde de Vlusevi okulu vardı. Amakapandı. Bakımiizkaldı. Birkercgitmiştim, içineeşekkoynuşlardı. Şimdi birileri orayı kiralay ıp dükcân yapmış. Artık şehrin o tarafına hiç gidenem, Yahudi mahallesinden geçemem, eski uıılar gelir aklıma.üzülürüm. Düşünkiabiıin evlendiği, hatıralann, Yomkipurlann, mkotların geçtiği Allah'm evini ahır yapnışlar, cşekbağlamışlar, kirletmişler. Buna /ürek dayanır mı! Oysa ki biz bayramlarda îirbirimize gidcr gelirdik Müslümanlarla. ^.amazan geldi mi sokakta herhangi bir şey fiyip içmemize izin vermezdi annelerimiz." "Çocuklann bir tekerlemesi vardı: Yahudi, Ermeni Ne çok yedin peyniri Peynirscni öldürür Cchenneme gömdürür, diye. Biz zararlı mıyız? Hal böyle olunca, ben de çocuk aklımla iorardım: 'Babacığımeğerbizzaarsızsak, neden gayri Museviler •»izeböylcdiyorlar. 'Babamcevap /eremezdı. Çok üzülürdük ve kıcardık. Beş parmağın beşi de bir olnuyorki. Susarsın, başka bir şey icyapamazsın." Bir yandan Matsa (mayalanmış lamurdan yapılanekmek)yiyorbır /andan da Sami Güııcri dinliyo•uz. Osıradaikindiezanıyankılauyor. Sokaklarasırlarcaezanı,çan sesini, kaddiş'i(kutsama duası) Juydu her bir ağızdan ama şımdı ş»eride hiçbir şey kalmadı; yıkılmış ıciliscler,tahripedilmişhavralarve yokedılmişmezarlardışında.Ezaıı duyunca derlenip toparlanıyor Günel: "Bak çocuk, bu hayatta en jnemli unsur saygıdır. tlk önce kendine, sonra da etrafına saygı. Benim atalarım, başka diyarlardan gelıp başka diyarlaragittiler.Anlayacağın, bu dünyakimseye kalmıyor. Saygı ışte bunun için önemli. Ben en azından kabristanın yerinde kalrnasını isterdim. Çünkü oralardagömülenlerhayattır.anıdır..." Sözdönüpdolaşıp "Varlık Vergisı"negcliyor. Günel'inyüzünün ıfadesıdeğışiyor: "Hatırlıyorum da o zaman bir;ok Musevi evdeki eşyasını cskilerine varıncayakadarsatmıştı. Ba Museviler gidince havralurya ahır oldu ya da depo... bam bile sağdan soldan aldığı borçlaancaködeyebilmişti. Şimdi düşün bir setmeyedeğmez." kcre.sen Müslüman birtüccarsın,bcn ise YaIsrarla bu küçük olay ları sorunca da: "Siz hudi. Halk senden mi alışveriş eder yoksa benden daha iyi biliyorsunuz, değil mü..." benden mi!... Elbetteki senden. Çünkü scn diyor "Nerede havra, nerede mezarlık, nereMüslümansınben Yahudi. Eee böyle olunca dcokul..." sen benden çok daha iyi kazanırsın. Bak ben, Sami Günel, Musevi tspanyolcası (Ladipara kazanmam demiyorum. Aradaki fark no), Ibranice ve Fransızcabiliyor. Vesıraen ;ok önemli..." önemli soruya geliyor: Siz neden ve nasıl kaldınız Tire'de? Yanıtlıyor: Tekyara Varlık Vergisi mi? Hayır: " 1948'de Israil kurulunca Tire'deki cema"Babanı soyadını değiştirmeyi hiç istemeat Filistin'c göç etmeye başladı. Hatırlıyodi. Amamemurdemışkı 'senın soyadını Gürum da bizım evde burukluk ve sevinç bir nel olarak değiştirdik.' Babam çok ibüldü. O aradaydı o zaman. Babanı ne yapacağını bihali hâlâ gözümün önüne gelir ve hep soralemiyordu. Bıryandanasırlardırburadayarım 'nıye' dıyc. Scn atalarından geriyekalan şıyorduk, öte yandan da asırların rüyası gerlck mirası vermck ister misin be çocuk!... Başka tatsız küçük olaylar da oldu ama bah çekleşmişti. Babam çok düşündü;dedcleri Museviler îsrail'e göçeli otuz yıl oldu. tzmir limanında ailesini götüren gemiye el salladığında yirmili „ yaşlanndaydı Tireli Sami Günel. Havralann ahıra dönüşünü gördü, aynmcı tekerlemeleri dinledi... Eczacı oldu, geçen yıl ilk evliliğini Müslüman bir kadınla yaptı... Kim Tire'ye ilişkin bir şey sorsa, "Tire'ye âşığım" diyor, ama gidemiyor... mizin, kardeşlerimin mezan buradaydı ve Filistin buralara çok uzaktı. Ben ise o sıralar 25 'li yaşlanmı yaşıyordum ve bir mesleğim vardı: Eczacılık. Eczacı Ali Mehmet Süncl'in yanında yetiştim ben." Anlatılacak o kadar çok şey var ki: "O zaman şimdiki gibi ilaçlar nerede... ilaçları havanda kendimiz yapardık: Merhem, losyon, tablet hepsini kendimiz imal edip satardık. Ali Mehmet Bey çokefendi bir insandı ve benim ustamdı. Eşi Hilmiye Hanım da beni çok severdi. Bizim Filistin'e yerleşme işi ortaya çıkmca bana dediler ki' Biz scni çok seviyoruz. Ailenin ycrini tutamayacakolsak bile, Tire'de kal, sen bizeoğul, biz de sana aile olalım.' Ben iki arada bir derede kaldım. Anncme anlattım, bana sanhp 'Ne yapmak istiyorsan onu yap oğlum.' dedi. Ben de babama Tire'de kalmak istediğimi söyledim. Bir şey söylemedi ama ağzından buruk bir 'Olur oğlum.' çıktı sonradan. Ailem, birkaç gün sonra onlan Israü'e götürecek gemiye bindi. Onlar gemideydi; annem, babam, kardeşlerim, yengelerim; ben ise nhtımdaydım. Babam ağlamaya başladı ve 'Seninkalmanı istemiyordum.' diycbağırdı. Bir şey söyleyemedim. Her şey boğazımadüğümlendi. Düğümhâlâboğazımdadır. Annem çok ağlamış arkamdan. Onlar TelAviv' e yerleştiler, bir daha gelemediler Tire'ye ve orada öldüler...BenseyıllardırTire'yibeklerdururumişte. Geçenseneabim geldi. Amahasret! Birbaşkaoluyortabii.." Ya Sami Günel, o gidcbilmiş mi Israil' c, gidenlerin arkasından, onlann kokusunu duymaya: "Birkaç kez gittim ziyaret için. Çok sıcakbir ülke. Orada çok ve iyi çalışmak gerckiyor. Abilerim lshak ve Nesim iyi kötü bir yerlere geldiler. Nesim abım Ödemiş'ten cvlenmişti. Yengem Clara, çok iyi terzidir. îsrail'e gittiğimde kippa'mı unutmuşum bana hemen kippadikiverdi." Kalkıp dolaptan namazkılarken kullandığı tallit'ini, kippa'sını ve kumaş bir çantanın içinde özenle sakladığı dua kitaplannı çıkarıyor. Işlemeli kippa'nın tepesine bir Magen David kondurulmuş. Tire'nin tek Muscvısı .\aını (jüneL.. eczaneyi bıraktım ama hâlâ beni sorarlar. Hastalargeliroradanburadan,ilaçyaparveririm. Benimyaptığımılaçlarhastalaraçok iyi gelir. Neden? Çünkü ustam çok iyiydi, çokbilgiliydi..." Bu işi hâlâ sürdürüyorsa, 'gönül işı' olarak göımesinden. Gittiği hastalardan para almamaması, sadcce ilacı hazırlamak için yaptığı masrafınkarşılığıylayetinmesibuyüzden. Ama bunları o deği 1, geçen senc cv lendiği Izmirli Müslüman kansıfısıldıyorkulağımıza. Kaçıncı evlilik acaba? Yanıtlıyor: "Daha öncc hiç evlenmedim ama yaş ılerley ince insan dert anlatacak, evi çekip çevirecek bir dost arıyor. Allah da benim karşıma onu çıkardı. tşte iki ihtiyar, birbirimizlc muhabbet ediyor, günleri böyle geçiriyoruz." Eski Tire'den anılarda kalan anlatılmadık ncler var acaba? Anımsıyor Sami Günel: " özellikle cuma günü öğledcn sonra çok renkliolurdu. Dükkânlarkapatılır.şabatiçin özel alışveriş yapılırdı. Erkeklermeselaberbere giderlerdi. Bir güzel traş olunur, losyonlar sürülür, herkes en temiz, en güzel elbisesini giyerdi. Herkes, herşey çoközenli olurdu. Kadınlar evde en güzel yemeklen ha• Mescld ül Aksa'dan taş... îsrail'e gidip de eli boş dönmck olur mu? Ne gctirdiğini anlatıyor Günel ve nasıl getirdiğini: "Müslüman arkadaşlarım, Hz. ömerCamii'ninolduğuMescidül Aksa'dan taş getirmemi istediler. Museviler'in Mescid ül Aksa'ya giremediği için bir Araparacılığıyla aldığım bir parça taşı getirdim. Arkadaşlarım taşı görünce çok duygulandılar. Bir de oralardaki Ramazan pıdeleri bizim Tire'dckilcr gibi değil. Israil'e bir gidişim Ramazan ayınadenk gelmişti. Annemin canı çok çckmış Tirc' nin ramazan pidcsinden. 'Oğlum, Müslümanlar şimdi pide çıkanyorlardır, hadi Arap fınnındanalıpgeliver' dedi. Gittim baktımki nerede bizim Tire'nin fırınları, pideleri nerede o fırın, pide! Elim boş geri döndüm, alamadım. 'Annc, pide kalmamış' dedim, üzülmesin diye ama o zaten üzgündü, çok özlemış buraların ekmeklerini." Bedeliyalnızlıkolmalı,topraklasevdikleriarasındakibutercihin,gitmemenin...Yoo, pek de öy le görünmüyor, Günel, ilaçlarla tanışıkhğıarttırıyor: "Ustam Ali Mehmet Bey çok iyi ilaçlar yapardı. Ellcilaçyapanlara 'havancı' dcniryani ustam da ben de havancıydık anlayacağın. Ali Mehmet Bey'inbcndeemeğiçoktu. Bak Sami Günel'in eczanesi hâlâ eskiyerinde.