Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
veyaratıcıruhuirdeleyenDuvarlarfılminde, düşünce suçlu.su ya/arın salt imgelemi ile kıstırıldığıdörtduvanbircennetbahçcsine çevırmesi,yaratıeıgikekelepçevurulamayacağmınbırkanıtı Anları yavaşlatmak... Birçok Asyabaşyapıtı gibi, gerek Satyajit Ray'in, gerekse Adoor Gopalakrishnan'ın filmleri siksıkağırtempo gütmeklesuçlanıyor. Can sıkıntısından kurtulmak için devamlıdevinimbekleyenleredoğrugelebılır bu. Gerçekte, Asya sinemasının ağır temposu izleyiciyi perdcyc yansıyan yaşamlaözdeşmeyeçağınyor, aynı Japonlar'ın NohTiyatrosu gibi... Her zaman eğlendirici değil belki, çünkü eğlenceden öte bir şey bu. Amaç, yaşamı gerçek yaşamın temposuna indirgemek değil, tersine yaşamın belirli anlannı yavaşlatmak; sanki gerçeği yakalamak istergibi... Gopalakrishnan, "Koşan zaman yerine akan zaman ilgilendiriyorbeni," diyor "Eğer film ile birlikte biryolculuğa çıkarsanız, zamanın geçtiğini duymazsınız bile. Kültürümüze yerleşmiş Koodiyattam Tiyatrosu'nu düşünün, yalnız bir perde 45 gün sürüyor. Zaman kaygısı olanagöre değil bu." Lumiere kardeşlerin filmleri yoluyla 7 Temmuz 1896'da sinema ile tanışan ve ilk filmini 1913 yılında yapan Hindistan, 1971 'den bu y ana dünyada en çok film yapan ülke. Yılda 750850 film çekiliyor. Rekor 1989'da: 925 film. Madrasgıbi Bombay'da da Hollywood'dan daha çok film yapılıyor. Ailelerinisaymadan2.5milyoninsangeçimini sinemadan sağhyor. Hindistan'da 900 milyon nüfusun yüzde 75'ikırsalkesimdeyaşıyor. Bir gün için izleyici sayısı 30 milyon. Bunun yüzde 80'i erkek, genç, kentli ve fakir. Koltuk fiyatı 15.000.TLile75.000.TLarasında. 13.000 sinema var ülkede, beş bin de gezıci sinema. Televi/yona gelince, en azından 60 milyon alıcı var. Yabancı film videolarının yüzde 80'i yerlilcrin, yüzde30'ukorsan. Gösterimegirenfılmlerin yüzde 9095 'i Hint filmi. Her y ıl Amerika, Avrupa ve I long Kong 'tan 130 kadar film ahnıyor. Yüz kadar ülkeye heryıl 145 yeni film satılıyor. Bu fılmlerin hemen hepsi başlangıçta sözünü ettiğimiz sanat filmleri yerine çoğunluk Hint Hollywood'u, kısaca Bombay stüdyolanndagcrçekleştirilenve daha çok Masala (Karışık Baharat) olarak bilinen filmler. Avare filmiyle bizlere gözyaşı döktüren Raj Kapoor'u gençler tanımazlar ama altmışlı yıllardabutürfilmlerinçoğuBeyoğlusinemalarına çeşni katardı. Hele Avare bir olay olmuştu.Haftalarcaoynadığıyetmiyormuş gibi Zeki Müren'den AdnanŞenses'ebirçok sanatçı filmin şarkısını Türkçe söylediler. Türk sinema tarihindc hiç yapılmayan bir şey, bu film için gerçekleşti. Raj Kapoor'un biryandan şarkı söylerken öbüryandan saat çalıp kaçtığı bölüm öyle beğenilmişti kı stüdyolar ızleyici bir kez görsün diye aynı sahneyi filmin sonuna da eklcyıvcrdiler. (BugünbileAsya'nınenuygarköyündelokantalar Avare şarkısını çalıyorlar.) Masala filmlerının yalın bir formülü var: Bolvurkır,bolpatırdı,bolgürültüveherfırsatta şıkıdım şıkıdım. Örneğin iki buçuk saatlik bir filmde en az altı şarkı 1618 kez y inclcniyor. Sevgilisi tarafından aldatılan genç kız tam kcndini dereye (ya da kuyuya) atacakken yoldan geçen iyı yiirekli bin tarafından kurtarılıyor. Bazı versiyonlarda kızın ağabeyi öç almak için perdcyi kanabuluyor. Yadasonyıllarınmodasınagöre,gençkadın sarisini atıp kara deri pantalonu, yüksek çızmelerı donanıyor, gidip öcünü kendi alıyor. (Bufilmlerinafişlen SM seks videolanndan farksız.) tyiler bir yana, kötüler obiir yana: M utlu son ve iyicc dc bir ders. Star sistemındc Hollyvvood'dan aşağı kalmayan Hindistan'dabirkaçbüyük yıldızlı filmin bütçesiaşağı yukarı UOmılyarTL. Yıldı/bunun yüzde 25'ını alıyor. Kanunagöre 12'yi aşmaması gerekse bile yıldızların çoğu aynı anda 2025 filmde birden oynuyor. lngih7İcrinl918yılı"Cinematographic Acf'inden miras kalan sansür çıplaklığa, değişik dinler arasında çatişmalan ele alan konulara izin vermiyor. Etine dolgun kadın oyuncuyu çıplak gösteremediklerinden her filmde enaz bir'ıslaksari' sahnesi yerleştirmekde formülünbirparçası. Örneğin bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Ya da güzcl kadın kazara dereye düşüyor, böylece incecik sarı bedene yapışıyor. Al sana genç erkeklerin düşlerinc girecek sahneler! Nair'in Phoolan Devi'yi anlatan film "E^kiyu Kraliçe" KamaSutra filmi, Shekhar Kapur'un gerçek bir öyküden yola çıkan EşSinema, Hindistan 'da yaşamın bir parçası. kiya Kraliçe filmi sonyıllardabaşı sansürle Günlük yaşamlannda başlannı su üstünde derde giren filmler arasında. Mani Rattutmayı zar zorbaşaran kitleler beyaz perdenam' ın 1990 'larda Bombay 'da ayyuka çıkan de hep güzel, hep etli butlu insanlar gördükHinduMüslüman çatışmalannı sergileyen çedüşlerevreninedalıyor(oyuncular kadın Bombay (1995) filmi de uzun bir inceleme erkek hep tombul). Aynı kitleler, kötülere densonrakesintilerlcgösterimegirdiysede karşı iy ilerin yanında savaşıyor. Kazananla oynadığı birçok kenttc olaylar çıkmasına ne güçleniyor. Hepsi yalan olsa da ne çıkar şu denolmuştu. yalan dünyada!!^ Padmakumar'm "Büyü"filminden... Pudmukumar, Pesaro Film Festivali'nde... yascminler iliştirmiş, elinde dosya işyerine koşan kadınlarla dolu. Bu ufacık eyalet üstelık değişik kültürlerin kavşağı da. En azından üç din (Hindu lslam ve Hıristiyan) bir arada. Portekiz'den, Hollanda'ya, Hollanda'dan tngiltcre'ye üstüne oturmayan kalmamişvebunlardahepkültürlcrindenizler bırakmiş. Kendı kültürü isc anacrkil köklere dayalı. Böylebiryerdençıkanfilmlerdebu atmosfcri yansıtıyor kuşkusuz. örneğin "Kerala'nın en tecimscl filmi bile Hindistan'ın dığerbölgeleri için sanat filmidir"deniliyorvebubirabartmadeğil. Kerala'nın Satyajil Ray'ı vebugün Hint sineması söz konusu olunca Ray'ın yerini doldurabilecek tek kişi olarak tanınan yönetmcn isc Adoor Gopalakrishnan. Yirmibe!> y ıllık kariycrinde yalnız sekiz film yapan yönetmene görc filmleri arasındaki bu geniş zamanlarbirönceyaptıklannıunutmakıçin. Gopalakrishnan'ın filmlcrinde görülen ana konu ezen ve ezilenler. Komünıst ülkedc bile sınıf, kast farkları insanları ayıpyor. BugünbaşyapıtısayılanSıçanKapanıfilminde bütün gün sinek avlayan mirasyedi, Uşak filminde sömürii girdabından kendini kurtaramayanfakirkendikısırdöngülerindeçırpınırken yüzyıllar boyu sömürülen ülke için birermetaforişlevi degörüyor. Keralageleneklerineyerleşmiş Kathakalı danstiyatro kültürüyleyetişenGopalakrishnan'ınfilmlerinde bu sanatın müthiş simgelere dayanan stilinden ögeler bulmamak olanaksız. Sanat Satyajit Ray,filmlerindeüstün kast Bhudrolak sınıftm hicvetmekten kaçınmadu..