Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I2LKİM 1997. SAYI 603 dını. Hvlcndikten sonra üst düzey bir Amerikalı 'nın eşi olduğunu anlamak, onu daha da cesaretlendiriyor. Sonra sıvıyorkolları Türk haklarının savunuculuğuna. Türk lobisi oluijturuyor. KıbrısTürkleri içinmücadelc. Bosnasavaşı içinprotestolar. Nekadar Amerikalı da olsa Türk kimliği hep ön planda. Her Türk yürüyüşünde, en başta onu görmek olağan olmuş artık. Cesareti ve atılganlığı ile yerel gazctelere manşet bile olmuş. Hele Clinton'a ardı arkası kesilmeyen protesto mektuplan. Beyaz Saray'ın önünde protesto gösterilerinde boy göstermesi de caba. Clintonbakmışmektuplarınardı arkası kesilmiyor kendi el yazı sıyla y anıt vermek zorunda kalmış. Bosna Savaşı'nı kınayan mektuplarına, savaşın duracağı vaadini almıs, böylece. 15 orada yatıyor. "Oradaki mahkumiyetnasıldı" sorusunu "Bizim ülkemize göre cennetti"diyetanımlıyorkısaca. Serbest kaldıktan sonra, Minnesota üzerinden Şikago'ya geçiyor. Oradan Güncy Amerika'ya, Peru'ya, sonra Meksika üzerinden son durağı olan New York'a. Parasız günler..otobüsgarlarında,parklardasabahladığı aç bilaç geçen geccler. "Resmen süründüm" diyor, "günlercc.aylarca.." Sonra bulaşıkçılıktanbaşlıyorişe. Ardından break dansı gösterisi ve taksi şöforlüğüne kadar varıyor işserüveni.Böyle bir yeraçmakniyeti ama.parayok.. Biriktirebildiklerinideailesine göndermek zorunda. Çünkü onlar da zor durumda. Durmadan araştırıyor, böyle bir yeri nasıl açarım, diye. Bu işi iyi biliyor. Çünkü daha önce çok deneyimi olmuş böyle yerlerde. Müşterinin neden hoşlanacağını, ona nasıl hitapedilmesi gercktiğini, özellikle Amerikalı müşterılcrin nelerden hoşlandıklarını çok iyi biliyor artık. Derkenikiortak buluyor. parası olan, sermayeyi denklcs,tırebilecegi. Bu işe böyle atılıyor ve kısa sürededebayağı kıvırıyor. Dükkânı doluptaşıyor Amerikalılarla. Şimdi gözde olup çıkmış. Türkiye'de çok y anlış bir siyaset uygulandığıiddiasında. Türkiye, kendi üzerinde bir oyunoynandığının farkında değil. Sağsol çatısjması, Kürtsorununa dönüstü. Derken radikal dınciler girdi devreyc. Laikantilaik çatışması başladı bir yandan da. Tüm bunlar, Tüıkıye'nin gelişmesinı önleınek açısından çıkartılan olgular olabilir. Şimdi bakıyorum, doğudaöyle birçıkmaz, öyle bir siyasi bunalım varki...bilemiyorum,sonuneolacak. Bütün bukarışıklıklarınkökenındesermayepıyasalannınyattığınaeminim.Herşeyınaltında ekonomik çıkarlarvar. örneğinsilahticareti, uyuşturucu tıcareti. Ben hiçbir zaman savaşyanlısıolmadım. Ama baskının olduğu her yerde sorunlar vardır Kürtlere uygulanan politika da yanlıştırbence. Insanlan kültürlerinden edemezsiniz. Bubirinsanlıksuçudur. Benim isteğim, insanlann birbirlerinı baskı altında tutmadan bir arada yaşamanın yollarını bulmalarıdır. Bu da gcrçek bir demokrasiyle gerçekleşebilir ancak. Bencc, Türkiye'de gerçek bir demokrasi yok Sağlıklı bir ortamındoğması için, gerçekbirdemokrasi şartoysa. Hıç kımse,yaşadığı ülkedcikinci sınıfvatandaşolmamalı. Böyle söylüyor Karazona. Şimdi yaşadığı ve göçmen yasasından yararlanarak vatandaşı olduğu Amerika'yı örnek göstererek. Evet Kürt kökenlı bir Türk ama, o da şimdi Amerikalı işte...^ Ve Karazona Sahibi olduğu, Amerikalılar'ın "Diner" dıye adlandırdıkları şirin bir aşevinde taniyorumKarazona'yı.Onunöyküsü taaTunceli'denbaşlıyor. Karazona.. önceismi ilgimi çekiyor. Bir Kürtismi, diyor. Amabuismihiçbir zaman Türkiyc'de kullanamadım. Çünkü yasaktı. Henüz35'indebiledeğil,amayaşadığıhayat onu vaktinden önce yaşlandınp, olgunlaştırrnıs.Hayatımı?Gerçektenmaceradolu. Zaman zaman hü/.ünlü. Zaman zaman öfkeli.. Zaman zaman isyanlarla dolu. Tunceli'dedoğmuş. llkkez iy66yılında, 3ya^ındaykcn tstanbııl'a gelmiş. I layal mcyal anıları. Asıl göç 13 yaşındayken gerçckleşmiş. Okmeydanı'ndatanımıslslanburu. Ne kadar I stanbul da say ılsa, kcndine has biryapısı vardı. Kendi dınamizmindebirdoğululukkokuyorduheryerinde. Kırsalbölgenın yetiştirdiği şehre göç eden ailelerden oluşuyordu burası. Hepsi de ekonomikçıkmazların içinde bocaladıği için, bir umut kapısı gıbi gormüijlerdi büyük kentı. Ne doğulu..ncbatılı. lkisiarasındasıkışmışbirgençliktikbız, dıyor. Ortaokulu Okmeydanfnda, liseyi Atatürk Lisesi' nde bitiriyor. Sonra Teknik Üni versitc. ama oradan hiç mezun olamayacak. Çünkü OcvGençisimli bir örgütekatılacak. Bir idealistozamanlar. "DenizGezmişler'indevamıydıkbiz"diyeekliyor. Üç bes siyası kitap okuyarak, siyasal örgütlenmenin çok zor olduğunu daha sonra anlayacak. Birkıskacın içinc sıkışmışgibiydik. Ekonomik sorunlar.. izlcnen belirsiz politika.. devletbaskısı.. önünde aşılmasıgüçengeller. Kafasındayarattığı ütopyayakavuşmak tümamacı.Herkcsinesithaklarasahip olduğu, herkesin barış içinde yaşadığı, dost bir dünya hazırlamak, kendi gibi ezilmışlere. Şimdi "Sağlıklı birsiyasi gelişmedeğildibu" diyor. Daha sonraları bunu enine boyuna , bırmücadele verilmesi gerek Müjgan Köksal'ın Amerika 'da satın aldığı evlerden biri de Boston 'da. Karazona 'nın New York East Village 'da işlettigi kafe. Sonra 12 Eylül gelip çatıyor. Siyasi örgüt üyesiolmaktantutuklanıpiçerigiriyoroda diğerleri gibi, hiçbir silahlı ey leme katılmamısolsada. Birbuçukyılyatıyoriçcride. BirbuçukyıL.O bir buçukyılı bir daha anımsanıak istemiyor. lşkencenin dik alasını tanıyor orada. Elektrık verme, falaka, filistinaskısı.. Aklanegelirse. Sağlamdışınınsökülmesine kadar varıyor iş. Neyi itiraf etsin. Suçu yalnızca siyasi bir sol örgüte katılmiş olmak. Uluslararası Af Örgütü kanalıyla serbest bırakılınca.soluğuhemenlngiltere'dealıyor. Sonra da ver elini, dünyanın en medcni ülkesı diye tanımladığı, tzlanda. Kendi kendine ılkhesaplaşması orada oluyor."Değermiydi bütün bunlara?" diye kendi kendine sormadan edemiyor. Ama içinden bir ses hep, "Boşuna savaşmadın.yanlış savaştın, ama boşuna degildi" diye yükseliyor durmadan. "Evet, tavrımız yanlıştı" diyor o günlerı yenidenanımsarken. Sonra Kanadamacerası, tanıştığı Amerikalı bir kızla başl lyor. Ancak pasaportu olınadığı için, Kanada'dan Amcnka'ya gircrken, tutuklanıyor ve altı ay da Türkiye 'den Yeni Dünya'ya... Müjgan • j i r» düiündüğünde, daha tutariı y a d a yenı adıyla R o s e . tığineınanıyor.Örgüttekiha O n u n k İ HlUtlU SOIlla reketlerinı,yalni7eabirgençlik hareketi olarak niteliyor. Hıçbir zaman halka inemediklerindenyakınıyor. Oyüzden de halktan soy utlandıkları kanısında. "Halkbizimaceraperestbir siyasi örgüt gibi algıladı" diyor. Mücadclcsini tanımlarken,"O zaman Kürtsorununa yalnızca ekonomik bir prob.. .. . lem olarak bakılıyordu. Bız g O Ç U 1 3 kendimizi sağ sol çatışmasıayırımı bu raddeye gelip dayanmarmst," diye vurgu.u biten bir Yeşil Kart öyküsü. Ve Karazona. Tunceli'de mn içinde buiduk. KürtTürk Okmeydanı'na. A m a Müjgan Köksal, Amerikalı olunca adını da değiştirmiş, Rose Lanquist o//w«j. Kocası ve ikizleriyle.