Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYBI DERGİ bütünle.'jti. Doğa, müzik, aşk,edebiyat hepsi avueunun içindeydi artık. Avucunun içinde... Avucunun içindeki kalcm de, ruhu gibi kıpır kıpırdı. Aşk, geleceğe olan tedirginbakışlarını elinin tersiyle itti bir kenara. GünccsiogünlerdeTrowell'ıyazdıdoyasıya:"Seninle"diyesesleniyorduTrowell'a"Seninle bir gün birlikte olacağız gene; o zaman ancak o zaman kendimi gerçekleştireceğim, kendim olacağım; çünkü yaşam şarkımın son notalarıseninelinde,onlarsızeksikkalacak yaşamım böyle duyumsuyorum, her zaman da böyle duy umsadım çünkü dünyada her şeyden çok sen gereklisin bana. Hiçbir şeyin önemi yok; sen benim yaşamıma el koydukça hiçbir şeyin. Ah,hep böyle kalsa. Bu biricik güzel çiçeği koparma sakın korkuyorum sevinç içinde yüzerkcn bile.." Haklıydı, sevgi çiçekti, özenle korunması gereken, emek, bakım isteyen.. Sevinç içersindeyken bile koparılma korkusunu yaşamak.Okorkuyuyaşatabiliyorsakarşısındaki... Evet, evet buydumııtluluğunadı. TroweH'ın güncesindcki adı Sezar'dı. Çünkü,Trovvell'm içindeki Sezar'ısevmiştı o.Trovvell içindeki Sezar'danhaberdarmı? Ne önemi var! Kcndi yarattığı Sezar, TrowcH'ın içinde yaşadığımüddetçesevecektı onu. Sezar nasıl biriydi? Onu ilk gördiiğünde neler hissetmışti? Sezar'ı güncesinde s,öyle anlatıyor. "Onu ilk gördüğümcle bir şezlonga uzanmıştım, yanımdan geçıp gittı Uyuml uyürüyüşünü, kendine güvenlihali ni, fizik güzelliğini seyrcttim; gençliğin, yaratmanm sonsıız özelligi olan o (okunmuyor) uyandı içinule. Sesini ışittım sonra: Kalın,doludolu,tuhafbırbıçinıdeheyeean vericı bırsesı vaı^başkalannıyıınsılıyorkonuşurken, inccbirmizahduygusu var. Yüzü biı yontunun yüzü gibi, keskııı çizgili; agzı tam birGrek ağzı. (,'ok görmüş, çok yaşamış, elleri çok güçlü, serin. Uzun boylu, elbette, giysileri bedeninin çizgilerini bclirtiyor. Onunlabirlikteykendclicebiristegekapılıyorunı, bana acı çektirsin ıstiyorum. Güçlü elleriyle bogulmak isterdim. Çok sıgara içiyor,olağanüstüzarifbirtavırla."(,'oksigara olağanüstüzarifbirtavırla nasıl içilir?tnsan neden delice bir istekle acı çekmck ister? Eller nasıl güçlü vc serin olur? Bunun yanıtı Mansfield'in içsel yaşamında yer alan Sezar'databii... Sezar'ın keşfi Katherine Mansfield'in 16 yaşından ölümüne dek kaleme aldığı günceler yaşamın, aşkın, tutkunun parıltılarını, acılarını yansıtıyor. Ünlü yazar, insanın yüzyıllardır değişmeyen yapısından şeffaf görüntüler sunuyor. Aşk kanıtını bekler NEVİN İJNAIJN ohtı Middlcton Murry... John'a Jack mi dcscacaba? YoksaGünce'sine"J." diye mi düşse adını... Evet, "J." uygun... M.de..."Bogey"dc..."J.M.M." de.. Herneise..Nefarkeder! Herbirinikullanabilir pekala. Kocası da olsa bu adam, onu tamçözebilmişdeğil! Evet,adını açıkyazmayacak. Şifrclibütünadlaronauygun. Ya kendisi? I Icran Katherine Mansfield olabiliyornıu?Bazıkerelercvet,bazenhayır! Ben ve ötek i vey a ötek i ler... O bazen "K.M.", "Katie", "A.W", "Bir Kadın".. Tiim bu adları kendine uygun görüyor ve Günce'sinc Katherine Mansficld'lc birlikte düşüyor. Ki:,i!igin ayrışması değil bu, ayrımlayarak "ben"e ulaşmanın yolu sadece...Geçmişyaş.amla,geleceğinarasında • • • • ki olan "ben", o anını yazdırıyor Mansfield'a "Dinliyorum, düşünüyorum, düş kuruyorum,sonundayaşamımtekbiryaşam değil, binlerce yaşammış gibi görünüyor; ruhum geçmişinağırlığıaltındaeziliyor.gelecektckiçabalarınbelirsiz,tedirginedicibirbiçimdc bilincine varıyor". Düş kuran, dinleyen, düşünen ezilen, tedirgin olan içsel dünyası, dışsal yaşamını şöylesorguluyor:"Gcrçektedışsalyaşamım birhayaletyaşamındanbaşkabirşey değil; soyut,anlamsızgribirgölge. Içselyaşamgüneş ışığıyla, nıiizikle, mutlulukla çarpıyorsınırsız, geniş, dipsiz bir mutluluk kuyusu 'SENlNLE'çarpıyor." Mansfield güncesinebunotudüştüğünde henüz 16 yaşında. Doğduğu ülke olan Yeni Zelanda'dan eğitim için Londra'ya gelmesinin üzerinden iki yıl geçmiş. QueensCollc ge'da edebiyat ve müzik çalışmalarına devam eden Mansfield'in "seninlc" diycscslendiği kim? Arnold Trowel.. Viyolonsel çalmayı öğrendiği adam. Ruh ilk kezonunla kıpırdadı.Gökyüzü,çiçekler,deniz,yağmur vegüneş tümanlamlarınıonunlageçirdiler hayata. llkaşk Wellington'da,kentinyerlisi bu yetenekli genç viyolonselciyle kapısını çaldı. Müzik, viyolanın tellerinden büyüsünü"Webcr"idc kendine tanıkederek ilk kez bukadarşiddctliduyurdukendisine. Mansfield içindeki insanlardan aşka tutsak olanını böyle keşfetti.TrovveH'ın Londra'ya gcliijiyle aşk, bekleyısin tiim sıkıntılarını bir anda yokediverdi. Edebiyat dünyasında yeni yeni keşfedipetkilendiği Çchov, Goethe, George Sand, üscar Wilde, Shakespeare'in sözeükleıi,öykülenn,özdeyİ!>lerin,şiirlerin arasındansüzülüpTroweH'aduyduklariyla Bu sevgi çiçeğini koparma sakın! demişti Mansfield. Biliyordukihayatısevmek,Trovvell'daki "Sezar"ı.sevmekle mümkündü. Sezar'ı keşfedebiliyorsa insan, sokağın tenhalığınıbilebaşkatürlüanlamlandırır,anlatır. Mansfield güncesinde birsokağı anlatıyor bize. "Geniş, neredeyse elayak çekilmiş sokakta yürüyorum. Anlamsız, bırakılmış, aldırmaz bir görünüşü var sokağın; artık güzclliğineinanmayan bir kadın gibi. Yaşamın görkemliritmindeneseryok. Yorgun,soluk yüzlü insanlargeçipgidiyorlar; sessiz, bezgin. Bütünrenklereanlılığınıyitirmişgibi. Sokak göz alabildiğine uzanan bir çöl gibi tekdüze. Dardemirkapıdangeçipküçükpatika boyunca yürüyorum, ağırkapılardan kiliseyegiriyorum.Sessizlik;kımıltısız,kiliseninüstündeasıhkalmış." Yayıldızlaronanehissettiriyor?"Karanlıktayıldızlarparlıyordu;amagökyüzürenk renk,altmçiçeklerledolubirbahçegibiydi. Geminin güvertesinde uzanmış, ellerim başımın arkasında kenetli, yıldızları seyrcderken.tuhafanlaşılmazbirduyguyakapıldım; onların, ta içimi, ruhumun derinliklerini ardsız aralıksız, gittikçe daha güçlü bir biçimde aydınlattıklarınm bilincine vardım.Dingin ışıklarınmiçiminderinliklerineyayıldığını duyumsadım; ürkü vecoşkudankımıltısız. ürpererekkalakaldım.'Yıldızlarınparlamasında korkutucu bir biiyü var' diye düşündüm. Güneş ışığının gücünün, ateşin ışığını soldurup etkisiz kılması gibi, yaşamın alevinide yıldızların parıltısı söndürüyor. Yaşamımınalevininküçücük bir mum gibi, kor