Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 HAZİRAN IW6. SAYI 536 dcvraldı, lokantayı açtı. Avrupa'yanam vermiş,tik.Tavuk,pilav, çorbayapardık. Dönemin bütün ünlü insanlnrı gelirlerdi." Yaş,ınm insanı dcğil Arzumanoğlu. On sckizlikdclikanlısanırsını/. Bakışjarıkeskin. Zekâsıberrak.Tüıkiye'nin içindc bulunduğu duruından hos,nut dcğiI. Üzülüyor. "Bu /cngin, bu güzel mcmlekettc, zenginlik içindc rukaralıkçckmekayıpbirşeyyalıu! Allah bize hcr şeyi vermiş., her şeyi. Mcmlckclin zenginliği bizi tembel yaptı. Şimdi gidin, bütiin kahvcLcr dolu. Peki bc kardeşim, bütiin dünyaçalış,ırken, senin buradaneis.in var?" Öfkeleniyor. "Dünya alemin gözü bizde. Amabizaçlıkçckiyoruz. Haklı mıyım'.'Nasıl anlatayım? Niye? Hcr şcy var. Neyimiz eksik?Tekeksiğimizçalış,mak. Amerikada neymiş.. Bizim kökümüz, asaletimiz var. Anadoluluyuz, Anadolulu!" Yüksck sesle sürekli konuşmak yoruyor ArzumanoğlıTnu. Madam Vaso (,'ıkar da, Andrea Arzumanoğlugibikalbikırıklardan. Mavigözlerinde hüzün... O da adaya gelen gençlerin kiliseye yaptıkları saygısızlıklara üzülüyor. Burgazada Muhtarlığrnın bahçesindeki sıradaoturmuijdüijünüyor. Yanıbaşındaise.tekir bir kedi, yavrularıyla sarmaş dolaş. "Ordinaryüh" lakabım bcn vcrdiın." Madam Vaso: "Bizim evdc üçümüzde Fenerbahçeli'yiz." Muhtar: "Bir Beşiktaşlı bcn mi kaldım?" Manol: "Herkes dünyaya Fenerli gelir (muhtarı göstcrerek), sonra böy le kötü yola düşer." Karşılıklıkahkahalar... Manol kısaşortu, sarı tiijörtü içindc yaramazçocuklargibi. Her an insanlan güldürmeye hazır. Belli eğlenmeyi vecğlendirmeyiseviyor. F.dmondoDc Amicis'in "Istanbul, 1874" adlı kitabında Ruınlar için saptadığı özelliklerin hcpsini taşiyor: "Rum, çok canlıdır ve gözlerindeki, dudaklarındaki bingizli hareketle ruhunda olupbitenherşeyiaçığavurur. (,..)Kafasındankötübirşeygeçtiğizamanbilesevimlidir." Ligor Kostantinidis, bastonuna dayanarak, ağır ağır gel iyor. Muhtar, saygıy la ayağa kalkarak,Kostantinidis*esandalyegetiriyor. Ligor: "Ben inşaat kalfasıydım. Florya'daki köşkü, Taksim Anıtı'nı yapanlardanım. Atatürk'le, K.ılıçAliBey'lekonuşmuşluğum var. Keşke tek gözüm olsaydı, Atatürk yine sağolsaydı." Manol: "Eskiden koro halinde şarkılar söyleyerek, misafirlerimizi iskeleye indirirdik.Gecelerigitarsesleriduyulurdu. Ermeniler, Rumlar, Türkler hep beraber şarkılar söylerdik. Artık tasavvur edin. Burada "CennetBahçesi"diyebirkırgazinosuvar. Oradaçokeğlenirdik." Madam Vaso: "Orası o kadar kalabalık olurduki, bizim manastırdankınk sandalycler alırlardı. Şahanc cğlcnce vardı. Şimdi sandalyc bol, ama insan yok." Ligor: "Sahibi öldü. Onun zamanında, madamın dediği gibi iğne atsanız yerc düşmezdi. Masalarbööööylesallanırdı(E!iyle sallantıyıtasvirediyor). Sandalyelerobiçim. Oturuyordunuz, kalktıgınızda "cııııırt!" pantolonlaryırtılıyordu." Madam Vaso: "Sahibi öldü, orası bitti. Şimdi canlandırmaya çalışıyorlar, ama olmuyor." Ligor: "Gittilerefcndim. Bütün Rumlar buradangittiler. Üçailckaldıkyahu! Bakın, Kınalı Ermeniadasıydı,BurgazRum, Heybcli Musevi, Büyükadadaanonimşirkctgibi, yanikarışıktı. Hcrkcsgitti.herkcsgitti... Yalnızkaldıkmeyhanede." Manol: "Agora meyhanesınde değil mi? Ben Yunanistan'acokgittim. Herseferinde bana 'Çok şanslısınhâlâ Istanbul 'dayaşıyorsun'derler, biliyor musunuz?" Muhtar: "Onlargittikleriiçin çok üzgünler." Manol: "Bizimkilergittiklerinde Yunanlılar'açokşeylcröğrettiler. Lakerdayı.pastırmayr, sucuğu, baklavayı, dolmay ı, imambayıldıyı götürdüler. Şimdi öğrendiler,onlarda yapıyorlar." Madam Vaso, muhtaradönerek: "Değil mi Nurettin Bey? Bizimyemeklerimizçokmeşhurdur." Loksandra'nındayemekleriçokmeşhur. Maria Yordanidu, kitabında onun yemekleriniövmedenduramamış:"Ncdemişler:Napoli'yigördeöl.LaflLoksandra'nınelinden midyedolmasıyedeöI.Hünkarbeğendi,yoğurtlukebapveki!>ınbulunmadığıiçinasma yaprağından değil, pırasayaprağmasarılmış. sindirimikolayctlidolmasınıyc.Taramasınıyedeöl.Ölürsündeyenidencanlanıpyenidenyiyesingclir." DERGIDEN Merhaba, Önünüze gelen bir tavuk budıınun, az önce yaşayan bir canlıya ait olduğunu düşiiniip bunaUma girdiğiniz hiç oldu mu? Ya da artık görmeyen bir çift balık gözünün servis tabağmdan size haktığını... Çogu kişi zanıan zaman bu duyguya kapılıp ne yapahm, yüzyülardır bu böyle gelmiş deyip yolıına devam ediyor. Etin lezzeti, duyulan huzursuzluğu bir anda unutturabiliyor. Ama kimilerinin tepkisi kalıcı oluyor. Hayvan yemek şart mı sorusunu kendinize sormaya başladığımz an vejetaryenlik çizgisinde uzun sürecek bir yolculuğa çıkmanız çok olası. Çünkü vejetaryenliğin de çeşitleri var. Kimi sadece beyaz etyiyor, kimi balık, kimi ise tek bir hayvani ürünü ağzına almıyor. Son aylarda çevremizde et yemeğine isyan eden gençlerin gitgide çoğaldığım farkettik. Onlarla konuştuğumuzda vejetaryenliği yalnız bir beslenme biçimi olarak değil, aynı zamanda birfelsefe olarak benimsediklerini gördük. Ancak ailesi ile birlikte yaşayıp da birden bire vejateıyen olan gençler anne ve babalarının göstereceği tepkiden çekiniyorlar. Uzmanlar ise 12yaşını uşkınlar için etyememenin bir zararı olmadığı görüşünde. Bize bu haftaki kapak vazımızı lıazırlayan Deren Baylav da vejeturyenliği seçenlerden. Bu hafta oldııkça sıkıntılı geçti Tiirkiye için. Yine kan döküldü, yine unııtulnuısı çok zor olavlaryaşandı. Ve tiiyler iirpertici darbe söylentileri yine ortalıktu dolaşmaya başladı. Gazeteler korkııtucu haberlerle dolu. Demokrasinin lam anlamıyla yerlefemedigi Tiirkiye de darbe hâlâ bir politika biçimi olarak algılanıyor. Halbuki bu yohlan daha önce de geçen Tiirkiye 'nin bugünkü çözümsüzlüğünde askeri yönetimlerin payı herşeyden daha biiyük. Darbeleri akıllanna bile gctirmeyen yabancı ülkeleri kıskanmaktan usandık, provokasyonların peşinde sürüklenen bir iilke olmaktan da... Bu yaz elimize çok az gezi yuzısı geldi. Amayaza merhaba diyenler heniiz azınlıkta olmalı. Gezi yazılarınızı bekliyoruz. Öniimüzdeki haftaların daha aydınlık olması dileğiyle... İpek Çalışlar CUMHURİYETDERGİ İMTİYAZ SAHİBİ BERİNNADİ1BASANVEYAYAN: YENİGÜN HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIK A.Ş.1GENELYAYINYONETMENİ:ORHANERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU HİKMET ÇETİNKAYA •YAZIİŞLERİMÜDURLERİ DİNÇTAYANÇ, İBRAHİM YILDIZ (SORUMLU) • YAYIN YÖNETMENİ İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNURÇOLAK • REKLAM: MEDYA C Futbol muhabbeti Burgazada muhtarı Nurettin Tarabuş ve Manol Taylan, hemen gelip madamın yanına oturuveriyorlar. Birsözsalvosudurbaşlıyor. Muhtar: "Manol ağabcy, hasta Fenerbahçeli'dir." Manol :"HcmdeDivanüyesiyim. Leftcr'e Orkide yetiştiren tek adam... Ak'janıçöküyorBurgazada'ya... Adanın Takımaga Meydanı'ndaki heybetli kilisenin (Ayios loanis, 19%'da lOO.yaijinıdevirdi.) biiyük kapısından içeriyc Papa/ Andrea Kolancı veKilise Vakfı Yönetım Kuruluüyesi Andon Parizıanosgiriyur. Papa/ Lt'endi, kilisenin içini ijöylebirdolaiîarak, on iki havarinin ikoııalanna, Isa tasvirlerine, sönmü^ mumlarabirgözatıyor. Parizianos.kaçamak birbakışf'ırlatıyorsaatine. Sikıntılı.. (,'ünkü az sonra iskeleye yana^acak olan vapur, kaç /amandırhasrcti çekilen dostlarını kavu^turacak ona. Içcridcki sıralardan birinegeçip oturuyor. "Kurtuluş doğumluyum. Şimdi Şişli'de oturuyorum. Yazları adayagelirim. Burgaz bazıözelliklerinikaybetmişolsada,eskigüzelhavasürüyordiyebilirim. Meselabcnim eski mal sahibim çiçekçiydi adada. Bundan yirmisencöncesi. Inanırmısınız, Istanbul'da orkideyctiijtiren tek kişiydi. 'Taso'nunbahçcsi' derlerdi. Meşhurçiçekçiydi. "Rum kalmadı artık. Herkes gitti. Bende gidcbilirdim. Bazı kcrelergitmeyidüşünmedim değil." Andon Parizianos, konuklarım karşılamak Ü7ere kalkıyor. Dışarı çıkmadan önce birmumyakıyor... PeşisıraPapazEfendi. • Papaz Andrea Kolancı, ince u/un, sarı benizli biradam. Burgazlı değilmiş. Iki yıldır buradaymış. Alışmayaçalışıyormuş. Karısı ve dört küçük çocuğunu da beraberinde getirmi^ Papaz [{fcndi. Sait Faik, "Papaz Efendi" adlı öyküsündeki papaza, "Insanım. Topraksız, evsiz, barksızhemdedinsizim. Birbakımaelbctdinsizim. Ama sanırım ki Allah varsa, bizi yaşamak için yaratır. Böyle olunea kabul" dedirtmişti. "Ya.samak için yerim. Bulursam bol şarap içerim. Sigarayı ağzımdan düijürmem. Yaprak yerim. (...)'Papaz rakıiçiyor,sarho!) oluyor, papaz kızlara bakıyor, papaz gülüyor'derler. Desinlcrvızgelir.(...)Papazım diyc mi yapmayacağım. Güzel şey lcrc bayılırım." Kolancı,acaba Sait Faik'in"PapazEfendi"sini bıliyormu? Kimbilir...^ Yani Karamili ve ailesi Ayios Yeoryios Munastırı 'nın bahçesinde. Eski "Tavukçu )ordan " lokuııialurının sahibi Andrea Arzumanoğlu. KAPAK FOTOĞRAFI: ERZADE ERTEM