Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYLI DKRGİ Teorik anlamda bakıldığında birey olarak varoluş insana ölümsüzlük yükledi. însanların bilinçaltına yerleşmiş olan ölüm korkusu tüm kültürlerin kökeni. Ancak aynı zamanda savaşların ve nefretlerin dc... Bir grup Amerikalı sosyalpsikolog 'Terör Yönetim Teorisi' adını verdikleri disiplin içinde, insan davranışlarının psiko dinamik motor gücünü araştırıyor. İtici bir güç: Ölüm korkusu • • | pikür, "Ölümünbizihiçilgilendirmediği düşüncesıne alışın" dıyordu, "çünkü iy i dc kötü de duygunun içindedır, oysa ölüm duygunun yitirilişidir." Vc Yunanlı filozof insanlardaki ölüm korkusunu son dercce anlamsız buturdu, "Bizim olduğumuz yerde ölüm yok'tur, ölümün olduğu yerde ise bizyokuz..." Elbette hcrkes nıhai sonu bu rahatlıkla bekleyemez. Arizona Üniversitesi Psikologlarından JcfT Greenberg ve bir grup uzman, insanin içindeki ölüm korkusunu irdeliyor, onu; kültürlerin kökeni, davranışların itici gücü, ırkçılığın, savaşın, önyargının temel taşı olarak cvrim içindeki yerine oturtmaya calışıyor. 'Terör Yönetim Teorisi 'adını verdikleri buçalışmalarınısürdürürkende.konuylailgili varoluş felscfcsigörüşlerini Freud'un psiko dinamik geleneği ilebağdaştırmayaçalışıyorlar. Bu çalışmanın cazibesi ise felsefi genişliği ile metodik darlığı arasındaki bileşimde yatıyor. Çalışma, grup içindeki tek teorisyenin.SheldonSolomon'un, ErnestBeckertarafından yazılmış, Pulitzer ödüllü 'Ölüm Korkusunun Ycnilmesi' isimlikitabıokumasıyla başlamış. Sosyolog vc antropolog ErnestBecker, kitabında şöylediyor: 'Ölüm düşüncesi vc ölüm korkusu, insan denen hayvanısüreklibirşckildekovalar. O insan davranışlarının en itici gücüdür. Çünkü insanın her davranışının altında ölümden kaçmak, ölümü ertelemek ve ölümü inkar etmek gibi bu kaçınılmaz sonu, kaderi yok sayma eğilımi veiçgüdüsüvardır". Artık hayatta olmayan Ernest Becker'in, ölüm korkusunun kültürel motorgüç olarak evrim sürecıiçerisındeki yerine ait düşünceleri.berabcrinde "İnsan hangiyönleriylc diğer türlerden ayrışır ve onlarla benzeşir?" sorusunu da gctirerek bu araştırmanın zeminini oluşturmuş. Bu soruya vcrilcn ilk yanitlardan biri de 'Homo Sapıens dc yaşamda kalabilmekadınaıçgüdüselbırçabaharcadı' olmuş. Elbette bu yanıtı besleyen birçok entelektücl yetcnek dızini var. Orneğin insan uzun vadeli planlar yapabilmck adına spontanedavranışlarınagem vurabiliyor. Yada geçmişdeneyimlerinidüşünzincirleri içinde yenidurumlar karşısında birdavranışşeklinedönüştürüp.geleceğeyönelikyatınmlar kurgulayabiliyor. İnsan olabileceklerin hesabınıyapıponagöredavranıyorveolasılıkları gerçeğe dönüştürüyor. Vc bir şey daha varinsanıdiğertürlerden ayıran. İnsan, bilincinin sınırlarını zorlayarak, kendi varlığını koruyacak önlemleri alabiliyor. Tabii tümbuniteliklersonucunda, insan sadece yaşamda kalmayı başarmıyor, aynı zamanda da bu yaşamın sonu olan, onu bitirecek, tüketecek olan ölümü kavrayarak onunlabitmek tükenmek bilmeyen bir kovalamaca içine giriyor. Bu da insanoğlunun gelişmişliğininvebeynininayrıcalığınınbedeli. Kendi ölümünüengelleyememe düşüncesi vebilinci ise, insanın içinde önceliklekorkunç bir çelışki yaratıyor, çünkü bu içgüdüsel yaşama isteğiyle çakışıyor. Insanoğlu olarak bizler, nasıl oluyorda yaşamımızın çok uzun bir süresinde, yaşanan herşeyin yoktan başlayıp "yok "a varacak bir gezinti olduğunu unutuyoruz? Bu soruya araştırma grubunun verdiği (uzun araştırmalar sonucunda bulduğu!) yanıt ise çok basit. Unutulan ya da bılinmeyen hıçbır şey yok. İnsan beyni çok küçük yaşlardan itibaren bu bilgiyikorkunçbirdehailebastırıyor. Severken, öğrenirken, acı çekcrkcn, para kazanırken, çalışırken, çabalarken hep bastırıyor. Bubilgi yok gibi davranıyor. Beynın ölümü yok sayma cylcmi çok i leri yaşlara kadar sürüyor. Bilginin bilinçüzerine çıkması insanın gcnel anlamda elini cteğini yaşanandan çckmesıylc gerçekleşıyor. Bir düşüncc vc kaygı olarak başlayanbututum,zamanlabir tavradönüşüyor. Uzun yıllarsürenbu yok saymaeylemi, insanoğlunun evrimsel yaşamda kalma refleksiylemedeniyetleroluşturarak.hayatıbirindcn diğerine devrederek sürdürmesinin en büyük nedeni. Çünkü insanın yaptığı tanıma göre medeniyetin en büyük özelliği, gerçeği düzen ve anlamla bezeyerek, onda ölümü erteleyecek ya da engclleyecek bir takım değerlerdiziniyaratarak,cangüvenliğinisağlaması. Güvence aramak... Medcnıyet toplumları düzenle, anlamla, öngörüyle ve süreklilikle donatarak, millileştirerek.vedemokratikdeğerlertoplumlarına dönüştürerek yaşamda kalmasını sağlıyor. Insanlargüvenceyi törenlerde,ilişkilerde ya da yaşadıklan topluluğun kuralları arasında anyorlar. Ve bu katılım onlarakendine güven duygusu kadar, kendilerini korudukları duygusunu da veriyor. Araştırma grubu burada yakalanan kendine güven duygusunu tanımlarken,"Anlamlıbiryaşam içinde anlamlıbirbireyolmaduygusu"nitelemesini seçmiş. Birey, şosyalrol vedeğerlerkapsamında gerçekHfin kültürel uzlaşılarıyla buluştukça, kendine özgünbirkimlik deedinebildi. Ve teorik olarak bakıldığında, birey olarak varoluş insana ölümsüzlük yükledi. Ancak bu noktada olayın çok başka ve olumsuzsonuçlaryaratanbiryönüdeberabcrgclışti. Insanlar kendi medeniyetleri içinde kendi edinimlerini ve varlıklarını korumakta vc savunmakta son derece güçlü içgüdülerle donatılmış durumdaydılar. Bu ncdenledcaltcrnatiflerkarşısı«da(farklıtarzlar, düşünceler, yaşam biçimleri v.s) koruyu cuvesavunucutcpkilervermeyebaşladılar.. Korumak îstedıklerı yaşamdı. Ancak koru maiçgüdüsüylesaldırdıkları,yaktıkları,yık tıkları ve yok ettikleriyinc yaşam oldu... Elbette farklı kültürlerin tepkileri de fark lıgelişti.Herzamansavaşarakyadaöldürc rekgerçekleştirilmedifarklınınyokcdilişi Kökcninde çok ilkel ama çok da insanaait ik duygu yatıyordu: Önyargı ve hoşgörüsüz lük... Gerek kültürel yapılaşmagereksebireyu kendine özgün kişisel güven ve yer edinmı duygusu, kırılganbirerçatı.Bunedenle.ya pılanaraştırmalardanalınansonuçlaragön insan sürekli bir"muhafaza" aradı kendine Vesosyaldavranışlannınçoğunukorkuları nı giderecek değerlerini koruyacak şekildı yanimuhafazakârbirörüntüşeklindeoluş turdu. Ve kendısiyle rekabctte zannederel korktuğu farklı düşünsel veyapısal sistemle re karşı değişik psikolojik ve fizik yöntemle geliştirdi. • Ençokkullanılanveenhafiftepkiler den biri, alternatif görüş ya da kişileri değer ler dizini dışına itmek ve onlan aptal, cahil y. da medenıyet dışı olarak sınıflandırarak de ğersizkılmaktı. • Ikinci tepki asimilasyondu. Yani farkl olandiğerini kendi değerlerini almayaveon larlayaşamayaşiddetkullanarakyadakul lanmayarak zorlamak. # Üçüncü tepkı daha modern bir tepkı Uzlaşmak. Karşıtkültürlerinsimgesihalin gelen'eşya'larglobalkullanımasokularat dirençlcryumuşakgeçişsüreçlcrı içindeki rıldı. Rock müzik vc blue jean gibi... Sonr simgesclyıyecekveiçeceklerpa7arlaragiı divekarşıttepkilertörpülendi. # Dördüncü tepki isedoğrudanölümdi Kendimi/gıbiolmayanıöldürmek. Isteride olojiler, istcr din adına bize alternatif olar