Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MAYIS 19%. SAYI 530 M. DEMIRTAŞ 1938Antalya doğumlu. Öğrenimini Antalya Sanat Enstıtüsü ve Ankara Akşam Tekniker Okulu'nda tamamladı. Edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirleriyle tanınan Demirtaş, Che Guevera adlı şiiriyle Ceza Yasası'nın 142. maddesine aykırı eylemde bulunduğu savı ile tutuklandı, beraat etti. Çok sayıda şilr kitabı yayımlanan Demirtaş'ın ilk öykü kitabının adı ıse kısa süre önce yazdığı "Şiırimsi Hoca Nasreddın öyküleri"...^ Yasamm haşka başka anlamlan ve tadları da var A ma bunıı anlatmakzor tmge dünyası yalnızca ar/tuylcısınırlı olana!" Bu sözler bir taş gibi gıtti.karıncanınkulagınaçarptı. Karıncaosirayağbal içindccan sıkıntısındanpatlamak üzereydi ki,"Baksen şu haytaya" decli. "Açlıktan soluğu kokar, ona bıına laf çarpmaktan, çulıp söy lemckten degeridurmaz!.." Sözlerkendini ignelesede, müzik birden içini aydınlatirgibi olmu^tu. Neyazık.müzikgüçlüklcduyuluyordu. Kulağını toprağa dayayıp müziği datıa iy i duymaya vc sözleri anlamaya çalıştı. Tam o sıra ses kesildi. "Acaba?.."dcdi vc kulağını toprağa iyiceyapıştırdı. Sessedayoktu. Duy ulan yalnızca uyanmakta olan ve gerinen tohumların cıtırtılarıydı. Cansıkıntısıiçindebaşıninüstündekiduyargalarını oynattı, kendi kendinesöylenmeyeyebaşladı: "Gcçenyılkapımakadaryalvaryakargelmişti.Ne diye biriki arpa atıpönüneçaldırıp söyletmcdimki!" Yuvanıniçindegezinmekistedi.olasııru! Heryeryiyecekleöylesinedoluydukidolaşmayayeryoktu! Bulabildiğiboşluklardabir ikiadımattı,"Yineölçüyükaçırmışım"dedi. "Bunca yiyeceği y ığmaya ne gcrek vardı! yüzle "Buyur" dedi, yer gösterdi. Karınca Bunca arpa nasıl tükenir! Baharsa eli kulagülmcz suratıy la öy lece duruyordu karşısınğında.." da. Halhatırsormadanindirdiarpatorbasını Bunları düşünürken canı iyice sıkıidı. Aç değildi ama, yine decansıkıntısından birya Ağustos Böceği 'nin önüne ve emreder gibi seslendi: ğa, bir bala bandı. Ağzına bir iki arpaattı, tıkındı veöylesinedoyduki,kamıgerilipkal"Işte dilediğince arpa! Gerek yok sapa, sadı. Vebiravuntubuldukendine: mana.. Saklama! Açsın biliyorum. Vedurma çal,söylebana! Eğlegönlümü!.." "Nasilolsaşarkıcıyakındaçıkargelirkapıma. Sanıyorum açlığın son sınırında... Işte Ağustos Böceği incelikten yoksun bu sözo zaman al götürdcrim yiyeceklerin bir böliileri duyunca, kara bir bulutun gölgesi geçti münüvegecclcri,git,gcleğleönlümü..." sanki sevincininüstünden. Birdengeçenyılı anımsadı. Duygulandı. Biryerleri sızlamaBu düşünceler iç sıkıntısını biraz giderir ya başladı. François Villon'un (Fransuva gibi oldu. Bu umutlagün saydı, yol gözledi. Villon) bir dizesini anımsadı. Geçmişyıllara Ama boşa gözledi... ilişkin kimi anı lar, sevinçli de hüzünlü de olYine bir gece ölüyordu can sıkıntısından. Yine y iyeceklere saldırdı, tıka basa yedi, sı sa, derin bir yurtsama duygusuyla anar ve bu dizeyimırıldanırdı: kıntısı arttı.eksilmedi. Yol gözledi, kapı sesi "Ama nerdebıldıryağankar şimdi!" dinledi, ne bir gelen ne giden vardı. Derken Işteyitie karınca ile karşı karşıyaydı. Ama, bir ara hoş bir müzik sesi geldi toprağın dedeğişik bir konumda. Bu kezo gelmişti kapırinliklcrinden. Kara gece aydınlanırgibi oldu, sevindi,el çırpıpoynamaya başladı. Mü sına vekabalığınısürdürüyorduhâlâ.. Ama geçen yılların karı yoktu bu yıl ve Ağustos zikuzunsürmedi,hemenkesiliverdi. Kızdı, Böceği oeski Ağustos Böceği değildi. Karaöfkelendi. Amaöfkenincansıkıntısınayararıolmadı. Bir süre geçti, müzik veşarkıyeni bey bunu nerden bilsindi! Ayağının birini basmışarpa torbasının üstüne,"Hadi! Haden duyulmaya başladı. Ama sevinse mi, üzülse mi bilemedi. Koca sağnlı arapyine laf di!.." diye emredip duruyordu. çarpıyordu. Ağustos Böceği incinmiş bir gönüllc öylece duruyor Yine ycrgi dolu ve alaysa Bu düşüncelerle ne karıncaya ne de arpa tormalı şarkının sözleri şöyleyduvarda asılı duran basına dönüp bakıyordu. di: Doğaçlamadan söyleyeceği "Kimisinin bir eli vagda/ çalgısına uzandı, bir şarkının kurgusunu yapBirelibalda/ mayaçahşıyorduzihninde. Ama ne $iir, ne şarkı var aldı ve yürüdü, Kalınkütükleryuvarlayahayatında./ nabirgül sunmak! Amayakuru bir yer seçti Bııyüzdenicisıkılırdurur/ kıcı dikenleri olan bir gül! karnı tıka basadovsada../ oturdu. Tellerden M üzikvc sözler butemelüsÇünkıi vaşamda önemli tüne oturmalıydı. Aldıği bu bir veri var/Arpa huğdayku birine dokundu, ikinci yaranın acısını ancak dar/ böyle unutabilifdi. tmge ince, lirik ve Şiirin veşarkının da../ dünyası yalnız malla, mülkle, arpayla smırlı olana tüm Bıınaragmen LuFontaine/ VUmUŞak bir bunları nasıl anlatabilirdi? Hep beıü yollar karmcamn Bir köşecikte mahzun yuvasının kapısına mahzun duran son buğday Bir çiltim arpaivin.." taneciklcrini düşündü. Hüduvarlarında Karınca güçlükle duyabilzünlendi, şurasına bir şeyler diği bu sözler üzerine hop yankılanıp, toprağın düğümlendi. Karıncayı şöyoturuphopkalktı. Duyargalctepedentırnağabirsüzdü. larını öfkeli öfkeli salladı ve derinliklerinde Karabey'in içindeesen fırtıyuvaiçindeyinebulabildiği nadan hiç mi hiç haberi yokyitip gitti. Teli bir boşluklarda dönendi dıırdu. tu.. Uzandı çalgısını aldı ve "Bak sen şu kendini bilmez daha inletti ve bu rastgele tellerden birine dosoytarıya.. Dilerim bir gün kundu. Yine ince, lirik bir düşersin yine kapıma.."diye kadarcığı içlenip sesti yayılan. Bu ses söylesöylendi. Sözlere kulağını tımek istediği sözlere uygun kayıp sade müziği duymaya duygulanmasına değildi. calıştı. Sözler yaralayıcı da Karınca müziği duyunca olsa, ınüzik Mkıntısını gide yetti. Şimdi bir duyargalarınısevinçlc sallariyor, gönlünü eğliyordu. dı sağa sola ve ayağını arpa şarkıya torbasındançekti. Sesekulak Müzik bitti veyuvasına yiverdi. ne derin bir sessizlik çöktü. başlayabilirdi... Kalkıpziyarctegitmeyi düAğustos Böceği yeni bir şündü.bunubironursorunuyaptı.vazgeçti. sesaradı. Bulmuştuaradığı sesi. Sesini çalgı"Sağrısını sallaya sallaya nasıl olsa birgün nın tınısına uyarladı. Karmaşık duygular gelirkapıma"diyeumutlabekledi. Bekleye içindcydi vcsesibuduygularınbirbilcşimi bekleyeuınutlarısöndü. Vc birgün dayanaolmalıydı. Öfkeye bulanmış, başkaldm ve madı.sırtına bir torba arpa alıpcıktıy uvasınyergiyi de içeren bir sesle söylemeliydi söydan. Düştüyollara.. Azgitti,uz gitti,başkaleyeceği şarkıyı. sına göre az, kcndine göre çok gitti ve vardı Ve böylc bir sesle ve müzik diliyle dökmedayandı Ağusfos Böceği'nin kapısına. Vurye başladı içindekileri. du kapıy ı güm giim, kabaca. "Beheyaçgözlü" Ağustos Böceği o sıra küçücük bir bugday Diye güıicdi vcbu sesle buedayla sürdürkırıntısım toprağa bulayıp,coğaltıp,toprağı kalık yapıp, açlığım dindırmeye çalı^ıyordu. düşarkısını. Kapı scsını duvunca. "Hayrola..Bu vakitte kınıola'.'.."dıyekapıyadogruldu veaclı. Inccbelli Karabey'i karsısmdabirlorbaarpayla göıünce, şasjkınhğım gi/leyemedi., eli ayağı dola^tı. Cîecmİ!) kırgınlığı o saat unutmiüjtu. Buyuretti.gülcryüzgösterdi vebir SCVIIKII.. bırsev ııulı.. (,'üııkü Ağustos Böcegi karıneagıbi değıldı. Gün görmüs. halden hılırerendıbırıydi. lyıduygulaılabuyuretti komşusunu ıçcri. Karınca sanki hiç oralı dcğil vc hiçbiışey bılmıvormus.gıbı.bırkibırvetatraileveselamsı/.sabahsızaştıe!>iği,böbürlcncböbürlcne daldı ivcrı. Ağustos Hötcği yine güler "Behcvucfzüzlü! Biitünbiryazhoyu Yumlımnıkıklım Çaldımsöyledim dıınıp dinlcmedin bir kez bile Şimdi gelnıifsin kapıma Kihirlivi'küsiah linııvdfi^ihisesk'iıirsın: " Hctdi bana bi şurkı söyle: Incchelli Karahev Üncı'<ıııııııi\ibıjlle Şttrkı sövU'iımez Emirverüfvetle!.. ^