Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAYIS 19%. SAYI 530 ısc önümüze bır dızi çalışııuı çıkarıyordu. Bunlarkâğıl üzerındesiyah heyazçalışmalardı. Bır ıplıkçikle bir ycrlcrc bağlanmış, karmai;ik,dalli budakh, soyut birçalışmayı andıran ancak pek görmeyealıs,ık olmadığımızdesenlerdi. Bunlarınben/erlerinituvalleriıı üzerinde. heykellerın elemanları arasındagörnıeknıüıııkündü. Scvinç Altan, bu desenlerini; "Iş.te gerçek"diycsunuyordu. Bunlarınhepsidchistolojik vcpatolojik kcsıllcrın ycraldığı atlasları incclcycrckbuldugudokularınmikroskoparacalığıylagörünenayrıntılarıydı. Aynençalı:>ılmış.tı.Tıpdilındehepsıninbiıadı. tanımı olsa da, tıp içın hepsi tck tek bir bildiklik taşısa, bir geıçeklik ifade etse de Sevinç Altan için bu gölgclor, çizgiler. sonuçta ınsanın.yani benın başkabiıgöıimüijüydü. Vebizbunııbılmıyorduk. YÜ7ÜmÜ7İi,gözümüzü, v ücudumuzu görünüşolarak biliyorduk.tanıyordukamaonuniçindeki.derinindeki.gürüncmnarkasındaki gerçckliklcri tanımıyorduk. Sevinç Altan. aynanın arkasında açılan boijluğu hııhmı^tu. Ciö/ünü karartıp bu bo^lıığa gırmiş, birdizi tıp kitaplarınıniçincdalıııış, mikroskupları gözlemiş., t'raktal geometrinin parça vebiitiin ilişkıİL'rıııi incclemi^. bunuinsanınogörünnıcycnpan;acıklarına ııygulamı>, bırba'jkagcı\"ckliğı hissctmcvcanlatnıın,abasııuıgiri^nıi^ vcönceleri tuvallcrin ü/erindcbclli bclıısİ7 boy göstcrcn desenler sonuçta "Siliictler" adını verdiğı hcykcllcrinc dönii'jmü^tii. Bunlarartıkotıpgcrçcklıklerı deiley.il, bıı dızı scrüvcndcn sonrasanatgınınbılıncinın vcbırukadarda biiinçaltının yarattıgı esci'lerdi. 11 düijüncenin en uygun araçlarla ve en çarpıcı biçimdeanlatılması ^eklindeözetlenebilecekyenibiranlayı^veestetiğekavu!juyordu. Günümüzde birçok sanatçı, değişen ko^ullar sonucu kcndisini, sanatını, toplumu, ilİ!,kilerini sorgulamaya başladı ve ortaya dikkatealınmasıgerekenciddı.ilginççabalar ortaya çıktı. Ancak bunuda bır moda olarak gören, olayıderinl iğinekavrama çabasınagirmeyen.sonutça ortaya atılmiij bir tczin süreklitekranylaanlamsızlasjananlayıijlaıda görüldü. Sevinç Altan'ı, hiç çekinmeden, dıkkatealınmasıgerekenilkgrupiçindedeğerlendırebiliriz. Sevinç Altan, sergi için hazırladığı bro;>iirc Lale Müldür'ün Kuzey Defterleri kitabından !ju satırları alnıı^; "Herkes kabul ederki fotoğraf görüntüsü gerçeklık açısından mükemmele en yakın aktarımdır. Fotoğrafik vizyonun gerçekliğini rcddettiğim gün ^eyleri başka türlü görmeyebaşladım.Tıpkıaynada çok uzun süre ve yoğun bir dikkatle kendimize baktiğımızda olduğu gibi nesneler uzun süre bakıldıklarındatanıdık.bildik olmaktan çıkıyor, sırlarını ele vermeseler bileyabancı birdünyanınkapılarınıaralıyorlardı." Sevinç Altan, heykellerini sunarken izleyendenalıştığı fotoğrafik gerçekliğindışında birbakış istiyor. Onlardan kcndilerıne her gün en "gerçek" görüntülerle sunulan gerçekliklerin dışınaçıkarak, sırlarını kolay ele vermeyenyabancıbirdünyanın,insanınkendı geıçeğının kapısını açınalarını beklıvor. VedevamediyorLalo Müldür:"Btrinsana yada bir bitkıye uzun süre bakıldığındahcr çızgi.herbiçim.herlckespirallerhalındezamandışınaçıkıyordu. Yaşayanherijeyinmcinebilirliğinigöıüyordunuzorada.kırılabilirliğini... Herşeyzatenzarzorayaktakalıyor vebütünlüğünü ancak koruyorgibiydi. Her ş.eyin yerdeğİ!>tırebileceğini ve insanın içi ile dıiji arasında kınlmak üzereolan yayı görebildiğimizanbüyükbirdelışelduyabilirdik ancak, ya da büyük bir rahatlama." Sevinç Altan'ıninsanııncinme ve kırılmalardan çekinmeden, tamtersine bunlarınfarkına varmak için farklı düşünmeye, farklı görmeye, farklı algılamayadaveteden scrgisi Mayıs ayı sonuna dek Roxy'de izlenebi Düşüncenin Sanatı Sevinç Altan yaşadıklarıyla veanlatını çabalarıyla i'arklı birsanatçı tipini oluşturuyor. MımarSinan Üniversitcsi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndc resim okudu. 12 Eylül öncesinde toplumcu dÜ!>ünccycyakınolmu!)tu. Budönemde, toplumcu sanat anlayu>ına uygun konulu.insanfigürününbolca ycraldığı "gcrçckçı" rcsimler yapmıijtı. Ancak bu rcsimler sıcak, yumuşak renkleri veçizgileriylefarklıydı. 12 Eyliil'dcn sonıa, aynı kaderi paylasjan pek çok aydın gibi kendisiylc başbaşa kaldı Sevinç Altan. Ve daha önceinsanıkavrayii,ını,gerçeğialgılayışını tekrartekrartartıştı kendisiyle. Vemikroskopaltmdakaiijilaijtığı gcrçeklik,onuduygııvedü!jüncclerini başkabirgerçeklik boyutunda, farklıbirbiçimdeanlatnıaçabasınaitti. Bunoktayagelinccönccresminbilinen estetik, renk kaygıları azalmıştı. Resimlerininsadecebir"hazunsuru" olarak algılanması, beğenilmesi de onuçokilgilendirmemeyeba!)lamıştı. Düijündüklerini anlatma istcği daha öneçıkıyordu. Rcsmi gidcrck daha fazla düşüncc olııyor ve tuval giderek yetersız kalıyordu. Ortaya kendi ürettiği malzemelerle yapılmi!}. Ö7Cİ biçimli heykellerçıkıyordu. Heykellcr artık vazgeçilmc7 bir anlatım araeı olunca; "öncccllcrimdcn vazgcçmem gcrckli" diyor Sevinç Altan. Çünkütel.saç. boru, tel kafes, lastik, zincir. kâğıt v b. kullanıyor. [îğiyor,büküyor, bağlıyor..."Eldivcnledeçalışamıyüium,nuıİ7emeyihissedemiyorum" diyor. Bu i>in bir diğer sonucu da Peı>embc Pa/an'nı tanıması olımı.ş. "Pcr.>embe Pazan'nda dolaı^mak ve malzeme bulnıakbcnımıçınÖ7el bır kcyıf" diyor. Onun sanatı kendısini kuran ve üreten bıı sanat. r)oğrudansali!>ama<;lıdadcğil."Bmsi illedealacağnn dcrsc hayırdcmcın ama salılsın diye bir tasam da yok" diyor Sev inç Allan."SatılmatasaMnagirineedüşündiiklerımitaın olarak uygulayanuım" diye dii^ünüyor; "Hesapsız, kıtapsız çalı^mak" istıyor. Hscrlcrinin daha çok izlcnmesini vcizleycnlcrı dü^ündiirnıesini aıvuluyor. Tiim çalışma vesergi gidcrlcrını /ahmctli resim reslorasyonuçali!)malai"indanka7andıklanylakar:>ılami!>. Hayatını da bu yoldaki çalı^nıalarla sürdürmektenyana.Sanatınınböylecemaddi koşullardan bağımsız olacağını dü.şünüyor. Oünümüzdesanatçılarınönemlibirbölümii, entelektüel birçaba içinc girerek sanatın anlammı tekrarsorguluyor.Toplum tarat'ından kabul gören anlayıijlara karşı alternatif anlayış,largelis,tırmeye çalı^ıyorlar. üeçen yıl Islanburdadüzenlenen Bieııalbuyoldaki çabaların scrgilcndiği iyi birörnckti. Başka türlü görmek Sanatçılar ,ılışılnıi!)in dı.^ında çok (arklı maİ7emelerle.alı^ılmı.şmalzemelcrideçok farklı kullanarak çarpıcı anlatımlaryaratirken, aynı zamanda sanata ve topluma çok clcı>tırcl bir !>ckildcbakıyorlardı. Sanat duygulata ve göze lıitap eden geleneksel estetiğindensıyrılıyordahaçokbireleştirinin,bir \w.<4 llnui luin. utx u />.' uhıı nı baflattığı bu ç/ılı$mu önce ellerindcıı vazxı\>nesinigen'kttnm\.