07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 CUMHURİYKT DERGİ YAZI: ÖMER FARUK CİRAVOĞLU FOTOĞRAFLAR: AYLA S. ATAMER İSMAİL TAŞÇ1 msterdam kapıları ilginc malzemelersunuyor. Bu kapılar, zenginliğin göstergesi değilse bile, kapı merdivenlerinin birdili oldıığukesin. Iki yandan kapıyı kuşatan simetrik merdivenlerdahaeok/enginliğin.yandanvc tek yönlii kapıya ıılaşan merdivenler ise göreceyoksulluğunsembolü. Amsterdam 'ınzcminkatgiriş. kapıları çoğukezmüstakil. Butür Amsterdam kapıları eeşitli bieimleralan küeükcam bölmeleri ve bubölmelereasılanceşitliminyatürleryada tül perclelerlesüslü. Kapılarasonradanyapılanpostakutularıkapılaryapılırkentasarımlanan veevin ieinepostaatılmasını sağlayan bölümühenüzyokedememis.Çogullollandalı kapısını aetığında, kapıdan içcri atılmış poslasını alıyor. (,'ok kallı bir evin giri.ş kapısından evc giriliyorsa, kendi postasını giristeseçiyor. A Amsterdam, kapılarına önem veren bir kent. Kimi kapılar konutun zenginliğinin de bir göstergesi. Ama bu kentte artık kapılar eskisi kadar güvenli değil. Amsterdam'ın kapıları KAPI VE ÇAĞRIŞTIRDIKLARI. "Kapıcılık", toplumsal gelişmenin ve şehirleşmenin ileri bir aşamasında kapıların en yoğunlaşmış halinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Geçimirnizi temin ettiğimiz yerler "ekmek kapısı" oldu. Kimimiz bulunduğumuz yörelerde aradı rızkinı, kimimiz Avrupa kapılarına dayandı. Yoksul halk "ekmek kapısı" diye "devlet kapısı"na yamanmayı tercih etti. Devlette görev aimak ne de olsa sürekli bir maaş demekti. Köylü çocuklarının devlet kapılannda kapıcı, odacı oldukları dönemdi bu. "Kapının önüne koymak" işten atmayı tanımlarken; "kapının önüne konmak" da işten atılmayı tanımladı. Her konuda yaygın olarak kullanılan "kapı aşındırmak" da benzeri birçok deyim gibi boşuna gidıp gelmeyi dile getiren sonuçsuz uğraşların adı oldu. Benzeri olguları farklı dile getirmemizi ya da küçük ayrıntılardaki farklılıklarımızı "aynı kapıya çıkar" diye yorumladık. Doğrunun ve gerçeğin kapısını tek ve kendimizde sayarak. "Komşu kapısı" uzak yerlere yapılan ziyaretleri hicvetmek, sık sık yapılan ziyaretleri anlatmak için hem olumlu ve olumsuz anlamlarda kullanıldı. "Kapı kapı gezmek" evinde oturmayanları tarif ederken; "çat kapı gelmek" habersiz aniden ziyarete çıkanlar için... "Açılın kapılar Şah'a gidelim" diye haykırdı Pir Sultan Abdal. Ruhi Su'nun gür sesinde dillendi çaresizliğin ağıtı: "kitlendı kapılar, mekân ağladı". "Kapansın el kapıları" dedi Nâzım Hikmet, geri kalmışlığı emperyalist sömürüye bağlayarak. "Bir daha açılmasın" dedi. "Kapıyı çalan kimdir/ Aç bakem gelen kimdir" diye sordu halk türküsü. "Yaram derine düştü, belki gelen hekimdir" diyerek çalınan kapıda umut aradı. "Kapıları çalan benim, kapıları birer birer" diyen çocuk, teyze ve amcalardan imza istedi, çocuklar öldürülmesın diye. "Aç kapıyı bezırgan başı" oynamış mıydı acaba bu çocuk? Henüz gözümüze göründüğü yıllarda. llk özgür kararını bu oyunda vermiş, bir saf tutmuş muydu? Sorunları çözmek, uzlaşmalar yaratmak için olurnlu yaklaşımlar "kapı aralamak" olarak tanımlandı. Siyasette dillendtrildi. "Kapı araladı" dendi, olumlu yaklaşımlar için. "Kapıları kapattı" denerek mahkum edildi olumsuz tutumlar. "Kapalı kapılar arkasında" deyimi de siyasette halktan gizli verilen kararları; günlük ilişkilerde zorunlu aleniyetten yoksun tutumları dile getirdi ve zıddı olan şeffaflığı çağrıştırdı. işlerimizi son dakikaya bırakmayı kendince eleştirdi "yumurta kapıya dayanınca" sözü. Uzun kış gecelerinde yaşhların gençlere sorduğu, cevabı süpürge olan "çat burda, çat kapının arkasında" bilmecesi de gizlilikle eş anlamlı olarak "kapı arkalarına" dikkat çekti. "Kapı arkasına saklanmak" da sorumlulugunun gereğini yerine getiremeyen ve yaptığı işi savunamayanlar için söylendi. Utandıkları zaman da hep kapıların arkasına kaçtı onlar. Marksist siyaset terminolojisine kapı, "dar kapıcılık" olarak girdı. Halkla birleşmesi gereken partinin kapılarını sıradan insanlara kapalı tutmasını betimledi. "Dar kapıcılıkla" mücadele edildi. Osmanlı. askerine "kapıkulu" dedi. Benzeri deyim "kapısında it" nitelemesiyle, uşaklık, kölelik olarak mahkum edildi. Feodal dönemde ağalara yanaşmaların bağlılıklarını kanıtladıkları "kapında it olayım" sözü artık yeni toplumun bireylerine yakışmayacaktı ve hakaret anlamına gelecekti. "Kapının eşiğini aşındırmak", "eşiğine yüz Sonyıllarda, hırsizhk vesaldırı olaylannın yoğunlaşmasıylabirlikte kapılara yapıştınlan."lüttcnrcklumyadabroşiiratmayın" eıkartmaları pek popüler. Birdc üzcrindc kocaman köpek resmi bulunan ve "sahibimi koruyorum"yazıları... Daveisizmisafirlcre karsı evin güvenliğini sağlayan eıkartmaları özellikleyalnızya^ayankadınlartereihediyor. Amsterdam, tarihini butarihinbirparçası olan kapılarını korumaya özcn gösteriyor. Restorasyonlarda da bu özellik asla bozıılmuyor. Kapı,insanya!>amıylabirlikteortayaçıkmış olmalı. Mağara ve çadır girişleri özel mülkiyetinortayaçıkmasıylabirliktealgıladığımızvekullandığımızsomutlukta"kapı" laradönüşmü!}. Minik çadır girişlerinden, büyük devasa kalekapılarına;bahçelereaeılanikikatlıevlerin arkası demirli kapılarmdan, apartmanların daha narin, çok sayıdaki kapılarına uzun bir süreç yaijandı. Devasa duvarlarıyla kale ve onun kocamankapısıyıkılınca, daha bir çogaldıduvarlarve kapılar. Dönemine vemekânınagörebiçimleraldı. Sadekapılar, ihtisamlı kapılar; basitkapılar,görkemli kapılar yapıldı. Yani saraylara dagirildikapıyla.ahırlarada. ^ sürmek" gibi deyimler de aynı feodal döneme aitti. Çağının en büyük ozanlarından Yunus Emre, Taptuk Emre'nin eşiğine yüz sürdü ve dergâhın kapısına yıllarca düzgün odun taşıdı. "Kapı gibi" benzetmesi, sağlam, boyluboslu, güçlükuvvetli ve yürekli insanları betimleyecekti. Bazıları "cennetin kapısı"nın anahtarını satmaya kalktı. öyle ya buraya da bir kapıdan girilecekti. Cehennemin kapısı devamlı açıktı, iş cennetin kapısını açabilmekteydi. Umutsuzluk içinde işleri çıkmaza girenler ve bir çıkış yolu arayanlar, "Allah, bir kapı kapatırsa başkasını açar" ^ inancında teselli buldu. "Kapılanmak" bir yere ya da bir kişinin yanına postu sermek, körü körüne bağlanmak demekti. Bazı yörelerimizdeki Ramazan geceleri evlerin kapısını çalıp içeri torba atma geleneği unutulmadı. Kalabalık çocuk grupları bu eğlenceli geleneği mani eşliğinde yerine getirdi. Komşuların kapısı çalındı, "Işte geldim kapınıza, Selam verdim yapınıza; Selamımı almazsanız, Daha gelmem kapınıza!" manısi eşliğinde ve açılan kapıdan içeri boş torba fırlatıldı. Kuruyemiş, meyve doldurulmuş torba geri alındı ve başka kapı çalınmak üzere yola devam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle