29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 0CAK 19%. SAY1512 19 Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, görev başındayken gözaltına alındı ve gözaltında öldürüldü. Bir dönem Evrensel gazetesinde birlikte çalıştıkları Behzat Şahin, onu ve gerçeğin peşinde koşuşunu yazdı. Şef'ten Müdür'e Bağımsız, ycni bir gazetc çıkarmanın eyecanını ılk günden başlayarak beş ay oyunca birlikte yaşamıştık.Ele avuca ığmaz, olayların sadecc görünen yüüyle yetinmeyrp gerçeğı yakalamak ;ın didinip dururdu. Evrensel'den önce, Gerçck dergisinde alışmış, orada da başarılı ışlcre iınza tmıştı. Gazete, onun ıçin yeni bir deneımdi.Gazete tarzı habercilığı tartışır, kla uygun önerileri de açık yüreklılikle abul ederdi. Evrensel'de görevim, istıhbarat şefliıydı. Hiyerarşıyı sevmediğim ıçin Şef" diye hitap edilmemesini rica etııştim. fşte bu rica, Metın'le aramızda ldürülüşüne dek süren bir esprinin aynağı olmuştu. Ne zaman görüşsek, Şefim" diye hıtap eder, ben de ona mt "Müdürüm" diye seslenırdim. Işte Metın, yaşam dolu, gülümsemesiı asla yüzünden eksik etmeyen, esprılı, ost canlısı bir ınsan, meslek onurundan dün vermeyen bir gazetecıydi. Metin ve onun gibiler, gazetelerin .insüz" kahramanıdırlar. Bu meslekteki kımilerı "ürf" peşinde aşarken, Metın ve Metin gibiler, gerçeğin peşınden koşmayı tercıh ederler... "Ah gazetemiz şimdi..." Gazı Mahallesi olaylannın olduğu zamanlardı. Evrensel'in henüz hazırhk aşamasıydı. Bİ7, yıne de olayları izler, sanki gazc* te çıkıyormuş gıbı çalışırdık. Günler geceler boyu, Gazi Mahallesi'nden ayrılmadı. Gazi Mahallesi'nden gazeteye her dönüşünde heyecanla içeri gırer, bulduğu yeni bılgileri aktarır, çcktıği fotoğrafların çıkışını sabırsızlıkla bcklerdı. Ertesi sabah gazeteleri eline aldığında da hayıflamrdı; "Şimdi gazetemiz çıkmiij olsaydı, bunların yazmadığı bir sürü unsuru biz yazmış olacaktık." Her yeni olayda,bu hayıflanma tekrarlanırdı; "Ah gazetemiz şimdi çıkıyor olsaydı..." Hoş, birçok gazetecı dostu, Metın'in yardımlarıyla haberlerıni daha da ayrıntılandırmışlardı ya, yıne de kcndı yazacağı bir ga/eteyle aynı şey değildi onun ıçin. Metin Göktepe anne kucağında bu kez sadece fotoğrafıyla... zetecılerden bırıydı. Her haber dönüşünde, polısın yıne kendısinı tehdit ettiğini, bir punduna getırdıklerınde hesabını göreceklerini söylediklerini anlatırdı. lşte bu yüzden de, sık sık tartışırdık. Onu mümkün olduğunca, polısle yüzyüze gelcceğı olaylardan uzak tutmaya çalışırdım, o da ıtıraz eder, küserdi. Küsmesı bile, birkaç dalîika sürer, yine o hayat dolu gülümsemesıyle "Tamam ya şefim" der, barışırdık. Dünya gömşüne aykırı bıle olsa, gcrçekleri gizlemcye veya çarpıtmaya çahşmazdı. Kusurları yok muydu? Vardı tabii. Nadir'in kahvesınde Ahmet'e (Şık) 358'de yenılirdı. Bu ve buna benzer kusurlar ışte... Sevgıli Müdürüm, senı hep esmer yüzünün ortasındakı, gülünce ortaya çıkan bembeyaz dişlerinle hatırlarım. Senden söz edilince, gülen gözlerın, yüzün canlanır hayalimde. Bir de fotoğraf makineni kapıp hızla, habere, gerçeğin peşıne koşman... "Tamam ya şefim..." Metın, izledığı toplumsal olaylardan ötürü polıslc yıldızı hiç barışmayan ga
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle