22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 AĞUSTOS 1995. SAYI 492 mı.eğitimiherşeydendahaönemliydi.Piyano çalmak da yetmiyordu artık. Müziğini Samsun'da daha fazla geliştiremeycceğini farkedince, yeniden resim yapmaya başladı. Lisedeki öğretmcnleri de resim konusundaki yeteneğini görüp uyarmışlar," Vazgeçme" dcmişlcrdi,"Resimden koparmakcndini". Amaresim de kendiliğinden, sezgilerle yapılamazdı. Buyüzden Fransave Isviçre'dcki akademilerden mektupla resim dersi almaya başladı. Belkionlardatatminedicideğıldiamabirbaşlangıçtı. Üstelik, mektupla ders vermcyi öğrenmesıni sağlamış, yıllar sonra kendisi de bu saycde Anadolu'daki birkaç öğrenciye buyolladers vermişti... DERGI DEN Merhabu, Bu haftaki dergimizin kapagında yaktndan tanımadığınız degerli bir kadımmız var. Adı Seniye Fenmen. O, çoeukluğunda kız olmanın, evliliğinde de kadın olmanın ağırlıgını taşıyanlardan. Uzun yıllar isyan etmeden yaşamif. Resim tutkusu onun başkaldırısma dayanakhk e'.miş. Ama 35 "ıne bastıgı yıl ıslabul Güzel Sanallar Akademisi 'nin evli ve tek çocuklu ögrencisi oluvermiş. Onun geçyaşında kendini resme vermesi çocukları Orhan ve Ferhan Taylan 'ı öylesine etkilemis ki, oglu ressam, kızı da seramik sanatçısı olarak yaşamlarını sürdürüyor. Seniye Fenmen ise, ilerlemis yasına karşın her sabah belediye otohüsü ile Levenl 'ten Okmeydam 'ndaki atölyesine gidiyor, resim yapıyor, pazar günleri de semt çocuklarına parusız resim dersleri veriyor. Oglu Orhan Taylan annesinin sanatını veyasamını "alçakgönüllü bir bilgeligin sessizligi içindeki coşkulu üretkenlik " olarak tanımlıyor. Arkadaşımız Benıt Günçıkan bu kez de Seniye Fenmen 'in yasamım öykiilestirdi. Yıllarca Amerikan siyasetine damga vumn Kennedy ailesinin en büyük kızı Rosemary 'nin dramı son hajtalarda bilinmeyen yönleriyle gün ısıgına çıktı. Bu dev ailenin en çokgündemde oldugu yıllarda bile sakat oldugu için resimlerde görünmeyen bu kadın bugün 77 yasında. Rosemary, Kennedy 'lerin en büyük kızıydı. Ama bir kusuru vardı. Zekâ özürlüydü. llk gençlik yıllarına gelince sokaklarda basıboş dolasmaya başladı. Denetlenemez işler yapıyordu. Bunlaryetmiyormuş gibi birde erkekleri çok seviyordu. Rose Kennedy 'nin tüm karsı çıkışlarına ragmen Baba Kennedy kızının beynini törpületmeye karar verdi. Genç kız ölmedi. Ama beyni öldü. Zaten özürlü olan beyni ameliyatın ardından bir daha ise yaramadı. Rosemary bitki olmuş, ailenin korkulu rüyası da son bulmustu. O artık ne babasına ne de kardeşlerine zarar verebilecekti. Ama, Beyaz Saruy 'm sekreterterinden Bayan Gibson yıllar sonra çö'p kutusuna atılmıs birgünlük buldu. Rosemary 'nin kalem tutabildigi dönemin ürünü olan bu günlükten yola çıkarak Kennedy ailesini anlatan bir kitapyazdı. fşte, yenipiyasaya çıkan bu kilap Amerikan emperyalizminin bilinmedik kurbanı Rosemary Kennedy'yianlatıyor. Iktidar. kurbanı Rosemary 'nin öyküsünü Edip Emil öymen yazdı. Ha/taya bulufmak dilegiyle... Yeniden Istanbul ve Akademi... Çocuklar ortaokula başlama yaşına gcldiğinde Seniye yeniden Istanbul'a döndü. Bebek'te bir ev tutuldu, çocuklar Amerikan Koleji'negönderıldi. YaşamıSamsun'la Istanbul arasında gidıp gclmek üzerine kuruluydu artık. Akademf yc gitmeyi de bugünlerde düşünmeye başladı. Kararını verdiğinde kimseye söylemeden gidip Akademi'nin sınavlannagirdi. Kazandıda. SırabunuTankTaylan'a söylemckteydi. Sınava habersiz girmesinin nedeniy le itiraz edeceğini bıliyordu. Seniye ne söy lese "Ne lüzumu var" dıyordu çünkü... Buna da karşı çıkacak, Seniye de ısrar edince "lnadına yapıyor"diyedüşünecekti. Duyduğunda şaşırdı Tarık Bey. Tepkisi beklenendi, "Ne lüzumu vardı?" Seniye, "Tramvaydan paso aldım" diye yanıtladı bu soruyu. Tarık Bey'in karşılığı yine şaşırtmadı, "lyi o zaman." Akademiye başladığında otuzbeş yaşındaydı Seniye. Zeki Faik'inöğrencisioldu. Sabahlan resim, öğleden sonralan da heykel atölyesine gıdiyordu. Sabah çocukları okula gönderiyor,onlarevdcnçıkarçıkmazakademiye koşuyor, dcrslerbittiğinde alışverişini yapıyor, çocuklar gelmeden decvde oluyordu. Evde bir yardımcısı vardı amayine de yoruluyor, zamanı en değerli kavram olarak tanımlıyordu. En yakın arkadaşlan Cevdet Altuğ, Mübeccel ve Ircn'di.Herkahvemolasındabirarayageliyorlardı. Ama ilişkileri bununla kısıtlıydı. Ne akademinin o hareketli çevresine katılabilıyordu ne de gençlerin coşkusuna. Çünkü evli ve çocuklu tek öğrenci oydu... Yorgunluğunu arttıran hatta acı veren bir derdi vardı Seniye'nin. Küçükoğlu Faruk'un hastalığıydı bu. Faruk'u yedi sekiz yaşlarındayken çektiği boğaz ağnlanndan dolayı doktoragötürmüşlerdi.Doktoryanlışilaçvermiş, bu ilaçlar da çocuğun böbreklerini harap etmişti. On yıl, ülkcnin bütün iyi doktorları bir çözümbulamamıştı. Birsüre Farukdadiğcr kardeşleriy lc birl ikte Amerikan Kolej i' ne gitmiş, ancak hastalığı artınca bırakmak zorunda lcalmıştı. Şimdi o da evdeydi. Mezun olduğunda bir arkadaşıyla birlikte seramik atölyesi kurmayı düşündüklerinde Tank Tanay, bir fabnka kurma önerisiyle çıktı karşılanna. Kabul ettiler. Ortaköy'de Tanay Seramik Fabrikası kurulduğunda yıl 1958'di. Tank Tanay'ın düşüncesi karısını hoşnut etmek, onun yaratıcılığını gelıştirebileceğı bir alan yaratmak değil, iyi bir ticaret yapmaktı. Bütün dizaynlar kendisine ait olmasına rağmen Seniye fabrikanın bir ortağı, kâr paylaşanı değil, çalışanıydı. Bir süre sonra bu yüz Dillere destan dedikleri türden bir düğündü. Yirmiyıl sonra ayrıldt Seniye Tank Fenmen. den sorunlar çıkmaya başladı. Faruk da hastalığına rağmen fabrikaya geliyor, seramik çalışıyordu. Yetenekli,başarılıydı. Ancak onsekizinci yaşında, bcdeni böbreklerine daha fazla dayanamadı. Orhan Taylan'ın onun ardından söylediği sözlerkaldı Seniye'nin kulağında,"O herşeyi bizden çok daha iyi yapardı..." gı duyduğunu gördüğü insandı... Ama olmamifjtı. Gücü değıştirmeye de kabul etmeye de yetmemişti. Ferhan ve Orhan cğıtim için yurt dışındaydılar. Onlara da sormadı. Tarık Tanay karşı çıkmadı kararına. Boşandılar. O güne kadar para sıkıntısı çekmeyen Seniye, Bebek'teki atölyesine taşındı. Atölyede yatıp kalkıyor, zaman zaman para sıkıntısı çekıyor ama ne kocasından ne de ailcsinden yardım istiyordu. Amerikan Koleji 'nde resim öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Akademiye ileri yaşlarda başlaması ve göstcrdiği ç aba çocuklannı da etkiledi. Aslında müziğe eğilimleri olmasına karşın onlar da resmi seçtiler. Kızı Ferhan Taylan seramik sanatçısı oldu, oğlu Orhan Taylan ise ressam. Sürekli bir atölyesi oldu ve çalıştı Seniye Fenw Bir terclh ve boşanma... Senıyc, tıpkı akademiye gırmcsi gibi boşanma karannı da birbaşına aldı. Artık Faruk yoktu. Babasına düşkündü Faruk ve Seniye bu yüzden ayrı lmay ı göze alamamıştı. Ama artık ona hiçbir şey vermeyen evliliği sürdürmenin bir anlamı da yoktu. Evlenirkcn çok şey beklememiş, ummamıştı. Evleneceği kışi iyi insan olsun yeterdi. Kim miydi iyi insan? Anlaşabildiği, saygı duyduğu ve kendisine de say tpek Çalışlar CUMHURİYET DERGİİMTİYAZ SAHİBİ BERİN NADl • BASAN VE YAYAN. YENİGÜN HABER AJANSI BASINVEYAYINCILIKA.Ş.BGENELYAYINYÖNETMENİ ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU HİKMETÇETİNKAYA • YA2IİŞLERİMUDURLERİ DİNÇ TAYANÇ (SORUMLU), İBRAHİM YILDIZ • YAYIN YONETMENİ İPEK ÇALIŞLAR • GORSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • REKLAM. MEDYA C KAPAK FOTOĞRAFI: HATİCE TUNCER vfcAJÜ Fenmen 'in albümunden biryapruk... Mithat Paşa, Refik Fenmen ve aile büyukUıı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle