Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 AĞUSTOS 1995. SAYI 492 15 PAZARIN PENCERESINDEN Recep Tekçam, kalp transplantasyon serüvenini anlattıktan sonra sürekl i doktor gözetiminde olması gerektiğinden, ev tutulmuş ve doktorlar ailesini Istanbul'agctirmişler. Doktorlar ona hastanede bir de iş bulmuşlar. Şimdi sağlıkh bir insan gibi yaşamasını sürdüren Recep'i, belki ilk ve tek kalp transplantasyonu yaptıklan hasta olduğu için Çapa Tıp Fakültesi KalpGöğüsDamar Cerrahisi çalışanlançokseviyor. Hattaonun için geçen yıl bir doğum günü düzenlemişler. Recep kaç yaşında olduğunu soranlan, "Ben bir yaşıma henüz giriyorum" diye yanıtlamış. Ya Tekçam'ın kalp naklini gerçekleştiren uzmanlar ne diyor? Çapa Tıp Fakültesi KalpGöğüs Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cemil Barlas, Türkiye'de pek çok tabunun insanların organlarını Tekçam 'a kalp nakleden Prof. Dr. Cemil Barlas. bağışlamalannı engellediğini Peki, bir kadin kalbiyle yaşamak nasıl bir söylüyor." Aynca" diyor Prof. Barlas "Organ çalınması veya bağışlanan organların satılduygu? ması, insanlan organ bağışından soğutan un"Bu çok güzel ve inanılmazbir duygu. Ben Türkiye'de kadın kalbi taşıyan ilk hastayım. surlardır.Türkiye'dc 1 Okalp nakli yapılabildi. Kalpnakliyapılanlardan,34'üya§ıyor." Kadın kalbiyle yaşamak hayatabakısjimı deProf. Dr. Cemil Barlas, Sağlık Bakanlığı ğiştirmedi. Amaçevremde 'kadın kalbiyle bu işin üstüne ciddiyetle eğilmediği için kalp yaşıyorum' dediğimde bir şaşkınlık oluyor. nakilleri için gerekli organizasyonu gerçekBazen, ben de kendimle dalga geçiyorum. Bazı olaylarkarşısında daha yumuşak davra leştirilemediğini söylüyor vc şuuyandabulunuyor: nınca kendi kendime, 'ne de olsa kadın kalbi "Gelin kalp hastalannı görün. Bu, sizin vetaşıyorsun' diyorum." Kalp transplantasyonundan sonra hayatına ya yakınlannızın başına gelebilir. Organlannızı bağışlay ın. Çünkü bağışlanan bir organbazıesnekliklergelmiş: "Hayata daha hoşgörüyle bakıyoruın. Bazı la hasta kişi ve yakınları yeniden yaşamaya şeyleri görmezden geliyorum. Eskidenkızdı başlıyorlar." lşte Recep Tekçam örneği... Çok söze geğım şeylcre şimdi gülüp geçiyorum. Çünkü rekyok.^ hayatın değerini anladım." Anlatılmayanlar en güzellerdir SELÇUK EREZ 'adın, tuvaletten yeni dönmüş, yerine oturmuş, Svvissair'in dergisine >akıyordu. Az önce "Kahve mi istersiniz, çay mı" diye soran hosfese "çay" deyişine, şivesine bakarak onun Italyan olduğunu düşünmüştü: "Madam" dedi, "Sizi tanımıyorum ama yardımınıza ihtiyacım varl" Ne gibi? Bu uçak Boston'a varınca ilk işim gazeteme faks çekmek, bu haftaki yazımı yollamak olmalı. Ama bu hafta ilham perisi semtime uğramadı... Hiçbir şey yazamadım. Görmüş, birikimlı bir insana benziyorsunuz. Bana başınızdangeçmiş ilginç bir olayı anlatırsanız benı ıçinde bulunduğum dehşetli sıkıntıdan kurtanrsınız.. Şimdi bir bılmece çözüyorum.. Bitirince düşünürüm. Kadın savsaklayınca solundaki genç adama döndü. Genç adam, kadınla konuştuklannı duymuştu. Peki, sizin yardımınızı rica edebilir miyim? • O daha hayırlı çıktı: Yaz, dedi, geçen yıl bir şilepte Italya'da Livorno'ya gitmiştim. Yükümüzü boşaltîık... Akşam geç saatte ikinci kaptan, çarkçı ve birkaç kişi daha gezmek için limana çıktık. Kent halkı liman boyunca uzanan yola dökülmüştü; kahvelerde, lokantalarda oturacak yer kalmamıştı. Yolun sonundaki meydanda bir sürü bar vardı: Paramız olmadığından sadece kapılanndan göz atıp yolumuza devam ediyorduk. Gırip çıkanı, gürültüsü bol bir bar dikkatimizi çekti: Gittik baktık; kapısında duran bir gemici bozuk bir Ingilizceyle "ne istiyorsunuz" diye sordu. Sadece bakıyoruz! Kavga etmek mi istiyorsunuz? Sonra bardaki arkadaşlarına seslendı: Burda kaşınan, dayak yemeye meraklı sürüngenler var! Içerden on adam çıktı. Çarkçı, "Bunlar Norveçli" dedi, "Herifler zom; bu iş ya hastanede bitecek ya karakolda." Norveçliler karşımıza dizildiler; bazılarının elinde şişe vardı. Tam kavgaya girişecekken bıri, "Durun olmaz, haksızlık!" diye bağırdı. Meğerse benim karşımdakinin boyu, benden kısa olduğundan eşit koşullarda vuruşmayacağımızı düşünmüş. Gitti, bardan daha irikıyım birini getırip karşıma dikti. Kıyametin kopmasına saniye kalmıştı. "Biraz sonra burası kan gölüne dönecek" diye düşünüyordum. Norveçlilerden biri, "Siz nece konuşuyorsunuz?" diye sordu. Türk olduğumuzu duyunca durakladılar. Gerçekten Türk müsünüz? Elhamdülillah! öyleyse sizinle kavga edilmez. Getln slze içki ısmarlayalım! Adamlar Türklerin ne yaman dövüşçü olduğunu biliyorlardı. Sarhoş olduklan halde Türkle vuruşmanın yararlı olmayacagını kavrayabiliyortardı. Tabii, bizim de o dövüşken Türklerden olmadığımızı bilmemeleri de iyiydi! Gencin anısı iyiydi, ama kısaydı. Ona teşekkür ederken bilmecesini çözüp bitirmiş olan Italyan, "Beyin anlattıkları yetmez mi?" diye sordu. Yetmiyor, kısa. Ne olur siz de anlatın. Pekiyi, şimdi yaz bakalım: New York'ta üniversiteye devam ediyorum. Imtihanlara çalışıyordum. Gecenin onbiriydi. Sevdiğim delikanlı başka bir kentteydı. Benl genellikle bu saatte arardı. Yarım saat daha geçince "Herhalde bugün aramayacak" diye düşündüm. Evde ne içecek kalmıştı, ne yiyecek. "Bir koşu gidip köşedeki marketten bir şeyler alayım" dedim. Peki ya ararsa? Ne yapalım, bu kadar gecikmeseydı eşşoğlueşek! Evden çıktım, koşa koşa markete gidip öteberi aldım. Dönüyordum; eve yakın bir telefon kulübesi vardı zili çalıyordu. Şeytan dürttü, açtım. Maria sen misin? Benimkiydı! Niçın buraya telefon ediyorsun? Numarayı yanlış çevırmiş, benimkinden bir sayı farklı olan bu kulübeye telefon etmişti. Bugün akşama kadar seni düşündüm. Son imtihanım da iyi geçti.. Maria sana evlenme PROMOSYON MAVİ YOLCULUK BODRUMVAN BAŞLAR. EYLUL AYINDA YELKEN CENNEV BODRUM'DAYIZ.. YELKENLERİMİZIRUZGÂR. SEVGİ ve DOSTLUKLA DOLDURARAK SİZLERI "MAVİ YOLCULUK" YAPMAYA DAVETEDIYORUZ. Bodrum'un en güzol zomanı eylül... Her cumertesi ve aalı gunu başlayan garantı dopariı, gelenekael Bodrum yapııı Gulat tipi yatlaria Mavı Yolculuk ve Golkoy Alabanda Otel ıla kombine programlanmıza beklıyoruz. 3 gece Mavi Yolculuk • 4 gece Otel Alabanda 9.500.000. TL 4 gece Mavi Yolculuk 3 gece Otel Alabanda 10.500.000. TL Dılersenız, 7 GECELEME OTEL ALABANDA 7 GECELEME MAVİ YOLCULUK Fıyatlar kışı başına, Otel yarım pansıyon, Mavı Yolculuk tam pansıyondur. Rezeıvasyon, program detaylan ve tarıhler ıçırt lUtfen arayınız... 7.000.000. TL 12.000.000. TL KÜLTUR TURİZM CUMHURİYET CADDESİ NO: 243/34 HARBİYE TEL: 0 212 234 34 20 / 4 H 24» 52 53 / 2 H KO8MO8 TURİZM ISKELE YOLU KOZACIOÖLU APT KAT 2 CADDEBO8TAN TEL: 0216 356 68 84 356 76 30 360 06 87 teklif ediyorum. Çabuk söyle: Benımle evlenir misin? Evet, evet, evet! Böyle bir yanlışın, böyle bir mutlurastlantıyla çakıştığını ne duydum ne de bir kez daha gördüm. Maria Hanım'da anı boldu: Üç tane daha anlattı. Hepsi birbirinden güzeldi. Boston'da uçaktan inerken bir kez daha teşekkür ettim: Ne hoş anılarınız varmış! Ben sana en güzellerini anlatmadım ki dedi. Niçin? Çünkü en iyi anılarımız maalesefbaşkalanyla paylaşamadıklanmızdır. Bunları tek başımıza yaşamışızdır; bazen biri daha vardır.. O kadar! Gümrüğe doğru yürürken düşündüm; dedikleri doğruydu: En güzelleri anlatılamadığından biz hep ikinci, üçüncü sıradakılerle yetinir ve avunurduk! Kendimi birden, birinci güzel evli ya da gebe çıktığından tacını alıp ikinci gelene veren güzellik yarışması jüri üyesi gibi hissettim.