05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 AĞUSTOS 1995. SAYI 491 KISAÖYKÜ 17 çe, bisiklctin alınamayacağına ilişkin yaşadığım katı gerçekler, kırılmalarım, kınklıklanm, bisiklet düşünü, ördüğü kozanın içinc hapseden ıpekböceği gibi, yürcğimin en uzak yerinc hapscdişim bir anda gelip geçiverdi içimden. "Durun" diye bağırdım. Durdular. Penccreninaltınagittim. "Atmayın onu,"dedim yavaşça. "Atmayın, u/.alın bana". Sesimdeki buyurucu lon galiba çok kesindi. Ayrıca beni askeri giysileri içine gizlenmiş bir üst rütbeli sanarak "Emredersiniz komutanım"dediler. Bisikleti aşağı sarkıttılar. Uzanıp yakaladım, yere indirdim.. Yepyeniydi. Pınl pırıldı. Bclki dc hiç kullanılmamıştı. Birdcn dünyayı, yaşamı, ölümlcri, talanı unutuverdim. Bisikleti buradan uzaklaştırmaktan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Omzuma aldım ve koşarcasına oradan uzaklaş. tım. Birkaç dakika sonra deniz kıyısına ulaştım. Tretuvardaki banklardan birinin yanına ulaşıp,indirdim bisikleti. Kimsclcryoktu. Bankın yanına yatırdım. Yanına uzandım. Bir sevgilinin di/.ine başımı koyar gibi, ön tekerleğe koydum başımı. Gözlerımı gözyüzündeki yıldızlara çevirdim. Bisikleti, talandan, kıyımdan kurtarmıştım. Hiçbirşeydüşünmek istemiyordum. Ne geçmişteki bisiklet özlemimi, ne savaşı, ne kan kokusunu, ne ölümleri, ne uçak ve tank scslerini. Uyumak istiyordum yalnızca. Gözlcrimi kapadım. Bisiklet başımınaltındaydı.eminolmakister gibi, tckcrlcğin üstünc koydum climi. Çok geçmeden dc liyudum. Uyandığımda, ortalık yeni yeni ağanyordu. Kalktım. Büyük bir heyecanla bisikleti kaldırdım. Bindim. Kıyı boyunca, kan tcr içinde kalana dcğin gidip geldim. Güncş doğdu, yükseldi.yakmayabaşladı.Acıktığımı duyumsadım. Direksiyonu kırdım alaya doğru. Vanşım beş dakika bilesürmedi. Kimsebenimyokluğumun ayrımında değildi. Herkes, geceki talandan elde cttiklerini çadırlara yerleştirmeye, birbirleriyle değiş tokuş etmcye vermişlerdi kendini. Bisikleti çadıra soktum. Yanına oturdum. Sonra savaş bitti. Banşimzalandı. Ülkcmize döndük. Herkes yağmaladıklarını, ben de bisikleti getirdim ülkeme. Onu parçaianmaktan kurtarmıştım. Şimdi evimin başköşesinde, yine öy le pınl pınl durup duruyor. Ama hangi çocuğun düşlerini y ıkmıştım acaba? O çocuk, barıştan sonra cvinc gelip bisikletini bulamayınca, nasıl yıkılmış, nasıl ağlamışlır kımbilir? Bisikletinin bendc olduğunu, onu hiç yıpratmadığımıbilseo çocuk, birazteselliolurmu acaba? Bilemiyorum. Ne varki,hiçbirzamantanıyamayacağım oçocuktan, durmadan özür diliyorum.^ 1994 ASUMAN Editör dediğin keser biçer Yaııişlerı masasına kimileri "redaksiyon" der, kimileri "mutfak". O masa çevresinde çalışanlara da "editör' denmesi gerek ama, muhabir tayfası onlara "kasap" demeyı yeğler. Muhabirlerin yazıp mutfağa yolladıkları haberleri onlar kesip biçerler ve ne yapsalar muhabirlerin "hayır duası"nı alırlar. Tabii bu "kasap" nitelemesi yüzlerine karşı söylenmez. "Kasabın gazabrndan kim korkmaz ki? O sabah edttörlerden Güner (Sungurtekin), Metin (Hakyeri), Mehmet (Sucu) ve Metin (Yener) önce günlük gazeteleri okudular. Biri Sabah'ı, biri Hürrıyet'i, biri Milliyet'i, biri de Süper Tan'ı elden geçirdi. Ardından her günkü futbol muhabbeti başladı. Biri Beşiktaş'ı tutuyor, biri Galatasaraylı. Ikisı ıse Fenerbahçeli. Ama bırı Ali Şen'e muhalif, öteki yandaş. Hatta tribünlerde "Alı Şen Başkan, Fenerbahçe Şampiyon" diye bağıranlar arasında görüldüğü bıle söyleniyor. Futbol sohbeti bitince de Istanbul Istihbarat Servisı'nden Figen (Atalay), Ayşe (Yıldırım), Gündüz (Imşir) ve Şef Yalçın'ın (Çakır) yazıişleri masasına ulaşmış olan haberlerını bölüştüler ve kesip biçmeye başladılar. Aşağıdakl ipuçlanna 1 1 1 1 1 bakarak editörler kimin haberıni "ışlediler", futbolda hangi siyası fraksıyona mensuplar ve o sabah hangi gazeteyı elden geçirdıler bulunuz. 9 Guner S. Fenerbahçeli değil. Mılliyet ve Hurriyet de okumadı. Ayşe'nın haberıni Galatasaraylı kesip biçtı. Hurriyet okuyan FB'lı değildi. • Fıgen'in haberıyle uğraşan'ın adı Metin değildi ama Sabah okuyan oydu. Süper Tan'ı BJK'li okudu. Metin H. FB'lı. • Metin Yener FB'li değil ve Süper Tan okumadı. Gündüz Imşir'in haberıni kesip biçen Fenerbahçeli değil. Sabah okuyan muhalif FB'IL4 1 1 SÜPER TAN HÜRRİYET 1 MİLLİYET Keşke savaş bitmeseydi. Bütün namusuylasürseydi. Üç beş saat öncc cesetlerle dolu olan cadde şimdi; beğenilmeyen, işc yaramaz diye düşünülen, ülkcmize götürülmcsi istenmeyen, taşınması zor olan atıklarla dolmaya başlamıştı. Bir binanın, bir mağazanın, bir dükkânın yağmalanmasi bitince ötckinegeçiliyor veaynı (alan orada sürdürülüyordu. Doldurulan kamyonlar, kamyonetler hemen alayın konakladığı yere gidiyor, yüklerini boşaltıp yıldırım gibi geri dönüyorlardı. Usa gclcbi lecek her şcy i yapmakta özgürdük. Yalnızca, kuyumcu dükkânlarına girmemiz yasaklanmıştı. Kuyumcu dükkânlannı yann, komutanlarımız, gcrekli işlemc tabi tutacaklardı. Yüzlerce kuyumcu dükkânınınönüne, nöbetçilerkonulmuş; altınlann, gümüşlcrin, zümrütlerin, safirlcrin, mercanlann, incilerin yağmalanmasınaengel olunmuştu. Kuyumculann dışında kcnt, cllerimizin, isteklcrimizin, ayaklanmızın, açlıklanmızın, düşlerimizin, doyumsuzluklarımızın buyruğu altındaydı. Birara, sokağa girip kustum. Gerçekten savaş, buçirkinliğinyanında daha mertçc bir şeydi. Caddenin karşı yanına geçtim. Orada dadurumaynıydı. Hiçbir şeyc bakmamaya, hiçbir şcyi görmemeye çalışarak denizc doğru yürümeye başladım. Bclki orada birazcık soluklanırvebuçirkinliğetanıkolmaktan kurtulurdum. Atık yiğınları arasında gücümün kalan bölümünü zorlayarak, atlaya zıplaya, koşarcasına gidiyordum. Tcrlcmiştim. Ama birkaç yüz mctre sonra bu kâbustan kurtulacaktım. Gördüklerimin bir düş, bir karabasan olduğunu düşünecck ve deniz kıyısındaki bir bankta uyumaya çalışacaktım. Uyandığımda aydınlık, masmavi bir gökyüzüyle karşılaşmak istiyordum. Adımlanm iyicc hızlanmıştı. Dcnizin sesini duymayabaşlamıştım. Iştetamosıra, dört beş metrc ilerimde, birapartmanın ilk katının pcnccrclcri büyük bir gürültüyle kınldı. Cam parçalan üzcrime sıçradı. Ve iki askerin, "Bir, iki, üç"diyerck birbisikleti caddeyc atmayaçalıştıklarını gördüm. Büyülenmiş gibi olduğum yere çakılıp kaldım.Herşeyolabilirdiama,birbisiklct caddeye atılıp parçalanamazdı. Yoksul ailemin, bütün isteklerime karşın, bana bisiklet alamadıkları o zor günlcr, bisikletle ilgili olarak yaşadığımdüşler,beklentilerim, umutlarım, bisikleti olan çoeuklara duyduğum kıskançlıklar, zaman geçtik GÜNDÜZ YALÇIN FB (ALİ ŞENCİ) FB (MUHALİF) O MEHMET S. METİN H. GÜNER S. METİN Y. SABAH MİLLİYET HÜRRİYET SÜPER TAN MUHALİF FB ALİ ŞENCİ FB GS BJK SABAH FİGEN AYŞE BJK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle