05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 AĞUSTOS 1995. SAYI 491 KISAÖYKÜ 15 " Birinci bölük buraya", " Beşinci bölük buraya", " Yedinci bölük buraya". Aklımı oynatma noktasındayken kurtulmuştum. Ve bizim bölük komutanının sesi beni iyicc kendime getirdi: " Sekizinci bölük buraya". Sağyanımdangclıyorduses. Acele accle yürüdüm o sese doğru. Dördüncü çağrıda ulaştım bölük komutanının yanına. Beşaltı dakika içınde toplandık. Iki arkadaşımız yoktu. Ya ölmüşlerdı, ya kayıptılar. Komutan yokolanlarınadlarını sordu. Söyledik. "Bilen var mı?"dedı. Kımsenın onlardan haberi yoktu. llepımızbitkin durumdaydık. Savaşın son anlarında birbirimizdcn kopmuştuk. Komutan: "Şayet yaşıyorlarsa, bı/.i bulurlar. Öldülerse Tann rahmct eylesin" dedi. Scsi buruktu. Hüzünlüydü. Sonra da "Adi adım, beni izlcyin" komutunuverdi. Yürüdük.Hiçkımsekonuşmuyordu. Sanki birbirımızi hiç tanımıyorduk.Komutanın arkasında bir sessizler ordusu gibi yürüyorduk. "Gık"ımızçıkmıyordu. Birtakımsokaklardan geçtik. Sulara girdik çıktik. Sonundataburun konakladığı yere vardık. Çadırlarkurulmuştu. Komutan bizleri çadırlara taksim etti. Tüfckleri çatıp, çadırlara girdik. Üç kişiydik. Hava korkunç sıcaktı. Olduğumuz gibi toprağın üzerinc uzanıverdik. Elimi başımın altına koyduğumuanımsıyorum. Anında uyumuşum. Ben ömrümdc hiç böyle bır uyku görmedim. Uyuyordum ama, uyanık gibiydim. Bütün seslcrı duyuyor, ama anlayamıyorduın. Ömrümdc tanıdığım, sevdiğim, kızdığım, öfkelendiğim ne kadar insan varsa, tümü de yanıma geliyorlarama, ben onlarlabirtürlükonuşamıyordum. Daha doğrusu ağzımı açıp kapıyordum ama, ben seslerini duyamıyordum. Sonra onlann içlerindcn biri beni arkamdan itekleyiveriyordu. Tipsizbir kuyuya doğru düşmeye başlıyordum. Avazım çıktığı kadar bağınyordum. "Beni kurtarın" diyordum, saydambirörtününaltındabeni kurtaracak olanlar duruyordu, ne var ki hiçbiri elini uzatıp beni, o düşüşten çekip alamıyordu. Korkunç terliyordum. Sonra bir bakıyordum, denizdeyim. Oüya içinde bulunduğum gemi batmış, bütün yolcular denize dökülmüş, arkamızda da a/.gın bir köpekbalığı var. Var gücümle kıyıya doğru yüzüyorum. Tam kurtulmak üzereyim. Ama o anda köpekbalığı bacağımdan yakalıyor ve beni derınliklere doğru çckip götürüyor. Nasıl oluyorsa köpckbalığından kurtuluyorum. Yenidcn kıyıya doğru yüzüyorum. O sırada toplanma borusu çaİıyor, uyanıyorum. Sersem gibiyim. Yatmadan öncekinden daha da yorgunum. Ilk ayrımsadığım, dışandan gelen coşkulu, neşe ve sevinç dolu sesler, bağırmalar, ünlemler... Toparlanıp kalktım, dışarı çıktım. Tabur ışıklandırılmış, ortada kocaman bır ateşyakılmış;:>arkılartürkülereşlığınde ''teşın çevresınde oyunlar oy• .ıiıyor, çığlıklaratılıyor, ıçkıleriçilıyor... Yani kazanılan zafer kutlanıyor. Nasıl oldu bılmiyorum, kendimı birden oyun oynayanların arasında buldum. Çok yabancıladığım bir coşku yakaladım içımde. Ben de, savaşka/,anmanınbüyüsünekapılmıştımgaliba. Ateşin çevresinde on kez falan döndük. Arada bır durup içkı içiyorduk. Mataralar elden ele dolaşıyor, son yudumu ıçen, matarayı kaldırıp atıyordu. Ve çılgın dans yeniden başlıyordu Kısa bir süre sonra, başka bır matara tutuşturuyorlardı elime. "lç, iç" dıye bağınyordu elıme matarayı veren. Içiyordum. Sıcak, gırtlağımı boğum boğum yakarak mideme inen,adını bılmediğim, tanımadığım bir içkıydi bu. Adını soracak zaman yoktu. Sıcağın, ıçkinin, ateşın, dansın etkisiyle yine sınlsıklam terlemiştim. Yavaş yavaş da sarhoşlamaya başlamıştım. Ayrıca, günboyu da hiçbir şey yememiştim. Yorgunluğun ve açlığın etkisiyle, kısa sürede sarhoş oluyordum işte. Bu çılgın dans halkasından kopmak istiyor, birtürlü kopamıyordum. lçki kanıma yay ıldıkça, bazı şeylcri de unutuyordum. Sözgelimi savaşta olduğumu... Ölenleri... O sarışın genç kızı, bacaklannı örttüğüm.. Cesedi be nı ycre düşüren yaşlı adamı... Onla babam bu parayı bulup buluşturup rı görmüş vc yaşamamış mıydım, veremezlerdi ki... Günde beş on kişiyoksa birilcri mi bana anlatmıştı? yi tıraş eden babam, cvin gcçimini Gariptir, unutuyor ve ıçin için rahat zor sağlıyordu. Geziden hiç söz ctlıyordum. Hele hcle, üç yıl önce tanı mcmcliydim onlara. Etmedim de. dığım vc tcnimdcki sıcaklığını yıllar Gezinin başlamasından ikı gün önca taşıdığım o esmcr cc müdür başyardımcısı gcnç kızı öldürdüğümc çağırdı beni. "Geziye ilişkin kuşkuları da bir D. SEZGIN grupbaşı olarak katılabir atıyordum yüreğimcaksın" dedi. "ÇalışkanBır süre edebıyat den. Belki daha çok lığın ve başanlarının bir öğretmenlığı unutmak için, matara eli yaptı.19661994 ödülü olarak, okul gönme her geçişte bir yudum yıllan arasında deriyor seni." Ne diyeceTRT'de prodüktör yerinc üç beş yudum alığımi bilemedim. Elbcttc yordum. Giderek sarhoş olarak çalıştı. Ikı çok sevindim. Sevındım şıir ve dört öykü luğum artıyor, beni gcrama, bu scvincin içınde kıtat» var. Türk Dil çek yaşama bağlayan ilamansız bir üzüntü dc Kurumu Radyo TV mekler yavaş yavaş bir vardı. Uzun saçlı, esmer ödülü, Yunus Nadi düş rcngine dönüşüyor, güzcli kızı, o gezinin son Roportaj ödülü, Ankara Çankaya ayaklanm ycrden kcsilgünündctanımıştım. Bir Beledıyesı Öyku dikçe yıldızlara doğru diskoteğe girmiştik. O ödülü ve Beriin uçup gidiyordum. Yerçeamcrikanbann köşcsinFılm Festıvalı kimınin yok olduğu o dc oturuyordu. Girer girÇocuk Filmlen uçuşlardan birinde ycrc mcz onun gözlcny lc kardalında en lyi düşüncc bayılmışım. asşılaştım. Karşılaşmayapım ödülünü lında birbayılma dcğıldi dım, ökseyc yakalanmış aldı. ^ o biliyorum, alkolün gebir kuş oldum sanki. tirdiği bir çöküş, bir düUyur gezer gibi doğruca şcdalışlı: Liseninsonsınıfındaçalışyanına gittim, ellerini tuttum, dansa kan biröğrenciydim. Oğretınenlerin, kaldırdım onu. Elini tuttuğum an, arkadaşlanm beni çok seviyorlardı. varsıl olmadığımıza çok yanmışAra dinlcncede okul, yakın olduğu tım.Böyle bir ailenın çocuğu olsayıçin bu ülkeyebirgezi düzcnlemişti. dım, ya onu ülkcme götürürdüm. Ya Varsılailclcrinçocuklangezi içinge daburada kalırdım. Çünküo elı ömür rcklı parayı verip, listelere adlannı boyu tutmak, ömür boyu kara gözleyazdırdılar. Geziyc katılmayı ben dc rinin güzelliğini yaşamak istemişçok istiyordum ama, yoksul anam tim. Nereden bilcbilirdim lisedcn sonra yüksekokul sınavlarını kazanamayacağımı ve ya!,ım dolunca da askere alınıp, savaşmak üzere bu ülkeyc gönderileceğimi? Bilcmezdim clbette. Yüzümc dökülen suyla kcndimc geldim. lçimdeki ses "Git onu ara ve bul" diyordu. Ama adını, sanını,dilinı bilmcdiğimo güzel insanı; onun ülkesinın insanlarını öldürmeyegelmişbir düşman askeri olarak nasıl arayabilirdim ki? Ayrıca yaşıyor muydu acaba? Belkı bcnim, bclki de bizını kurşunlannıızdanbıriylcölüpgitmişti... Kalktım. Yenı bir matara verdiler elime. Tam ıçecekkcn, alay komutanının gcldiğini habcr vercn boru öttü. Derhal denetim düzenindc sıraya dizildik. Alay komutanı cıpıyle gcldi, tam karşımızdaki tepcciğin üstündc durdu. Bir yay gibi fırlayıp çıktı ciptcn alay komutanı. Bizim komutan koşarak yanına gidip selam vcrdi ve denetimehazırolduğumu/.usöylcdı Alay komutanı onun sırtını okşadı, birkaç adım bıze doğru yürüdü. Çok gür bir sesle: " Evlatlanm" diyerek konuşmaya başladı: "Evlatlanm, sizlerle gurur duyuyorum. Bugün, eşine az rastlanır bir zafer kazandınız. Yüzümü ak ettiniz. Sizin de yüzünüzak ola. Düşmanlanmız kenti terkedip kaçmışlardır Çok az sayıda şehit verdik. Ama onlann kanlarını yerde bı«*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle