Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 MAYIS 1995. SAY1 479 İNSANLAR 9 Bu çagnyı geri çevirmedi Meral, ailesideengellemedi. Kızınagüveniyordu Zeki Bey, yine de onu otobüse bindirirkcn boynuna sanldı ve hıçkıra hıçkıra ağladı. lstanbul'da Ortaç' ın yanına gitti önce, "Geldim işte" dedi. Sonra da akrabalannın varlığına karşın, Beyazıt'ta aylığı kırk liradan biroda kiraladı. Akbaba'da çalışmaya başladığında bindokuz yüz elli beş yılının temmuz ayıydı. tlk öyküsü "Gece Nöbeti" de bu yıl yayımlandı. Bu öyküyü, babasını anlattığı ikincisi izledi. Aziz Nesin'le aynı odada çalışıyorlardı. Akbaba'da kendisinden fazla ücret alan bir oydu ama tanımıyordu henüz. Adını da duymamıştı. Birgün odaya ateş gibi girdi Aziz Nesin, "Çok güzel bir hikâye yazdım"diyebağırdı. Şaşırdı Meral, "Ne ukala adam" diye düşündü. Nesin'in yazdığı bu hikâye "Yedekparça"ydı. Tanışmalarından birkaç gün sonra Meral'e ilk kitabı olan "lt Kuyruğu"nu verdi. Okudu Meral ama doğrusu pek hoşlanmadı. "Siz"dediNesin'e"Anadolu'yuve köylüyütanımıyorsunuz. Anadolu köylüsü bu sizin yazdığınız değil." Tartışmadı Nesin, "Haklısınız, tanımıyorum" demekle yetindi. Çabuk ateşlenen bir aşktı yaşadıkları. Neredeyse bir ay içinde evlenmeye karar verdiler. ikmale kaldığı derslerden sınava girmesi için Meral'i, altı eylül günü Çorum'a uğurlayan Aziz Nesin'di. Her akşam Meral, Akbaba'yatelefon edecek, öyle haberleşecekti. Çorum'da ral'in scsini keşfetti, mutlaka konservatuvaragitmeliydi. Biryandan da keman derslerinc başlanıldı. Konservatuvar için Zeki Bey'le de konuşuldu.Bukadan fazlaydı artık. Zeki Bey sinirlendi, "Senelalemin adamıyla başıma belamı açacaksın?" Koro da yasaklandı. Gizli gizli yapılan birkaç çalışma Zeki Bey tarafından ortaya çıkarıldı ve sert bir uyarıyla Çelen ailesinde müzik konusu kapatıldı. Bu tepki yazı yazmasına gösterilmedi, çünkü yazı, Zeki Bey' in dizinin dibinde yazılıyordu. Oysa Meral, hâlâ müziğe vurgundu. Zonguldak Lisesi'nde de müzik öğretmeninin dikkatini çekti. Evinde özel dersler verdi ona öğretmeni. Gölköy'dealdığı Şan vepiyanobilgisini geliştirdi. Konservatuvara gitmeliydi. Gitmedi. Kimsedekalkıp senin üç oktav sesin var, konservatuvara gidersen dördc çıkar demedi. Yıllar sonra, Aziz Nesin'le evliyken,radyodinlediklcribirakşam, yeniden açıldı müzik konusu. Radyoda bir soprano şarkı söylüyordu. Şarkı bittiğindespikerdünyanın en büyük, iki buçuk oktav sesli sanatçısını dinlediklerini söyledi. Meral,geçmiştekibukısamüzik yolculuğunu anlattı kısaca. "Sanmam" dedi Nesin, "Anadolulu müzik öğretmenleri sizi böyle şişirirler". K adının adamı yanıtlayan sesi başkaldın tonundaydı: "Bir insanın hayatıyla yazarlığı nasıl bir araya koyarsın?" Ama adam koymuştu işte. Bu tartışma, daha sonra öyküye dönüştü. Adam, öyküde Bilge Sokrates'ti, kadınsa Myrto. Bilge Sokrates ise Aziz Nesin'di. Myrto ise kansıydı, yani Meral Çelen... yapmış, Zeki Bey'e bir mektup yazıp Meral'le evlenmek için izin istemişti. Zeki Bey bir süre sonra kızına bir mektup yolladı. "Bir adam seninle evlenmek istiyormuş" diye yazdı,"Otuz dokuz yaşındayımdiyor aına kırk bir yaşında olmalı. Çünkü otuz dokuz yaşındakiler onun kadar iyi eski Türkçe yazamazlar." Ailesi hem kızlarından yirmi yaş büyük hem de hapis yatmış diye onay lamadılar bu ilişkiyi. Annesi üzüntüden yataklara düştü ki, bu yüzden Nesin kayınvalidesini hiç ama hiç sevmedi. Cezaevi kapısında Meral, Istanbul'a, Beyazıt'taki odasına döndü. Aziz Nesin'in ilk evliliğinden olan çocuklan on dört yaşındaki Oya'yla, on iki yaşındaki Ateş gelip onu buldular. Babalan gözaltına alınmadan önce onlara Meral'den ve evleneceklerinden söz etmiş, "Anadolu 'dan bir kız geldi. Sizi onunla tanıştıracağım" demişti. Çocuklar, ongündüryalnızdı. Birlikte oturmaya başladılar. Meral, Nesin'i aramaya başladı, Harbiye'de olduğunu öğrendi ve ziyaretine gitti. Cezaevininsorumlusu Turanisimli bir subaydı. "Nesi oluyorsunuz" diye sordu. "Nişanlısıyım" dedi Meral. Subay, evlenmedikleri için görüşemeyeceklerini söyledi. "Bıraksaydınız" dedi Meral, "Evlenecektik". Nesin geldiğini görmüş, "Meral, Meral" diye bağırıyordu. O da görevliye aynı şeyleri söylemişti, dışanda ol Istanbul yollarında... Daha sonraları da konservatuvara gitmemesinin, gidememesinin suçunubaşkalannayüklemedi Meral. Biliyordukionunkuşağı istediğini gerçekleştirememişti. Lise sona geldiğinde hukuk okumaya karar verdi. Oysa, daha bir yıl önce aklındaartistolmakvardı.Bununiçin de Münir Hayri Egeli'yle bağlantı kurmuş, Egeli de "Önce okulu bitir" demişti, "sonra bana mektup yaz, ben sanabir iş bulurum". Şimdi, o mektubu yazmanın zamanıydı. Hem çalışacak, hem de okuyacaktı. Ayda Bir dergisinde Yusuf Ziya Ortaç'ın Egeli'yle yaptığı bir röportajıokudu. Röportajda yazdığınagöre Egeli, Italya'dafilmçeviriyordu. Mektubu, onun adresini istemek üzere Ortaç'a gönderdi. Uzun sürmedi yanıtın gclmesi. Ortaç, "Senin bütün dünyaya, bu arada bana da madik atmış adamla ne işin var" diye soruyordu mektubunda. Meral de fizik ve matematiktcn ikmale kalmış olmasına karşın liseyi bitirdiğini, hukuk okumak üzere Istanbul'a geleceğini ve bir işe ihtiyacıolacağınıyazdı. Ortaçbu mektubu dayanıtladı. Akbaba dergisinde bir sekreterlikişivardı. Ayda yüz yetmiş lirayla gecinebilecekse gelip işe başlayabilirdi. İki yüz lira maaş alıyordu. Yüz yetmiş lirası Nesin'in evinin kirasıydı sadece ve ödenmeliydi. Üstelik, çocuklar da onunla birlikteydi hâlâ. Nesin, içerde de hikâyeler yazıyordu. Yazdıklarınıbirtomarhaline getiriyor, görüşlerde Meral'in bol kollu mantosunun içine atıyordu. Meral de bu hikâyeleri başka bir isimle yayımlanmak üzere Akbaba'ya götürüyordu. Ohikâyelerden alınan iki yüz lira da eklenince zordaolsageçiniyorlardı. Nesin'in çocuklarıyla başta her şey yolundaydı. Üveyliğin adı çıkmış diye düşünüyordu, ben iyi olduktan sonra... Daha Nesin cezaevindeyken aralarında sorunlarçıkmaya başladı. Çocuklar babalarının evlenmesini istiyorlardı ama iş ciddiye binince sevginin paylaşılacağı korkusu ağır basıyordu. Aziz Nesin serbestbırakıldı. Meral, olanlardan söz etti ve bu işin olamayacağını söyledi. ilk eşinden ayrılalı sekiz yıl olmuştu, gözleri doldu Nesin'in. "Çocuklan yatılı verecegim" dedi, "Göreceksin, seni mutlu edeceğim." Bu sözler yetti Meral'in evlenmemekten vazgeçmesine. Sadece Meral' in yengc ve amcasının katıldığı bir törenle bin dokuz yüz elli altı yılının yedi temmuzunda evlendi ler. Cezaevinden çıktığından bu yana birlikte oturuyorlardı, evlendikten sonra Anadolu yakasına taşındılar. Evlendiklerinde Meral beş aylık Meral Çelen, oğulları Ali ve Ahmet'le birlikte. Yazarlığı anneliğinin önünegeçmedi ama beraber deyürümedi. hamileydi. Kasım ayı sonunda« birgün kalıp Zonguldak'a ailesinin yanına geçti. O Istanbul'u günlük güneşlikbirhavadabırakmıştı ama, gazetelere göre şimdi kent yanıyordu. 67 Eylül olaylan kenti sarmış, dokuz eylülde de Aziz Nesin olayların sorumlusu olarak gözaltına almmıştı. Ailesinin, ilişkilerinden haberi vardı. Evlenmeye karar verdiklerinde "Ne yapayım ben şimdi" diye sormuştu Nesin, "Mektup yazıp mı isteyeyim seni ailenden?" öyle de saydı, bıraksalardı evleneceklerdi. Ama yine de görüştürülmediler. Ertesi hafta tekrar ziyarete gitti Meral. Aynı subaydı görevli ve aynı soruyu sordu, "Nesi oluyorsunuz?" Bu kez "Eşiyim" dedi Meral. Görüştürüldüler. Yaklaşık dört buçuk ay kaldı cezaevinde Aziz Nesin. Bu arada Yusuf Ziya Ortaç, Meral'in "Ondan uzak dur" öğütlerini dinlemeyip Nesin'le görüştüğünü öğrenince işineson verdi. İş aramaya başladı. Gazete ilanından bir noterin yanında iş buldu. Ama oradaçalışan kızlann halini görünce dehşete düştü, vazgeçti çalışmaktan. Birhikâyesini Yaşar Nabi 'ye götürdü. Nabi, neleryaptığını sordu. Anlattı. "Aaa" dedi, "gel, burada çalış". Böylece Varlık dergisinde çalışmaya başladı. Ancak, sabah akşam polis takibindeydi. Bir gün yürürkcn ayağı burkuldu, onu düşmekten peşindeki polis kurtardı. Bir başka gün dergiye gelip propaganda yapıp yapmadığını sordular. Oysa patronundan Aziz'le nişanlı olduğunu gizlemişti. "Neden" diye sordu Yaşar Nabi. Sustu. Aşkın evllllğe dönüşü : rmî ?