Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 DİL CUMHURlYET DERGİ Konuşmalan radyo ve TV'lerden defalarca tekrarlanan bazı yetkililer, ne yazık ki anadillerinde yetkin değiller. Bence, devlet adamlan ve yöneticilerin, sadece politik ve ekonomik sorumluluğu yoktur. Anadillerine karşı da sorumluluklan vardır, olmalıdır. Budiliya konuşacaksın ? yakomışacaksın! ÜLKÜ GİRAY "Türkçem, benim ses bayrağım " FazılHüsnü Dağlarca nsanlararasındaki en önemli iletişitn aracı, ne telefon, ne faks, ne radyo, ne de televizyondur. En önemli iletişim aracı, âildir. Tüm duygu ve düşüncelerimizi dil ile ifade ederiz. Mümtaz Soysal, "Diline saygısı olmayan toplumun,kendinedesaygısı yoktur" diyor. Biz, toplum olarak bu saygıyı gitgide kaybedergibiyiz. Doğan Hızlan, 1993 'te yazdığı bir makalede, "Bir ülkede insanlar dillerini, dillerindeki gelişmeyi nereden öğrenebilirler? Kitle iletişim araçlarından: Yazılı ve sözlü basından" diyor ve ekliyor: "Türkler için böyle bir olanakyok!" "DUleri var, bizim dile benzemez " Karacaoğlan I • lar! Eleştirilen genç spiker ve sunucular, yazılı basını izlerken, yazıtn kurallarına uymayan kelimeJeri benimsemeye ve kullanmaya başlayanlarolmasın? KonuşanTürkiye Radyo ve TV'lerde, uzun heceleri kısa okuyanlar,[kısaheceler(.)uzunheceler()ile gösterilmiştir]mesela"edebiyatı( )diyen edebiyatçılar (.....), "hayatı" (...) diyen dil profesörleri, "y üksek rakım" (....) diyen muhabırler, "istihbarat" (....) diyen haberciler, "târikat"(...)diyenspikerler, "kâtil zanlısı" (....) diyen "anchorman"ler, "sütudyo" ya da "süpriz" diyen sunucular, gazetecilerleağız birliğietmişçesine.dilimizikatlediyorlar. Bu cinayetler hepimizin kulağı dibinde, gözümüzün önünde işleniyor. Ama kan akmadığı için dinleyiciler, seyirciler.okuyuculartepkisizkalıyor.duyarsızlaşıyor... (özel not: Bu yazıyı okumak zahmetine katlandığınıza göre, siz dile duyarlısınız. Lütfen,üstünüzealınmaym! Ü.G.) Katledilen kelimeler, radyo ve TV antenlerindendalgadalgayayılarak.günlükkonuşma dilimize yanlış olarak yerleşiyor. Üstelik bu yanlışlar kitle iletişim araçlanylaçoğalarakuydulararacılığıyla Avrupave Orta Asya'da yaşayanTürklere kadar ulaşıyor! Eskiden uzun heceleri kısa okuyanlara "Azutlık gibi konu^uyor" denirdu muhabirler, bilim ve sanat adamlan, ekonomi ve siyaset uzmanlan ve politikacılar da sorumludur. özellikle üst düzey yöneticilerin dile saygı ve özen göstermeleri gerekir. Bence, devlet adamlan ve yöneticilerin, sadece politik ve ekonomik sorumluluğu yoktur. Anadillerine karşı da sorumluluklan vardır, olmalıdır. Bir devlet büyüğünün, makamıunvanı ya da yetkileri ne olursa olsun, "ya bitecek, ya bitecek"gibi yanlışterkiplerkullanarakdilimizi bozmaya hakkı yoktur. "Hukuğa saygılıyız" "Tahnğe kapılmayın" "lttifağa bağlıyız" demeye de hakkı yoktur. Aynı şekilde, milletvekillerinin de meclis kürsüsündc'laik'lik yerine'layık'lıkyemini etmeyehakları yoktur. lerinde yetkin değiller. Belki de bu yüzden, son yıllarda, siyasi demeçlerde " vizyon", "provokasyon" gibi yabancı kelimelere de çok sık başvuruyorlar. Tek tek, cümle içinde kullanı Idığında karineyle anladığımız bu kelimelerle bir cümle yapsak,sokaktaki vatandaşanlayabilirmi: " Vizyon sahibi, mega konseptli medyatik misyoner, karizmatik ve marjinal rakibine tolerans göstermeyerek tansiyonu artırdı ve provokasyon sonucu, grupta konsensus sağlanamadı!" Devlet büyüklerinin yabancı sözcükler kullanması, halkın bu durumu doğal karşılamasınavedileduyarlılığınazalmasınayolaçmıyormu? En önemli iletişim aracı olan dil, yabancı sözcüklerlckırlenirken, iletişim kopukluğu daolmuyormu? Yoksa, büyüklerimiz, söyledıklerinin anlaşılmasını istemiyorlarmı? Ya, yurtdışında bu yayınları izleyenler ve Türkçe öğrenmek ısteyenlcr, nc anlıyorlar Bütün ülkelerde yazılı ve sözlü basın, en yaygın ve etkili dil okuludur. Ve eğer bugün dilimizde yozlaşmadan, kirlenmeden söz edi liyorsa, yazılı ve sözlü basının "di 1 okulu" görevini gereğince yerine getirip getirmediğinidetartışmalıyız. Bugün bazı gazetelerde, haklı olarak, spiker ve sunuculann konuşmalan eleştiriliyor; Bu dlll ya konuşacaksın... Türkçenin yanlış telaffuz edıldiğinden, yanOktay Ekşi 21 Ağustos 1994'te Hürrilış vurgulandığından bahsediliyor. yet'teki köşesinde şöyle yazıyordu: Ancak, azılı basının hiç mi suçu yok? "Te, ... "Türkçemizi iyi ki resmi makamların, vazu" yerine "mütevazı lık", "ihtişam" yerine radyo veTVsunucularınınvepolitikacılann "muhteşemlik" kelimelerini türeten, yazılı eline bırakmıyoruz. Yoksa, üçbeş yıla kalbasın değilmi? maz, tanınmaz hale gelirdi." "Türkler Alman KİT'ini kara geçırdı" Çok ıyimser bir tahmin ve çok iyi bir göz"Trilyonlukvaristüpbebekmiş" gibibaşlıkletn: Dilindoğru ve düzgünkonuşulmasınları ikıüç defa okutmak için mi "kâr" ya da dan sadece spiker ve sunucular sorumlu de"vâris" diye yazma zahmetine katlanmıyor ğildır. Radyo ve TV'lerde konuşan herkes. Dilklrlenmesi Konuşmalan radyo ve TV'lerden defalarca tekrarlanan bazı yetkililer, ne yazık ki ana dil