Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 CUMHURİYET DERGİ Bir yanınızda Yaşar Kemal, bir yanınızda Ince Memed, başlarsınız Toroslar'ı tırmanmaya. Dağlann eteklerinde ise yazı bekleyen antik kent Telmessos ile Fethiye uzanır... B YAZI VE FOTOĞRAFLAR: M. SADIK ASLANKARA oncuk Dağlan'yla Akdağlar, bir yandan Toroslar'ın kuzeybatısını (oluşturur, öte yandan hilal gibi Fethiye'yi kuşatır. Dağlann eteklerinden Fethiye Körfezi'ne dek, adım başı sular keserönünü. Suları dağlardan indiren akarlann arasında ise Dalaman, Çayağzı, biryanda da Eşençay gelir ilkin akla. Bahargöründü mü Eşençay, çiftleşme zamanı gelmiş geyik gibi azıp kabanr. Akışına hız, coşkusuna kckik kokusu kanşır. Akdağ'a sırtınızı veripyönünüzüAkdeniz'eçevirdiniz mi, salkım salkım kollarıyla Eşençay'ın suladığı bir yeşil tekne uzanır önünüzde. Taa Kcmer'e, Fethiye'ye dek. Doğa ve kültür birlikte yoğrulur bu teknedc. KaşKalkan sol yanda, Elmalı ise arkada, dağların ardında kalmıştır. Göz alabildiğine, gümüş gümüş yakamozlanır ova. Işıltılı örtülerıyle seralar, sonsuzca uzar gider. Her şey, sanki baharın çılgınlığına ayak uydurmuştur. Genzinizi keskin mi keskin yeşil ot ve çiçek kokusu yakar. Bulut ve güneşse köşe kapmaca oynar hep! Doğrusu dağ nerde biter, bulut nerede başlar kestiremezsiniz. Toros olunca dağlann adı, insanın içi ürperir. Bir yanınızda Yaşar Kemal, bir yanınızda tnce Memed, başlarsınız tırmanmaya... Ortası, doğusu, batısı ne gam! Gümeler ve Güneşli Köyleri'nden sonra ver elini Döğer Köyü! Tırmandıkça siz, bulutlar sıyrıhp dağ da şekillenmeye koyulur. Bakarsınızbakarsınız; bir kent. Toroslara konuvermiş Likya kentlerinden biri. Adı Tlos. llkin doruktaki surlarla onun altındaki lahitler ve kaya mezarları dikkati çeker. Bu surlar, sonradan eklenmiş kimi yapılar Osmanlı döneminden kalmış olsa da Tlos, çok eski bir Likya kentidir yine de. Ne varki kentin tarihiyle ilgili fazla bir bilgi de yok elimizde. Zaten kazı da yapılmamış. Amabilinen, iki binyıl önce Likya birliğine katılan Tlos'un, döneminde önemli bir metropolissayıldığı. Şimdi ise ören yerine girişte kınk dökük bir kulübe karşılıyor insanı: "Giriş için bilet!" Ardından Akropol, sandal, sütleğen ve papatya... Birde koyun ve sığırsürüsü... Diğer pek çok antik kentte görüldüğü üzere, tarla haline getirilmiş stadion örneğitrajikgörüntüler... Veovayabakan o güzelim amfitiyatronun iki bin yıl sonra bile yine de inatla varlığını sürdüren oturma sıraları! Demek iki bin yıl öncesinin Tloslulan, Eşençay'm kollanna, onun suladığı verimli ovaya bakıp bakıp da öyle izliyormuşgösterileri. Halikarnas Balıkçısı'nın deyişiyle "püfür püfur" rüzgârlanarak. Ne keyif ama! Çıktığınız tepelerden huzünlenerek inersiniz... Yol sizi Eşençay'ın peşi sıra Kadıköy'den ve Kayadibi Köyü'nden geçirip Saklıkent'e ulaştmr. Saklıkent, AkdağMa Eşençay'ın armağanıdır. Eşençay değildir suyun adı ama olsun. Onun kollarındanbiridir; Karaçayır'dıradı. FethiyeKayadibi ile KaşSütleğen arasında, yüksekliği 350800 metre arasında dcğişen, 18kilometrelik bir kanyondur bu! Karaçay, kaşla göz arasında MuğlaAntalyail smınnı da çiziverir bu arada! Caretta carettaların yumurtlamaya geldiği I7 kumsaldan biri de ölüdeniz 'deki Belceğiz, Kayaköylü Şehrî, Bii Saklıkent Kemer Orman lşletme Şefliği sınırları içinde yer alan Sakl ıkent, Orman Bakanhğl'nca kira karşıl ığında işleticiye veriliyor. Orman tşletme Şefi, yörenin ulusal park olarak ilan edilmesi gerektiğini vurgulayan bir rapor hazırlamış ama, henüz sesini duyuramamış olmalı! Saklıkentte'ki alabalık tesislerini, öteki ışletmeleri Kaş'ın Aklar Köyü sakinleri çalıştınyor. Patronluğu Alarlılar yaparken; işçiler daha çok, kanyonun tam tepesinde kurulu Fethiye Arsa Köyü'nden geliyor. Kayadibi köylüleri ise, yol boyunca sıralanmış cvleri önünde ya da avlulannda saçböreği satmayaçalışıyor. Herkes geçim derdinde yani, hanl harıl yaza hazırlanıyor hepsi de. Ya Saklıkent diyeceksiniz... Saklıkent'in sakinleri, ilkçağlardan bu yana, tıpkı Ihlara Vadisi'nde olduğu gibi, kanyonun dik duvarlan üzerinde, say ılan on beşi bulan irili ufaklı mağarada, kendilerine özgü Fethiye'nin evleri ile Telmessos 'un kaya mezarları iç i^aiu. Eşençay, bahar geldı Toros olunca dağla bir yaşam sürdürmüş. Kanyonun tam ortasında bulunan 3000 m2'lik ada; çınar, incir, söğüt, ılgın ve zakkumla dolu! Sularsa, bahar dönemi dışında içilecek nitelikte! tnanılır gibi değil ama yöre insanı, mübadele yıllarına dek de Rumlann yaşadığı bu çok eski yerleşimde, onlann aşıladığı incirleri yiyorhâlâ. Kendilerisöylüyorbunu. Akdağlar'ı geride bırakıp Fethiye'ye doğru inmeye koyulduğunuzda, dere yataklarında erguvanlar karşılar insanı önce. Sulak ve sazlık alanlarda, katmer katmer ak gülleriyle nilüferler... Vc derken sapsarı çiçekleriyle Kıbrıs akasyaları (bir tür mimoza)... Artık deniz görünmüştür! Sesslz ve dlngln Fethiye Körfezi, aynayı andıran birpınargibidir. Kızılçamlar,yeryer sığlalar (günlük ağacı), bu duru suyun kenar süsüdür. Adacıklarsa yanarca. Sessiz ve dingin bir görüntüsü vardırburada Fethiye'nin. Ama sakın kandırmasın bu görüntü sızi! Çünkü herkes, yoğun emekle yaz hazırlığına koyulmuştur. Kimi çekek yerindeki yatlann bakımını yapmaktadır; kimi gazinosunu, lokan tasını elden geçirmektedir; kimi antik Telmessos'un kaya mezarlarıyla iç içe yaşadığı evinde düğün dernek kurmuştur; kimi de kıy ıları yağmalamanın hesabı içindedir. Örneğin bir gecede kamyonlar dolusu kum çalar kıy ıdan; nilüferlerın açtığısazlıklan, sulak alanlanışmakineleriyle doldurup yazlık site üretmeye koyulur çarçabuk. Birsöylentiye göre, kurbağaların cırit attığı sazlıklara elektrik şoku verip katlıam yapanlar da var. Artık kimin gönlünde ne yatıyorsa... Ama ne Fethiye ne de Fethiyeli, yalnızca bundan ibaret değıl elbet