Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14MAYIS1995. SAYI477 "Yaptığını beğenıyor musun?" demekıstergıbı Ondan sonra da caddede benı bır dakıka yalnız bırakmadı. Ben dükkândan dükkâna gırcrken onlar Selahaddın ıle bcraber paketlenmı taşıyorlardı. *** Geçen gece bır hayır ccmiyeti menfaatınevcnlmışbırmüsamereye gıtmek ıçın gece yemeğınden sonra evden çıktım. Bızım sokağın köşesınde bırgölgenın dolaştığını gördüm. Dıkkat edınce bunun kım olduğunutanıdım. Şoföre seslendim, durduk. O bızı görüncc kaçmak ıstedı. Ben onu bu halde yakaladığım ıçın nıemnun, yanıma çağırdım Ümıtedıyordumkı,buşaşkınlıkla ağzından bır şey kaçırır... Halbukı, otomobılın ıçıne gırdıği zaman halınden bır şey bellı etmemeye karar vcrdığı bellıydı. Orada nıçın bulunduğunu ızaha bıle kalkışmadı. Ben de bır şey sormadım. Böyle kendını göstereceğını ümid etmeden menfaatsızce yapılan bu hareketten ne de olsa bır İcadın kalbı mütehassıs olur. **• KISAÖYKÜ 17 tim. Karşımda ayakta duruyordu. Ben mütebessımane onu dınlıyordum Fakat bır türlü cesaret edıp de söyleyemedım. Bır kere sözumün suı tefsıre uğrayacağından, tcklıfımın sızı rencıde edeceğındcn korktum... Halbukı, hayatı hususıyemı bılmış olsanız şüphesız bana darılmazdınız. Ben size darılabileceğımı zannetmıyorum. Dıycrck ona cesaret vermek ıstedim..Çunkuonun söyleyeceğı sözlerı dınlemek ve ona ıyı bır cevap vermek ıçın ıçımdc sonsuz bır arzu duyuyordum Çünkudortbuçuksenelık ınaddan sonra kalbım nıhayet bir aşka cevap vermıştı. *** Sıze teşekkür ederım, bana cesaret verıyorsunuz Bu kadar mukaddımeye (gınşe) ne hacet? dedım. Bana ıstedığınızı hcmen söyleyebılırsınız. Belkı benı giılünç bulabılırsınız..hanımefendı, fakat ben koleksiyon meraklısı bir adamım. Şımdı Bunun münasebetı nedır? diye gayrı ıhtıyan mınldandım. Sızı nereye bırakayım? dıye sordum. llköncesızıgideceğınızyeregötürelım, ben orada ınerim, dedı. Otomobılım sizi ıstedığınız yere kadar götürür, dedım. Yıne sustuk..Allahım..bu sükut...bunalacağımı zannediyordum... Otomobıl bcnı ıstedığım yeregötüriınceye kadar konuşmadık. Çünkü bır muhavereye gınşmek ıçın ettiğım bütün gayretlerbeyhude çıktı Otomobıl durmadan bır dakıka evvel bırden şımdıye kadar onda alısjmadığım bır curetle elımı tuttu Ve, Hanımefendı, dedı, sıze büyük bır ıstırhamım var. Söyleyınız, dedım. Bu akşam sıze onu söylemeye gelıyordum, fakat cesaret bulmak için kapınızın önunde gırmeden bıraz gezınmek ıhtıyacını duydum. Tam o saatte sız dışarı çıktınız .. Kalbım kuvvetlı kuvvetlı çarpıyordu. Bana merak verıyorsunuz, dedım ve gulmemeye gayret cttım. Benı yann sabah kabul edermısınız? Onbırdegelınız. Sıze büyıik bır ıstırhamım var Şımdı söyleyemez mısmız'? Hayır. Çok uzun olur. Zaten şofSrkayıpı açıyordu O halde yanna Dıyerek elımı ona uzattım... Parmaklanmın ucundan hafıf hafıf öptü. • *• nsan büyük bir servete malik olan dul bir kadın olursa, ona ilk * b izdivacının fena hatıralarını silmeye yardım için birçok merhametli bulunur. Işte ben yine o merhametli insanlann arasında idim. Evdo, o salonda ve onlar gibi peşimde olduğu halde, onların hiç birine benzemiyordu. Fakat madem kı mukaddımcsiz konuşmamı ıstıyorsunuz, dedi, ışte ben de sıze mukaddımesızce istirhamda bulunacağım. Ben koleksıyon meraklısı bır adamım. Benım cskı veyenıparalardanyapılmış. büyük bır koleksıyonum var Bu, benım tabıatımın en büyük zaafı, en büyük kusurudur. Koleksıyonumu ıkmal etmek ıçın hıçbır masraftan, hıçbır fedakarlıktan çekınmedım Bu ahlakımdan benı kımse vazgeçıremedı Ne annem, ne babam..Ne maşukalanm(aşıklanm)evet, ıtıraf edenm kı, maşukalarım bıle benı, mesela koleksıyonumda eksık olan bır parçayı bulmak ıçın yapacağım bır seyahatten men edemedı. En sevdığım kadını bırakarak uzak memleketlere gıttım. Ve ışte bu kusurum ve zaafım yüzünden bu yaşıma kadar evlenmeye cesaret edemedım. Yaslı bırkadınlaevlensem bana uyupbırbılmem ne parası ıçın diyar dıyar gezemezdı. Genç bır kızı alsam herhalde eskı paraları vermektense yenı paraları ahp harc etmeyı sevcn bır kocayı daha ıyı anlar ve tercıh eder dıye düşündüm. Ve i>ımdıyc kadar evlenmeye ce saret edemedınız..halbukı.. Halbukı bu kadar gayretıme ve fedakârlığıma rağmen, pek zcngın olan koleksıyonumu tamamıyle ıkmal etmek ıçın tabıı bır ınsan hayatından üç dört mıslı uzun bır hayata malık olmaklığım lazım Canım sıkılmaya başlıyordu: Mukaddımesız konuşacaktık, dedım. • *• Bilscnız, hanımefendı bu şeyi size söyleyebılmek ıçın sızı tanıdığım günden ben sızı herdakıka takıp et Rengı sapsanydı. Ellerı tıtrıyordu Yanıma yaklaştı; gözlerı, ıstırham dolu gözlerı gozlcrımın ıçıne bakıyordu Ellcrımı tuttu Iİdnımefendı,dıyekekeledı Benı mesud etmek sızın elınızdedıı Sı/ı memnun ve mesud etmeyı arzu ederım, dıye mınldandım Ahlakının kusurunu ıtıraf ettıktcn sonra .söyleyeceğı ılk sözdestı udıvacımıtalep etmek olmayacakmıydı?Bugayctle tabıı ıdı. Bu gülünç zaafımı affedebı lccek mısıni7? Şüphesız Cevad Bey, dedım . Bu fazla bır küstahlık ve curet olmazya! Hayır. Herhalde söylemek istedığım şeyı anlıyorsunuz değıl mı? Bılmem, pck anlayamıyorum ama bıraz ş.üphe ediyorum, dıye manıdargulumsedım Ellenmıöptu.. Teşekkür edenm, dedı, anladınız ve sız de razı oluyorsunuz demektır. Bıraz sustu, gözlerime baktı, sonra hayranhayran: Getınr mısınız? dıye gülümsedı. Neyı1* Onu...Onları. O nedır? dıye sordum. O Gupta meskukatlardan (Hınt Hancdanı paralarından) yapılmış kjymetlı gerdanlığınızı.. Anlayamadım, diye hayretle sordum. G u 1 süm' ün çayında sızi gördüğüm zaman boynunuzda olan gerdanlık, eskı Hınd paralarından yapılmış olan o kıymetlı gerdanlık !!... Afedersınız, fakat onun ıçın maddı ve manevı her bır fcdakaılığıgözealdım Bırşeyeıhtıyacını/ olmadığını bılıyorum, fakat bendc mevcut olmayan o paralan elde edebılmek ıçın azamı fedakârlığı edeceğım. Teklıfım suı tefsıre uğramasın.ıhtıyacınızvardırdıyealmakıstemıyorum Sıze söyledım, bu koleksıyon merakı benım en büyuk kusurumdur Demek bana söylemek ıstedığinız bu? Evet, buydu..benı affedıyor ..ve banaonları vcnyorsunuz, değıl mı? Kendıme gülmek ıstıyordum. Çünkü cüretsız, cesaretsız ve heyecanlı olan bırerkek alakasının aşk olduğuna hükmedebılmış