Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYETDERGİ DERGIDEN Merhaba, Oscar Wilde 'ı eserleriyle tanıyan çoktur amayaşadığı dramı bilenlerin sayısı azdır. O, cinsel tercihleri yüzünden yargıç önüne çıkartılıp bütün özel yaşamı didik didik edilmiş bir kişidir. Parasız pulsuz, dostsuz, kitapsız, sevgisiz, çocuksuz, hatta isimsiz kalmıştır. 19.yüzyıl onu ağır biçimde cezalandırmıştır. Dönemin tngilteresi 'nde, eşcinsel ilişkileri nedeniyle teşhir edilen ya da yargıç önüne çıkartılan başka kimseyok gibidir. Wilde 'ın başına gelenlerde kural dışı oluşu rol oynamıştır. Çünkü tepeden tırnağa aykırı bir insandır Oscar Wilde. Sevdiği bir karısı varken erkeklere âşık olmuş, herkestenfarklıfraklar giymiş, yakasına taktığı karanfilin bile kırmızısım değil, yeşile boyalısım tercih etmiştir. Kısaca, çiğneyebileceği tüm kuralîarı çiğnemiş, hep değişik zevkler peşinde koşmuş ve aykırı fıkirler savunmuştur. "Kendi dehamı fötursuzca harcadım, sonsuz bir gençliği boşa harcamak garip bir zevk verdi bana " der. Ama, özel yaşamının mahkeme önünde didik didik edilmesi veyalmz bırakılması yıkar onu. Sonunda bir trajedinin baş kahramam olur. Oscar Wilde, hoşgörüsüzlüğün kurbanıdır. Hoşgörünün sımrlarım alabildiğine zorlamış, sonunda ezilip unufak edilmiştir. Oscar Wilde 'ın aklanması için harekete geçmektam lOOyılalmıştır. önümüzdeki lOOyılda hoşgörüyu yakalamak dileğiyle... lyi haftalar. tpek Çalışlar CUMHURİYET DERGİİMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİGÜN HABER AJANSI BASINVEYAYINCILIKA.Ş.BGENELYAYIN YÖNETMENİ:ORHANERİNÇBGENELYAYIN KOORDİNATÖRÜ: HİKMETÇETİNKAYA • YAZI İŞLERİMÜDÜRLERİ: DİNÇTAYANÇ, İBRAHİM YILOIZ (SORUMLU) • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÛRSEL YÛNETMEN: AYNUR ÇOLAK • REKLAM:REHAIŞITMAN pervazlannın, eşiklerin içine sığdırdı. Dinler de destekledi bu sığınmayı ama, tek bir şartla; "evleneceksiniz". tşte o gündür bu gündür kadın ve erkek kimi zaman kırmızı panjurlu evle, kimi zaman jilet sivriliğinde ütülü pantolonla, elektrik ve su faturalarına ortaklıkla, paranın ve geleneğin bölünmez bütünlüğüyle, yüzde yirmi faizle geri ödemeli evlilik kredisiyle sınırladı düşlerini. Sokakların erkeklere ait olduğu döncmlerde, sonra da gelenekçi toplumlarda kadınla erkek bir araya gelebilmek için hep üçüncü şahıslara gereksinme duydu. Uzak bir akraba, komşunun üçüncü göbekten bir yakını, bir arkadaşın sevgilisinin adaşı araya girdi de kadınla erkeğin birbirinden habcri oldu. İştc bu haber taşıyıcılara da "çöpçatan" denildi. Tcknolojinin hay huyu içinde bu evlilık sırasında bir çift çorap, bir havluyla ödüllendirilen çöpçatanlar kadar ga/ete sütunlaıına iş düştü. Bir altmışiki boyunda, altmış kilo agırlığında ela gözlü genç İcızlar, bir yetmişbir boyunda, yetmişiki kilo agırlığında kahvcrengi gözlü erkekler birbirlerini bu sütunlarda aramaya başladı. Bu sütunlara dü^enlerin sınıf, kültür ve sosyal durumlarına bakıldığında uzmanlar orta ve alt grupları saptadı ama, şöyle örnekler de gazete man!?etlerine geçmedi değil: "Samsun 19 Mayıs Üniversitesi öğretim üyclerinden Prof. Dr. A.Ç, gazete ilanıyla tanıştığı ve nişanlandığı iijadamı Z.N'yi, altınlannı alıp kaçmakla suçladı..." Sonunda bir türlü birbirlerini bulamayan kadın ve erkeklere gazete sütunları da dar gelmeye başladı. Bu, aşktan umudun kesıldiği, ekonomik bütün ambargoların kadınla erkeği aynı duvarlann arasına, evliliğc mahkum ettiği bir süreçti. Dokuzyüzlü telefonlarla erkeği etkilemenin, kadını baştan çıkarmanın, arkadaş bulmanın etkili on yolu anlatılmaya başlandı. Her iki cinse de denildi ki, "Yalnız değilsiniz". Bir özel televizyon kanalımız ATV, işte bu dönemde ortaya çıkıp yalnızlıkla boğuşan, emekli aylığıyla tek başına ayakta durmaya çalışan, orta yaşlarını geçmesine rağmen bir ev sahibi olamayan, aşka ilişkin bütün düşlerinden vazgeçmiş kadın ve erkeği buluşturmaya soyundu. Nisan aylarının başıydı, sabah kuşağı programlannın arasında hafta içi onar dakika ayrıldı "Çöpçatan" programına. Tiyatrocu Altan Karındaş sunuculuğunu üstlcndi, bir de telefon numarası verildi, sıfır dokuz yüz dokuzyüz... Mcsajlar birbiri ardına düşmeye başladı telesekretere: "Yaşım altmış iki. Emekliyim ve halen çalışıyorum. Altmışyedi kiloda, bir yetmiş boyundayım. Aradığım şahıs, emekli birbayan ve evi olsun. Çocuk sorunum yok benim." "Karşılıklı görüşmek istediğım rumuzlar var. Bcnim rumuzum Samyeli. Aradıklarım ise Ebedi Yıllar ve Lozan. KırkaHı yasjinda bir bayanım. Lise mezunuyum. Bir kamu kuruluşundan emekliyim ve özel bir şirkette çalışıyorum. üerekli bilgilerı bu rumuzlarla görüştüğümdc veririm..." Başvurular kısa sürede yapımcılann öngörülerinin çok ü/erine çıkıverdi. Çöpçatan, sabah kuşağından alınıp özel bir programa dönüştürüldü. Hafta içi her gün yarımşar saat rumuzlu mesajlar iletildi. Kadınlar ve erkekler karşılıklı telcfonla konuşturuldu ve is Yalnız mıymışız... Çöpçatanlar artık televizyonda... Desen: SEMİH PORO Y Lütfen, bana bir eş bulur musunuz? BERATGÜNÇIKAN adınların serçe parmağını kapının arasından gösterip de güzelliklerini, doğurganlıklarını, iyi bir ev kadını adaylıklannı kanıtlamalan masallardaydı. Öyle bir parmağa kapılıp hayat kuran erkekler de Kaf Dağı'nın ardında olmalıydı. Masallar, devrini doldurduğunda da kadına ve erkeğe açılan kapılar ayrı ayrıydı. K KAPAK: KEMAL GÖKHAN GÜRSES Bütün sistemler yasaklıydı ve onlar da yasaklara uydu. Uymayanlar ise romanlarda başkaldırdı. Hep birbirini çekti kadın ve erkek. Ve bu çekiş oynak bir zemindeydi. Belki de bu yüzden içine sokulduğu bütün kalıpları içi boş sö/xüklere dönüştürdü durdu. Bütün bilimlere, bütün sanatlara da iştc bu çekimin nedeninı aramak düştü. Siyasi ve ekonomik sistemler bu çekimi kapılann, duvarların, pencere