Katalog

BAŞKENT GÜNLERİ MÜŞERREFHEKİMOĞLU rak, "Içkili yerlere öncçden volüm ayarımı yaparak gidiyorum. Lüks yerler yerine mütavazı olanlarını seçiyorum" diyor. Ekonomik kriz olur da akşamcılar, üstelik "çapkın akşamcılar" etkilenmez mi? Her geçen gün dalga dalga gelen zamlar akşamcı ve çapkın Hilmi Bey'i bayağı tasarruf etmeye zorlamış. Anlatıyor Hilmi Bey: "Eskiden bir büyüğü iki akşamda içerdim. Şimdi dörde bölüyoruz. Eskiden on kere meyhaneye gidiyorduk şimdi beşe indi, bakalım daha kaça inecek? Ayda bir kere zamparahk yapardık (Hilmi Bey evli) bu da en az bir milyon liraya mal olurdu. Bunu kısmak zorunda kaldım. Bakalım ne yapacağız?" Hilmi Bey'in hiçbir şekilde giyim kuşamı yokmuş. Çocuğuna ise.eskiden "belli başlı" yerlerden giysiler alırken şimdilerde sadece almayı düşünüyormuş. "Pandora'nm Kutusu"nu Başbakan Tansu Çiller açtı, etrafa saçılanlar ise en çok alt ve orta gelir gruplarını etkiledi. Yalnız hem orta gelir grubundan hem evli hem çocuklu hem kirada hem de eşi çalışmayan olursanız asıl o zaman yandınız demektir. Işte Hüseyin Bey bunlardan. "Et yemeklerinden ot yemeklerine geçtik" diyerek söze başlıyor ve anlatıyor: Ellerin gizemi Refahlı başkanyaşam biçimini değiştirebilirmi? Çağın dışına itebilir mi başkentlileri. Hiç sanmıyorum. atıra defteriniz var mı, günlük tutar, kunıculan da övünebilir, sanatçılar ve anılannızı yazar mısınız? Benim izleyiciler de... On yıl önce iki genç mimara böylc bir alışkanlığım yok, belleğime yalnız el değil yüreğini de vercn Abidin güveniyorum galiba. BirDelinin Dino da övünür bence. 10. yıl güzel bir Hatıra Defteri'ni izlerken düşündüm geçen kucaklaşma Dino'ylagidcrck derinlcşcn bir akşam. Kaç kcz seyrettiğim bir oyun, dostluğa, bu dostlukla üretilen güzelliklere değerli sanatçımız Genco Erkal yeni bir yeni bir boyut katıyor. llk Sergi, yeniden, yorumla scrgi liyor bu kez. Yaşadığımız aynı yapıtlaraynı çağn kartıyla açılıyor 10. günlerin, darboğazlarda bunalıma yılda. Zarif bir olay değil mi? 10. yılı girenlerin, güç koşullara direncnlerin hatıra kutlayanlar galcriden sokağa taşıyor, sanat dcftcrlcrni okuyuruz adcta. BilinçaJtını ve kültür yaşamından çok sayıda dinler gibi. Deliliği çok akıllı veyürekli katılanlarla güzel birkutlama. lnsanı oynuyor Genco Erkal. Usta bir oyuncuyu umutlandıran bir katılım. Elbet gclmcycnler seyretmenin mutluluğunu duyuruyor. de var, üstelık gelmesi gerekenler! Bir Başkentliler büyük sevgi ve özlemle bakan, bir müsteşar, bir genel müdür, bir selamladı onu. Ben de saygıyla kutladım, yerel yönetici yer almıyor bu kutlamada. kutluyorum, sahnede bir kişi, bir orkestraya Kalabalıkta SHP'li eski yerel yöneticileri dönüşüyor neredeyse, bir defterdcn kaç gördüm yalnız. Sanat ve kültür defter ü/etiyor düşüncemizde... etkinliklerine destek verenleri... Refahlı başkandan bu destek beklenir mi bilmcm. Irlandalı yazar Brendan Behan'ın müzikli oyununu da ilgiyle izledim Şinasi Sahnesi'ndc. Işık Toprak teronzme karşı eski bir teröristin kahkahası diye tanımlıyorREHİNE'yi. Irlandalı yazarın yaşam öyküsünden kesitler var sahnede. Oyuncular da ellerinden gcleni yapıyor, ama müzikli bir oyunda başka bir düzey anyor insan. "Şarkılar söylenmese de olurdu" diyenler var. Yanlış değil, REHlNE'ninkimi sahneleri lrlanda'da değil, ülkemizde, kentimizdc, köyümüzde yaşanan olayları OOsln Abldln Dlno v» All Artun, Paris't* Dlnolar'ın «vlnd*. anımsatıyor. Desteklemeyebilir, ama yaşam biçimini Galeri Nev de on yıl öncesini anımsattı değiştirebilir mi? Çağın dışına itebilir mi bana. On yıl önce bir bahar akşamını, sonra başkentlileri. Hiç sanmıyorum. Umudumun sevgili Abidin Dino'nun bir mektubunu, somut nedenleri var. Festival konserleri, mektubu gctiren iki miman yakından CSO konserleri, sinemalann, tiyatrolann tanımamı istiyor. Onlara el verdiğini, Ali kalabalığı galerilerdcki bahar şcnliğinin, Artun ve Haldun Dostoğlu'nun kurduğu kitap fuarlarının gördüğü ilgı, özcllıkle galerinin "Eller, Parmaklar, Acılar, gençlerin yaşam biçimini kanıtlıyor. Son Acayipler, Tedirginlcr, Domatesler" günlerdc hangi kitapsatış rekoru kırdı başlıklı desen dizılenndcn derlenen bir biliyormusunuz?TÜBlTAK'ın sergiyleaçılacağını müjdeliyor. yayımladığı Bir Matematikçinin Anıları... Galeri Nev, yaşama sevincimi yeşerten TÜBlTAK bir bilim kuruluşu, bu kuruluşun bir sanat kuruluşu oldu sonra. Ankara'yı yayınları büyük ilgi görüyorgençlerden. daha çok sevdim, o galeride düzenlenen ProfesörTosun Terzioğlu ve arkadaşlatı sergilcrle dünyaya bakış açım genişledi, yayıncılığa özen gösteriyor, birbirinden çalışmalarını ilgiyle izledim ve vargücümle güzel kitaplar yayımlıyor. Çağdaş destekledim, dcsteği görev bildim. Çağdaş yazarlann, ünlü bilim adamlarının bir galeri, bu galeride dünyaya açılan yapıtlanndan çevirilerle genç kafalara geniş sergiler, bu sergiler nedeniyle yayımlanan bir ufuk açıyor. Hepsi birkaç kez basılıyor, kitaplar, tersine bir kültür dcvrimine, yoz satış rekoru kınyor. Çağın dışını değil ortama, çirkinliğe en güzel yanıt, en güzel gerçeğini yaşamak istiyor gençlik. uyarı bence. 10. yıl kutlanırken, on yılın Çağdaş yaşamı yeğliyor. Çağdışı çabalara çalışmaları, soylu çabalan da sergileniyor güzel bir uyarı. ^ j duvarlarda. Güzel birsunuş, Nev'in H tan daima lyidir. • Temizlikçi kadını unutun. • Telefonu kullanmayın bırakın telefonunuz çalsın. • Meyhaneye gitmeyin, ama giderseniz de hesap pusulasını görmezlikten gelin. • Şarküterilere asla ve asla girmeyin. • Alışveriş yaparken 1 kilo yerine 750 gram, yarım kilo yerine 400 gram demeyi öğrenin. • Et yerine ot yiyin. Yani vejeteryan olun. C U M H U R İ Y E T DEROİ 1 M A Y I S 1 "Içkiyi dışanda bulursak içiyoruz. Banyoyu haftada bire indirdik. Ocağın üstünde çaydanlığı bırakmıyoruz. Hemen termosa alınıyor çay. Hanım el işi boncuk yapıp kermeslere hazırlanıyor. Sigaranın başlangıçtan beri en ucuzunu içiyorduk, sorun olmadı. Giyim kuşam askıya alındı, donduruldu. Şu sıralar aklım fıkrim sarı lambalarda. Ampülleri değiştirip floresan yapayım diyorum. Çok az elektrik harcıyormuş. Yalnız bu parasızlıkta sanlarla floresanları nasıl değiştireceğiz onu kara kara düşünüyorum." Dedik ya herkesin derdi farklı. Alın size farklı bir "orta gelirli". Filiz Hanım tek başına yaşıyor, kira derdi yok geliri ise "iyi" sayılır, ama son günlerin "ağır yaşam koşulları" onu da etkilemiş. Filiz Hanım Hollanda ya da Fransız peyniri yer 1talyan Chianti şarabı içermiş. "Şimdi nerdeee" diyor. Italyan şarabı olmuş bizim Kavaklıdere, peynirler ise ancak şarküterilerin yerlileri. Şu sıralar evini yeniden elden geçirmekte olan Filiz Hanım eskiden Nnşantaşı'ndan aşağı mobilya almazmış, "Şimdi ise Çağlayanlara kadar düştük" diyor. Size bir "iyi" daha. Füsun yeni işe girmiş daha kendisini kadroya almamışlar ancak az da olsa işyerinden bir para alıyor. Füsun'un ailesinin durumu "kötü" değil. Ancak 5 Nisan Kararlan onu da "dolaylı" olarak etkilemiş. Füsun kendi durumunu şöyle anlatıyor: "Eskiden işyerinden aldığımla dolar mark ahyordum. Annemden babamdan aldığımı ise harcıyordum. Şimdi dolarlar bitti. Günlük harcamalara yetişmek için bozdurdum bozdurdum harcadım. Eskiden akşamları arabamla arkadaşları bırakırdım. Şimdi onları görmezden geliyorum. Nasıl gelmeyeyim ki, arabamda benzini ekonomik kullanıp kullanmadığımı belirten bir gösterge var, eskiden bakmazdım bile şimdi gözümü ayıramıyorum." Şu sıralar kimsenin durumu "iyi" değil. Siz siz olun bir an önce "kendinizin" olan bir "ekonomik pakef'iniz olsun. ^ 19 94 SAYI 423