Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y A Ş AM S A R A Ç M E H M E T Yoksul yaşamak Ders 1 Şimdi "istikrar" devri, öyleüçadımataksiye binmeler, iki lokma boğaz için şişlerpirzolalar, su kuşugibihergünbanyolar, kitaplar, tiyatrolaryok artık.Devir "istikrar"devri. Çünkii "istikrar paketi "sağlam olanlaryaşayacak. îşte size kolayca uygulayabileceğiniz bir dizi tedbir. aşbakan Tansu Çiller nisanda "istikrar" paketini, bizim anladığımız dille zamları açıkladı. Açıklar açıklamaz da daha şunun şurasmda bir ay bile dolmadan tüm yaşam biçimimiz altüst oldu. Alt üst ne kelime "değişim"i yaşıyoruz. Ulaşımdan sebzemeyveye, giysiden içkisigaraya, beyaz eşyadan etebalığa, her şeyc ama her şeye zam geldi. Gazeteler, TV'ler birbiri ardına zam haberleri müjdeliyor: "Taksi müşterileri yüzde 70'e varan oranlarda azaldı", "Ucuzluk yapan şoföre dayak." "Zamlardan sonra içkisigara tercihleri de değişmeye başladı." "Şimdi rağbet Samsun ve Maltepe'ye." "Vatandaşlar evdeki 'eski' ile idare etmeye başladı." "Bit pazanna nur yağıyor." Ekonomik durum her geçen gün biraz daha kötüye gitmeye başlayınca özellikle de ufuk çizgisi görünmez olunca herkesi bir telaştır aldı. Ayakta kalmak marifet oldu. Biz de "Zengine bir şey olmaz, fakir de zaten öldü, bakalım şu orta halliler ne yapıyor?" dedik ve 2 milyondan 12 milyona kadar olan ücretlilerinin "durum"unu sorduk soruşturduk. Çahşanlar bu yoklukta üstelik her geçen gün "işsizIer ordusu"na yenilerinin katıldığı bu ortamda isimlerinin yazılmasını istemediler. Biz de onları "Ahmet, Mehmet" diye adlandırdık. Hasan'ın karısı şu sıralar çalışmıyor, evi kira ve bir çocuğu var. Çocuk "üstelik" okuyor. "Taksiyi kaldırdık" diye söze başhyor Hasan ve hiç soluksuz kendi istikrar tedbirlerini sıralıyor: "llk olarak hafta sonlan sinema, tiyatro dışarıda yemek yeme gibi kötü alışkanlıkları kaldırdık. Tüke B teceğimiz kadar mal almaya başladık. önce günübirlik ihtiyaçlanmızı gideriyoruz. Mutfakta hamur işleri çoğaldı. Temizlikçi kadından vazgeçildi." Hasan Bey eskiden evine gelen misafırlerine alkollü içecekler de ikram edermiş şimdi bundan ısrarla vazgeçtiğini belirtiyor. Hasan, "Gelen hoş gelir sefa gelir, ama içecekler çayl'a kahve" diyor. Ayşe bekar, ailesiyle beraber oturuyor. "Durun durun önce size şunu anlatayım" diyen Ayşe evde son günlerde başından geçen bir olayı anlatıyor: "Geçen gün anneme, 'Anne o ne' dedim. 'Ne ne' dedi. 'O içindeki' dedim. 'Fanila' dedi. 'iyi de' dedim, 'erkek fanilası', 'evet babanınki' dedi. Sonra da 'Ne olacak bir zamanlar baban bol keseye almıştı, azıcık esnemiş. Bu günlerde iktisat yapmak lazım' dedi." Aslında Ayşe'nin tedbirleri de annesininkinden farklı değil. Ayşe üç günde bir aldığı Salem sigarasmdan tümden vazgeçmiş. Günde bir bardak portakal suyu tüketirmiş artık su içiyor. Fön, boya gibi saç, manikür pedikür gibi el ayak bakımlarından vazgeçmiş. Hatta geçen gün deodorantı bitmiş de "Havalar iyice ısınsın da o zaman alırım" diye düşünüyor. Ayşe şu sıralar "asla" kitap almıyor, taksi ve dolmuşa binmiyor. Ayşe, "Eskiden (çok çok iki hafta önce) haftada bir ya da ayda iki arkadaşlarımla akşam yemeğe çıkardım. Şimdi hiçbir yere gitmediğim gibi geçen gün, her seferinde hesap ödemek için yırtınan ben, hesap pusulası geldiğinde havalara bakıyordum" diyor. Yine anababasıyla oturan, 67 milyon Türk Lirası aylık alan bir başka çalışan da adı Fatma olsunekonomik gidişattan oldukça etkilenmiş. Fatma genç ve güzel bir kadın, ama "Çok koşturmaktan, çok çalışmaktan bacaklanmda varis var" diyor ve ekliyor: "Bir varis çorabı olmuş 500 bin lira. Geçen gün çorabım kaçtı. Eskiden kaçmca yenisini alırdım şimdi kaçığı dikip giyiyorum. Doktora gidemiyorum, kimbilir bir muayene kaç lira olmuştur?" Tabii herkesin derdi kendine. Kimisi varis çorabını dert ederken kimisi de maça gidememekten Zippo çakmağıyla "hava" atamamaktan şikayetçi. Birkaç arkadaşıyla birlikte "komünal" yaşayan Aykut da bunlardan biri. Aykut kendi "istikrar" tedbirlerini şöyle anlatıyor: "Kısa Camelimi alayın sancağı gibi otlakçılardan koruyorum. Zippo çakmağımla artık hava atmamaya çalışıyorum. Eskiden sık sık herkese Zippo'nun nasıl yakılacağını gösterirdim. Şimdi ise cebimden çıkarmamaya çalışıyorum. Ha bir de maçlara gitmekte zorlanıyorum. Gidersem de sucuk ekmek yerine kaşar ekmek yiyorum." Şimdi sırada durumu "iyice" olan bir yönetici var. 10 milyon liranın üzerinde aylık alıyor Halil Bey ve eşi de çalışıyor. "Siz ne yapıyorsunuz? İstikrar tedbirleriniz var mı, varsa neler?" deyince hemen alt altasıralıyor kendi aile'plan'ını: "Taksiden vazgeçtik yerine yürümeyi koyduk. Şarküteri alışverişini kaldırdım, yerine sabit pazarlan koydum. Kendimize üç dört sene yetecek ayakkabı, kazak stoğu yaptık. Şehirlerarası telefon konuşmalarını kısıtladık. Bizim evde içki içilmez ve bulundurulmaz. lçkiyi dışarıda içeriz. Yemeğe gelen olursa içîcilerini kendilerinin getirmesini istiyoruz son günlerde." Halil Bey'in son günlerde keşfettiği bir önemli buluşu var ona değinmeden geçemiyor. Halil Beyler eskiden "iyi kötü haftada bir ya da on beşte bir" bir yerlereyemeğe giderlermiş. Çoğunlukla da buralar kebapçılar olurmuş. Şimdi kankoca bir öğretmenevi keşfetmişler oradan çıkmıyorlarmış. Ev sahibi, hali vakti yerinde üstelik bekar olan Turan "orta halliler"in istikrar paketlerine katkıda bulunacak kadar bu işi sıkı tutuyor. Turan, bir kere bulunduğu odanın dışında ışık yakmıyorrnuş. Ödemesi gereken borçları daha uzun vadelere yayıyor, kabul ettirebilirse bir tane atlatıyormuş. Ha bir de yıkanmak için termosıfonu eskiden 6070 derecede tutarken, 4045 dereceye düşürmüş. Turan son ola • Asla taksiye binmeyin. • Sinema ve tiyaro gibi kesenizi kemiren kültürel etkinliklerin en iyilerini seçin. Halk günlerini, parasız gala gecelerini tercih edin. öğrenciysenlz kimliğinizi yanınızdan eksik etmeyin. • Termosifonu 60 derece yerine 40'a ayarlayın. • Sigara içmeyin ama vazgeçemiyorsanız ya daha az için ya da şu anda içtiğinizden 1 kademe daha ucuzunu seçin. • Sigara ikram etmeyin. Unutmayın ki sigara içmeyen arkadaş, otlakçı dost OERGI 1M A Y I S 1 9 9 4 S A Y I 42S C U M H U R İ Y E T