Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ N S A N "20. yüzyıl bence ziyan olmuştur" Cosswig allasl 193Vda B*b*k't«M kftfkOn bahç**lnd«.. 68 kuşağının öncülerinden TarıkAli: rev aldı. Eşini vc çocuklannı Türkiye'de bırakan bırakan Cossvvig emekli olduktan sonra 1961 'de yine Türkiye'ye döndü ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Zooloji Kürsüsü'nün kuruculuğunu üstlendi. Christian Cosswig, babasının Almanya'da olduğu dönemi bir başka açıdan şöyle tanımlıyor: "Babamın olmadığı 6 yıl boyunca bu kez annemin araştırntacı kimliği öne çıktı. Anadolu'nun dört bir yanında gelenckler, törenler üzerine araşbrmalar yaptı, makaleler y ayınladı." Prof. Cosswig'in eşi Leonore de bir akademisyendi ve ölümüne kadar araştırmalannı sürdürdü, makaleler yayınladı. "23 Temmuz 1973 sabahı her şey bitmişti. Oğulları ve dostlan tabutunu 1 ağustosu 2 ağustosa bağlayan gece sevgili bahçesine taşıdılar." Kurt Cosswig eşinin ölümü üzerine yazdığı anı kitapta böyle anlatıyor. Bir zooloji profesörüyle doğa tutkunu eşinin botanik bahçesine çevirdikleri ahşap köşkün çevresi o gün anne Cosswig'i uğurlamaya gelen yüzlerçe dostla doluydu. O anı yine baba Cosswig anlatıyor: "Yakındaki caminin mfiezzininin duaya çağıran ezan scsi yükselirken "Muma" Türk komşuları ve dostlarının elleri üzerinde bu halkın sıcak sevgisi ile sanlmış taşınırken Rumclihisarı'nda Türk tnezarlığındaki son istirahatgahına tevdi edilmek üzere evini ebcdiycn terk ediyordu." Baba Çosswig de 1987'deki ölümünden sonra isteği üzerine Aşiyan'daki mezarlığa, eşinin yanına gömüldü. Bu tarihten sonra da Coss\vig ailesi adeta dağıldı. Büyük oğullar Kurt ve Klaus Almanya'da yaşamayı seçti, Türkiye'yi tercih e den ise Christian oldu. Neredeyse yüzyıllık geçmişe sahip ahşap köşkün yeni sahibi de O. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün iki yıl önce sahiplerinden habersiz açtığı bir davada köşkün mülkiyeti Vakıflar'a geçmiş. Davada öldüğü iddia edilen ama gerçekte yaşayan köşkün sahipleri ve Cosswig ailesi şimdi mahkeme kapılannda ölmediklerini, yaşadıklarını ispata çalışıyor. Bu arada çevre duyarlılığını da ihmal etmediğini de belediyelere, ılgili kurumlara gönderdiği onlarca şikayet ve ihbar dilekçesiyle ortaya koyuyor. lnşirah sokak, Bebek sahil yolundan yukarı doğru sapılan Etiler yoluyla başlıyor. lstanbul'un Istanbul olduğu zamanların cazibeli sokak girişlerine benzemiyor belki ama küçük sürprizler de yok değil. Sağlı sollu evlere omuz vura vura çıkılan dar, kıvnmlı yokuş yola girdikten hemen sonra sağa yukanya doğru bakıldığında bahann vakit ayarı kocaman bir erik ağacı göze çarpar. Bu ilk küçük sürpriz, ağaçlı bahçenin bitimindeki 32 numaralı demir kapının arkasında yerini başka sürprizlere bırakır. Taş merdivenlerin ulaştığı bahçe, Kurt ve Leonore Cosswig'lerin anısını yaşatmak istercesine bozulmamış bir botanik bahçesi adeta. Yüzlerce irili ufaklı çiçeğin renk cümbüşü şaşırtır. Çiçeklerin ardında ise hâlâ ahşap, hâlâ yaşayan kocaman bir köşk vardır, o da şaşırtır. Ahşap köşkün her bir köşesi şaşırtıcıdır. Demirkapı'nın arkası başka bir lstanbul'a aittir adeta. Demirkapı arkadan kapandığında yine bir unutuş başlar. Cosswiglere dair gölgeler kaybolur. Köşk bahçesinin bittiği yerde başlayan beton dünya, her iki yanındaki ağaç katliamlan, beton bina inşaatlan şaşırtıci değildir arttk. ^ Pakistan 'ın aristokrat ailelerinden birinin oğluydu. 6 yaşında evdeki hizmetçileri dahafazla ücret istemeleri için örgütlemeye başladı. Hapse a tı lacak diye, babası onu îngiltere 'ye gönderdi. '68gençlik hareketinin îngiltere 'deki öncüsüoldu. Bugünlerde televizyonprogramları hazırlıyor. "Gorbaçov, üçüncüyoludenedi, ona bu şans tanınmadı "diyor. İ ngiltere'de yayımlanan Independent gazetesi muhabirlerinden Hunter Davies, Londra'da yaşayan Tarık Ali ile ilginç bir görüşme yapmış. "Onun için artık devrim bitti" başlığıyla sunulan röportajı çok az kısaltarak yayımlıyoruz.Daviesyazısına TarıkAli ile ortaögrenim çağına gelen oğlu arasmdaki tartışma ile giriyor. Tarık Ali oğluna özel okul öneriyor, Cengiz ise "Hayır", diyor ısrarla. "lstemiyorum. Beni zorlayamazsın. Böyle birşey demokratik olmaz." "Çocukların ne yapması gerektiğini bazan büyükler daha iyi bilirler," diyor TarıkAli. Oğlu yanıtlıyor: "Stalln de böyle söylerdi." metçisi vardı. Babası komünist oldu ve ailenin geleneklerine karşı çıktı. Ama yine de Pakistan Times'ın editörüydü, evinde ünlülere yemek davetleri veriyordu. Tank, daha 6 yaşında iken evde kargaşalık çıkarmaya başlamıştı. Evdeki hizmetçileri ve sokaktaki çöpçüleri daha fazla aylık istesinler diye örgütlüyordu. 16 yaşında hükümet aleyhtan yürüyüşlere önderlik etmeye başlamıştı. Yakın akrabası olan Eğitim Bakanı"nın kuklasını bile yakmıştı. Tank 21 yaşına geldiğinde askeri yönetim tarafından hapse atılmasına ramak kalmıştı. Babası onu apar topar Oxford'a gönderdi. u Oxford hakkında tek kelime bilmiyordum, Ingiltere'yi de hiç görmemiştim," diyor. Exeter Koleji'ne kaydolan Tank Ali'yi ilk bakışta en çok şaşırtan, arkadaşlannın bidonlarla bira içmesi olmuştu. lkinci şaşkınlığını ise Tenis maçında yaşadı. "Bir kız arkadaşım beni tenis oynamaya götürdü. Toplarınızı kendiniz toplamak zorundaydınız. Hem tenis oynayıp hem de top toplayamam. Ben iki işi bir arada yapamam" demiştim. Evimde iken toplarımı çocuklartoplardı. "En korkunç şey yemeklerdi. O sıralarda Oxford'da tek bir Hint Lokantası vardı. Tac Mahal. Bu berbat şeyleri nasıl yediriyorsun, dedim. Adam da bana, daha iyisini bilmiyorlar ki dedi.Ondan sonra üç yıl boyunca orada tanıdığım bir Hintli kadının evinde yemek yedim." Savaşaleylıtan Tank Ali lngiltere'deki öğrenci Birliği'ne katıldı. Birlik'in ilk Pakistan uyruklu üyesiydi. Birlik'e, Tank'tan on yıl sonra da Benazir Butto katılacaktı. 1965'te hızlı bir Vietnam savaşı aleyhtanydı. Bütün duygu ve düşüncelerini savaş karşıthğında yoğunlaştırmıştı. Oxford yıllannın ardından Vietnam'la Dayanışma Kampanyası'nın başına geçti. Trafalgar Meydanı'ndaki yürüyüşlere önderlik etti. Bulvar basını çocukları korkutmak için bol bol Tank Ali fotoğrafı yayımlıyordu. Kamuoyunun gözünde damgalı bir solcuyken, onun konumundan ve kişiliğinden etkilenen ünlü yayıncı Michael Heseltine, onu işe almıştı. Tiyatro eleştirisi ve çeşitli yazılar yazıyordu. Tank Ali, bu OERGİ 2 7 M A R T 1 9 9 4 SAYI 418 12hbmetçlİ8Plvardı Çok yakışıklı, çok aristokrat ve kibirli havasıyla Tank Ali 1960'h yıllann en ünlü isimlerindendi. Lahor'da feodal bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Büyükbabası Sir tskender Hyat Han Pencap' ın başbakanıydı. Annesinin ise 12 hiz 8 C U M H U R İ Y E T