Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIN PENCERESİNDEN Sokağa bırakılan çocuklar Romanlarda,filmlerde kahramanları ile özdeşleştiğimiz aşıktaşların hepsi evli midirler? Onlara duyduğumuz hoşgörüyü gerçekyaşamda karşılaştıklarımızdan esirgiyor, yolgöstermez canavarlar oluyoruz. eşitli konularda memleketimizde yapılmış güvenilir istatistik değerlendirmeler bulunmadığından iiniversitelerimizde okutulan ders kitânlnrı tâplannın önemli bir bölümünde çeşitli bulguların belirlenme olanaklan, bazı olaylara rastlama şanslan vb ile iigili bilgiler ABD ya da Avrupa ülkelerinde yapılan saptamalara göre sunulur. Bu nedenle Türkiye'de bugün köylerde, kentlerde cinsel ilişkinin başlatna yaşı konusunda, bu ilişkilerin yüzde kaçının evlilik öncesi ya da evlilik dışı olduğu konusunda bildiklerimiz azdır. Ancak bu olaylann pek nadir olmadıkları konusunda bazı ipuçları, dolaylı belirtiler vardır: Sık sık sağda solda bırakılmış çocuklara, gebe kaldığından yaşamına son veren genç kızlardan bahis açan gazete haberlerine rastlıyoruz. Geçenlerde bu olayların çoğaldiğını bildiren bir yetkili açıklaması da okuduk. Tabloid basın haberi olarak çok çarpıcı, çok ilginç bulduğumuz, birinci sayfadan, hem de renkli ve alabildiğine aynntılı sunduğumuz bu tür haberlere gazetelerimizde yer verirken olayın nedenleri, sosyal yönlerini de göz önüne almayı genellikle unutuyoruz. kindiklerinden aile planlaması uygulayamamaktadırlar. Gebe kalındığında utançtan, uğranılacak aşağılayıcı muameleden, hakaretlerden hatta yaşamlarına yönelik tehditlerden korkulmasından doğan tereddütler nedeniyle istenmeyen gebelikler sonusunda geç karar verilmekte ve bu karar genellikle yanlış bir karar olmaktadır. Bu durumda kalmış genç kadına kötü davranan, onlara çıkış yollan göstermeyen, yardım etmeyen toplum, bu kötü durumun tek sorumlusu olarak isteği dışında, lanbirmerkezoluşrurmaprojesiydi.Theodore King, sonradan birçok tıp merkezinin esin kaynağt olmuş bu merkezi, şu düşünceyle kurgulamıştı. Bu koşullarda gebe kalmış genç kadınlar büyük tıp merkezlerinde değil de bu merkezlere bağlı olan ve kentlerin kolay ulaşılabılen ticaret odaklarına yakın yerlerde yer alan, bu konuda donanımlı, psikolojik sıkıntılannı en aza indirgeyen, göze çarpmayan ünitelerde tedaviedilmelidirler. "Tedavi"den kastedilenler şunlardır: Bu kadınlann hukuki sorunlarını, psikolojik züm getirilmiş olmaktadır. BizdenasddrT Birçok konuda olduğu gibi soruna her düzeyde "devekuşu bakış açısıyla" yaklaşılmakta yani mesele yok sayılmaktadır: # Aile düzeyinde bu sadece "namus temizleme" sorunudur. Kızın gebe kalmasına yol açan delikanlı evlenmeyi kabul ederse mesele kapanır. Ancak sonuçta, kızın belki de asla mesut olamayacağı bir evlilikle başı bağlanmış olur. Namus kurtulduğundan kızın ve belki de oğlanın yaşam boyunca sürecek mutsuzluklan gözardı edilir. # Okul düzeyinde çocuklara orta eğitim süresince genellikle aile planlaması konulannda yeterli bilgi verilmediğinden, bu konuda gençlere yardım edecek merkezlerin sayısı birkaçı geçmediğinden gerçekleşmiş olan bu tür gebel iklenn var olduklan anlaşılınca çocuğun kepaze olması, mektepten uzaklaştınlması gündeme gelir. Devam edilen okul bir yüksek eğitim kurumuysa mektepten uzaklaştırma bahis konusu değildir ama çocuk bu durumda da yol göstericinin yokluğu karşısında şaşkındır, el yordamıyla doğru yolu bulmaya çalışır. 0 Böyle bir ortamda, yol göstericilerin, anlayışla yardım edeceklerin yerini "recmedecek"taşlayıp öldürecekler aldığında ne olur? Bazı çocuklar doğru yolu bulmayı beceremez, düze çıkamazlar. Kimi bebeğini doğurup bir yere bırakıp kaçarken yakalanır, kimi çaresizlikten damdan atlar. O zaman basınımızın bazı üyeleri konuyu kamuoyuna sadece ölmüşü ve geride kalmışlan kepaze eden bir şekilde yansıtır. Bu olaydan Boğaz'daki tanker kazaları kadar bile ders alınacak yön bulunmaz. Okuyucu, bu tür olaylann tekrarının engellcnmesi için yapılacak tek şeyin çocuğun böyle ahlaksızlıklara düşmeyecek şekilde yetiştırılmesi olduğu sonucuna vanr, çocuklar ancak yasal evlenmeler sonucu dünyaya getirilmelidir. oysa bu konularda önemli yapıtlanyla ünlü Kenneth Walker'm* hakkı vardır. "Evlilik" bir cinsel ilişkiyi ne ahlaki kılar ne de başka bir şey yapar. Sadece yasal kılar. Oysa kadınla erkek arasında gerçekleşen bu alışverişte aşkın, bütün olumsuz koşul lann gözardı edilmesine yol açan, çılgınlığı yaptıran sevginin de yeri ve rolü yok mudur? Romanlarda, fılmlerde, destanlarda ilgi ile izlediğimiz, kahramanlan ile özdeşleştiğimiz, hıç olmazsa çıkmazlardan sıynlmalannı dilediğimiz aşıktaşlann hepsı evli midirler? Onlara duyduğumuz hoşgörüyü, filmlerdekı aşıklara karşı gösterdiğimiz insani yaklaşımı neden çevremizdekilerden, gerçek yaşamda karşılaştıklanmızdan esirgiyor, çocuklanmızın karşısında neden afTetmez yol göstermez canavarlar oluyoruz? Bu konuda anlayış dikkat edin onaydan bahsetmiyorum ve yardım da önemli birdemokrasi ölçütüdür.^ * Kennoth VValken The Physlology of ] Seur Pollcan Books 1965 s.134 ToplumunUkelliğl Oysa her istenmeyen gebelik, aslında gebe kalmış kadının olduğu kadar toplumun yetersizliğinin, ilkelliğinin sonucudur. İstenmeyen gebeliklere, gereksiz kürtajlara, kürtaj olmazsa çocuklan bırakıp kaçmaya, mecburen evlenmelere hatta intiharlara yol açan aslında bir toplumda bulunan eksiklikler, çarpıklıklar ve yetersizliklerdir. Bunları düzeltmeden, örneğin kız ve erkek çocuklara üreme, aile planlaması ve doğum kontrolü konusunda yeterli bilgi vermeden, bu konuyu yok sayıp isteği dışı gebe kalmış varlıksız kadının ve genç kızın başvurabileceği kurumları oluşturmadan sadece gebe kalan genç kadına eleştiri yönelten toplumlar, bir anlamda önce istenmeyen gebeliklere, sonra riskli kürtajlara yol açmaktadırlar. Bugün bu açıdan örgütlenememiş olduğumuzdan, bunun sonucunda da çocuk sahibi olmak istemeyen gençlerimiz teknolojiden korktuklarından, doğum kontrolü araç ve gereçleri konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıklarından, bu konuda kime, nereye başvurabileceklerini bilmediklerinden ya da analanndan, babalanndan çeC U M H U R İ Y E T D E R G İ DarQlac«m'y« g«ç«n hafta g*tlril*n tarfc •dllmlf b*b*kl*rin sonuncıısu.. zamansız gebe kalan genç kadını suçlamaktadır. Oysa burada ayıplanması ve suçlanması gereken toplumdur. Neyajnlabllip? Uygar ülkelerde bu konuda ne yapıldığını incelemek gerekir. Ömeğın ABD'de bu durumda bulunan kadınlara yol gösteren, yardım eden çok sayıda merkez vardır. Dr. Theodore King'in John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Bölümü'ne şef seçilmesine yol açan nedenlerden biri de genç yaşta ve evlilik dışı gebe kalmış kadınlann başvuracak bunalımlannı, ekonomik sıkıntılannı giderecek organizasyonlann ve kimselerin bulundurulması gerekir. Yasal süre içinde gelmişlere ve gebeliğin sürmesini istemeyenlere kürtajın emniyetli koşullarda yapılması, yasal süreyi aşmış kimselere gebeligi boyunca sürecek sıkıntısını hafifletecek yardımlarda bulunulması, sonuçta dünyaya gelen çocuğu istenmiyorsa bebeğin çocuk bakımevlerine, bu çocuğu evlat edinmek isteyecek kimselere köprii kuran kurumlara iletilmesi... Böylece konunun sadece tıbbi değil sosyal, ekonomik aynntılarına da yeterli bir şekilde eğilınmiş, çö 27 M A R T 1 9 9 4S A Y I 4 1 8 21