Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K 11 A D I N Metres terapistte da, o günden sonra bir daha kansıyla konuşmadı. lngiliz yazarın kendi hayatından yola çıkarak yazdığı kitabın adı "Aflliction" (Keder). Kitapta, genç bir hamile kadınla bir astrologterapist tarafından kafası çelinmiş kocasının öyküsü anlatılıyor. VVeldon, amacının altematif terapiye ya da astrolojiye savaş açmak olmadığını belirtiyor. Yaptığını, toplumların günümüzde fal ve astrolojinin nasıl etkisi altına girdiğini aktarmak olarak tanımlıyor. Ama konuşmalarından rahatlıkla, terapistlere savaş açtığı sonucunu çıkartmak mümkün. Filme çekilen "Dişi Şeytan " adlı kitabıyla tanıdığımız Fay Weldon,falcılara ve terapistlere öfkelerini dile getiren bir roman yazdı. Hem de kendi hayatından yola çıkarak. M edyumlar ve astrologlar son birkaç yıldır hayatımızın bir parçası haline geldi.900'lütelefonlanyla, TV programlanndaki kavgalarıyla en popüler kişiler arasına girdiler. öyle ki, pekçok ışadamının o gün nereye yatırım yapacağına karar vermeden önce medyumlardan randevu aldığı söyleniyor. Borsa çevrelerinden sayısız medyum öyküleri anlatılıyor. lngiliz kadın yazarlanndan Fay Weldon da kendi başından geçen benzerbirolayı romanlaştırdı. 'She Devil' (Dişi Şeytan) filmini anımsayacaksınız. Film (Şişman ve çirkin bir Her şoyi Ulen teraplstter VVeldon, Guardıan gazetesinden Maureen Freely'ye şöyle diyor: "Bir evlilik bozulunca pek çok hikaye anlatılır. Terapistlerin yaptığı da bu. Bu kişilerin pek çoğu başansız romancılardır. Kendilerine başvuran kişi pek çok şeyden kuşkulanır. Kafasında sayısız soru vardır. Ama onlar her şeyden pek emindirler. Yardım isteyen kişi evine döndüğünde bir savaş başlar. Eğer terapist karşı cinsten birkişiyse sorunlar daha da karışır. özel bir ilişkiye 3. bir kişinin müdahale etmeye hakkı var mıdır? Kocanızın bir metresinin olması bile daha iyi bir durumdur. Metres koşullarmda şikayet etmeye hakkınız vardır. Karşı tarafın ise kendisıni suçlu hissetmesi biravantajdır." (Terapistler kusura bakmasın.Bunlar VVeldon'un görüşleri...) VVeldon kendi felsefesini ise şöyle tanımlıyor: 'Cehennem'i yaratan başka insanlar değil, cehennem aslında başka insanlar olmaması." Fay W«Mon: " DOnya kadınlara h«p haksızlık »dlyor. N* yapsanız h«nd*0« düf Oyorsunuz." Rosaann* Barra, Maryl Str**p "*h« D*vH"d*. kadının, kocasını Meryl Streep'e kaptınnca inanılmaz komiklikte intikamlann peşine düşmesinin öyküsüydü. Filme konu olan bu kitabın yazarı Fay VVeldon'du. "The Life and Loves of a She Devil" kitabının yayınlanmasından yaklaşık 10 yıl sonra Fay VVeldon'un başına garip bir olay geldi. 30 yıllık kocası, terapi için bir kadın doktora başvurdu. Bu diplomalı doktor bir horoskop falından yola çıkarak Fay ve Ron'un uygun bir çift olmadıkları sonucuna vardı. Ron da ikna oldu. Bunun üzerine Fay VVeldon evini terketti. Kocası C U M H U R İ Y E T OERGİ 27 M A R T Karifftduygıılar Fay VVeldon aynlmış çiftlerin geriye baktıklarında olayları değerlendirmekte zorluk çektikleri kanısında. Kendi ayrılığını yorumlamakta çok zorluk çektiğini söyleyen yazar, geçmiş günlerinin artı ve eksilerini ancak yazarak kavrayabildiğini söylüyor. 'Bunlar salt sizin düşünce ve duygulannız değil. Pek çok kankoca benzer duyguları paylaşıyor. Yorumlamak için ipuçları peşine düşüyorsunuz. Sonra bakıyorsunuz her şey aydınlanmış kafanızda. Ama ertesi gün yine bulanıklaşıyor. lnsan lar genellikle günlük yaşamlannın iniş çıkışlanndan hoşnutlar. Ancak bir boşanma yaşadıklarında geçmişe dönüp bütün hikayenizi gözlerinin önünden geçiriyorlar. Tabii terapi ile de yapılan bu oîuyor. 'Toplum terapistlere tann gibi yaklaşmaktan, her şeyi en iyi bilenlerin onlar olduğuna inanmaktan vazgeçmeli. Elbette onlann da bildiği şeyler var. Ama bakalım siz hayatınızıtoptandeğiştirmekistiyormusunuz?' VVeldon'un evlilige yaklaşımı oldukça klasik. Kadınların yıllar yılı kocalannın ihanetinden habersiz mutlu evlilikler sürdürülebildiğini savunuyor: "Erkekler bazen korkunç şeyler yapıyorlar. Ama kadının haberi yoksa ya da gözlerini bu gerçeğe kapatıyorsa evlilik sürüp gidiyor. Böyle erkekler çok iyi kocalar olmuyor. Ama kadının zaten çok iyi bir koca hayal etmesi de anlamsız. Mükemmel olmayan pek çok ilişki var. Erkek ancak karısını aşağıladığında ya da onu görmezden geldiğinde boşanmanedeni ortaya çıkıyor." VVeldon'un görüşleri bugünün kadınerkek eşitliği tartışmasının gerisinde kalıyor. Ama onun duygularını pay laşan binlerce kadın var. Guardiangazetesiiçin VVeldon'lagörüşen Maureen Freely de yazann yorumlanna pek katılmıyor. Aradaki kuşak farkına dikkat çeken kadın gazeteci, 'Ben de birlikteliğe önem veriyorum. Insan ilişkilerinin mükemmel olmadığını da katılıyorum. Ama yine karşılıklı ilişkilerin düzeyi olması gerektiği inancındayım. Kadınlarla erkeklerin eşit ilişki kurması bu standartlann başında geliyor. Yoksa yalnız kalmaktan korktuğumuz için bütün ilkelerimizi fedaetmekzorundakalabıliriz' diyor. Weldon'un yanıtı ise şöyle: "Dünya kadınlara hep haksızlık ediyor. Ne yaparsanız yapın muhakkak bir hendeğe düşüyorsunuz. Bu hendekten çıkamayacağınızı anlayınca da içinde çiçek yetiştirmeye başlıyorsunuz. Ya da romanlar yazıp insanlann okumasını bekliyorsunuz?" ^ 1 9 9 4 S A Y I 4 1 1 11