04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 GEZİ Bob Marley'in Jamaika'daki mezarı, üç aylıkken gelip büyüdüğü evin içinde. Ev, bahçe, taşlar, dörtbiryanyeşile, kırmızıya ve sarıya boyanmış. Içerde Castro, Selassie ve Che'nin resimleri var. Her yandan Marley'in sesi yükseliyor sanki: "Siyahlann geçmişi silinemez kolayca!" CUMHURİYETDERGİ Siyah başkaldırının adı CELAL BAŞLANGIÇ avi Dağlar'ın tepelerine bulutlar inmişti. Yeşile çöken beyaz bulut gerçekten de uçuk mavileştiriyordudağlan. Jamaika'da akşam, batan güneşin kızıl bir cümbüşü; gece ise ufiık çizgisinde durmaksızın çakan şimşeklerin kıvılcımı, gökgürültüsünün uzak bir senfonisiydi. Gerçckte varolmayan bir gezegene doğru gidiliyordu sanki, büyüleyicibiryolculukla. Bob Marley'in mezanna daböyle gidilirdi zaten. Doğa yağmurla yeni yıkanmıştı. Daracık yol bir sağa, bir sola savuruyordu insanı. Küçücük evli dağ köyleri sıralanmıştı yol boyunca. Yükseldikçe, dağlara çöken beyaz bulutlarla kucaklaştığını duyumsuyordu insan. Amaç, Bob Marley'in doğup büyüdüğü Mavi Dağlar'daki Dokuz MilKöyü'neulaşmaktı. Dağların hüznüne uygun; biraz yanık, biraz başkaldıran sesi bizi yalnızbırakmamıştı: "No woman no cry" "Hayır" diyordu Bob Marley "hayırkadm.hayırağlama." "...ve çekilen acılar/tutuştururdu ateşini/sanki sevgiymişçesine, gecenin içinde yanan/mısir lapamızı pişirir, paylaşırdık seninle/korkum tek cesaretimdir./giymem gerek onu öyleyse/her şey düzelecek/ hayır kadın, hayır ağlama." Dünyanın bu dcnli uzak köşesindeki bir dağ köyünden çıkıp bütün anakaralarda yaşayan bir efsaneye dönüştüren neydi Bob Marley'i? Bu soru, yol boyunca kafaların burgacıydı. Ancak Mavi Dağlar'ı, Dokuz Mil köyü'nü, Marley'in gençliğiniyaşadığı Kingston gettolannı görünce; bu başkaldınnın, köklerini aramanın ve özellikle siyah derili insanlar için bu dünyayi bir "zindan" saymanın nedeni daha kolay anlaşıhyor. Teypte "Redemption Song" çalıyor; "Eski korsanlar çaldılar beni/ sattılar tüccar gemilerine..." Sıradan bir mezar ziyaretinden çok, kutsal bir tören yaşanıyordu. Bulutlar Dokuz Mil Köyü'nünçevresini kuşatmıştı. Saçları aslan yelesi gibi omuzlanna dökülen "Rasta" gençler bir daire oluşturmuşlar top oynuyorlardı. Belli ki Bob Marley'in "Work" şarkısındaki öğüdüne sıkı sıkıya bağlıydılar: "Eğer yapacak başka işinyoksa, çalış." Gelen grubu görünce bazılan top oynamayı bırakıp, mezarlığın önündeki kahveye, hediyelik eşya satan dükkana koşuşturdu.Kahvenin her yanı Bob Marley posterleriyle donatılmıştı Hediyelik eşya satan dükkanda da tişörtünden anahtarlığına dek her şey in üzerine Bob Marley resimleri vardı. Arada bir gelip "Marijuana ister misin" diye soranlar Jamaikalı turizmcileri çok tcdirgin ediyor. Devlet resmi turlardan bile çıkarmış Bob Marley'inmezarını yabancılaragezdirmeyi.Yalnızca Kingston'daki müzesini gezdiriyorlar. Çünkü "Jamaika" ya da "Jamaikalı" denince akla ilk gelen Marijuana. Bu imajı silmek istiyorlar. Bu nedenle marijuana içmek yasaklanmış Jamaika'da. Ancak Bob Marley'in mczarının çevresinde yaşayanları, hele Rastafari dininc inanan Rastalan engellemek olanaksız. Bu yüzden yabancılara göstermemeyi seçmiş ülkeyıyönctenler. Bob Marley' ın mczan, bir bahçe ıçinde, üç aylıkken gelip büyüdüğü evin içinde. Bahçe kapısının kilidinı açan Rasta, içtıği marijuanadan ncredeyse uçtu uçacak. Gınş on dolar. Kapı, biraz da şaklabanlığa dönüşcn törenleaçılıyor. Eve uzanan dar yolun iki yanında neredeyse dünyanın tüm ülkelerinin bayrakları var. Sanki bir tek Türk bayrağı eksik. Geziye Bob Marley'in yeğenı Duck rehberlik yapıyor. "Bunlar, Bob'u ziyarete gelenlerin armağanı" diye gösteriyor Duck bayrakları. Ev, bahçe, direkler, taşlar... Dört bir yan yeşile, kırmızıya ve sarıya boyanmış. "Burada da mı buldun" diye gülmeyin. Çünkü Rastaların simgesi bu üç renk. Bob Marley'in de doğal olarak favori renkleri. Duck Marley, üç rengin taşıdığı anlamı anlatıyor: "San, gün ışığı ve altın... Yeşil, Jamaika ve marijuana... Kırmızı da insanlanmızı ve akan kanı simgeliyor..." lnsanın işte bu noktada "Allah korusun! Ya Türkiye'de Rasta olsaydı kimbilir başına neler gelirdi? Herhalde Terörle Mücadele Yasası'nın sekizinci maddesi aracılığıyla Devlet Güvenlik Mahkemesi aktarmalı, çoktan terörist olmuştu" diyesi geliyor. Neyse. Yine en iyisi Jamaika'ya, Bob Marley' in mezanna dönmek. Evin önünde "Bob Live" (Bob yaşıyor) yazılı; yeşil, kırmızı ve san taşlarla. Önce bahçe gezi I iyor. Yerdeki yuvarlak taş da üç renge boyanmış. Bob, bu taşın üzerineoturup bestelerini yaparmış. Bu taşın kendisine güç verdiğine inanırmış. Hemen yanında mutfağı duruyor. Üzerinde bir tcncere var. Duck "Bob vejetaryendi" diyor. Sonra uzun bir söyleve başlıyor: "Bir kandan, bir beraberlikteniz. Hepimiz kız ve erkek kardeşleriz. Bız insanlar hepimiz aynıyız. Buna böyle inanırdı Bob Marley de..." Bu, Rasta inancınınbirparçasıydı. Rastafarının tcmclindc, siyahlann özgürlüğünü vc kurtuluşunu savunan, Marcus Garvey'in bir "kehanetı" yatıyordu. Sıyahların "yirminci yüzyıl peygamberi" Garvey'e göre "Afrika'da siyah bir kral tahta çıkacak ve bu kurtuluşun müjdecisi olacaktır." Garvey'in'kehaneti' 1930'luyıllarda gerçekleşiyor^ ve Etiopya'da Haile Selassie tahta çıkıyor. Hıristiyanlığın bir başka biçimi olan Rastafariye göre Selassie "siyah mesih"tir. Bu dini ve felsefı inanış da adını Selassie'den alır. Çünkü tahta çıkmadan önce, gerçek adı Ras Tarafari'dir. İşte Garvey, Etiopya, Selassie, Rastafari çizgisine uzanan, Afrika kökenli Reggae müzikle anlatımını bulan anlayış, Bob Marley'le zirveye ulaşmıştır. Dört bir yandan Bob'un ses yükseliyor sanki: "Silinip atılmaz kolayca/ İki bin yıllık bir geçmiş/ Siyahlann geçmişi/ Silinemez kolayca" Mozolenin bulunduğu eve girerken Duck herkesi uyarıyor: "Içeride ayakkabıyla gezmek, fotoğraf çekmek, sigara içmek yasaktır. Ancak marijuana içebilirsiniz." Kapıyı açarken "alçaktan uçan" Rasta evin yanına gelmişti. Elinde pipo irisi bir marijuana içeceği vardı. Çakmağı çaktı. Adam duman duman olmuştu. Yani, ikinci uçuşunu gerçekleştiriyordu. Bob Marley'in üç aylıkken geldi ği evin salonunda şimdi mezan vardı. Mozolenin mermeri Italya'dan gelmişti. Duvalardaki vitraylar Etiopya'dan... Mozolenin üzerinde rengarenk bir örtü vardı. Kenya'dan gelmişti ve dünyanın tüm renklerini simgeliyordu. Mozolenin dört bir yanı küçük eşyalarla doluydu. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerden kimi gözlüğünü, kimi saatıni, kimi üzerinden kopardığı düğmeyi bırakmıştı. Mozole yerden 15 santim yüksekliğindeydi. Başucunda yeşil, kırmızı, san camlardan oluşmuş altıgen Bob Marley Resml turlarda yokl bir vıtray vardı. Her sabah saat sekizdc Mavi Dağlar'ı aşan güneş Bob Marley'in yüzüne, bu rengarenk pencereden süzülerek vuruyordu. Evin içinde, Fidel Castro, Haile Selassie ve Che Guevera'nın resimleri vardı. Dışarı çıkarken bir 'mesaj' daha verdi Duck: "Bütün iyi adamlar erken ölür. Bütün siyah iyi adamlar da erken ölür; Malcom X, Martin Luter King gibi Bob Marley de erken öldü.Otuzaltıyaşında..." Uzaklardan Bob Marley'in "Redemption Song"u (Kurtuluş Şarkısı)geliyordu: "Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten/Kendimızden başka kimse özgürkılamazaklımızı/Korkmayın atomenerjisindenfalan/Çünküdurduramaz hiçbiri zamanı/Ne denli sürecek pcygamberlerımızı öldürmeleri/Biz bir yanda durup izlerken" Dokuz Mil Köyü'nden sonra, Kıngston'daki Bob Marley Müzesi'ne doğru giderken ınsan otuz altı yıllık küçücük bir yaşama nasıl ko lyller erken ölür
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle