Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P F I G 0 R T R E E N Y A N I K 11 94te biz de patlayacağız, Türkiye de" böyle bir adamın vefa örneği sergilemesi benim ilgimi çekti. Şimdi program Demirel'e yakınlık nedeniyle yapıldı dersek pek uygun olmaz. TRT'de Demirel için artık farklı bir şey yapılmıyor ki. Inci Baba gibi bir insanın Demirel'e destek vermesi olumlu bir tablo mu si/ce? Ya da Ecevit'i neden desteklemedi acaba? •• Süleyman Demirel'in anılarını okurken gördüm. Yasaklı olduğu yıllarda hiç parası yokmuş. Birtelefon gelmiş, birileri para vermiş. Kim bunlar? Belki İnci Baba, belki de başkası. Türkiye'de politika böyle yapılıyor. Belki dünyada da böyle yapılıyor. Ben o konunun içine giremem. Ama fnci Baba'nın Zincirbozan'daki Demirel'e bir vefa mektubu yüzünden hapse girmesinden etkilendim. Ateş Hattı'nı genç bir ekiple gerçekleştirmektea her zaman gurur duyduğunu/u İK'lirliyorsunuz. 9O'lı yılların gençliğini nasıl görüyorsunuz? ^ Türkiye'de iki akım var. Birisi Özal'ın başlattığı, değişimden yana olan akım. Diğeri de daha muhafazakâr gibi görünen ama devleti daha fazla kollayan bir akım. Türkiye'de on yıldır bu ikisinin çatışmasını yaşıyoruz. Bugünkü gençlik bunun sentezi olarak gelişiyor. Yani sentez ne ? Gençlik değişimden yana, ama böyle arabesk liberalizmden yana değil. Ayrıca dürüstler. Ne ANAP döneminin yağmacılığı ne de muhafazakâr çevrelerdeki her türlü değişimi reddeden bir anlayış var. Zaten çok doğaldır. fki güç çatışır, gelen kuşak bu ikisinden de iyileri alır, gider. 1994'ten neler bekliyorsunuz? •• öncelikle Ateş Hattı olarak çok iyi şeyler yapmayı bekliyorum. Ateş Hattı, amacına ulaştı. Aralık sonu itibariyle hedeflediği noktaya geldi. önümüzdeki dönemde tabulan daha fazla kırmayı düşünüyorum. Türkiye ile ilgili beklentim, hızlı şekilde yaşanması gereken olumlu patlamanın gerçekleşmesi. Biz de patlayacağız, Türkiye de patlayacak. Kamuoyunun tepkileri "Ateş Hattrnı nasıl yönlendiriyor? •• öyle şeylere tepkiler geliyor ki. Ya ben ne yapıyorum, diyorsun. O insanlara karşı belki başka yöntemler kullanmak zorundasın. Kamuoyunun beklentilerine cevap verdiğin anda çok iyi şeyler yapıyor oluyorsun. Tersten bir rüzgâr estiriyorsan, doğruyu bile söylesen tepki alıyorsun. Bana terçihimi soracak olursanız, cesurca hepsini yapmalı derim. Sonunda iki ay sonra gerçek anlaşılır zaten. Günlük siyasi olaylan takip etmek zorundayız, ama bu olaylann altında sosyal ve psikolojik nedenler var... < D E R O İ 9 O C A K 1 9 9 4 S A Y I 4 0 7 RehaMuhtar, yeni yılda ekibiyle Ateş Hattı'nda daha başanlı programlara imza atacaklarını söylüyor. T RT'nin en fazla tartışılan haber programlanndan "Ateş Hattrnı hazırlayıp sunan Reha Muhtar'ın 1994'ten beklentileri fazla . 1979'da UBA'da gazeteciliğe başlayan Muhtar, Milliyet'in dört yıl Ankara diplomasi muhabirliğinin ardından Atina'ya gitmiş. Atina'da da 7 yıl Milliyet, BBC ve Deutsch VVelle'ye çalışmış. TRT'de, Atina'daki İstanbullu Rumlar hakkında gerçekleştirdiği "Merhaba tstanbul" ilk televizyon programı olmuş. 1991'de Türkiye'ye dönen Muhtar, o tarihten bu yana Ateş Hattı'nın yanı sira Nokta'da da yazarlığa devam ediyor. TRT, "Ateş Hattı"nın gerçekleştirmek istediklerine yeterince açık mı? •• Gazetecilikten geldiğim için her zaman ö/el scktörle kamu kuruluşu arasındaki farkı, çelişkiyi gözledim. Devlet kuruluşlarınin anlayışlan çok farklı. Fakat bu herhangi bir insana yönelik değil, genel bir anlayış var. Zaman zaman çelişkiler yaşıyorum, ama program tuttuktan sonra insanlann size söylecekleri durumlan olmuyor. Neticede devlet TV'sinin izin verdiği ölçüde program yapıyorsunuz. Marjinalleri fazla öne çıkaramıyorsunuz. Bugün "Çarpaz Ateş" ya da "Yüksek Tansiyon" programlannı ilk "Ateş Hattı"nda ben yapmıştım. Çeşitli kcsimlerden insanlan karşı karşıya getirmiştim. Tartışmayı devam ettirebilmem için çok marjinal gruplan çıkarmam lazım. TRT'de yaptığınız şeye anında büyük tepkiler geliyor. Bu anlamda bir kısıtlama var. Ama özel TV'lerde de patronun istekleri söz konusu oluyor. özel TV'ler yasa olmadığı için her istediklerini yapıyorlar. Haîbuki TRT'de bir şey olduğu zaman herkes ayağa kalkıyor ve cevap hakkı istiyor.Programım aslında dalgalanmalardan etkilenmiyor. Yaş ortalaması 24 olan 15 kişilik bir ekibiz. TRT ile bütün bağlarımız kopuk. TRT'deki atamalan bile gazetelerden öğreniyoruz. Bütün bunlan göz önüne getirince ben bir haber programı yaparken öncelikle devlet TV'sindc olmasını istiyorum. Çünkü onun bir ağırlığı var. Uğur Mumcu suikastı incelenirken, o Raha Muhtar TRT llkslarl ç*rçev*slnd« an dlnamik programı yaptığına Inanıyor.. layın tanığı olduğunu iddia eden Ayhan Aydın'ı ekran karşısında sorguladınız. Aydın'a yaklaşımınızdaki zorlayıcı tavır neden kaynaklanıyordu ? •• Ayhan Aydın'a ulaşana kadar pek çok belgeyi incelemiştim. On senedir çalıştiğım Milliyet'te de karşıma gelseydi aynı şeyi yapardım. Çünkü onun yalan söylediğine ilişkin duyumlar gelmişti. Aydın'ın ağabeyi "Bu adam bu işi para için yapıyor" diye açıklamıştı. Belgelerde tahrifat var deniliyordu. Oturdum önyargısız inceledim. Evet bir tarih farkı vardı, ama tahrifat bu kadar tecrübesizce yanılamazdı. radaki arnacım iftirayi belgelemekti. Türkiye bu iftiracılardan çok çekti. Mumcu gibi yakından tanıdığım o denli önemli bir insanın ölümünün ardından kamuoyunu umutlandınyor. Ben bir gazeteciyim. Bu çelişkili ifadeleri ortaya çıkarmak bir gazetecilik olayı. tnci Baba'nın ölümünün ardından gerçekleştirdiğiniz "Babalar" programı tepkiler aldı. Inci Baba ile Süleyman Demirel bağlantısını kurarken hareket nokta nız neydi? •• Biz "Türkiye'nin silahlanması" konusunda bir program hazırlarken Inci Baba'dan görüş almıştık. Bu röportajı ölümünden 20 gün önce yayımladık. Bazı bölümleri yayımlamayı düşünmedim. Zaten o zaman benim için, Türk kamuoyu için, söylediklerinin bir önemi yoktu. Derken Inci Baba 20 gün sonra 6ldü. Siz gazetecisiniz, elinizde öyle bir malzeme var, bu malzemeyi kullanacaksınız. Ama nasıl? O zaman şöyle düşündüm. Babalar dünyasına bir türlü giremedik. Aynca benim üslubum Uğur Dündar'ınki gibi de değil. Olaylann üzerine gidip nerede yolsuzluk var, bununla da uğraşmıyorum. Ben olayı biraz sosyal, biraz psikolojik, siyasipolitik şekilde sunan bir insanım. tnci Baba, Türkiye'de 12 Eylül gibi bir dönemde, bütün gazeteler "Hoşgeldin Mehmetçik" derken kalkmış Süleyman Demirel'e mektup yazmış ve yazdığı mektup yüzünden de içeri girmiş. Türkiye'de vefa duygusu pck gelişmiş bir kelime olmadığından, C U M H U R İ Y E T