Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
§ ışadamında görülen beyin tümörü, ayrıca bu lclefonları üreten Japon şirketi /ora sokmu isteği bir bardak suda fırtına kopdrdı. Sonunda rakıp üretici şirketlcrdcn biri başka bır hammadde kullanarak piyasayı ele geçirdi.' Telsi/ler konusunda alannı Ncw York'ta görev yapan "Acil Servis Ele manlan Sendikası" verdi. Sendika, günboyu telsiz kullanan üyeleri arasında genilal hastalıkların, düîjüklcrin ve tümörlerin arttığını açıkladı. Suçlu, aletlerdcn yayılan elektromanyetik dalgalardı. Elektromanyetik alaııdu bu gibi iddialar 15 yıldır gündemde. Telsizlerde kullanılan frekanslar kulakh radyolarla aynı. Ne yazık kı bu konuda henü/ bilimsel bir açıklama da getirilmemiş durumda. Tartışmalarda belli noktalarda buluşulamamasının bir nedcnı dc 'dozaj' sorunu. örneğin kumdaki silisyum kristalinin madencilerin akciğcrlcrındc tümöre yol açabileceğı doğru. Ama plajda güneşlenen birinin a>;ık havada bir madenci kadar sılisyumu soluma riskinin olması abartılı bir iddia. İtalyan Semolog Omar Calabrcse araştırma merke/lcrınde ticari savaşların vaşandığını belirtiyor: "örnej>in diyet pazarını etkileınek istcyen bir firma, sakarinin kanscr yaptığını ortava çıkartmak için bir araşiırmaya biiyük paralar yatıııyor. Ardından kcndisi başka bir yapay şeker ürctcrek piyasaya siiriiyor." Fındıklı iirünlcr satan şirketlerin kurduğu araştırma laboratuvarı sık sık 100 gram fındığın kolcsterolü düşürdüğü konusunda raporlar üretiyor. Amerika'da en ünlü bilimsel dergilerde de, kellerde erlfarktüs oranının çok yüksek olduğunu ileri süren araştırrnalar yayımlanıyor. Olayı biraz deştiğini/dc araijtırmanın ardında kelliğe karşı ilaç üreten ve geçmişte ürü nün kalbe /ararlı olduğu söylenen bir finna çıkıyor. Son olarak. ABD Kardiyoloji Knstitüsü'niin bir kongresinde kısa boylu insanlann kalp kri/ine daha kolay yakalanacakları haberi ortalığı karıştırdı. Bu tezin dayandığı nokta kiiçük vücutlu insanların damarlarının daha dar olması, dolayısıyla kolesterol tehdidini daha açık yaşamaları. Doğum kontrol hapında da kanser tehlikesi 30 yıldır devam ediyor. Son verilcre göre 40 yaş sonrası doğum kontrol hapı kullanmak göğüs kanseri riskini arttınyor. Ama oranlar yine de çok düşük. 40 yaşını aşmış yüzbin kadın arasında dörtbeş kışidc göğüs kanseri görülürken, doğum kontrol hapı bu sayıyı bir kişi arttınyor. Bu araştırmaların çoğu, anında büyük gazeteler tarafından da yayımlanıyor. Bilimsel olarak kanıtlanmasa da ciddi bilim dergilerinde yaymılanmasını yeterli görüyor editörler. Bu konuda Son günlerde üzerinde tartışılan riskli urunler. Tabii acıklamaların coğu bilimsel dayanaktan uzak. MIKRODALGA FIRIN C U M H U R İ Y E T DERGİ 11 N İ S A N 1993 S A Y I 361 TELSIZ ttalyanlann yaptığı bir çalışmanın sonuçları çok çarpıcı. Ya/ılı vc görsel basında sağlıkla ilgili araştırma haberlerin yalnız yüzde l'inin daha sonra doğruluğu ortaya çıkmış. Tabii bu durumda suç yalnız narsist doktorların ya da ceplerini doldurmaya çalışan ticari şirketlcrin değil. Basın da haberlerin doğruluğunu tam anlamıyla araştırmadan bu yanlışa ortak oluyor. Gazctecılığin kuralları tam olarak işletildiğinde hangi araştırma şirketinin doğru işler yaptığı, hangisinin yapmadığı da ortaya çıkacak şüphesiz. Okur bu haber bombardımanına iki şckildc reaksiyon gösteriyor ya bunların hiçbirini dinlemiyor ya da işi gücü bırakıp en kısa sürede uyanlan işlemc geçiriyor. Son yıllarda 'ne yapmalı, nasıl yaşamalf gibi rehber kitaplar yaşantımıza belli bir düzen getiriyor, belki de doğal davranmamızı engelliyor. Belki de böylesine yapay bir yaşamda telsiz kullanmayarak ya da yüksek katlarda oturmayarak ömrü daha uzatma ümidi modern insanın geleceğe bakışını çiziyor. < 13