24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

N E V V A L Ç I Z G E N hmet Rusim'in Şchir Mektuplan'nın çoğunluğu 189799 yıllan arasında kalemc alınmış fıkrasohbetdeneme karışımı mektuplar. Şehir Mektupları edebiyatımızda bir tarzın ilk örneğini oluştururken yazarı Ahmet Rasim'e de "Şehir MektupçusıT unvanını kazandırmıştır. "Mektupçu Osmanlı biirokrasi geleneğinde dairclcrin yazı işkrini yöncten kişilcrc verilen addır; Tan/.imat sonrasında da nezaret ve vilayctlerdc aynı adla görcvlcr ihdas edilmiştir." Ahmet Rasim tek başına "yaşadığı kentin kamu vicdanım" dile getirmiştir. Yaşadığı şchre hem içeriden hem de dışandan bakmayı bilen yazar "dönemin bir kent kütüğü sayılabilecek bu yazılan" çok çeşitlilik gösterir. Dönemin yaşam tarzını insanlannı. giyimlerini, alışkanlıklannı, gelcneklerini ve davranış biçimlerini bize ince bir mi/ahla aktarır. Bu antropolojik sayılabilecek yorumlara ve bilgiye yemek de dahildir elbette. Ben bu böliimlere dikkatinizi çekeceğim. "Baba Yaver'e dediye (de'diee1) Geçenlerde ehibbayı a/i/eden biri işkembe ve işkembecilcr bendi mahsusu hakkında deveran eden nıübahasata dalarak Galata lokantalarını ct'imei ru/merresi hakkında icrayı tetkikata başlamış ve bu babda derdest ettiği listeyi tarafı kemteranemc yollanuş olmakla lctTcn ve ayncn takdimi huzıırı şirkemperverleri kılındı. ÇorbaKokulu işkembe çorbası Etlilcr ve balıklarPaçavra haşlaması, kılıç kebabı, şiş kebabı, süngü kebabı. çoban kebabı, keçı kebabı, oıman kebabı, kuzu başı, hafta başı, filclo pane, ben kül oldum yane yane, bcyin tavası, tonton havasi, ku/u l'ırında, omlet dö jardcn, kotlet dö eski şaten, kı/artma" gibi mi/ahla kanşık yemek adlarının yanısıra girdiği, ycdiği lokantaları tarifler: "Büyükdere'de biraz oturup karnımı doyurayım diyerek u/unca, bahçesi dcni/e müntehi bir lokantaya girdim. Sofrada ulafranga beyaz, kar gibi örtü. Takımlar temi/. Orlada bir liste. ...Ne de güzel, ne de mahirane yazılmış: SEHİR MEKTUPLARINDA YEMEK KEYFİYETİ A Piliç suyuna çorba, pilivli pilav, pirzola, tas kebabı, orman kebabı, şiş kebabı, dağ kebabı, Biiyükdere kebabı, patlıcan kebabı, kuzu ciğeri, kuzu başı, kuzu fınnda, tzmir köftesi. Bunlar ct nev'inden. Gelelim sebzevata; patlıcan beğendi, patlıcan musakka, patlıcan oturtması, patlıcan silkmesi, patlıcan imam bayıldı; patlıcan dolması, ayşekadın. Barbunya, çalı fasulyeleri, bamya (etli), domates dolması, türlü (güveç ile). Balıklar : Barbunya (tavası), kefal (pilakisi). Ycmişler: kavun, şeftali, armut (akça). Şarap envai penayir (?)." Pamuk Yani isimli lokantada bir Doğu üslubu olan hesabı incelemeden ödemeye "zararlı nasihat" diyerek "kuzu gibi iki mecidiye" olan müthiş hesabı ödediğini anlatır! Nefis Çırçır suyundan, tuzlu şeyler yiyip sulara gitmek adetinden söz eder ve günlük karın doyurmada "günde bir kuruşa işkembe çorbasıyla, yanm baş suyuna salınmış söğüşle beslenen mideler"den dem vurur. Ya da şerbetçiyi bize tüm halleriyle taritler: "Haniya demirhindi şerbetim! diye kıılağımda patlayan avazi şedid beni o derece korkuttu ki lıayrctimden a/ kaldı alabildiğine gidcn ve ü/.crime doğru gelen arabaıım altında kalacaktıın. Kendime gelip de bu naranın geldiği tarafa dikki.il ettiğimde sipsivri, giirbii/, delikanlı, başında kevc kiilah. sıriında salta, bacağında potur, tıılumbacı yemenisi cinsinin sivili/e takımından ayağmda bir yeıneni bulunan ve arkasına semaverimsi san bir giiğüm almış olan birini gördüm. Dikkatimi anlar anlamaz: Bu..u..z gibi! diye bir daha haykırdı. Ben hâlâ suretine bakıyorum. C) da muttasıl söylcniyor: "Şifalıdır! Hararcti söndüriirrr." l/mir'den gelmiş bu "erbabı ticaret" ya/ara şerbetinden içirir. "Lüferi unııtur gibi olduk. Korıık lüferi, çinekop lüter filan diye her sene Boğa/içi'nde /uhıır eden arbedei sayyadaneden bu sene eser yok. Ba/ıları bu sene yağmurların bağlara /iyadesiylc dokıınduğu cihetle, korıık lüTerı avlamanıış olduğunda ittifak etmektedirler." Balıkla başlayınca bir balık serenatı geçer ibrcti alcm için: "Uşak liiferleri götürürkcn üc dört sene mukaddem saydi bahriye olan merakımı düşündüm.O iri lüferleri nazarımda küçülte küçiilte çinekop, sarıkanal, korıık lüferi lüTer, kofana gibi söyleniyordum. Serde balıkeılık var a, yüz balıklarını yunustan tutturarak lalyanos, orkinos, kılıç diye saydım. Dip balıklanna intikal cderek poçita, altıparmak, torik, palamul, kestanc palamudunıı hatırlarken lakerdayı da unutmadım. Hain trakonyanm mu/ipliği /ihinden çıkar mı? Levrek, ispendik, kefal, ilarya, donos, sidikli ilarya (çocuklar için medarı müdafaa olur diye yaz dım) polanerya, has kefal, ııskumru, koloridya, kolyoz, lipari, larbunya, tekir, i/marit, istrongilos, kancor, kıraça, istavrit, kahpe günıiiş, kalkan, pisi, kırlangıc, gelincik, iskorpit, me/yid, kaya, dişli kaya, lıurına kayası, kömürcü kayası, minekop, ispari, karagö/, saraos, çurçur, lapina, kıkla, horosbina, zargana, mercan dalıi bircr birer göz önünden geçti. O ne heves idi. Kâh sacma ile sahilde dolaşır, kâh adi olda, yiiklü, scgirtmeli yeınli, zokita, çapari, mairya ile uğraştıktan fa/la dalyanda, alamaD İ R O İ 1 4 K A S I M 1993 S A Y I 3 9 9 16 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle