25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A H U A N T M E N MAD MAX SİMDİ HAMLET Avustralyalı yönetmen Oeorge Miller'ın Mad Max f ilmiyle uluslararası üne kavusmuş olan Mel Gibson bu günlerde de Türkiye'de, "To be or not to be" dlzesiyle karşımızda... Shakespeare'ln Hamlet'lni beyazperde içln yeniden yaratmak istemiş yönetmen Franco Zeffirelli'nin Hamlet'ini izleyeceğiz... Karşımızda, Avustralya aksanıyla "To be or not to be" dlyecek olan yakısıklı ve atletlk bir Hamlet var. Bakalım bu Hamlet, bizlm Shakespeare tutkunları üzerinde nasıl bir etki yaratacak?.. Klaslklerden hoşlanmayıp Hamlet' 1 ten bana ne dlyenler ne düsünecek?.. H amlet, hem ne kadar kendisi, hem ne kadar her insan, hem ne kadar belli bir çağın, hem ne kadar biitiin çağların adamı... Shakespeare'in 1600 yılında yazdığı varsayılan ünlü oyunu "Hamlefi Türkçe'ye çeviren Sabahattin Eyuboğlu böyle yazıyor Remzi Kitabevi'nce yayımlanan kitabın "Çevirenin Sözü"bölümünde... Her çeviren kendi soluğunu vermiş Hamlet'e. "Kcndi dünyasına çekmiş". Eyuboğlu'nun deyimiyle. Ne istediğine bir türlü karar veremeyen, hissiz, katı, şehvet düşkünü, metafizik düşüncelerin kurbanı bu 'Rönesans prensi', sahnede ve beyazperdede sayısız oyuncunun k imliğine büründüğü bir kişilik oldu. Kimdi bu "Biitiin çağların adamı" ; kimdi şekilden şekile girerek bugüne dekgelen buölümsüzprens? Remzi Kitabevi'nin "Hamlet"inde, "Hamlet'in Kaynakları" bölümünde, bu trajik öykü eski Ku/ey Masallan'na bağlanıyor. 13. yüzyıldan kalma bir metinde adı geçen tzlanda kahramanı Amlothi, 12. yüzyılda Latince yazılıp 1514'teParis'te yayımlanmış "Danimarka Tarihi" adlı kitapta adı geçen yine aynı kahraman ve 1580'lerde bir Fransız derlemecinin yazdığı kitabın lngilizce çevirisi, "The History of Hamlet" (Hamlet'in Tarihi). Işte bu üç yapıttan yola çıkmış olduğu sanılıyor Shakespeare'in. Hamlet'in sayısız sahne ve beyazperde uyarlamalarına şimdi bir yenisi eklendi: Shakespeare'e yabancı olmayan bir yönetmenin, 1968 yılında çevirdiği "Romeo ve Juliet" en iyi film Oscar'ına aday gösterilen Franco Zeflirelli'nin "Hamlefi... 1990 yapımı bu 129 dakikalık fılm, cuma günu Istanbul'da Harbiye As ve Şişli Nova Baran, Ankara'da da Talip sinemalannda gösterime girdi. Mimarlık eğitimi gördükten sonra 1945 yılında Roma'ya giderek çeşitli tiyatro ve fılmkrde küçük roller aîmaya başlayan Zeffırelli, ünlü yönetmen Vis Oph*Ha'mn o*naz*sl, flhnln conti'nin yanında set dı/.dyncısı ve yönetmen yardımcısı olarak görev aldıktan sonra önemli çıkışının basamaklannı tırmanmaya başladı. Bu arada opera tutkusu nedeniyle 1953 yılında La Scala'da yönettiği Rossini'nin "Centerentola"sı, büyük ün kazanmasına yol açtı. Milano'da La Scala'nın yanı sıra New York'ta Metropolitan, Londra'da Covent Garden, Viyana'da Staatsoper operalannda yaptığı yönetmenlikler ve Shakespeare oyunlarının yanı sıra "VVho's Afraid of Virginia Wooir ve "Filumena" gibi tiyatro oyunlannı da sahneye koyan Zeffirelli, izleyenleri ağlatan Ricky Schroeder'lı "Şarnpiyon" ve Brooke Shieldes'ın başrol oynadığı "Bitmeyen Aşk" gibi çağdaş sinema örneklerine de imzasını attı. 1910'larda Sir Johnsten Robertson, 1920'lerde bir kadın, Asta Nielsen, 1940'lann son yansında Sir Laurence Olivier, sonra 1960'larda Innokenti SmoktuWri novsky... Çağına ve sinema sanatına damgasını vuran Hamlet'lerdi bunlar... Shakespeare'in bu ölümsüz kahramanı, duygusallıktan uzak ve kaprisli, tutkulu ama soğuk; "olduğu gibi" yansıdı beyazperdeye bu oyuncuların yetenekleriyle. Bu kez bambaşka bir Hamlet var karşımızda. En yakısıklı Hamlet bu belki, Mel Gibson... Duygusal ve sıcak görünümünü bir yana bırakmış bir Gibson, nasıl bir Hamlet acaba? Belki bu seçim, Franco Zeffirelli'nin "Hamlet"inin diğerlerinden farkı... 1960'larda, o güne dek yönetmenlerin genelde pek yanaşmadığı bir şeyi yapmıştı Zeffirelli: 1968'de çevirdiği "Romeo ve J uliet"te iki genç oyuncuy a, Leonard VVhiting ve Olivia Hussey'e fırsat tanımış, üstelik başarılı olmuştu. "Olmak ya da olmamak..." Evet, bu dizeleri bu kez Mel Gibson söyleyecek. Drama Sanatları Milli Enstitüsü'nde eğitim gören ve birçok klasik oyunda rol alan Gibson, sanat yaşamının en iddialı rolüyle karşımızda. Avustralyalı yönetmen George Miller'ın "Mad Max" fılmiyle uluslararası üne kavuşmuş olan Mel Gibson, Güney Avustralya Eyalet Tiyatrosu'nda "Romeo ve Juliet", "Godot'yu Beklerken" gibi oyunlarda rol aldı. 1981 yılında oynadığı "GeBbolu" fîlmi ve bu filmle aldığı ödül de mesleğindeki önemli çıkışlardan biri. 1980'lerin D E R B İ 27 E K İ M 199 1 S A Y I 294 18 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle