Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Otuz üç kez döndüler ve gidiyorlar BurakEldem T Artık duygular dakikada 33 devirle değil, saniyede 1.3 metre ile buluşuyor ezgilerde. Endüstriyle ilgili koşullar nostaljiye aman vermiyor. Kırk yıl vazgeçilmezliğini koruyan dostlarımız, 33 turlarını tamamladı. eknolojinin sınır tanımaz (ırmanışı karşısında şaşkınlığa düşmemek elde değil. Edison'un el yapı&ı fonografındaki silindirin dönüşüyle birlikte "huni"yi andırır bölümden "Mary'nin kııçuk bir kuzusu var" adlı şarkı duyulana dek, seslerin birtakım plakalar uzcrinde napsedilip istendikçe yeniden dinlenmesi fıkrı, yalnızca bir fanteziydi. Silindirli fonografı dünya tanıdıktan sonra ise aynı sıstemle çalışan ince disklerin kullanılması ve bunların ticari yaygınlık kazanması pek inanılır gelmiyordu insanlara. Berliner'in gramofonunda 78 devırli taş plaklar dınlenırken kısa bir zaman^ sonra daha ınce, daha esnek ve daha hatif' plaklara, boyutu büyütmeden çok daha fazla şarkı sığdırılabileceğını duşünmek de kolay değildi. Evlerde 33'luk ve 45'lik patlamasının yaşandığı yıllarda birisı çıkıp çok kısa bir sure sonra r/ınicık dıskleri okuyan lazer ışını sayesinde, gerçeğin ttpatıp aynısı sesleri elde edebıleceğımizı, diskin tek yuzunde yer alan çok sayıda parça arasında ıstedığimı/e anında ıılaşabileceğimi/ı ve bunların sonsuza dek bozulmadan kalacağını söyleseydi, fazla bilimkurgu romanı okumakla suçlardık onu herhalde. Evel, teknolojı duşleri birer birer gerçekleştiriyor belki; ama aynı /amanda da kımi gerçeklerı de geçmışte kalan duşler haline getirıyor. Bir yandan yaşamı kolaylaştırıp alınan keyfi arttırırken bir yandan da daha ilkel ya da " d e m o d e " gözukmesine karsın kimilerınce özel tatlar içeren yaşam bıçımlerıni tarihe karıştırıyor. Bıı bırdenbire gercekleşmiyor kuşkusuz; aşama aşama "alışıyoruz" yaşam biçimindeki minik değişimlere. Bir süre sonra da farkı da olmaksızın " b a ş k a " bir yaşamı yaşamakta olduğumuzu görüyoruz. Müzik dinleme sıklığınız ya da müziğe ilginiz ne olursa olsun, bir zamanlar "vazgeçilmez" sanılan 33'luk ve 45'liklerin birer antikaya dönüşmesiyle birlikte yaşam biçiminizde minik bir değişiklik daha devreye giriyor. Fayton yerine otomobile binmek ya da kandil yerine elektrik lambasıyla aydınlanmak kadar radikal bır değişim değil belkı bu ama, yine de sohbetiyle, koleksiyon zevkiyle, pırıl pırıl kapaklarıyla, kendine özgü kokusuyla ve incecik cıtırtılarıyla birlikte eski bir dostun yaşantımızdan çıkması anlamına geldiği için önemli. Lazerle okunan minik plaklar ya da kısaca " C D " diye adlandırılan kompakt diskler, henüz çok yeni olmalarına karşın başdöndurucü bir hızla muzik endustrisini fethedip evlerdeki plakların yerlerini almış durumda. Beş yıl öncesine dek kimse bu nesnelerin " l u k s " olma niteliğinin dışına çıkıp 33'lüklerin saltanatını yıkacağını düşünmüyordu; bugün ise müzik dinlemeye özel zamanlar ayıran ve ses hassasiyetine önem veren müzikseverler daha fazla direnemeyip birer " C D player" alıyorlar art arda. Beş yıl önce başlayıp bugün Batı'yı saran CD tutkusu, aynı zamanda plak ve kaset piyasasında da önemli bir gerilemeye yol açarak adeta endüstri uzerinde bir "işgal" planını adım adım tamamlıyor. Fransa'yı örnek alarak göz atacağımız bırkaç rakam, bu işgalin hızı ve boyutları konusunda bir lİkir verebilir. Ağustos ayında saptanan verilere göre Fransa'da bir ayda satılan toplam 33'luk sayısı 260.000; kaset satışları 2.200.000 ve CD satışı ise 2.400.000. Bu durum 33'lüklerın bir önceki yıla göre satışlarda yuzde 50 geıilerken CD'lerin dc yuzde 34 arttığını gösteriyor; ama yüzdeler çok anlamlı değil. Toplam rakamlar arasındaki gıderek büyüyen uçurum. ilk kez Columbıa firması tarafından 1948 yılında longplay adıyla pıyasaya çıkarılan 33'lükler, ses kalitesıne yenı boyutlar getıren hıgh fıdelıty devrını başlatmış ve 78'lık taş plakları pıyasadan sılmışlerdı Ellılı yıllarda hızla populeıieşıp her evde mınık bırer dıskotek oluşmasını sağlayan 33'lükler, hem daha hafıf ve esnektı hem daha uzun sürelı müzık dınleme olanağı verıyordu hem de hatırı sayılır bır ses ustünlüğune sahıptıler Altmışlı yıllarda devreye gıren "stereo müzık" olayı ıle bırlıkte, 33'lüklerden alınan keyıf daha da artmıştı