Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
konuydu. Bana göre başardı. *Orhan Oğuz, üçünü de eşinizin yazdığı 3 senaryonun filmleri genelde çok başarüı oldu. Kendi stnemanızı, amaçları ve temel nitelikleriyle siz nasıl tanımlıyorsunuz? • Sinema yapmaya kendimi biraz zorunlu hissettim. Yıllardır bu meslekteydim, görüntü yönetmeni olarak. Biraz da eşimin baskıIarıyla oldu bu. Gerçekçi bir sinema yapmak istiyorum. Yalan olmayan, doğru şeyler soyleyen. Uslup dediğımiz şey, yönetmcnın duygularını sinemaya aktarması. Ben son filmimde fark ettim kendı uslubumu... Belki biraz senaryolardan da kaynaklanıyor. "Herşeye Ragmen"deki Hasan, "Üçıincü Göz"deki yönetrfien Tunç, bu filmdeki babaoğul, bir bütünün parçaları. Benım, öykulerini anlatmak istediğim kişiler bıınlar... • Filmlerinizde belli anlatım özellikleri var. Kamera hareketlerinin son derece düşıinülerek kullantlması, her bir kamera hareketinin tam gerektiği yerde olması gibi. Bu, sanınm görüntü yönetmenliğini de kendinizin yapmasından kaynaklanıyor? • Evet. Uzun süre bir film üzerinde çahşıyoruz: Yaklaşık 2 yıl. Bu sure içinde ben filmi sahne sahne kafamda hazırlıyorum. Işıklar, kameranın yeri, her şeyi önceden düşünmüş oluyorum. • Bu durumda çekim kısa sürüyor denebilir mi? • Evet. Bir tek oyuncu yönetimi beni uğraştırıyor. • Yani siz bizim sinemamızda genel eğilimin tersine, dekupaj denen senaryonun görsel olarak tasarlanması ve planlanması işlemini yapıyorsunuz denebilir mi? • Evet, tabii. Bu filmde oyuncularla daha önce prova da yaptık. Sesli çektik filmi. Beni buna iten, özellikle dış festivallerde önceki filmlerimizin teknik standartlarının aldığı eleştiriler oldu. Bu beni çok üzüyordu. Bu eksikliği gidermek için yapımanın da cesaretiyle (çünkü maliyet oldukça artıyor) bu filmi sesii çektik. Zannediyorum sesli çekimin getirdiği sorunları % 75 oranında çözümledik. Temel sorun, tümüyle sesli çekime uygun mekânlar bulmak. Bunu gelecek filmlerimde daha iyi başarabileceğimi umuyorum. • Dış çekimler de mi sesli çekildi? • Hepsi. Filmde hiç dublaj yok. Bu Türkiye'de tümüyle Türk bir ekip tarafından çekilen ilk sesli film. Ancak sesli filmi tümüyle sesli olarak çekmek gerekiyor. Araya kimi dublaj sahneler girdiğinde, aynı atmosferi yaratamıyorsunuz. Bu da belli bir risk. *Oyuncular konusunda ne duşünüyorsunuz? Özellikle Cüneyt Arkın ve Fikret Kuşkan üzerine? • Cüneyt Arkın'ı ilk scnaryo aşamasından beri düşunııyorduk. Onun fizığı, yuzü, konu için çok onemliydı bizim için Ayrıca onun iyı bir oyuncu olduğunıı duşunuyorum. Yonelmenin ona ne ıstedığini tam olarak anlatabilmesi kaydıyla... Hakan rolü için çok aradık. Çok gençle denemeler yaptık. Fikret Kuşkan'ı Yıldız Hanım'ın amatörlerle yaptığı bir oyunda keşfettık. TV'de de "Gençler" adlı bir programda gözukmüş. Aldığım sonuçtan çok memnunum. Saçını kestik, siyaha boyattık, lens taktık ve mavi gozlu yaptık: Baba ve dedeyle aynı göz rengi olması için!.. Unıduğum dan da iyi çıktı ve sanınm Türk sineması yeni bir oyuncu kazandı. D F OTOROMAN i Şöyle açıl da Körfez'i göreyim! NCİR ÇEKİRDEĞİ Folklorumuzda sessiz sedasız bir Türk balesi doğuyor, ama çok kimse farkında değil. NAMIK KEMAL ZEYBEK Kültür Bakanı Yabancı sigaranın Türkiye'de satılması başkadır, bunun o şırketler tarafından istismar edilmesi başkadır. BÛLENT AKARCALI ANAP milletvekll! Kendisini hâlâ bir uzman gibi görüyor. HASAN CELAL GÜZEL ANAP mUtetvekiH Biz eleştirimizi nasıl duyuracağız? VEYSEL ATASOY DYP mlHetvekHI Ne deviriyorsun be!.. El Sabah mı sandın! Yayınladığımız kitapların yabancı çizgl romanlarına alternatif olacağına inanıyoruz. ALAADDİN KORKMAZ Yayınlar Dalresi Başkanı Yay burcunun etkisinden olacak insanları çok severim. GÜLER KAZMACI Sunucu Kaç tane boş kararname imzaladığımı sayamadım. GÜNEŞ TANER Devlet Bakanı Türkiye sıçrama tahtası degildir. YILDIRIM AKBULUT Başbakan Saddam Tarık, n'olacak... Artık tecrübe kazandık dışardan ekonomiye müdahale etmiyoruz IŞIN ÇELEBİ Devlet Bakanı Kimse bizi savaşa sokamaz. ERDALİNÖNÜ '] SHP Genel Başkanı Çalışmaktan flört bile edemedim. ÇİĞDEM TUNÇ Sunucu Hiç kimse hayale kapılmasın, Anavatan Partisi, büyük bir rekor kırarak üçüncü kez iktidar olacaktır. İBRAHİM ÖZDEMİR ANAP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Şenol, Tarık Akan ve Müjdat Gezen, Lütfü Kırdar Spor Salonu'nda yapılan "Insan Haklan İçin Dans Edelim" gecesinde. Fotoğraflar: SUAT KOZLUKLU Tanju'yu rahat bırakın da çocuk futbol oynasın. YURDAŞEN KARAHASAN Galatasaray Futbol Şubeal Sonımluau