Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU "Herşeye Rağmen"in senaristyönetmen çifti Nuray Oğuz ile Orhan Oğuz: 'Birbirimizi sinemaya ittik' "İki Başlı Dev"in çalışmalarını sonuçlandıran Nuray Oğuz ile Orhan Oğuz çifti, filmlerinin Türkiye 'de tümüyle Türk bir ekip tarafından çekilen ilk sesli film olduğunu dile getiriyor. Çalışmalarında birbirlerini tamamlayan bir yaratıcılıkla filmlerini sürdüren Oğuz çifti, 1985 yılından bu yana ilginç bir 'sinema ikilisi' oluşturmakta... konulara ve temalara değiniyor. Bu konulan nasıl yakalıyorsunuz? • Her üç hikâyede de gorüntü ile başladım. Benim 13 yıllık bir bankacılık deneyimim var. Ve o sürede Türk sinemasından nefret ettim.' Orhan Oğuz, uzun süre film çekemedi: Seks filmleri salgını sırasında. Benim maaşımla yaşadık. Kendi mesleğimde başarılıydım, ama eşimin sinemacı olduğunu söylememem gerekiyordu. Bir keresinde, lerfi edecektim, müdürüm gelip "Eşinin kameraman olduğunu sakın söyleme, fotoğraf atölyesi sahibidir dersin" dedi. Bankalardd ilk kurallardan biri, sinemacılara asla kredi verilmemesi idi. Bu zihniyeti bankada çalıştığım sürece ben de taşıyordum. Sonra bir sinir rahatsızlığı geçirdim, eşimden de boşandım. 2 yıl tedavi gördüm, bakış açım bu filmdeki gibi değiştı: Ben, bakıyordunı ama görmüyordum. Insanlann içine bakmayı bilmiyordum. Yuzeysel olarak bakıyordum, onlarırı sorunlarına sadece para sorunları eerçevesinde, bir lezgâhtar gibi bakıyordum. Krediler servisinde çalışıyor, insanları hep dinliyor gibi davranıyordum. Asıl kaygım ise bankamın çıkarlanydı. Bütün bu deneyim sanıyorum bende bir birikim yaptı. 1985'te Orhan'la barışıp tekrar evlendik. Onunla film çekimine gittiğimde, düşündüğümün dışında ilişkilerle karşılaştım. Yeşilçam'ı tanıdım, ilişkilerini sevdim. Atıf Yılmaz'ın setinde bulunduktan sonra sinemayı gerçekten sevdim. Sonra Orhan'ın görüntü alanındaki başarıları beni çok etkiledi. Onu yönetmenliğe doğru ittim. O da bana "Herkesin yazamadığı bir hikâyeyi yazarsan çekerim, dedi. Ben de "Herşeye RagmeıT'i yazdım. Ve olay öyle başladı. Bir cenaze arabasında bir şoförün sandviç yemesi beni çok etkilemişti. Bundan yola çıktım. önce bir komedi düşünüyorduk, ŞenerŞen'le filan. Üzerinde 2 yıl çalışiım ve o film ortaya çıktı. Ben Orhan'ı yönetmenlik yönünde ittim, o da beni senaryo yazarı olmaya itti. Ama şu anda bir senaryocu değilim henüz, biliyorum. Teknik anlamda Orhan'ın bilgisinden yararlanarak yazıyorum. ıtzalMr oMvki Nuray Oftuı 1954 yriMto Aakara'fa 4o#tfu. Baslktaf Kn U s t t l ' a * bankada yöntUcHlk yaptı. 1SM yıbMla Herfcyt RaiMM'to, iMS'tft O Ç I M * «H'ta, 1 **»'*» k l ••*•• Dev'ln unaryotonnı yazdı. 1948 KııfclaraH fetmkı O I M Orfcaa Oftaz, K M *&***»** *••» t«»emaya glrdl. 197S'dt gariatt ytMtmfai aiarak Uk fltaM çaktl «• T ı m k MHI flMyto Aatatya Rlm FastrvaH'atfe EJI lyt Mraatt YöartMHt AtfuM'at kazaadı. 1983'te aym Mtto Dni Bir Ka*a n Ammız Yol'ta layık tMldfl. 1 9 M ' * Nk y t a t M i l flta Htrştyt Ra|«Mi'to Kmfta'ta Eı ryl 3. Rlm, Bastla'da y , H M t e M i i M r i ,( ' U h < r I E l l Y t a t e n y h H y CannM'da Framız KMtur Bakaıriı|ı Omlt V W M YtattnM, Ankan FHn FtttlvaH Ea lyt Rln, Y Ğ , Erktk Oyuncu, Kain Oywcu »t Mtdk ÖMHtrM kazamh. 1ü9'«a çaMHN uçiaci filz'to <to ç^ttll 6dflHw alaıı Oıtaa O » ı , 1999'<a yenetMjl w tdrirtfl y t M t I H H r t 4» ••«••üjl İM •aşh DOT'I taMaaMR TarktortM otaşaıı tfctpla yflzd* 100 aaıatfa mlainMyla (*ıMajstt) çaktl. uray Oguz yazıyor, Orhan Oguz çekiyor... Ve ortaya hep başarılı Urünler çıkıyor. DUnya sinemasında bir yönetmen Fritz Lang/senaryo yazarı The» von Harbou vardı böyle karıkoca çalışan... Bizden de Ali/lşıl Özgentiirkün çabaları var. Bu iki ilginç ve birbirini tamamlayan yaratıcıyla filmleri Uzerine konuştuk: N Atlllâ Dorsay • Senaryolarınızı eşinize teslim ettikten sonra ortaya çıkan sonuçtardan genellikle memnun musunuz? • Birlikte yazdıgımız için genelde memnunum. özellikle "Üçüncü Göz"den. Çünkü sinemaya aktanlması çok zor bir konuydu. Bir felsefeolayı idi. Bir sohbet, bir fikir alışverişi konusuydu. Seyirciyle ilişki kurması zor bir • Nuray Oğuz, senaryosunu yazdığınız üç film de Yeşilçam kahplarımn dışına taşan, çok ilginç 6