25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R ASGELE Raif Ertem Kolayca donmak... rciycs buzulunda yapmış olduğum ilk kış çıkışımda krampon bağlarımın ayağımı çok sıkması sonucunda baş parmaklarımı dondurmuştum. Sağ elimin baş parmağını ise tslanmış gayet kötü bir eldivenle uzun süre metal bir kazmayı tutarak dondurdum. Her iki durumda da açıkça ihmalim vardı... Donmakta olan bir uzvu anlamak oldukça kolaydır. Uzun süren şiddetli bir üşüme duygusundan sonra tam bir hissizlik başlar. El olsun ayak olsun, paımaklarda da bütiin hareket yeteneği tamamen yok olmuştur. Dışardan bakıldığında donmuş bölgenin beya/. renkte (balmumu görünümünde) olduğu göriilür. Bu anda donmanın ciddi mi yoksa kolayca geçebilecek bir sorun mu oiduğu anlaşılmaz, her ikisi için de beiirtiler aynıdır. Hemen yapılması gereken, donan bölgelerin zaman geçirilmeden, ö/.ellikle vücut ısısı kullanılarak ısıtılmasıdır. Yanakları ya da burnu donan bir kişiye, iyi durumda olan arkadaşları yardım eder. Donan yere sıcak avuç içleri konarak ya da devamlı nefes vcrilerek derinin tekrar pcmbc renge dönmesi beklcnir. Hiç bir şeklide donmuş deri ovalanmaz, hele karla kesinlikle ovalanmaz. Bu sadece, donarak zaten tahrip olmuş derinin daha vok zarar görmesine ve daha kolayca enfeksiyon Kızılca kıyamet yvah! Yangın var! Kâmil'in sesi. Yayla yanı kızılca kıyamet! "Yok, yok" dedi Niyazi; "Ay doguyor..." Donakaldık. Sustuk... Tık yok. Böylesi görülmemiş. Tepeler yanıyor... Kızıllığın arasından sıyrılan ay, usulca kendini gösierdi. Ateşten sini. Ateş suya düştü. Su da söndüremiyor. Bir ışık yolu uzanıyor. Gölün bu başına dayanıyoı. Gölü ikiye bölüyor. Ay doğuyor. Konuşamıyoruz, kıpırdayamıyoruz... Yükseldikçe belirginleşti. Kaşı gözü yerli yerine geldi. Keskin çizgiler kırıldı, yuvarlandı. Yükseldi, yükseldi! Gökyüzünde ateşten bir top! Göle düştü! Gölde ateşten bir top... Uyandık, bakındık. Birbirimize baktık. Bir de gökyüzüne, yeryüzüne. Ayaktayız! Kaç zaman geçti, bilemiyoruz! Canlandık. Konuşmalar yeniden başladı. Ay üstüne, güneş üstüne. Doğa insan. Birbirine ne kadar yakın hem de çok uzak... Ay ışığı bu! Sular pırıl pırıl. Kıpır kıpır. Oynaşıyor. Ormanda gölgeler kucaklaşıyor. Kanatlandık, uçuyoruz. Cengiz hafiften bir şarkı tutturdu. Mehtap, deniz üstüne. Timur da katıldı. Bizler de... Çakıldık! Oturamıyoruz... Ay masamıza geldi oturdu. Şerefe! Kadehler geldi gitti. Şarkılar geldi gitti. Zaman nasıl da geçti. Gölgeler uzadı. Oradan anlıyoruz. Uzadı uzadı kayboldu. Karanlık artık! Yak feneri Kâmil! Karanlıklar uzak dursun! Aydınlık gerek, aydınlık. Zaten saatler sabaha döndü. Birazdan tanyeri atacak. Ortalık ağaracak. Fıy fıy fıy! Kanat sesleri. Sabahın habercileri. Ordekler dönüyor. Doyunmuşlar, gezinmişler. Açık sularda uyuyacaklar. Vazgeç Kâmil! Bugün av yapılmaz. Onlar da gördüler ayın doğuşunu. Suları, dağları yakarcasına... Mutluluklarını sırtlamışlar. Yataklarına dönüyorlar. Bak karatavuklar da ötmeye başladı. Gece doyunanlarla gündüz doyunanlar, yer değiştiriyorlar! Söndür feneri! Ocağa iki odun. Ateşimiz yansın, dumanımız tütsün. Burada olduğumuzu bilsinler. Birazdan balıkçılar geçer. Dumanımızı görenler, balık atıp geçerler. Doyunuruz. Bu dünya hepimize yeter. Bugün 14 Ocak 91. Yazıya oturdum. Ay topunu hatırladım. Ateşten, yarın Körfez'dc patlarsa. İnsan elinin yarattığı kızılhk. Yanan petrol! Füzeler, uçaklar, bombalar! Anadolu tislerine sarkarsa! Sistemler çöktü! lş "baş'Mara düştü... Hepsi de yaşh! Tedirginim llhami Soysall RasgeleL.D E E Karlı dağ yamaçlarındaki hareketsızlik: 'Oonma'ya giden yolun ilk adımı. Bu tür tırmanışlarda önlem: Ayaflı ayakkabının içınde. sıkıp açarak, devamlı hareket ettırıp sıcak kalmasını sağlamak... Mountain Bikes OFF LIMITS THE EDGE KICK BACK linoshop VOLflÇ PflSflJI KIZILTOPRflK 3467415 yapmasına neden olur. Parmakları donan kişi ya bunları arkadaşlarının koltuk altlarına ya da kendi elbisesi içinden bacaklannın arasına koyarak ısıtır. (Bazı soğuk havalarda kaya tırmanırken parmaklarımız bir anda hissizleştiğinde, bir bebek gibi hepsini ağzımıza sokar, karıncalanmalarla birlikte sıcaklığın hemen geldiğini görürüz.) Ayak donmalarında, hasta ve sağlam bir arkadaşı yere oturur, ayakkabı ve çoraplar çıkarılarak ayaklar sağlam kişinin anorağı içine sokulur. Tum bu yöntemlerde esas olan donan bölgenin vucut ısısıyla yavaş yavaş ısıtılmasıdır. Bu yüzden hiçbir şekilde ateş gibi yıiksek ısı veren bir şeyle donan bölge ısıtılmaz. Tüm bu ilk yardım çalışmalarına karşın donmuş bölge bir türlü açılmıyorsa ve duyarlılık geri dönmüyorsa, artık acilen yapılacak bir mudahale kalmamıştır. üonnıa ayaklarda olduysa bile yürüyerek geri dönülmeli ve uzman bir hekime başvurulmalıdır. Dağcılığa başlamadan önce, donma olaylarıyla ilgili oldukça basit bir görüşum vardı. İnsanlar ya donup ölüyorlardı ya da dağlardan "turp" gibi sapasağlam dönuyorlardı. İlk yaptığım ciddi kış etkinliğinden sonra ise bu iki durumun arasına pek çok ara seçeneğin girebileceğini anlamışım. Eve döndüğümde her iki ayak başparmağımının da uçları sanki plastik bir kabukla kaplanmış gibiydi. örneğin, bir toplu iğneyi batırdığımda bir noktaya kadar hiçbir acı hissetmiyordum. Bu duygu iki üç ay devam ettikten sonra zayıflayarak kayboldu. Aradan daha iki yıl geçmeden ise sağ elimin baş parmağı hafifçe dondu. Bu yüzden midir bilmiyorum hâlâ soğuk ortamlarda bu parmağım fa/laca üşür... Doğada çok soğuk ortamlarda bölgesel donma olaylarına sık sık rastlanmaktadır. Bunların pek çoğu dikkatli olunursa, gereken zamanında yapılırsa kolayca önlenecek ya da en azından iz bırakmadan düzelecek sorunlar olmakla birlikte, tedbir alınmadığı takdirde, el veya ayak parmaklarının bir kısmının kesilmelerine bile neden olabilmektedirler. Bunun nasıl olduğunu anlayabilmek için öncelikle vücudun soğuk karşısındaki tepkisini bilmek gerekir. Isı açısından baktığımızda vücudumuzu "iç" ve "dış" olarak ikiye ayırabiliriz. lç bölüm beyin, kalp, ciğerler gibi hayati organları, dış bölüm ise ayaklar, eller ve derimizi kapsar. Isı kaybı vücudun karşılayamayacağı bir noktaya geldiğinde dış bölümdeki kılcal daınarlar büzülerek buralara daha az kan gitmesini ve dolayısıyla oralann bir anlamda soğuğa terk edilmelerini sağlar. Isının çok daha önemli olduğu iç bölümün bir tür savunmasıdır bu. Normalden daha az enerji almaya başlayan el ve yüz, eğer iyi korunmayıp açıktalarsa bu durumda kolayca donmaya başlayabilirler. Ayaklar için de aynı sorun söz konusudur. Soğuğa ve özellikle de kara karşı iyi bir ayakkabı yoksa, ayaktaki çorap çok inceyse ya da çok fazla çorap yüzünden veya asırı sıkılmış bağcıklardan dolayı kan dolaşımı iyice yavaşlatılmışsa, ayak parmakiarında da kolayca donma başlayabilir. G FEST SEYAHAT ACENTASI Temiz Havada, yeşil doğada haftanın yorgunluğunu atın. "DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ" 27 OCAK 1991 PAZAR : KEMERBURGAZ VE SU KEMERLERİ 03ŞUBAT1991 PAZAR: TAVŞANLI BALLIKAYALAR 17 ŞUBAT 1991 PAZAR: SAPANCA KELTEPE 03 MART 1991 PAZAR : RUMELİ FENERİ KİLYOS 10 MART 1991 PAZAR : YARIMBURGAZ MAĞARALARI HAZİRAN'DA KAÇKAR VE ALADAĞLAR YÜRÜYÜŞLERİ Rezervasyon: FEST Seyahat Acentası Tel: 158 25 89 158 25 73 Fax: 158 87 32 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle