Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU "Bulutsuzluk Özlemi" topluluğunun kurucusu Nejat Yavaşoğulları: 'Rock müzisyeni kül yutmaz!' Burak Eldem undan on beş yıl kadar öncesi. Türkiye'de yapılan ilk Eurovision seçimlerinde, arkadaşı Reha ile birlikte seslendirdiği "Caniko" adlı parçayla ilk kez adını duyuruyor Nejat Yavaşoğulları. Rock miiziğe, özellikle de Beatles ve John Lcnnon'a olan hayranlığı onu profesyonel müzik yaşamında klasik rock çizgileri içinde tutarken bestelerini de Türkçe yapma konusuuda ısrarlı bir tavır koyuyor. Seksenlerin başında Ferhan Şensoy ile birlikte çalışıp, "Anna'nın Yedi Ana Giinahı" adlı oyunun müziklerini yapıyor, "Şahları da Vururiar"a da gitar ve sesiyle katılıyor. 1985 yılında, gönlünde yatanı gerçekleştirip Sina Koloğlu (klavyeli çalgılar), Kanöz Ozan (bas), Filip Siimbülkaya'dan (davul) kurulu "Bulutsuzluk Özlemi" adlı topluluğu kuruyor. O günden bugüne de giderek artan oranda genç rock dinleyicisini yakalamayı başanyor topluluk. Bulutsuzluk özlemi, "Uçtu Uçtu/Acil Demokrasi" adlı ikinci kasetini kısa bir süre önce yayımladı; hemen ardından da "Türkçe rock" müzik yapan en iyi topluluğun Bulutsuzluk özlemi olduğu yorumları da art arda geldi. Nejat Yavaşoğulları ile müzikten başlayıp "her telden" devam eden bir söyleşi yaptık... Rock müzisyeninin, "aklına geleni söyleyen" ve "kül yutmaz", gözüpek bir tarafı olduğunu dile getiren Nejat Yavaşoğulları, heavy meta ya da rock dinleyen gençlerin de daha iyi bir dünya özlediklerini, ancak bunun nasıl olacağını çok fazla düşünmediklerini belirtiyor. B • Yıllardır sürüp giden bir tartışma var; Türkçenin yapısı ile rock müzik arasında uyumsuzluk olduğunu düşünenler, Türkçe sözlü rock müzik yapılamayacağmı ileri sürüyorlar. tşin başmdan beri Türkçe üzerinde duran bir besteci olarak neler söyleyeceksiniz bu konuda? Türkçe gerçekten rock müziğe aykırı mı? • Hep söylediğim bir şey var: Benim Türkçe sözler üzerinde durmamın nedeni, derdimi Türkçede çok daha iyi anlatmam. Eğer İngilizce söz yazacaksak çok iyi Ingilizce bilmeli ve İngilizce hissedebilmeliyiz. Tabii bu "hisselme" meselesi, Robert Kolej'den mezun olmakla aynı şey değil. Orada, onların kendi kültüründe yaşayan dille iç içe olmak lazım. • Türkçe söz olayı, pop müzikte çok uzun süreden beri var. Yirmi yılı aşkın bir süredir şu ya da bu biçimde Türkçe sözler pop müzikte kullamlıyor. "Aranjman" döneminden başlayarak düşünürsek Türkçenin pop müzikteki kullanımında belli bir gelişme olduğundan söz edebilir miyiz son yıllarda? • Evet, yıllardır Türkçe pop müzik parçaları yapılıyor. Ama ilk dönemleri, yani benim teenage yıllarımı düşünürsek o yıllardaki örneklerin, özellikle de "aranjman" de Yavaşoğıılları, doğup büyuduğu Anadoluhısan'ndakı sokakta, artık gençlerin "heavy metal" dinlediklerinısöylüyor nilenlerin tatmin edici olmaktan çok uzak kaldıklarını söylemek lazım. Daha o zamanlar bile o parçaların sözlerindeki yapaylık bana batıyordu, rahatsız ediyordu. Sonraları, grup kurup çalışmaya başladığımda, Türkçe sözlü besteler yapmaya ağırlık veriyor ve o eleştirdiğim tarzdan farklı olmaya, dili iyi kullanmaya uğraşıyordum. Şimdi düşünüyo rum da bayağı da iyi sözler yazmışım o zamanlar. Bazılarında biraz prozodi bozukluğu var, ama ona da aldırmıyorum. Tabii "aranjman" dönemini eleştirirken her şeye ıağmen kendi tarzını ortaya koyup gerçekten kaliteli Türkçe parçalar üretenlerin de belirtilmcsi lazım. Bir Cem Karaca, rock müzik ile Türkçenin kaynaştırılmasına en iyi ör neklerden birini verdi mesela. Mesele, her dilin kendi müziği olduğunu kavrayıp ona göre değerlendirmek. Turkçedeki bazı kelime ve kelime gruplarının ritmi, beste yaparken insanı zorluyor, bu doğru. Ama biz de o kelimelerin yapısına uygun müziği bulmaya çalışıyoruz. Üstüne varmak lazım biraz işin. • Çıkış noktası olarak rock müziği, Anglosakson kökenli. Ama dünyaya baktığımız zaman, siyasi ve kültürel sınırları aşıp Doğu Bloku'ndan Asya ülkelerine dek her yerde etkili olduğunu görüyoruz. Bunun nedenleri sizce nedir? • Rock müzik bugün bütün dünyada dinleniyor. Ama etnik bir müzik için aynı şey geçerli değil tabii. Ben rock müziği, yuzde yüz Anglosakson kökenli olarak görmüyorum. Bir kere, kesinlikle bir Afrika kokusu söz konusu. Taşınıp götürülen köleler, Afrika'nın zengin müzik ve ritm kaynaklarını da oralara taşımışlar. Batı armonisi ile tanışınca da bu birikim rhythm and blues'u oluşturmuş. Bir diğer önemli nokta, siyahlarla birlikte, köleliğin kaldırılmasından sonra sıradan insanların, "halktan" insanların yaptığı müzik olması. Dolayısıyla Avrupa'dan göçenler olsun, Afrika'dan getirilenler olsun, halk ezgilerini taşıdılar beraberce. Bir anlamda ortak bir dil oluştu rock müzik ile birlikte. • Rock müzik, doğduğu andan itibaren egemen değerlere ve bir anlamda iktidarlara da bir tepkiydi. tnsanlar da bu özelliği ile sarıldılar rock müziğe daha çok. Bizdeki gelişimi göz önüne aldığtmızda, benzeri özelliklerden söz edebilir miyiz? • Tabii. Bu müziği gerek yapan, gerek dinleyen insanlar, benzeri duygular içindeler. lletişim araçları çok geliştiği için de bütün dünya birbirinden haberdar. Rock dinleyen, heavy metal dinleyen gençler, daha iyi bir dünya özlüyorlar aslında, ama bunun nasıl olacağını da belki çok fazla düşünmüyorlar. Rock müzik tek amaçlı, tek hedefli bir müzik değil. İnsanlar her anlamda rahat, özgür ve kişiliklerini geliştirebilecekleri bir yaşam düşlüyorlar, ona engel oluşturan her şeye de tepki gösteriyorlar. Rock müzik aslında bu tepkinin biçimlerinden biri. Bu yönüyle, daha iyi, daha güzel bir dünya özleminin ifadesi olmasından ötürü, bir rüya gibi de görebiliriz rock müziği. Belki sosyalizm de böyle bir rüyaydı, Batı'yı sarsan '68 olaylarındaki özlem de böyle bir rüyaydı. • Ama daha iyi bir dünyayı hedeflerken somut taleplerle de ortaya çıkabiliyor rock müzik, değil mi? • Kesinlikle. Bir kere, rock müzik kül yutmuyor. Mandela olayında da bu böyleydi, Şili'deki askeri darbede de böyleydi, nükleer