Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İÇEK Fehmi Bayraktaroğlu H ç AYVAN DOSTLAR Suna Develioğlu Samandıra Köpek Çiftliği W o n yıllarda kuduz korkusu yüzünden sokaklarda soğukla açlıkla pençeleşen sahipsiz kedi ve köpeklerin dramı büsbütün yürekleri dağlar oldu. Sahipleri için canlarını seve seve veren, insana can yoldaşı olan bu zavallı hayvancıklara gelişmiş ülkelerde hastanelerin, huzur evlerinin bile kapıları açılırken bizde "Hayvan Dostlar" taşlanıyor, kurşunlanıyor. Işte böylesine yalnız ve savunmasız sokak hayvanlarının yüzlerine kapanmayan bir kapı var. lstanbul Hayvan Sevenler Derneği'nin Samandıra Köyü'nde bulunan KOPEK ÇtFTLİĞl'nin kapısı bu. Sokaklardaki binbir işkenceden canını kurtarıp buraya ulaşabilen hayvancıklar, lüks değilse bile başlarını sokacak bir yuva buluyorlar, günde bir kez de olsa sıcacık yemek gidiyor kursaklarına. Durumları umutsuz bile olsa son ana kadar tedavileri yapılıyor, önlerine yiyecek konuyor. Lüks yaşamasalar da dayak yemiyorlar, kurşunlanmıyorlar. Buraya düşen hayvanların arasında hakiki kurtlar, teriyeler, çobanlar, av yapamadıkları için sokaklara atılmış güzelim av köpekleri var. Yüreciklerinde terk edilmiş olmanın burukluğunu taşımalarına rağmen vefasız insan dostlarına asla kin duymuyorlar, bir yudum sevgi için birbirleriyle adeta yarışıyorlar, bir dost gördükleri zaman başlarını okşatmak için çırpınıyorlar. Bu köşemizde size Samandıra Köpek Çiftliği'nin sakinlerini tanıtmaya çalışacağız. örneğin, çiftliğin en renkli simalarından biri olan Mülteci'yi tanıtacağız. MÜLTECİ beş yaşlarında, fındık kabuğu renkli, çok guzel bir Macar Seteri. Bundan üç yıl kadar önce Üsküdar açıklarında yabancı bandıralı bir gemiden düşerek veya atlayarak ülkemize iltica etti. Bu nedenle adı ''Mülteci" kaldı. O sabah Usküdar açıklarında avlanmakta olan balıkçılar, Üsküdar açıklarından boğaza doğru seyreden gemiden denize bir şeyin düştüğünü görünce bir insanın düştüğünü sanarak küreklere asıldılar ve çok geçmeden düşen canlının yanına yaklaştılar. Denize düşen panik içinde çırpınan bir köpekti. Zavallıyı hemen sandala aldılar ve Üsküdar tskelesi'nin rıhtımına bıraktılar. Etrafını meraklılar sarmıştı, çeşitli yerlere telefon edildi, sonra işine gitmekte olan bir hanım derneğe telefon etti. Bir başkası da belediyeyi aramıştı, belediye ekipleri çok geçmeden olay yerine vardılar, tam hayvancığı vurmaya hazırlanıyorlardı ki Hayvan Sevenler Derneği'nin elemanı yetişerek onu kucakladı. Mülteci, günlerce tedavi gördükten sonra (Derneğin Kadıköy'deki Merkezinde) Samandıra Çiftliğine götürüldü. Üç yılı aşkın bir süredir orada. Sağlıklı ve mutlu. Gönül istiyor ki bu tür barınaklar çoğalsın, sokaklarda horlanan tüm "Hayvan Dostlar" kurtarılsın, yaraları sarılsın. Diyeceksiniz ki toplumumuzda nice yaralar var. Doğru, ancak o yaraları sarmak için uzanan eller de var. Her sorun kendi içinde önemli olduğuna göre bu konuya da eğilmek lazım. Doğanın bir parçası olan tüm canlıların yaşam haklarına saygı duymayı öğrenir öğretirsek, bireyleriyle övünen mutlu bir toplum oluruz sanıyorum. D Yeni ev döşeyenlere eni ev döşüyorsanız çeşitli alanlara yerleştireceğiniz bitkiler, dekorasyonun bizce zorunlu bir aksesuarıdır. Yaşayan ve sıcak bir ev, ancak canlı bitkiler ve çiçeklerle bu özelliği taşıyabilir. Bunun için, nereden başlamak gerektiği konusunda ikircikli olan çiçekseverlere önerilerimiz şöyle: llk koşul, çok istediğiniz değil, evinizin konumuna (ısı, ışık) ve evde bulunma sürelerinize en uygun bitkileri seçmeniz gereğidir. Kaloriferli bir evde, fazla sıcak ve kuru havadan hoşlanmayan bitkiler, sobalı bir evde de aşırı ısı değişikliklerinden hoşlanmayan bitkiler, sağlıklı yaşayamaz. Sık aralıklarla sulanma ve bakım isteyen bitkileri, evde sürekli bulunamayanlar, edinmemeli. Bol ışık isteyen bitkiler nispeten karanlık olan katlarda yaşayamazlar veya sağlıklı büyüyemezler, bütün bunlara öncelikle dikkat etmek, bitki seçerken çiçekçi ve seracılardan veya uygun yazılı kaynaklardan bilgi edinmek gerekir. Bir diğer önemli nokta, başlangıçtaki hevesle ilgilenebileceğinizden çok bitkiye sahip olmaya çalışmamaktır. Uygun köşelere yerleştirilmiş birkaç saksı çiçek, başlangıç için en iyisidir. llk hızla evin çeşitli köşelerini, masa, sehpa üstlerini ve pencere kenarlarını üretimhaneye çevirmek ve zaman içinde çiçeklere ilgi gös'ermeden yeterince başarısız olmak, sizi bu güzel uğraştan soğutabilir. Başlangıç için, bakımı en kolay, en dayanıklı türleri, şartlara da dikkat ederek seçmelisiniz. Eğer geniş bir salonunuz varsa, ileride oldukça büyüyerek görkemli bir görüntü oluşturacak yucca, difenbahia, kauçuk, cocos vb. gibi türler uygundur. Masa ve sehpa üstleri, fazla güneş almayan ama uygun ısıda olanlar için 'Afrika menekşeleri'ni, salon 'begonya'larını tercih edebilirsiniz. Evde her gün bulunamıyorsanız belki de sizin için en uygunu çeşitli boy ve formdaki 'kaktüs'lerdir. Kaktüs sevmiyorsanız, sık su istemeyen çeşitli türleri deneyebilirsiniz. Eğer başlangıçta, büyük boy bitkileri alarak bir düzenleme yapmak istiyorsanız, satın aldığınız bitkiyi mutlaka uygun bir formdaki bir veya birkaç boy büyük saksıya almayı ihmal etmeyin, çünkü üretimden satışa sunulan bu boy bitkilerin saksılarının değişmesi gereklidir. En uygunu da bu işlemi satın alırken yapmak ve yılda bir kez tekrarlamaktır. Aynı şey, saksısının küçük olduğundan şüphelendiğiniz ufak çiçekler için de geçerlidir. Çiçekçi veya seracıya bitkiyi içinde olduğu saksıdan çıkarttırarak kontrol etmek ve kökler toprağı sarmışsa saksı değiştirmek en güvenli yoldur. Bitkiyi satın aldığınız ortamdan çok sıcak ve kuru bir ortama veya tersine soğuk bir ortama taşırsanız süratle bozulacaktır. Buna da ayrıca dikkat etmek gereklidir. Bitkinin istediği su ve ışık, ısı konusunda satıcıdan veya kitaplardan gerekli bilgiyi alarak bunlara uygun davranmayı da unutmamalısınız. Bol çiçekli, yüzünüze gülen bir yuva dileğiyle!.. U Y 31