24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu CAHİTSITKI TARANCI'DAN ZİYA OSMAN SABA'YA Ziya Osman Saba Ziya Osman Saba (19101957), îstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bilirince Dışişleri Bakanlığı'na girmek ister; ama sınavda başarılı olamaz, bu yüzden de muhasebecilik, banka memurluğu, Milli Eğitim Basımevi Baş Düzeltmenliği gibi görevlerde çalışarak yaşammı kazanır. 1950yılında geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından Varlık Yayınları'na redaktör olur ama işini, genellikle evinde çalışarak yürütur. Yedi Meşaleci olarak başladığı şiir yaşamında bu akımm ilkelerine sonuna dek bağlı kalan Ziya Osman Saba, içe dönük kişiliğini şiirlerine deyansıtır. Bu nedenleyapıtlarında duygular ağır basar. Galatasaray Lisesi'nden arkadaşı olan Cahit Sıtkı Tarancı 'nın etkisi ve eleştirileriyle duygusallığmı dizginlemeye çalışırsa da daha çok biçimsel açıdan ulaştığı yetkinlik genç ozanlara urnek oluşturabilir. Ölıimün yadsınmaz gerçeğini duyması ve bunu şiirlerine aktarması Ziya Osman Saba'nın en çarpıcı • Ozelliklerinden biridir: "Ahret dolsun içime kumruların "Hu..."sundan / Diyeyim, camiinin geçerken avlusundan / Şu musalla taşında birnamazyatacağım./" fl p a r i s , , , 1 9 3 9 Ziya'cığım, Istanbul'dayken içime sıkıntı bastığı zaman sana koşardım, çünkü sen benim için yalnız vefakâr ve halden anlar bir dost değil, aynı zamanda açık havayı, güneşi, baharı, iyiliği de temsil eden, nasıl olup da insan kalıbına girdiğine daima hayret ettiğim bir meleksin. (...) Ziya'cığım, yaşamakla ölmek arasında ter döken bir adam olduğumu ve birçok defalar ölüme tcslim olmaya kadar gittiğimi yakından bilirsin. Her seferinde beni eteğimden tutup geri çeken mukaddes "el"in parmaklanndan biri de sen olduğunu gene bugün burada itiraf edeceğim. Hayata her dönüşüm biraz da senin eserin olmuştur. Zaten ben, seni tanıdıktan ve sana hayran olduktan sonra, derbederliğim, içki iptilâm ve vurdumduymazlığım hariç, şiir aşkımla, şiirlerimle, açık gönüllülüğümle ve çok veya az mevcut bütün meziyetlerimle integralcmenUi) senin eserin değil miyim? (...) Şimdi gelelim şiirine: dördüncü terse'ye<2) kadar bir fevkalâdelik yok. Hattâ, pek malum hisleri gayet çetrefil ve acemice söylüyorsun. "lndir perdelerini şu biten günümüzün" mısraını söyleyen şairin ustalığı nerde? (...) Ah Ziya'cığım, çok şairliğin seni bu şekil aksaklıklarına düşürüyor. Ne olur biraz kendinden çıksan, vezin değiştirsen, takdim ve tehirlere başvurmasan, icabederse kafiyeyi de kapı dışarı etsen! Table rase<3) zaruridir. Bunu gün geçtikçe idrak ediyorum. Bana gelince: Paris'ten elbette ki memnunum. Geldiğime o kadar isabet etmişim ki! Avrupa'yı yalnız kitaplarla ve mecmua resimleriyle tanımak, tanımak sayılmaz. Gelip görmek şarttır. Gelecek mektuplarıma mevzu kalsın diye, intibalarımı döşek altı ediyorum (...) Yengeme arzi hürmet ederim. Senin de hasretle gözlerini öper, mektuplarını sabırsızlıkla beklerim. Cahit Sıtkı Tarancı Yaşar'a<4) bir kart yazdım ve bana "Varlık" göndermesini rica ettim. Sen de hatırlat. Şiirlerden biten olursa gönderirim. Eline geçen yeni edebiyat mecmualarını gönderirsen memnun olurum. Burada Oktay Rifat'la beraberiz. Çok hoş ve anlayışlı bir çocuk. O da senin şiirinin sonunu çok beğendi. A (1) (2) (3) (4) InlAgralement: butunuyle table (fr lercet) uçluk, uç dizeden oluşan butün tabe rasa kukten kazıma, alma, sılıp süpurme Varlık Yayınevı'nın ve dergislnln kurucusu ve yönetıcısi Yaşar Nabı Nayır. Cahit Sıtkı Türancı Cahit Sıtkı Tarancı (19101956) deyince, Otuı Beş Yaş şiirini anımsamamak olası değil. Yaygın Unü neredeyse bir tek şiire indirgense de tüm yapıtlarıyla yazınımıza yeni boyutlar, alışılmışın dışında söyleyiş olanakları kazandırdığını, kendisinden sonra gelen ozan kuşaklarına yol gösterici bir işlev üstlendiğini de özellikle vurgulamak gerekir. Cahit Sıtkı Tarancı'nın okul arkadaşı Ziya Osman Saba'ya bu mektubu yazdığı dönem, onun Paris'te siyasal bilimler okuduğu yıllardır. Ancak, bir sıire sonra 1940 yılında Fransız başkenti Almanlar tarafından işgal edilince Türkiye'ye dönmek zorunda kulır ozan. Çeşitli işlerde çalıştıktan sonra, devlet kurumlarında çevirmenlik yapar. Nasıl olsa, kendi deyimiyle "secondaire" (ikincil) işlerdir bunlar ve aralarında fark yoktur. Onun gerçek işi "şiir yazmaktır." Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerine egemen olan yaşama sevinci, aşk ve ölüm izlekleri ustaca işlenmiş, özenli bir dil aracılığıyla yansır okurlara. Yaşamın gerçeklerini, duygularını ve bilincinin süzgecinden geçirip şiirselliğe ulaşma becerisini hemen hemen tüm yapıtlarına aktaran usta ozandan rastgele seçilmiş bir örnek bile bu görüşü kanıtlamaya yeter: "Ve gönül Tanrısına der ki: / Pervam yok verdiğin elemden; / Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden! /" 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle