Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• Nasıl davranırdı? Farklı olduğu yönler nelerdi? • Her açıdan farklı bir insandı. Bir kere bakış açısı çok değişikti. Son derece rahattı. Her şeye dikkat eder, ayrıntılarla bizzat uğraşırdı. Bir gece yine Ankara Palas'a geldi. Herkesin neşeli olduğu bir anda bir kadının ağladığını gördü. Yardımcısına eğildi, bir şey söyledi. Daha sonra yardımcısının bize ilettiğine göre kadının neden ağladığını sordurtmuş. Kadın evlenmek Uzereyken nişanhsının nişanı bozduğunu söylemiş. Tabii biz olayı o anda izliyorduk. Atatıirk birdenbire kalktı. O kalkınca salonda (um yaşam duruyor, herkes onun ne yapacağını izlemeye başlıyor. Kadınlar tarafına geçti ve kadının yanına gitti. Nişanlısının adını ve ne iş yaptığını, hepsini öğrendikten sonra kadına hiç merak etmemesini, yakında düğunlerinin olacağını, kendisinin bu düğtine bizzat geleceğini söyledi. Kadıncağız şaşkınlık içinde kala kaldı. Hiç unutamıyorum o halini. Daha sonra Atatürk'ün yardımcısı anlattı. Nişanlı Ankara Postahanesi'nde çalışıyormuş. Ertesi günu Atatürk postaneye gitmiş. Içeri girmiş, "Bana filancayı çağırın, bureda çalışıyormuş" demiş. Apar topar adamı getirmişler. Atatttrk önceki gün nişanlısı ile görüştuğunü, ay sonunda düğünlerine geleceğini söylemiş. Bir ay sonra da düğüne gitr.:iş. lşte böyle muazzam bir insandı. • Çankaya'ya gidişlerinizi anlatıyordunuz? • Arada sırada Çankaya'ya da çıkıyorduk. Bir keresinde gece geç saatlerde otelden çağrıldık. özellikle Hitler Avusturya, Polonya ve Çekoslovakya'yı işgal ettikten sonra Çankaya çok meşguldü. Atatürk Ankara Palas'a gelemiyordu, biz oraya gidiyorduk. Her neyse o gece, hiç unutmuyorum 12 Mart 1938 gecesi, Hitler Avusturya'ya girmişti. O gece bizi otelden aldırttı. Son derece sıkılmış görünüyordu. önce hep birlikte radyoyu dinledik. Kısa dalga bir radyo vardı. Birçok bakan ve parlamenter de oradaydı. O tarihte ben Atatürk'le konuşabilecek kadar Türkçe öğrenmiştim. Atatürk beni çağırdı ve "Avusturya öldii" dedi. Bunu hiç unutamam. Beni yatıştırmaya çalıştı, "Tiirkiye'de kal" dedi. "Tiirklye'de kal, sana bir isim bulalım, senin adın Ali Muvaffak olsun" dedi. Eğer Türkiye'den ayrılmasaydım şimdi adım Ali Muvaffak'tı. • Atatürk hastayken tstanbul'da mıydınız? • Evet, Dolmabahçe'ye birkaç kez gittim, ama beni yanına sokmadılar. Son kez onu Park Otel'de gördum. tstanbul'da da çok güzel günler geçirdim. Pek çok insanla yakınlık kurdum. Yaşlandıkça bazı hatıralar insanın kemikleşen bir parçası haline geliyor. 83 yaşındayım, hatırlayacak çok şeyim var. • Türkiye'den nasıl ayrıldımz? • Uzun hikâye, trenle ayrıldım. Arkadaşım Carlo'yla Celal Bayar'dan aldığırruz kâğıtlarla polise gittik. Yunanistan'a geçmemize izin verildi. Bu sefer Yunanistan'da beni tutukladılar, casus zannettiler. Çaresizlik içinde Türk Konsolosluğu'na gittim. Tabii hemen kim olduğumu anladılar. Türkiye'den aynldığım için biraz bana kınldılar. Bu arada Türkiye"de kardeşim de vardı. Atatıirk onu Malatya'ya göndermişti. Malatya'da kardeşim Türkiye^nin ilk tekstil fabrikasını kurmuştu. Çok başarılı bir işadamı olmuştu.Türkçeyi çok iyi konuşuyordu. ö t e yandan annem ve babam Belçikadaydılar. Viyana'dan dönerken babam tutuklandı ve orduya alındı. Almanlara esir düştü. Toplama kampına gönderildi. Herkesi daha sonra bir araya topladım. Amerika'ya geldim ve bütlln aileyi de buraya getirdim. D F OTOROMAN t işadamı NCIR ÇEKIRDEGI Gözlüğümü çıkardım. \O da çıkardı... İstifa meselesı istifa edenle istifayı kabul eden merci arasındadır. GÜNEŞ TANER Devlet Bakanı Türkıye'nin en önemlı meselesı kaliteli bakan seçilmemesidır. KORKUT ÖZAL Verdiğim cevapların sızı tatmın edip etmedıği benim meselem değil. HÜSNÜ DOÖAN Milll Savunma Bakanı Politik baskıyla ticaret artmaz. NAMIK KEMAL KILIÇ Hazlne ve Dış Ticaret Musteşarı Kaşınıyorum... Eğer o da kaşınırsa Aptesi olan bir erkek annesi, kızı hariç birinin elinı sıktığı zaman aptesi bozuluyor. KORKUT ÖZAL İşadamı Bir Adalet Bakanı'nın, ölüm cezaları infaz edilsin, gibi bir söz söylemesının sevimli bir şey olmadığını takdır edersiniz. OLTAN SUNGURLU Adalet Bakanı Santrala karşı çıkan arkadaşlarımız o kadar yeşile meraklılarsa ormana gitsinler. FAHRETTİN KURT Ener/ı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Milleti şimdi böyle oyalayacak. YILDIRIM AKBULUT Başbakan • • Biz az konuşuyoruz, yaptıklarımızı anlatamayacak kadar az konuşuyoruz. YILDIRIM AKBULUT Başbakan Tamamdır. Gitti 'emanetçi', geldi taklitçi! Herkeste silah olduğu bilinirse kimse kimseye silah çekemez. ABDÜLKAOİR AKSU içişlen Bakanı Sınema oyuncusu Dünya barışına yardımı olacaksa Saddam'la sevişebilirım. ROSEANNE BAR Benim elbette ki hatalarım var. Ancak bunlar büyük yanlışlar değil. Öyle olsa çok büyük sancılar çekerdik. GUUS HİDDİNK Fenerbahçe Tekruk Dlrektörü Cumhurbaşkanlığı seçimi benimle ilgilı değil. YILDIRIM AKBULUT Başbakan Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk, DYP'nin 3. Olağan Buyük Kurultayı'nda... Fotoğraflar: BARIŞ BtL Fenerbahçe futbolcusu Ben şampiyonluk için çok umutluyum. FADIL VOKRİ