Katalog

t ÇİNDEKİLER muhalefetiyle, politikacılann da "tam kadro" yer aldıkları bu düğünlerin sonuncusu, Atillâ Sav'ın 'kayınpeder' olduğu düğün... Selçuk Erez bu hafta bizi Yıldız Sarayı'nın bahçesındeki "Şehir Müzesi"ne götürüyor. İki ay önce tüm dünya, John Lennon'ın ellinci doğum yıldönümünü anmıştı. Önümüzdeki haftanın 8'inde de bu kez, Lennon'un 10. ölüm yıldönümünü anacağız. Burak Eldem de bize, 60'lann "Banş Güvercini"ni bir kez daha anlatıyor. 4 Televizyon Haftanın filmlerini arkadaşımız Atillâ Dorsay anlatıyor. 5 Radyo programlarından 10 Pazarın Penceresinden 11 Müzik: John Lennon 16 Deniz kabukları tutkusu •den Batı'da, her alanın koleksiyon tutkunlan, kendi aralannda örgütlenmiş, bilimset düzeydeki enstitülerden derneklere kadar, kendi çevrelerini ve bu arada 'piyasa'larını oluşturmuşlardır. Bir zamanlar, 'para birimi' olarak kullanılan deniz kabuklarınm koleksiyonunu yapmak da Avusturalya'dan Fransa'ya, çok değişik ülkelerde eski bir geçmişe sahip... Çocukluk günlerinin yaz aylarında kumsallarda gezinip oynarken topladığımız deniz kabuklarınm pırıllısı, deniz kıyısında yaşayabilme şansına sahip olmuş herkesin belleğinde yerini koruyabilmiştir. Bu pırıltıyı sönükleştirmeden yaşamlanna bir tutku olarak aktarabilmiş az sayıdaki insanın ' kabuklu" dünyasındayız bu hafta... Kimi okurlanmızdan aldığımız telefonlara küçük bir yanıt: Evet, bu haftayla birtikte, tam dört haftadır "İnsanlar" sayfamıza yer veremiyoruz. Ancak bir böbrek enfeksiyonu geçiren tsmail Gülgeç artık iyileşti. Kısa bir süre sonra yine aramızda olacak. lyi Pazarlar... Tablosundan puluna, eski otomobılinden kibrit kutusuna koleksiyonculuk, günümüz dünyasında oldukça genış ılgı alanlarında, epey kabarık bir kitleyi de bu hafta, ülkemızde henüz yeni yeni filiz veren bir tutkunun, denız kabuğu koleksiyonlarının peşindeyiz. kucaklamakta. Biz Kapak Fotoğral: ERDAL YAZICI lrwln Polk. 6 Haftanın Konuğu: lrwin Polk Avusturya'nın Hitler orduları tarafından işgal edildiği gece Mustafa Kemal Atatürk, lrwin Polk'a "Ali Muvatfak" adını vermişti. Türkiye'de geçirdiği 3O'lu ve 4O'lı yılların ardından Irvvin Polk, bugün New York'ta yaşıyor. Ama 83 yaşındakı bu ihtiyar delikanlının Türkiye ve Atatürk üzerine "hatırlanacak çok şeyı var"... Arkadaşımız Şebnem Atiyas kendısiyle Nevv York'ta görüştü. Nâzım Hıkmet, Bursa Cezaevi'nden Kemal Sülker'e yazıyor. Bedri Zengınkuzucu, önümüzdeki aylarda 70. yaş gününü kutlayacak olan Gianni Agnelli'nin imparatorluğu Fiat'taki iç çekişmeleri dile getiriyor. 19 Mektuplardan 20 Dört Tekerlekten CostaGavras'ın "Muzlk Kutusu." 7 Fotoroman/İncir Çekirdeği 9 Başkent Günleri Müşerref Hekimoğlu, dünün ve bugünün başkent düğünlerini anlatıyor blze. Klmi zaman, iktidarı ve Yakında beyazperdede Izleyeceğimiz blr CostaGavras filmini Cumhur Canbazoğlu tanıtıyor Ayrıca yaz aylarında ara verdiğimiz "Dünyada Pek Yakında" köşemızı de yenlden 'devreye sokuyoruz...' 12 Sinema: Müzik Kutusu 14 Sofra: Entelektüel Cavit 21 22 23 27 29 30 Test: Nasıl bir aile düşmanısınız? Albümlerden Sağlık Doğada Yaşam/Rasgele Briç/Satranç Armağanlı Bulmaca/Çözmece KUR MEKTUPLARI Şiir köşesi gerekiyor Sevgili Cumhuriyet DERGİ, Yaklaşık olarak bir yıldır sürekli okurlarmızdanım. Daha önce Cumhuriyet DERGİ'yi arada sırada okurdum. Sonra gerek günümuzle ilgili gerekse nostaljik yazı ve fotoğraflarıyla dergi ilgimi çekmeye başladı ve sürekli bir Cumhuriyet DERGİ okuru oldum. Gerçekten dergide sanat, tarih, spor, edebiyat yazılarıyla aradıklarımı bulmuştum. Fakat dergide bir "Şiir Köşesi "ni devamlı aradım. Ben Marmara Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesl Matematik bölumü öğrencisiyim. Fakat edebiyat ve şiir de ilgi alanıma girtyor. DERGİ'de edebiyat yazıları okuyucuyu tatmin edecek düzeyde ele alınıyor. Fakat şiir eksikliğini her zaman hissediyorum. Bu ekstkliği size daha önceleri yazmayı düşündüm. Fakat bu eksiklik giderilir düşüncesiyle hep vazgeçtim. Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce şöyle düşündüm: "Ben bir yıldır Cumhuriyet DERGİ ile iç içeyim. Benim gibl binlerce okur var. Cumhuriyet DERGİ'yi çıkaranlar ve biz okurlar bir aileyi oluşturuyoruz. Ben de bu aileden blri olduğuma göre derginin konulan üzerinde söz hakkım var dedim ve kâğıdı kalemi ellme aldım. Benim her hafta belli bir konu üzerine şilrlerden oluşacak blr şiir köşesi önerim var. Hatta biz okurlar da konular önceden bellrlentrse şiir bulup gönderebtllriz. Şiir köşesi açılacaksa ilk konunun "Savaş ve Banş" olmasını istiyorum. Şiir köşemizin bir an önce açılması ve ailemizin daha genişlemesi dileğiyle... Atay Yıldınm hayvanın üzerine basa basa yaptığın şeye "spor" de!.. Sayın Vural da zaten bu işten rahatsızlık duyuyor olmalı ki Sayın Ertem'den rahatlatıcı bir destek bekliyor mektubunda. Ama heyhat!.. Derginin bir başka sayfasındaki köşesinde Sayın Raif Ertem, "insanoğlundaki öldürme tutkusundan" söz ediyor... Bir farkla ki Sayın Ertem, öldürme tutkusunun "insanlara yöneldiğini gördükçe" üzülüyormuş! Yani, hayvanların öldürülmesi ile ilgili bir sorunu yok. Sayın Ertem yazısında, "Nedir insanların insanlardan çektiği" diye soruyor. Güzel. Bu soruya katılıyorum. Peki, Sayın Ertem, Sayın Vural ve dahi tüm avcılar, nedir hayvanların insanlardan çektiği? Satrancın spor olarak kabul edilmediği toplumumuzda avcılığın spor kabul edilmesi şaşırtıcı değil. Çünkü biz "erkek" toplumuz. Ve "erkek dediğin" öldürür!.. Et yiyen insanların avcılığa karşı tutumuna gelince... Sayın Vural'ın mantığına göre et yiyen insanların bir koyunu boğazlayabilmeleri mi gerekiyor? Avcılığa karşı olanlar et yemiyor olsalardı, Sayın Vural'ın bu kez de " hoşaftan ne anlar" diye sormayacağını kim bilebilir? Sayın Vural gibi kimi avcılar bu işi "kabul edilebilir" normlara göre yürütüyor olsalar da avcılık üzerine söylenebilecek tüm "romantik" sözlerin varacağı son durak "kan"dır. Ve kandan spor olmazl.. Tallp T. Toktamış IİSKENDERUN Reklam Fazla Merhaba, Ben 1980'den beri Cumhuriyet okuyan bir ailenin oğluyum. öyle ki babam bu konuda tam bir tiryakidir. O günden bugüne eksik sayı yoktur. Henüz 75 yaşında olduğum için kendimi bildim bileli evimde Cumhuriyet Gazetesi okunuyor. Daha iki sene öncesine kadar bu gazete bana aşırı ağır gelirdi ve gazeteyi gözümde aşırı büyüturdüm. Zamanla gazeteyi okumaya başladım. Bu işe de eklerden başladım. Cumhuriyet DERGİ ilk çıktığı zaman buyük bir heyecanla okumuştum. Ondan sonra BilimTeknik eki verildi. Fakat ben gazeteyi okumaya başladıktan sonra zamanla ne denli büyük sorunları olduğunu anlamaya başladım. Bu sorunların en büyüğü kâgıt zammına rağmen zam yapmamakta direttiği için para sorunu. Anladığım kadarıyla bu çalışıyor. Ancak bunu da pek ölçülü yapmıyor. örneğin 18 Kasım 1990 tarihli 245 sayılı Cumhuriyet DERGİ'de tam dokuz sayfa reklam var ki bu yine de az. Bazı sayılarmda bu tam 14 sayfaya kadar çıkıyor. Zaten topu topu 32 sayfa olan dergi bu kadar çok reklam alınınca okuyucu için okunacak yer kuşa dönüyor. Çağdaf Funda IKOCAELİ Sayın Cumhuriyet Dergi, 11.11.1990 günlü Cumhuriyet Dergi'deki Meriç Vural adlı okurun mektubunu okudum. Sayın Vural avcı imiş. Kimi "sıkıntılarını" Sayın Ertem'e duyuruyor. Sayın Vural'ın çevresindeki insanlar avcılığa karşı imişler. Oysa bunlar et yiyen insanlarmış. Vural onlara avcılığın insana kazandırdığı "mukavemet gücünü, yardımseverliği, pratikliği, azmi" anlatıyor, ama onlar yine de ikna olmayıp "Sonuçta öldürüyorsun, öldürücüsün" diyorlarmış. Sayın Vural, sırf ateş etmek için başkalarının yaptığı gibi kumruları vurmuyor, hiçbir zaman üreme mevsimlerinde avlanmıyor olabilir. Ama bütün bunlar yaptığı "işi" aklayabilir mi? Üreme mevsimi dışında avlanmak kendisinin vicdanını rahatlatabilir, ne var ki avcılık, sonuçta can almaktan duyulan bir garip zevktir. Dağ başında aç ve umarsız kalmış bir insanın salt beslenmek uğruna avlanmasını anlarım. Bu bir yaşama savaşımıdır. Ama sen kalk, sıcak evinden kilometrelerce ötedekl ormana vur, ölüm takibine başla ve sonunda birkaç zavallı Kandan spor olmaz sorunu da reklam alarak gidermeye CUMHURİYET DERGİ Sahıbı Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecıhk T A Ş adına Nadir Nadi Genel Yayın Muduru Hasan Cemal Muessese Muduru Emine Uşaklıgil Yazı Işlerı Muduru Okay Gönensin Yayın Yönetmeni: Lütfü Tınç Yayın Sekreteri: Turhan Günay