Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Bu sayfanın okurları Ahmet Hamdi Tanpmar'la (19011962) ikinci kez karşılaşıyorlar. Yazarın ilk yayımlanan mektubu DERGl'nin 206. sayısında yer almıştı. Bir düzyazı ve şiir ustası olan A.H. Tanpınar yaztnsal yaratım alanında olduğu kadar yüksek öğretim düzeyinde, özellikle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ndeki çalışmalarıyla, Türk edebiyatı öğretiminin çağdaş bir nitelik kazanması için çabalamıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir, öykü ve roman türlerinde yapıtlar veren A.H. Tanpınar aşk konusunun yanı sıra bilinçaltı dünyasının gizemli yanları, zamamn insan yaşamındaki işlevi ve ölüm izleklerini (temalarını) ele alırken biçim ve anlam sorunları üstünde tiüzlikle durmuştur. özellikle romanlartnda (Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, vb.) lstanbul'da yaşayan değişik çevrelerden insanlann birbirleriyle olan ilişkilerini, toplumsal değişim süreçlerini ve bu süreçlerin yol açtığı kişisel bunalımları anlatmıştır. tlginç deyiş özellikleri ve güzel kullandığı Türkçesiyle usta yazartarımız arasında yer alan A.H.Tanpınar'm bu haftaki mektubu "tarihsiz". Ancak bu mektubu bize itetme inceliğini gösteren değerli düşün adamı Prof. Dr. Macit Gökberk (1908) mektubun 1953 yılında yazıldığını söyledi... 1932'de bitirdiği istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne uzun yıllar emek veren M. Gökberk hem felsefe, hem de Türkçe üstüne yaptığı çalışmalarda, özellikle dilimizin bir bilim ve düşünce dili varsıllığına erişmesi için uğraşmış, bu konudaki atılımlara önderlik etmiştir. Felsefenin yaşamdaki ve insanlar üstündeki işlevine önem veren düşünür, geniş bir alan olarak gördüğü uğraş konusunu daha bütüncül bir biçimde kavramak için tarihle, özellikle de eski ve yeni çağ tarihiyle ilgilenmiştir. Felsefe Tarihi başlıklı yapıtında "insanoğlunun felsefe dediğimiz varlık ve bu varlık içinde yer alan kendisi için bir bilince varmak isteyen düşüncesinin serüvenini anlatır." Sözkonusu yaklaşımıyla M. Gökberk, I felsefenin ne olduğunu anlamak için felsefe tarihinin bilinmesi gerektiği görüşünü savunur. Değişen Dünya, Değişen Dil (1980) adlı kitabında yer alan ve tüm yaşamı boyunca savunduğu dilimize ve dil devrimine ilişkin görüşleriyle, felsefe dalında yetiştirdıği öğrencileriyle, inceleme yazılarıyla M. Gökberk düşünce dünyamızın en önemli övünç Macit Gökberk kaynaklarından biridir. Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Macit Gökberk'e i Macit, (tarihsiz) Geldim geleli sana bir mektup yazmak istiyorum. Fakat Paris insanı sürüklüyor ve ben oldukça değişik ruh halleri geçirdim. Bazı tccrübeleri gençlikte yaşamak lazım. Mesclâ şu Paris: Mühim bir anahtarını artık kaybetmişim. O taraftan Paris'e girmemize imkân yok. Meğer ki sehir çok güzcl. llk günler beni sarstı. Fakat şiddctli bir boğaz ağrısından odama kapanıp kaldığım bu saatte onu hissediyorum. lklim beni miskine benzetiyor ve alışmayan için çok tehlikeli. Yavaş yavaş dost ve ahbaplar tedarik etmeye başladım. Küçük bir motosiklet ka2ası geçirdim. Envai sakarlıklar yapıyorum. Kâh tam şarklı, kah tam Parisli. Kütüphanelerde ve müzelerde kendimi buluyorum. Paskalya tatilleri yüzünden daha ciddi bir çalışma başlamadı. Şimdilik resmin peşindeyim. Hemen her gün birkaç galeri ve resim görüyorum. lstanbul'a çok hasretim. Hatta ne bileyim e|er bu daüssılayı (1) beslesem yarın dönerim. Fakat niyetim, Allah izin verirse, gelecek marta kadar buralarda kalmak. Allah izin verirse, siz de yardım eder ve izin verirseniz. Zaten bu kadan da dostların himmetiyle oldu. Paris'te beni asıl şaşırtan şey, gençlerin buradaki saadetleri. Şehri onlar zaptetmişler. Bes milyonluk >ehir amelesiyle, burjuvasıyla, aristokratıyla, ecnebisiyle gençlerin etrafında dönüyor. Biz ise biçarelcri hayatımızın kapısından baktırmıyoruz. Bence üniversitenin hakikaten teşekkül edebilmesi için lazım olan büyük şartlardan biri bu. Fransız resmi makamları bizimkilerden, bizimkiler Fransızlardan beter. Bizimkiler: "Aman bana dokunmayın, beni ziyaret etmeyin, beni görmeyin, aramayın, beni lütfen unutun. Burası Avrupa. Bu koca ve belâ şehirde ben biçare neyim ki?... Siz keyfinize bakın. lstanbul'da karşılıklı intibalarımızı anlatırız. Burada hayat çok pahalı. Biz maişet endişesindeyiz." Fransızlar: "Biliyorsunuz biz Fransa'yı, Fransız kültürünü, Fransız dilini, Fransız diksiyonunu, Fransız hükümetini temsil ediyoruz. Binaenaleyh ben hatti zatında ne olursam olayım mühim adamım. Liberte, Egalite ve Justice' 2 ' adına konuşuyorum..." Anladın mı kardeşim? Fakat Fransa, Paris, sokak hiç böyle değil. Onlar gayet rahat, mesut. An gibi çalışıyor ve yaşıyor. Biraz fazla yiyorlar. Yemeği fazla ön plana almışlar. Fakat ne çıkar? Mide kendilerinin olduktan sonra! Paris halkını metroda görmek lâzım. Bilhassa akşam üstü. Kadınların yorgunluğu. Bir de küçük şarapçı dükkanlarında. Oradaki cümbüş ayrı bir şey. Fakülte ne halde? Her şeyi çok merak ediyorum. Hepinizi çok göreceğim geldi. Burada tiyatro ve film tedrisatı üzerine çalışacağım. Bir de Sorbonne'un edebiyat kısmının işleyiş tarzını öğrenmek istiyorum. (...) Sana daha u/un yazmak isterdim, şiddetli bir boğaz ağrısından rahatsızım. Paris'in havası acaip... Mektubumu burada kesiyorum. Gözlerinden öperim kardeşim. Herkese selâm ve hürmet (Su aygırı bu, herkes içine dahil değildir.) * Ahmet Hamdi (...) Bu seyahat biraz da senin ve dostların himmetiyle ve bilhassa senin himmefcinle<3) oldu. Tcşekkür ederim. Fakat, arkasından bir altı ay gelmezse bir şeye yaramayacak galiba. Ama bunu temine çalış ve bana da ümit ver ki altı ay zehir olmasın... Çünkü çok güzel. (1) Yurt özlemı. Son yıllarda olur olmaz yerlerde kullanıian Frenkçe deyimle nostaljl. (2) Özgürlük, Eşitlik, Adalet (3) Macit Gökberk o dönemde İÜ Edebiyat Fakültesi dekanıdır. A.H. Tanpınar bu nedenle Fransa'da kalma süresinin uzatılması için M. Gökberk'in yardımını istiyor.