04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cazla dans eden kovboylar Amerikan folk şarkılanyla caz müziğini kullanarak "Apalaş Bahari" ve "Rodeo" gibi klasikleşmiş yapıtlar besteleyen Aaron Copland, 17 yıl önce İstanbul'daydı. Nurhan Olcayto rşiv, yayıncılığı destekleyen önemli bir yan çalışma kuşkusuz. Işin gereği, her programcı çalışmalarının bir yönüyle zenginleştirir arşivi. Bunların içindc üıılü kişilerle yapılan söyleşilerin ayrı bir yeri var doğal olarak. Söyleşiyi yapan programcı, arkadaşlan tarafından uyarılır, "Arsive kaldırmayı unutma, bir gün gerekebilir" tümcesiyle. Arşivin değerini kavramama karşın hep huzursuz olmuşumdur bu çalışmadan. Bilirim, çüııkü o güniin nc olduğunu... On yedi yıldır yayımlanmamış bir söyleşi ile Aaron Copland'ın ardından A Çağdaş Amerikah besteci Aaron Copland1 Ia 17 yıl önce tstanbul'a geldiğinde, progıamımda yayımlamak amacıyla bir söyleşi yapmıştım. Yıllar boyu sakladım söyleşinin metnini. Ne zaman dosyalarımı düzenlesem metne bir göz atıp olduğu yerde bıraktım ve her seferinde ayııı hıızursuzluğu yaşadım. 4 aralık sabahı öğrendim Aaron Copland'ın öldüğünü. Programcı olarak müziğine büyük bir yakınlık duymamama karşın etkiledi ölüm haberi beni. "O günün" gelmesiydi beni etkileyen, biliyorum. Arşive işlerlik kazandırmanın zamanı gelmişti. Aaron Copland, müzik çahşmalarına doğup büyüdüğü Brooldyn'de başlamış. 1921 yılında Paris'e gitmiş, çalışmalannı üç yıl orada sürdürnıüş. Besteciliğe yönelmesi ülkesine döndükten sonraya rastlıyor. llk bestelerinden Kedi ile Fare, Copland'ın deyişiyle, "Hafif, dinlenmesi kolay, herkesin sevebilecegi bir parça". Copland bu parçayla öğretmenlerinin dikkatini çekmiş. Macar besteci Carl Goldmark'ın yeğeni Rubin Goldmarkla çahşmış. Paris'te de Nadia Boulanger ile. Söyleşimizde bu konuyla ilgili bir sorum olmuştu Copland'a, "Paris'te Nadia Boulanger'nin öğrencisi olmuşsunuz. İstanbul'da yönettiğiniz konserin solisti piyanist İdil Birel de Nadia Boulanger'nin derslerine devam etmiş. Bu rastlantıyla ilgili bir şey söyleyecek misiniz" diye sormuş ve şu yanıtı almıştım: "Nadia Boulanger fevkalade bir öğretmendi. Onun bazı Türk müzikçilere ders verdiğini biliyordum. Bunca yıl sonra İdil Biret'le karşılaşmaktan mutluluk duydum. Uzaktan tanışmamızı yenilemek olanağını buldum böylece. Nadia Boulanger'nin onun hakındaki değerli düşüncelerini biliyorum. O günün genç öğrencisi, şimdi olgun bir sanatcı. tdil Biret'le çalışabilmek çok zevkli..;' Söyleşimiz şöyle gelişiyordu Copland'la: Eserlerinizin yorumunda yeğlediğiniz şefler kimler? Eserlerinizin yönetiminde şeflere yorumlama serbestisi tanır mısınız? Bu soruyu hiçbir zaman bir besteciye sormayın. Bazılarını yeğlemek, diğerlerinin cesaretini kırabilir. Bir daha o bestecinin eserini yorumlamak yürekliliğini bulamayabilirler. Ancak şunu söyleyebilirim. Kendime en yakın bulduğum yönetici Koussevitzky'dir. Koussevitzky uzun yıllar Boston Senfoni Orkestrası'nın yöneticiliğini yaptı. özellikle yaşayan bestecilerin eserlerini çaldırmaya özen gösterirdi. Aradığını bulamamış bir besteciy Yıl 1973, ünlü besteci Aaron Copland, istanbul'dakı konserınde "Rodeo" adlı yapıtını seslendiren orkestrayı yönetlyor. Nurhan Olcayto Copland soyleşisini o günlerde yapmıştı. di. Genç bestecilerin eserlerine kendisini yakın duyması belki de bundandı. Besteci olarak gelişmemdeki yardımlanna teşekkür borçluyum. Yorum serbestliğine gelince, bu aynen kitap okumak gibi bir iştir. Herkes kitabı kendi usulünde, kendi sesinde, kendi havasında okur. Bir yönetici sizin eserinizi yorumlarken de onu belli ölçüde özgür bırakmamak düşünülemez. Tek bir yolda yapılmaz yorum. Yönetici notaları izleyecek doğal olarak. Ancak bunun ötesinde kendi yorumunu da katacak. Şef Walter Damrosch, bir eserinizi yönettikten sonra "23 yaşında bir delikanh bu yasta böyle beste yaparsa, en geç 28 yaşında katil olur" demis. Bu konuyla ilgili anınızı anlatır mısınız? Hangi eserinizdi sözii edilen? New York'taki ilk senfonik konserimdi bu. Org ve orkestra için bir eserdi. Nadia Boulanger yorumluyordu. Orkestra şefi tutucu bir müzikçiydi. Yaşlıydı ve kendi gibi tutucu olduğunu varsaydığı dinleyicilerin eserimin modernliği karşısında çarpılacaklarından korkuyordu. Yıllar sonra her karşılaşmamızda bana, "O sözle neyi anlatmak istedigimi kavradın degll mi?" diye şaka yollu takıldı. Cazı senfonik miizige uyguladıgınız piyano konçertonuzdan sonra bu özellikte başka eser vermedini/. Nedenini açıklar mısınız? Genç kuşaktan bunu dencyenler var mı? Caz malzemesi ile başka eserler de besteledim. Ancak piyano konçertom, bu tip malzeme ile bestelediğim en iyi eserim. Daha önce yazdığım "Tiyalro İçin Müzik" de aynı özelliği taşıyor. Günümüzde cazdan senfonik müzik yapmak olağan sayılıyor diyemeyeceğim. Son günlerin cazını senfonik müziğe uygulamak kolay olmuyor. Pek sık rastlanmamasının nedeni de bu sanırım. Miizik eleştirmenleri, Appalachian Spring adlı eserinizi ve 3. Senfoni'nizi en büyük eserleriniz olarak nitelemişler. Şef Koııssevilzky, 3. Senfoniniz için, "En büyük Amerikan senfonisi" diyor. Bu konuda sizin diisünceniz?.. Doğal olarak yazdıklarımdan hoşnutum. Bazı besteciler gibi aradan zaman geçince uzaklaşmam eserlerimden. Koussevitzky'nin söylediği yirmi yıl önceydi. Pek çok senfoni yazıldı bu yirmi yıl içinde. Benim senfonimi aşanlar olduğu da düşünülebilir. En tanınan eserlerinizden biri, "El Salon Mexico". Yazılış öyküsünü anlatır mısınız bize? El Salon Mexico'yu, Meksika'ya yaptığım bir gezi sonrasında yazdını. Mexico Cityde çok renkli bir dans salonu buldum. Adı El Salon Mexico'ydu. Bu salonda eski Meksika ezgileriyle çağdaş Meksika müziğini bir arada buldum. Dinlediğim ezgilerin yanı sıra, dans salonunun sıcak havası bana Meksika tcmaları üzerine kurulu bir eser yazmayı düşündürdü. Sonra, birden aklıma parçaya bu tipik Meksika salonunun adını vermek geldi. Kentimizde yönettiğiniz konserde çalınan "Rodeo" adlı eseriniz hakkında neler söyleyeceksiniz? Rodeo, kovboy konusu ü/erine yazdığım bir bale müziği. özgün fikirleri olan De Mille üstlenmişti korcgrafileri. Onun düşüncelerinin ışığında eserde kovboy şarkılarını ve ezgilerini kullandım. Kovboyları ve kızları sahnede dans ederken görmek çok ilginçti. Çok mutluyum ki daha sonraları danssız, yalın müzik olarak da çalındı ve sevildi Rodeo. 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle